23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Cumhuriyet Strateji 22 Aralık 2008/234 ST R A T E J İ c dedi. OLMADIK YORUMLAR: Saldırı manidar. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ise saldırının sınırötesi askeri harekâta ilişkin tezkerenin Meclis’te görüşüleceği birkaç gün öncesinde yaşanmasını manidar bulduğunu söyledi. Irak’ta yaşanan otorite boşluğu ve zaman zaman himayeye varan destek nedeniyle Türkiye’yi terör eylemlerine daha açık hale getirdiğini kaydeden Çiçek, Türkiye’nin mücadelesini kararlı şekilde sürdürdüğünü bildirdi. “Terör uluslararası politikanın enstrümanı haline gelmiştir” diyen Çiçek, terörle mücadelenin “tek operasyonla” sona erdirilemeyeceğini de sözlerine ekledi. SAVAŞ MESAJLARI: Irak’a ültimatom. Dışişleri Bakanlığı saldırı üzerine Irak makamları ve diğer ilgili taraflardan olayın faillerinin yakalanması ve tekerrürünün önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını istedi. “PKK’nın değildir. Sorunların diyalogla çözülmesinden yanayız” dedi. HESAP SORMALAR: Herkesten hesap sorulacak. Cumhurbaşkanı Gül, saldırıya tepkisini resmi internet sitesinden görüntülü olarak yayınlanan bir açıklamayla duyurdu. “Sözüm ona terör örgütü ayakta olduğunu göstermek için bu saldırıyı yapmıştır” diyen Abdullah Gül, bedeli ne olursa olsun sonuna kadar mücadelenin top yekun sürdürüleceğini belirtti. Gül açıklamasında şunları vurguladı: ”Bu son hain saldırı nasıl yapıldı? Bu sonuna kadar takip edilecektir. Buna kimler yataklık etti, böyle bir saldırıya kimler kolaylık sağladı? Bunlar da sonuna kadar araştırılacak ve herkese bunun hesabı sorulacaktır.” Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra Genelkurmay karargâhını ziyaret ederek Orgeneral İlker Başbuğ’la bir saat yirmi dakika süren görüşme yaptı. Abdullah Gül, Aktütün saldırısı üzerine, PKK, sempatizanları aracılığıyla kentlerde eylem yapıyor. 11 sahip olmamız da işlerin nereye gittiğini göstermeye yetiyor. DTP, ayrışmayı derinleştiriyor Öte yandan, DTP’nin Avrupa’da bile artık “anlaşılmaz” bulunan bir şekilde PKK ile arasına mesafe koymayı bırakın, tüm enerjisini bu örgütü “meşru” göstermeye harcaması ise bu tehlikeli ayrışmayı iyice derinleştiriyor. DTP’nin, bu yaklaşımı nedeniyle, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması halinde Batı’da fazla sempati toplaması da mümkün görünmüyor. İspanya’nın, terör örgütü ETA’nın siyasi kolu sayılan Batasuna’yı yasaklamasını haklı gören bir Avrupa, DTP’ye destek verebilecek durumda değil.” VE SONUÇ: Siyaset verdiğimiz şehitleri unutur, askerin yetki konusu rafa kaldırılır, Milli Güvenlik Bakanlığı kurulmaz ve İçişleri Bakanlığı bünyesinde düzenlemeler hala sonuçlanmaz, terör uzmanları artık medyada görülmez olur, Başbakan, terörle mücadele kararlılığımız sürecek, demez olur, hainlere hesap sorulmaz, terör unutulur ve gider ta ki yeni bir şehit haberi gelinceye kadar. yetki de bir türlü verilmez. Yazılı ve görsel medya epey malzeme bulur bu toplantılarda masaya yatırılan paketlerden; uzmanlar ekranlara çıkarılır hem tedbirler hem de olası bir sınır ötesi harekat tartışılır ama sınır ötesi harekat bir türlü yapılmaz. 