Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
rastlanmaktadır. ALINABİLECEK ÖNLEMLER Etnik esaslı bölücülük/Kürtçülük hareketi ve bunun parçası olan terörle mücadele konusunda alınması gerekli tedbirler şöyle sıralanabilir. İç tedbirler: Devlet otoritesinin tam olarak sağlanması ve devam ettirilmesi: Askeri tedbirlerle terör örgütü etkisiz hale getirilmeli, başarı ümidi yok edilmeli, mücadele azim ve iradesi kırılmalıdır. Terör örgütünün yanında bunların işbirlikçileriyle de mücadele önemlidir. Etkin ve eşgüdümlü istihbarat, yurt içinde ve sınır ötesinde yapılacak operasyonlar ve alınacak güvenlik önlemleriyle bu husus sağlanmalıdır. Bölgeye tecrübeli ve etkili bürokratlar atanmalı, devlet hizmetinde boşluk ve kesinti yaratılmamalıdır. Bölge halkı, bölgedeki görevliler ve bütün vatandaşlar kendini güvende hissetmelidir. Bu durum, halkın güçlü olan devletten yana tavır almasını sağlayacak, terör örgütünün ortam bulmasına imkân yaratmayacak, halkın korku, baskı, bezginlikten dolayı istemeyerek de olsa terör örgütüne desteğini kesecek, bazıları için varsa sempatisini de yok edecektir. Yargının ve kanunların etkili kılınması: AB uyum paketleri içinde birçok yasada değişiklik yapılmış, suç kapsamları ve cezalar azaltılmıştır. Terörle mücadele yasası yetersizdir. Güvenlik güçlerinin yetkileri kısıtlanmıştır. Yargı süreci ağır işlemektedir. Bütün bunlar teröriste can güvenliğinin yanında cesaret vermektedir. Cezaların caydırıcılık etkisi kalmamıştır. Bu konular devlet otoritesini sağlayacak ve caydırıcı olacak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Ölüm cezası, ihtiyaç kalmayıncaya kadar yeniden konmalıdır. Bölgede eğitim seferberliği uygulanması: Eğitim, birçok sorunu orta ve uzun vadede ortadan kaldıracak güçtedir. Öğretmenler mahallinden değil, diğer bölgelerden rotasyonla atanmalı, olabildiğince tecrübeli olmaları sağlanmalı, onlara uygun imkân ve ortam yaratılmalıdır. Okullar elden geçirilmeli, yatılı bölge okulu uygulaması yaygınlaştırılmalıdır. Bölücülükle mücadele ederken, dinci akımların oluşmasına fırsat verilmemelidir. Halk okumaya teşvik edilmeli, özellikle kız çocukları üzerinde durulmalıdır. Türkçe kursları ve okul öncesi eğitim: Fazla rağbet görmeyen ana dilin kursta öğretilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir. Ana dil, adı üstünde anadan, babadan, kardeşten diğer bir deyimle ev içinde öğrenilir, mahalli olarak konuşulabilir. Kursta öğretilecek esas dil Türkçe’dir. Türkçe öğrenen bölge halkı her konuda ve her alanda sıkıntısız şekilde iletişim kurma, hizmet alma imkânına kavuşacaktır. Bu nedenle Türkçe kursları açılmalı, bu konu özendirilmelidir. Okul öncesi eğitimde, Türkçe de öğretilmesi, öğrencilerin okula başladıklarında müfredatı daha iyi takip etmelerine, iyi eğitim almalarına imkân yaratacaktır. Nüfus planlaması: Nüfus artış hızının çok yüksek olduğu bölgede bazen bilinçli bazen de cehaletten kaynaklanan bu artışın denetlenmesi, yaşamı olumlu etkileyecek, terörü de önleyici çalışmalardan biri olacaktır. Nüfus artışını teşvik eden, çocuk başına yardım kapsamında maddi desteklerden vazgeçilmeli, aksi tedbirlere önem verilmelidir. Ekonomik açılımlar, teşvikler ve istihdam olanakları sağlanması: Bölge ekonomik açıdan az gelişmiştir, iş imkânları kısıtlıdır. Teröristler devlet otoritesini zayıflatmak, devletin bölgeye getirilen hizmetlerini sabote etmek için eylemlerde bulunmuştur. Bölgede doğmuş büyük sermaye sahipleri de yatırımlarını batı bölgelerinde yapmışlardır. Ülkenin imkânları ölçeğinde bölgeye çeşitli ekonomik açılımların yapılması, teşvikler verilmesi, bu teşviklerin uygun olarak kullanıldığının denetlenmesi, istihdam olanakları sağlayan tedbirlerin alınması faydalı olacaktır. Fakat bunları gerçekleştirirken yurdun diğer bölgelerinde yaşayan vatandaşlarımıza haksızlık yapılmamasına, uygulamaların hoşnutsuzluk yaratmamasına özen gösterilmelidir. Tembelliğe alıştıran yardım adı altındaki uygulamalardan vazgeçilmelidir. Terörizmin yurtiçindeki kaynaklarının kesilmesi: Terör örgütüne kaynak sağlayan her türlü kaçakçılık önlenmelidir. Teröre yasal yollardan kaynak sağlayan yurtiçinde ve Irak’ın kuzeyindeki yapıyla bağlantılı ticarete engel olunmalıdır. Bu durum, siyasi menfaatlerle çakıştığı ve çatıştığı için hassastır. Psikolojik harekât uygulanması ve buna medyanın da katkıda bulunması: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmalarından dolayı kıvanç duyan bir toplum yaratılmasına yönelik propaganda faaliyetlerinde bulunulmalıdır. Yazılı ve özellikle görsel medyanın