Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 Dr. Mehmet ŞAHİN Gazi Üniversitesi Uluslarası İlişkiler Bölümü kemahan@yahoo.com ilistin’de yaşananlar dikkatleri Irak’tan biraz da olsa uzaklaştırarak Ortadoğu’nun kronik sorunu olan Filistin’e yöneltti. Bugün toprakları bölünmüş olan Filistin siyasi olarak da fiilen bölünmüş durumda. Aslında Filistin’de yaşananların temel kaynağını 2006 yılının Ocak ayında yapılan seçim sonucu oluşturmaktadır. Ne olduysa bu seçimleri Hamas’ın kazanmasıyla oldu. Seçim sonuçlarından ne El Fetih taraftarları ne de ABD ve İsrail memnun oldu. Seçimden galip çıkan Hamas’a hükümeti kurma görevi verildi. Fakat ABD ve İsrail Hamas Hükümetini tanımadı. Hamas Hükümetinin tanınması için ABD ve İsrail, Hamas’ın İsrail’i tanımasını, şiddeti/silahı bırakmasını ve önce yapılmış olan anlaşmalara bağlı kalınmasını şart koştular. Söz konusu şartlar kabul edilmediği sürece Hamas’la herhangi bir görüşmenin yapılmayacağını belirtmekle yetinmeyip, Filistin’e ekonomik ambargo uygulamaya başladılar. Hamas ileri sürülen koşulları kabul etmeyince, uluslararası alanda bir tecritle karşı karşıya kaldı. Seçimle iş başına gelmesine rağmen uluslararası alanda kendini kabul ettiremedi. Başta ABD ve İsrail olmak üzere Batı Hamas’la çalışmak istemedi. Hamas’ın seçimleri kazanması 1991 yılında Cezayir’de İslami Selamet Cephesi’nin seçimleri kazanması olayı ile bazı benzerlikler taşımaktadır. Tek fark İslami Selamet Cephesi seçimlerden zaferle çıkınca iktidar teslim edilmemişti. İslami Selamet Cephesi yasa dışı ilan edilerek sistem dışına itilmişti ve Cezayir’de kanlı bir iç savaş yaşanmıştı. Bu yaşanan iç savaşta Batı seçimi kazananı değil kendisi ile çalışmaya uygun olana destek vermişti. Filistin’de ise, seçimi kazanan Hamas’a hükümeti kurma görevi verildi, ancak Hamas’ın hükümet görevini yerine getirebilmesi için koşullar zorlaştırıldı. ABD ve İsrail bazı şartlar ileri sürerek Hamas’a karşı ambargo ve tecrit politikası güttü. Coğrafi bölünmeden siyasi bölünmeye Filistin… C S TRATEJİ ‘DİRENİŞİN TEMSİLCİSİ’ F Ortadoğu’da ‘iç savaş stratejisi’ Toprakları bir bütünlük oluşturmayan ve olmayan bir devlet üzerinden yapılan kavga Filistin’de siyasi bölünmeyle sonuçlandı. İsrail, AB, ABD, diğer Batılı ülkeler ile Batı yanlısı Arap yönetimlerin desteğini alan ElFetih’in Filistinlilerden aynı desteği alması pek olanaklı değil. ElFetih’in kadroları güvensizlik ve yolsuzlukla anılıyor. içinde olan Arap devletlerinin yönetimleri Siyasal İslam’ın temsilcisi olarak gördükleri Hamas’a karşı ElFetih’e destek verdiler/vermektedirler. Çünkü söz konusu Arap yöneticilerine göre, İslami söylem kullanan Hamas’ın başarılı olması kendi ülkelerindeki İslami söylem kullanan partilerin/örgütlerin güçlenmesine yeni bir ivme kazandırabilir. Hamas, kuruluş amacı ve kullandığı dini söylem itibariyle hem günümüzdeki Arap rejimleri için hem de "yeni bir Ortadoğu" "yaratma" düşüncesinde ve eyleminde bulunan ABD ve İsrail için önemli bir engel oluşturmaktadır. Bundan dolayı ABD, İsrail ve mevcut Arap yönetimleri Hamas’ı etkisiz kılmak için ElFetih’e destek vermektedirler. Geçmişte İsrail’e