3 Ekim Aktütün saldırısı sonrası meydana gelen gelişmelere ve masaya yatırılmış olan pakete birlikte bir bakalım, aynı filmi göreceksiniz; önce medya ve işte size Takvim gazetesinin terör haberi: “Türkiye ve dünya krize kilitlenmişken, Meclis tezkere görüşmelerine hazırlanırken, yürek yakan haber Hakkari'den geldi. Daha önce 4 kez saldırıya uğrayan Şemdinli'deki Aktütün Jandarma Sınır Karakolu, yine hainlerin hedefindeydi. Beldedeki kaynaklara göre saldırı, 3 Ekim Cuma günü saat 11.30'dan sonra başladı. Yaklaşık 400 terörist önce, karakolun uzak korumasını sağlayan Bayraktepe kesiminde konuşlandırılan askerleri hedef aldı. Teröristler, Dağlıca baskınında olduğu gibi daha önce katırlarla getirip bölgeye yerleştirdikleri ağır makineli silahlarla saldırıya geçti. Hainler daha sonra Bayraktepe'deki silahlar ve havanlarla, Aktütün Karakolu'nu, ateş altına aldı. Karakola daha önceden konuşlandırılan Jandarma Özel Harekat Timleri, teröristlere anında karşılık verdi ve şiddetli çatışma saatlerce sürdü. Çatışma sırasında 15 askerimiz şehit düştü, 6'sı ağır 21 asker de yaralandı. 2 askerimizden haber alınamazken, 23 terörist öldürüldü”. Bu tür gazete haberleri dahi artık alışageldik ifadelere dökülmüştür; karakola hain baskın, ateşe anında karşılık, örgüte ağır darbe ve şehit. Ardından açıklamalar ve toplantılar, ültimatomlar ve sert çıkışlar, kınamalar, taziyeler sürüp gider ve böylesi alışageldik haberlerin devamı da hep aynı biter. İşte size bir saldırı sonrası Türkiye’de yaşananlar: ÖNCE ALARM: Aktütün saldırısı üzerine devletin zirvesi alarma geçti. Cumhurbaşkanı Gül, dün Genelkurmay'a giderek bilgi aldı ve başsağlığı dileğinde bulundu. Gül Fransa ziyaretini, Başbakan Erdoğan ise Moğolistan ziyaretini iptal ederek Ankara'ya döndü. SONRA TOPLANTI: Terörle Mücadele Yüksek Kurulu, Başbakan Erdoğan’ın başkanlığında 18.30’da olağanüstü toplandı. Başbakanlık Merkez binada yapılan toplantıya Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal, MİT Müsteşarı Emre Taner, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ve öteki ilgililer katıldı. ARDINDAN SERT AÇIKLAMALAR: Toptan sert konuştu. TBMM Başkanı Köksal Toptan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a başsağlığı mesajı gönderdi. Toptan mesajında saldırıdan duyduğu üzüntüyü vurgulayarak “Devletimizin bölünmez bütünlüğüne yapılan bu hain saldırı asla amacına ulaşamayacaktır. Teröristlere hak ettikleri cevabın sert şekilde verileceğinden kuşkumuz yok”, YENİ BİR ŞEY YOK PKK terör örgütü yıllardır hiç değişmedi, bir siyasi hedefi var ve adım adım ilerliyor. Örgütün Irak kuzeyindeki kampları değişmedi, Kandil, Hakurk, Basyan, Avaşin ve Zap olarak sıralanmaya devam ediyor. Silah ve cephanede pek fazla bir değişiklik yok, RPG7 Roketatar, Bikeysi otomatik tüfek, Kannas keskin nişancı tüfeği, Kaleşnikof piyade tüfeği, uçaksavar, havan ve geri tepmesiz top olarak hala örgütün envanterinde bulunuyor. Örgütün sözde lider kadrosu yıllardır aynı, Karayılanlar, Bayıklar, Öcalanlar, Karasular gidip geliyor. Para kaynakları aynı, trafiğini sürdürüyor, kaçakçılık ve haraçlar örgütü besliyor. Avrupa siyasi cephesi yine çalışıyor dernek, büro, vakıf, televizyon, federasyon ve konfederasyon olarak teşkilatlanması sürüyor. AB’nin cephesinde