Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Filistin’de muhataplarının Mahmut Abbas ve El Fetihli bakanlar olduğunu söylediler. Hamas’ın İsrail’i ön koşulsuz olarak tanımadığı sürece kabul görmeyeceğini beyan ettiler ve bu yönde davrandılar ama "hangi İsrail" sorusunun cevabını net olarak belirtmediler. "1948 yılının İsrail’ini mi?", "1967 Savaşı’ndan sonra işgal ettiği toprakları elinde tutan İsrail’i mi?", yoksa "Batı Şeria’da birçok yerleşim yeri açmış günümüz İsrail’ini mi?". Hamas’tan sınırları belli olmayan bir İsrail’i tanıması istenmektedir. Böyle bir İsrail’i Hamas’ın tanıması Hamas’ın kendi kendini inkâr etmesi anlamına gelir. C S TRATEJİ 15 etmekle suçlamaktadırlar. El Fetih Hamas tarafından ABD’nin bölgesel politikalarının bir aracı olarak görülmektedir. Mahmut Abbas ise, Hamas üyelerini yasadışı ve teröristler olarak tanımlamaktadır. OLMAYAN DEVLETİN BÖLÜNMESİ Bugün olmayan devlet (Filistin)’nin Gazze ve Batı Şeria’dan oluşan iki toprak parçası, iki başbakanı ve iki hükümeti bulunmaktadır ve Filistin tam bir bölünmüşlük içindedir. Artık Filistinliler İsrail’e karşı değil de birbirleriyle mücadele etmekteler. Filistin’de son yaşananlardan sonra Ortadoğu’nun kronik sorunu yeni bir sürece girmiştir. Artık İsrailFilistin sonunu değil, HamasEl Fetih çatışması konuşulmaktadır. Bu çatışmada ise neredeyse ABD ve İsrail yardım eden devlet görüntüsü vermeye çalışmaktadırlar. Ama İsrail ve ABD’nin uzun süredir yürüttüğü politikaların Filistin’in bölünmesinde ciddi katkıları olduğu çok açık olarak ortadadır. Eğer bu politikalar belli bir plan dâhilinde yürütülmüşse, gelinen son noktaya baktığımızda bunun başarılı olduğu görülmektedir. Bölünmüş bir Filistin başta Filistinliler olmak üzere Arapların işine gelmeyecek sonuçlar doğuracaktır. Bunun için Arap Birliği ve İslam Konferansı Örgütü’nün söz konusu iki grup arasında barışın sağlanması için girişimde bulunması faydalı olacaktır. Aksi takdirde bu bölünmüşlük bölgede İsrail dışında hiçbir devlete ve topluma fayda sağlamayacaktır. Günümüzde Ortadoğu’daki devletlerin hemen hemen tamamında az ya da çok iç gerginlikler ve çatışmalar yaşanmaktadır. Sanki Ortadoğu’da bir "iç savaş stratejisi" yürütülmektedir. Bunun son örneğini de Filistin oluşturmaktadır. Filistin’in siyasi bölünmüşlüğünün ortadan kaldırılamaması başta El Fetih olmak üzere Arap rejimlerinin meşruiyetlerini tartışılır hale getirecektir. Bölge devletleri ve Filistinlilerin ABD, BM, AB ve Rusya’dan oluşan ve Ortadoğu Dörtlüsü diye adlandırılan oluşumdan bir fayda beklememeleri gerekir, çünkü ABD’nin içinde olduğu bir oluşum ancak "taraflı arabulucu" olabilir. Görev süresi yeni biten İngiltere eski Başbakanının da bu dörtlünün başına "barış elçisi" olarak atanması oldukça anlamlıdır. Irak Savaşı örneğinde olduğu gibi savaşla anılan birinin barış elçisi olarak görev almasının izahı imkânsız gibi gözükmektedir. Eğer Filistin Sorununa bir çözüm bulunmak isteniyorsa, bugüne kadar bu konu üzerine eğilen devletler mevcut politikalarına karşı eleştirel bir gözle bakmak durumundalar. Başta ABD ve İsrail’in Filistin’e karşı yürütmüş oldukları politikalarını gözden geçirmesi gerekmektedir eğer çözüm istiyorlarsa. Bunun yanında mevcut Arap devletleri de yeni ve yapıcı bir yaklaşım sergilemeliler. Aynı zamanda uzun süredir Filistin halkının tek temsilcisi olarak hareket eden ve başarısız olan El Fetih de öz eleştiri yapmak