katkıları bu tedbiri büyük ölçüde güçlendirecektir. MGK Genel Sekreterliği’nde bulunan ve sonradan kaldırılan ünitenin veya benzerinin yeniden oluşturulması faydalı olabilir. Bu konuda kirlenmiş akılların temizlenmesi esas alınmalıdır. Dış tedbirler: Diplomatik atakların artırılması: Terör örgütünün yurtdışı ve yurtdışı bağlantılı yasal ve yasadışı kaynakları kesilmelidir. Uyuşturucu, insan kaçakçılığı, haraç toplama eylemlerinin önlenmesi için yoğun diplomatik faaliyetlerde bulunulmalı, ülkeler üzerinde bu konudaki baskı sürekli kılınmalıdır. Dış ülkelerde bulunan ve çeşitli isimler altında Türkiye aleyhinde faaliyet gösteren, teröre destek veren enstitü, büro, merkez ve medya kuruluşları söndürülmeli, bölücü emeller taşıyan konferans, sempozyum, panel, toplantı gibi hiçbir faaliyete müsamaha edilmemelidir. AB’nin, Türkiye’nin güvenliğini olumsuz yönde etkileyecek her türlü siyasi istek ve baskına karşı tavizsiz bir politika, bu konudaki beklentilerinin önünün kesilmesi için kararlı bir duruş sergilenmelidir. AB ile ilişkilerde yeni bir dönemin başlatılması: AB’nin Türkiye üzerindeki hedefi ulusdevlet yapısını değiştirmektir, bu nedenle müzakere sürecini kullanmaktadır. Müzakerelerin sürmesi için AB kararlarında, ilerleme raporlarında, beyanlarında yer alan ve niyetlerini açığa vuran konulara karşı tavır alınmalıdır. AB’ye giriş süreci, onurlu ve güven kuşkusu taşımayacak bir şekilde tavizsiz yürütülemiyorsa, bu ilişkiye yeni bir yön verilmelidir. ABD ile ilişkilerin yeni bir çerçeveye oturtulması: ABD ile ilişkilerde güven sorunu vardır. Bugüne kadar Irak’ın kuzeyindeki yönetimi Türkiye’ye tercih eden, terörün Türkiye’ye verdiği zarara kayıtsız kalan, hatta yapılacak mücadeleye engel olan ABD’nin şimdiki tutum değişikliğine güvenmemek gerekir. ABD’nin, Türkiye’nin yapmak istediği sınır ötesi operasyona son zamanlara kadar sıcak bakmamasının, bu mücadeleye destek olmamasının sebepleri iyi düşünülmelidir. Bu sebepler; Türkiye’nin Irak konusundan uzak tutulması, Türkmenler konusundaki etkisinin zayıflatılması, Kerkük’ün statüsünün kuzeydeki yerel yönetimin ve kendilerinin arzusu istikametinde şekillendirilmesi, Irak’ın kuzeyindeki yönetimin Türkiye tarafından kabullenilmesini sağlayarak, bu yönetimin varlığının güvence altına alınması, dolayısıyla bu stratejik bölge üzerindeki denetimin sürdürülmesidir. ABD’nin tutum C S TRATEJİ 19 değiştirerek PKK ile mücadeleye vermekte olduğu destek, Türkiye’nin kuzeydeki yapıyı kabullenmesine ve bu konuda atacağı adımlara bağlı olarak azalma veya artış gösterecektir. Ayrıca Türkiye’nin siyasi çözüm için atacağı adımlar da ABD, hatta AB tarafından dikkate alınacaktır. Bu değişimde, uluslararası ortamda Ortadoğu ve uzantısındaki, ABD’nin Afganistan, Pakistan, İran ve Suriye ile olan ilişkilerindeki gelişmeler ve İsrailFilistin konusunda gelinen durum da etkilidir. ABD Türkiye’nin ne geçmişte, ne de hâlihazırda stratejik ortağı olmamıştır, gelecekte de olmayacaktır. Türkiye’nin ilişkilerini ve güvenliğini ABD’ye bağımlı kılması söz konusu olmamalıdır. Türkiye’nin jeopolitik gücü, ABD ile olan ilişkilerinin bağımlı bir konumda olmasını engelleyecek durumdadır. Türkiye’nin ABD ile ilişkilerini, kendi çıkarlarına aykırı olmayan, güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek tarzda, karşılıklı çıkar ilişkisine dayanan bir ittifak çerçevesine oturtması gerekir. Komşu ve bölge ülkeleri ile ilişkilerin sürdürülmesi: Hâlihazırda sürdürülen ilişkilere devam edilmesi, kesinlikle Irak’ın kuzeyindeki yönetimin muhatap alınmaması, bu konuda özellikle ABD’nin politikalarına karşı çıkılması önemlidir. ABD’nin Irak hükümeti ile bir stratejik işbirliği anlaşması hazırlığı içinde olduğu dikkate alınmalıdır. Kuzeydeki yönetim için hamilik gibi bir isteğe cevap verilmesi, ileride tehdit olarak bize geri dönecektir. PKK terörünün önlenmesine karşılık, Irak adı altında kuzeyindeki yönetime açılımda bulunulması politik bir hata olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası, bölünmez bütünlüğü ve güvenliği her türlü düşüncenin üstünde tutulmalı, bu konulardaki tedbirler, koordineli ve etkili bir şekilde alınmalıdır. Ulusdevlet anlayışı kesinlikle korunmalıdır. Demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerin, sağlam temellere dayanmış bir ülke için söz konusu olacağı bilinmelidir. Irak’taki konumu nedeniyle Türkiye’nin güvenliğinin ABD’ye bağımlı olması düşünülemez. Türkiye ile ‘stratejik ortak’ olmayan ABD’yle ilişkiler tamamen çıkar esasına göre yürütülmeli… Talabani ve Barzani...