de bir değişiklik yok, örgüte desteği sürüyor. Terörist aynı terörist, kandırılmış, aldatılmış, zorlanmış, kaçırılmış insanlar hala dağa çıkarılıyor ve orada ölüyor. Örgütün siyasi kanadı aynı kol ve kanat, bir zamanlar HEP’ti, DEP oldu, sonra HADEP, derken DEHAP şimdi DTP, bu cephe de bir değişiklik yok. Barzani aynı Barzani, Talabani aynı Talabani, içten pazarlıklı peşmerge. Dağlar aynı dağlar, zorlu geçit vermez, soğuk ve karlı. Patikalar aynı patika, Basyan Aktütün’e, Avaşin Dağlıca’ya, Zap ise hala Çukurca’ya açılıyor. Otuz yıldır süregelen terör ve terörist edebiyatında değişen ne ola ki; Özal döneminde birkaç on bin olan terörist sayısı şimdi birkaç binle ifade ediliyor, hepsi bu. Halimiz işte budur; siyaset aynı siyaset, terör aynı terör, hala şehitlerimiz var, ağlıyoruz, hala yoksul ve borçluyuz, hala acılar içinde kıvranıyoruz. Bu değişmeli artık, bu siyaset değişmeli, terör bitmeli, böyle sürüp gitmez. Türk milleti karar vermeli artık, bu gidişata dur demeli, bu siyaseti alaşağı etmeli ve bu terörü yok etmeli. Değişmeyen terör ve teröristi artık değişmesi gereken siyaset bitirecek, bunu herkes görmeli ve tavrını koymalı. Terör örgütüyle yapılan mücadele belli bir rutin üzerinden yürüyor. Güvenlik güçleri alabildiği tüm önlemleri almasına karşın pasif siyasetin tavrı kararlılık oluşturamıyor. Terör rutininin değişmesi için, siyaset değişmeli… Kuzey Irak’tan ağır silah kullanarak yaptığı bu saldırının vahim bir durum arz ettiği” kaydedilen açıklamada, “Saldırı girişiminin Irak’ın kuzeyinde bulunan ağır silahların desteğinde yapılmış olmasının, terör örgütünün bu bölgedeki faaliyetlerini sürdürebildiğini gösterdiği” belirtildi. KINAMALAR: Bağdat ve Erbil’den kınama. Irak hükümeti de Aktütün Jandarma Sınır Bölüğüne yapılan saldırıyı kınadığını açıkladı. Hükümet sözcüsü Ali Debbağ, PKK faaliyetlerinin sınır bölgelerine ve Türkiye ile Irak’ın ortak güvenliğine ciddi bir tehlike oluşturduğunu söyledi. Debbağ, açıklamasında, Türk hükümetine konuya makul ve itidalli yaklaşması çağrısında bulundu. Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimin sözcüsü Cebbar Yaver de “IKDP olarak olayı kınıyoruz, bu saldırı bizim sınırlarımızın dışında olmuştur, bu konuda bizim bir şey yapmamız mümkün Fransa’ya yapacağı ziyareti de iptal etti. DERKEN SORULAR: Milliyet’ten Melih Aşık soruyor: “Aktütün Karakolu’na PKK tarafından düzenlenen saldırı bazı soruları zorunlu hale getirdi artık. Kamuoyunun, “Kanları yerde kalmayacak” türü açıklamalardan, Irak’a verilen “uyarı notalarından” ve “Terörle Mücadele Yüksek Kurulu’nun acilen toplanmasından” bu aşamada çok tatmin olacağı söylenemez. Gerçek şu ki ortada ciddi bir sorun var ve mevcut yöntemlerle bunun üstesinden gelinemiyor. PKK’nın, kalabalık bir grupla ve ağır silahlarla, üstelik daha önce de hedef olmuş bir sınır karakoluna saldırıp 15 askerimizi şehit edebilmesi, sorgulanması gereken vahim bir olaydır. Bu arada, Ayvalık’a bağlı Altınova beldesinde geçtiğimiz günlerde yaşanan etnik içerikli gerginlik ve Bolu’da bir gazetenin “‘Her şehit için bir DTP’li öldürülmeli'’ demesini “fikir özgürlüğü” sayan bir adalet sistemine
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear