Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 Nejat ESLEN Emekli Tuğgeneral Senaryolar ciddiyet kazanmaya başladı… C S TRATEJİ küresel pazarlara 13 milyon varil enerji akışını sağlayan Hürmüz Boğazı’nı, Kızıldeniz enerji yolunu, Doğu Akdeniz’i, Karadeniz’i ve Kafkasya’yı kontrol edebilir. Bu nedenle de ABD’nin, devlet oluşturma istikametinde tarihi bir fırsat yakalamış olan Kürtlerle işbirliği yapması ve onları desteklemesi çok doğaldır. Bölgede otonom Kürt devletinin kurulması, İsrail’in bölgesel çıkarlarına da ciddi katkılar sağlayabilecek, İsrail’i inanca dayalı jeostratejisinin hedeflerine yakınlaştırabilecektir. BD’nin ünlü "Brookings Instıtution’’ adlı düşünce üretim merkezi uzmanlarından Edward P. Joseph ve Michael E. O’Hanlon tarafında hazırlanan ve "The Case for Soft Partition in Irak’’ adlı rapor 12 Haziran 2007 tarihinde yayınlandı. Adından da anlaşılacağı gibi raporda, daha istikrarlı hale getirilmesi için federal yapıdan vazgeçiliyor ve Irak’ın "yumuşak’’ bir geçişle bölünmesi öngörülüyor. Bölünme, uluslararası topluluğun katkıları ile Iraklılar tarafından gerçekleştirilecek ve Irak üç ana bölgeye (Şii, Suni ve Kürt) bölünecek. Bölünme gerçekleşince, bölgeler halen Irak’ın Kuzeyi’nde olduğu gibi kendi kendilerini yönetmekten ve kendi güvenliklerini sağlamaktan sorumlu olacaklar. Rapora göre, bu tarz bir bölünmenin zorlukları ve riskleri olabilir; ancak, etnikmezhepsel çatışmalarda polis görevi yapmak veya ABD askerini çekerek çatışmanın tırmanmasına neden olmak alternatifleri ile karşılaştırıldığında, "yumuşak bölünme’’ daha az riskli ve gerçekçi görünüyor. Raporda, Irak’ı bölmenin iç savaşın şiddetlenmesini ve çatışmanın çevre ülkelere yayılmasının önlenmesi için de en iyi çare olduğu vurgulanıyor. A Irak bölünüyor ABD’de artık Irak’ın üçe bölünmesi senaryoları ciddi ciddi tartışılmaya başlandı. Bu bölünmede nüfusun homojenleştirilmesi BÖLGESEL DENGELER VE TÜRKİYE amacıyla göç çözüm olarak gündeme getir Türkiye’nin politikası ise Irak’ın toprak ve bütünlüğünün korunmasını, Irak’ın iliyor. ABD’nin, güneyde oluşacak İran et siyasi kuzeyindeki Kürt bölgesinin ekonomik ile bağımlı hale getirilmesini ve kisindeki petrol zengini Şii parça için ne gibi etkileme böylece ekonomik ve güvenlik çıkarlarının edilmesini esas almıştı ve bu politika bir önlem alacağı henüz belli değil. Türkiye, garanti bütünü ile yanlıştı. Çünkü, Saddam otoriter rejim nedeni ile yapay ABD ile bölgedeki ilişkilerini rasyonel olarak dönemindeki bir şekilde bir bütünlük arz eden Irak’ın, ABD tanklarının girmesinden sonra tanımlamalı. bölünmesinin doğal olduğunu ve askeri gücünün olmaması, savaşın giderek artan maliyeti, ABD’ye giden cenazelerin kamuoyunda oluşturduğu giderek artan olumsuz etki, başka coğrafi bölgelerde ortaya çıkabilecek riskleri karşılamak için ABD’nin elinde yeterli kara birliği olmayışı da son çare olarak Irak’ın bölünmesini gündeme getiriyor. Irak’ın bölünmesinde Kürt bölgesinin örnek alınması öngörülüyor. Yani, öncelikle değişik mezheplere ve etnik yapıya ait olmakla birlikte karışık bir şekilde yaşayan Iraklıların kendi etnik veya mezhep gruplarının yoğun olarak yaşadıkları