karşı mücadele vermiş olan El Fetih bugün Filistin’de başta ABD ve İsrail olmak üzere Batı’nın çalışmak istediği tek örgüt olarak ortaya çıkmıştır. Filistin’de yolsuzlukla, becerisizlikle ve başarısızlıkla anılan El Fetih meşruiyetini dış desteğe bağlamıştır. Kuruluşundan itibaren İsrail’e karşı direnişi ve El Fetih’e karşı muhalefeti temsil eden Hamas bugün hem Filistin’de hem de İsrailFilistin meselesinde ciddi bir aktör olarak ortaya çıkmıştır. Filistin’de El Fetih’in itibar kaybetmesinin bazı nedenleri vardır; bunlardan birincisi, İsrail’e karşı vermiş olduğu mücadelede başarılı olamamıştır. İkincisi, El Fetih Soğuk Savaş döneminin bir ürünüdür ve Arap Milliyetçiliğine dayanmaktadır. Arap Milliyetçiliği başarısız olmuş ve günümüz Arap dünyasında pek fazla çekiciliği kalmamıştır. Üçüncü sebep ise, çoğu Filistinlinin gözünde, El Fetih yolsuzluğun/çürümüşlüğün partisi/örgütü konumuna gelmiştir. Günümüzde Hamas çoğu Filistinlinin ve bölgedeki Arap halkının gözünde İsrail’e karşı direnişi temsil etmektedir ve Ortadoğu’da her geçen gün güçlenen Siyasal İslam’ın Filistin ayağını oluşturmaktadır. Her ne kadar başta ABD, İsrail olmak üzere Batı ve mevcut Arap rejimleri tarafından hoş karşılanmasa da Hamas, başta Filistinliler olmak üzere Arap halkları tarafından destek görmektedir. Nitekim Ocak 2006’daki seçimlerde kazandığı önemli başarı bu desteğin somut bir göstergesidir. Ocak 2006 seçimlerinden sonra Filistin’de iki başlılık ortaya çıktı; bir tarafta ABD ve İsrail’in tek muhatap olarak gördüğü Devlet Başkanı Mahmut Abbas diğer tarafta seçimlerden zaferle çıkmış olan Hamas. Seçimlerden sonra Batı’nın desteğini arkasına almış olan El Fetihli Mahmut Abbas ile hareket alanı gitgide daraltılan Hamas arasındaki gerginlik zamanla çatışmaya dönüştü. Bu çatışma öyle bir hal aldı ki; Filistinliler İsrail’i bir tarafa bırakıp birbirleriyle mücadeleye başladılar. El Fetih ile Hamas arasında yaşanan bu çatışmanın sonuçlarından etkilenme riskiyle karşılaşabilecek Arap devletlerinin başında gelen Suudi Arabistan Şubat 2007 tarihinde söz konusu iki rakip Filistinli grubu bir araya getirdi ve Mekke Anlaşması’nın imzalanmasını sağladı. Suudi Arabistan’ın himayesinde imzalanan Mekke Anlaşması binlerce Filistinli tarafından memnuniyetle karşılandı ve kendi aralarında yaşanan çatışmaların kapanması olarak görüldü. Uluslararası alanda Ortadoğu Dörtlüsü olarak adlandırılan ABD, BM, AB ve Rusya iki grup arasında varılan anlaşmayı memnuniyetle karşılamalarına rağmen Hamas’lı Filistin hükümeti üzerindeki yaptırımların kaldırılması için her hangi bir adım atmadılar. Geçen bir yıllık tecrübeden anlaşıldığı üzere tek başına hükümet görevini yerine getiremeyeceğini gören Hamas, kazandığı seçim zaferine rağmen El Fetih’le birlikte Milli Birlik Hükümeti kurmayı kabul etti. Buna rağmen Hamas başta ABD ve İsrail olmak üzere Batı tarafından kabul görmedi. ABD, İsrail ve AB HAMAS’A TECRİT Hamas’ın karşılaştığı uluslararası tecrit politikasını Mahmut Abbas yönetimindeki El Fetih bir fırsat olarak gördü ve Filistin’i Hamas’a bırakmak istemedi. ABD, İsrail, AB ve Batı ile sıkı ilişkiler Abbas Haniye