zorundadır. Çünkü Hamas’ı bu saydığımız aktörlerin politikaları yaratmıştır. Bu aktörler yürütmüş oldukları baskıcı ve güç politikalarını sürdürmekte ısrar ederlerse, Hamas ortadan kalksa bile büyük ihtimalle yeni bir örgüt ortaya çıkacaktır. SİYASİ BÖLÜNME Ocak 2006 seçimlerinden zaferle çıkan Hamas’a iktidar fırsatı verilmemesi, hükümet görev alanının hem uluslararası alanda hem de El Fetih tarafından daraltılması Hamas’ı daha da radikal hale getirdi. ABD, İsrail ve AB’nin desteğini arkasına alan Mahmut Abbas Hamas’ı etkisiz hale getirebileceğini düşündü. Bu sürecin uzaması HAMASEl Fetih arasında yaşanan gerginliğin çatışmaya dönüşmesine sebep oldu. Filistinli iki grup arasında yaşanan gerginlik/çatışma Haziran 2007’de Hamas’ın Gazze’ye tam hakim olması ile doruk noktasına ulaştı. Gazze’nin yönetim ve denetiminin Hamas’ın eline geçmesiyle coğrafi olarak iki parçalı olan Filistin, siyasi olarak da ikiye bölünmüş oldu. Hamas’ın Gazze’yi ele geçirmesiyle, Hamas’a karşı uzun Hamas yandaşlarının süredir yürütülen tecrit politikası gösterisinden... daha da sıkı bir hal aldı. Başta ABD ve İsrail olmak üzere, Batı hiç zaman kaybetmeden Mahmut Abbas’a desteklerini açıkladılar. Yıllardır İsrail’e karşı mücadele veren El Fetih artık Hamas’a karşı İsrail ve ABD ile birlikte hareket etmeye başladı ve Hamas’a karşı yürütülen ambargoya son vermek için girişimlerde bulundular. Tabii bu arada Batı ile sıkı ilişkiler içinde olan Arap rejimleri de Hamas’a karşı Mahmut Abbas’ın yanında olduklarını dile getirdiler. 17 Haziran 2007 tarihinden beri Hamas’ın Gazze’yi tam olarak ele ilişkileri olan hiçbir grup veya girişimin halktan geçirmesiyle Filistin siyasi olarak tam bir destek bulma ihtimali yoktur. ABD’nin bölgeye bölünmüşlük içindedir. Bir tarafta halkın gözünde yönelik projelerinin içinde yer alan devletlerin ve çürümüşlüğü, yolsuzluğu ve başarısızlığı temsil eden grupların bölge halkları nezdinde meşruiyetleri ve aynı zamanda ABD, İsrail, AB ve mevcut Arap itibarları her geçen gün zayıflamaktadır. Aslında ABD yönetimlerinin desteğini alan ve Batı Şeria’yı ve İsrail’in El Fetih’e desteklerini açıklamaları ve kontrolünde tutan El Fetih, diğer tarafta ise halkın Mahmut Abbas’ın yanında olmaları El Fetih’i başta gözünde direnişi ve bölgede yükselen değer olan Filistinliler olmak üzere Arap halkları nezdinde Siyasal İslam’ı temsil eden fakat mevcut Arap bitirecektir. Hamas’a gelince bütün tecrit ve yönetimlerinin, ABD ve İsrail’in hiç görmek sıkıştırma politikaları karşısında sağlam duran ve istemediği Hamas. direnişine devam eden Hamas’ın prestijini hem Gelinen noktaya baktığımızda kısa vadede Filistinliler hem Arap halkları nazarında artıracaktır. uluslararası ve bölgesel alanda destek bulan El Fetih, Nitekim iki grup arasındaki karşılıklı suçlamalara kazançlı gibi gözükse de uzun vadede Hamas bakıldığında bu yöndeki işaretler görülmektedir. kazançlı çıkacak gibi görünmektedir. Genelde Hamas yetkilileri Mahmut Abbas’ı İsrail ve ABD’nin Ortadoğu’da özelde ise Filistin’de İsrail ve ABD’nin işbirlikçisi olarak görmekte ve Filistin davasına ihanet desteğini gören ve bu iki devletle sıkı bağları ve Hamas halk nezdinde giderek ‘Filistin Davası’nı üstlenen örgüt konumuna yükseliyor. Bu durum Batı yanlısı Arap yönetimlerini de, Hamas’ın kendi halklarına örnek olabileceği gerekçesiyle tedirgin ediyor. Batının özeleştiri yapmaması durumunda çözüm zor görünüyor.