yerlere göç ettirilmeleri, daha sonra da çizilecek sınırların uluslararası güçlerin de katkıları ile güvenli hale getirilmeleri öngörülüyor. Doğal olarak bu kapsamda Bağdat’ın ve Kerkük’ün statüleri de önem kazanıyor. Bölünmesi durumunda Irak’ın güneyinde oluşacak İran nüfuzu altındaki enerji zengini otonom Şii bölgesi, ABD için baş ağrısı oluşturabilecek. Bu durum ABD’nin, bu bölgedeki çıkarları için İran ile özel angajmanlara girmesini, İran’ın bölgesel ve güvenlik çıkarları ve nükleer programı hususlarında özel tedbirler almasını gerektirebilecek. Bölünecek Irak’ta, ABD’nin çıkarlarını garanti edebileceği tek bölgenin Irak’ın kuzeyi, yani Kürt bölgesi olduğu söylenebilir. Çünkü, Irak bölünürken ABD Kürtler üzerinden küresel petrol rezervlerinin yüzde dördünü ve bu bölgede kurmakta olduğu askeri üslerle enerji zengini Basra Körfezi’ni, her gün bölünmenin önlenemeyeceğini görmek için büyük bir vizyona sahip olmak gerekli değildi. Türk işadamlarının yatırımları ile gelişen Kürt bölgesinin ise güçlendikçe, Türkiye’nin üniter yapısını zora sokacak şekilde, sözde Büyük Kürdistan hayallerine daha da fazla bağlanacağını görmek için de büyük bir vizyon gerekmiyordu. ABD’nin askeri müdahalesi ve bu müdahalenin oluşturduğu kaos, Irak’ı bölünme aşamasına getirdiğine göre, Türkiye’nin de içinde bulunulan ortamın şartlarını dikkate alarak, Irak ve Irak’ın kuzeyi ile ilgili çıkarlarını ve ulusal hedeflerini yeniden tanımlaması, gerçekçi stratejiler geliştirerek uygulaması kaçınılmaz oluyor. Geçekçi stratejilerin uygulanabilmesi için ise ABD’nin Türkiye’yi kendi çıkarlarına göre yönlendirmesinden vazgeçirilmesi, bunu sağlamak için de öncelikle ABDTürk ilişkilerinin rasyonel bir şekilde yeniden tanımlanması gerekiyor. TürkABD ilişkilerine bir test alanına dönen Irak, bize Türkiye’nin stratejik çıkarları ve vizyonunun ABD’nin bölgesel stratejik çıkarları ve vizyonu ile örtüşmediğini ve hatta çoğu zaman çatıştığını öğretti. Çünkü ABD, 11 Eylül sonrasında Ortadoğu’yu kendi çıkarlarına göre şekillendirmek isterken ve bu amaçla askeri girişimleri ile tarihi dengeleri ve istikrarı yok ederken, Türkiye’nin çıkarları bölgesel dengelerin ve istikrarın korunmasından geçiyor. SON STRATEJİ DE İŞLEMİYOR Raporda önerilen ve B Planı olarak da adlandırılan Irak’ın yumuşak bölünmesini projesi, halen uygulanmakta olan Irak stratejisinden vazgeçilmesini, petrol gelirlerinin bölgeler arasında taksimini, diğer bölgelerde kalan Iraklıların mezhep ve etnik yapıları dikkate alınarak göç ettirilmesini, bölgeler arasında güvenli sınırlar oluşturulmasını ve uluslararası askeri gücün yeniden yapılandırılmasını gerektiriyor. ABD’nin Irak’ta uyguladığı son askeri stratejinin, yani Irak’taki kuvvetlerin 25000 30000 personel ile takviyesi ile öncelikle Bağdat’ın güvenliğinin sağlanmasını esas alan yeni stratejinin de beklenen sonuçları sağlayamaması, artık ABD’de Irak’ı bölmekten başka çare kalmadığı hususundaki düşünceleri güçlendiriyor. Ayrıca, görev yapan askerlerin 20003 ten bu yana üçüncü veya dördüncü defa Irak’a gönderilmiş olması, ABD’nin Irak’ın bütününde güvenliği sağlayacak büyüklükte bir kara Irak’ta gözaltılar...