22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Anar SOMUNCUOĞLU TUSAM RusyaUkrayna Araştırmaları Masası asomuncuoglu@tusam.net Aralık 2007 tarihi itibariyle Rusya Federasyonu’nun Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması’nı (AKKA) askıya alması süreci, uluslararası hukuk açısından tamamlandı. 1990 yılında Doğu ve Batı blokları arasında imzalanan AKKA, Avrupa kıtasında asker ve ağır silah indirimini öngörüyordu. AKKA’daki katılımını askıya alan Rusya’nın Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, bundan böyle Rusya’nın konvansiyonel kuvvet sınırlandırmalarına ve denetim mekanizmasına tabi olmadığı belirtildi. Bununla birlikte, Rusya’nın sınırlarındaki konvansiyonel kuvvetlerde bir artırımın düşünülmediği vurgulandı. Rus sınırlarındaki konvansiyonel kuvvet miktarının, askerisiyasi duruma ve "partnerlerin" tutumuna bağlı olduğu da belirtildi. Rusya, AKKA anlaşmasını askıya aldı… C S TRATEJİ 19 sağlayabilmesi için Orta Menzilli Nükleer Füzeler Anlaşması’ndan (İNF) çıkması ve tekrar orta menzilli füzelere sahip olması gerekiyor. 12 Avrasya’da askeri dengeler değişiyor Soğuk Savaş öncesinde NATO ve Varşova Paktı ülkeleri arasında silah indirimini öngören anlaşmayı Rusya askıya aldı. Kendisinin çevrelendiğini düşünen Rusya, silah kısıtlamasına uymayarak tepkisini gösteriyor. Rusya’nın AKKA’yı askıya almasıyla Avrasya’daki askeri dengeler yeniden değişmeye başladı… "dondurulmuş çatışmaların" çözülmemiş olmasına bağlıyor. Ayrıca Rusya’ya göre Gürcistan ve Moldova’dan Rus askerlerinin çekilmesini öngören anlaşmalar ikili anlaşmalardı ve bunların AKKA ile hukuki bağlantıları yoktur. Rusya’ya göre, eski Doğu bloku ülkelerinin NATO üyesi oldukları bir ortamda AKKA’nın eski haliyle işliyor olması bir anakronizmdir. 1990’lardan başlayarak Avrupa kıtasındaki askeri dengenin kendi aleyhine değiştiğini izleyen Rusya, buna karşılık verebilmesi için kanat sınırlandırmalarının kalkması gerektiği görüşünde. Git gide sıkıştırılan Rusya’nın NATO genişlemesine karşı yapabilecekleri, Moldova ve Gürcistan’ın ayrılıkçı bölgelerindeki askeri varlığını korumak, Belarus ve Ermenistan ile askeri işbirliğini korumak ve geliştirmektir. Bu bölgelerde tutunmaya çalışan Rusya, Belarus ile ortak hava savunma sistemini kurmaya çalışıyor. Rusya, Kuzey Kafkasya’daki askeri kuvvetlerini de artırıyor. Ayrıca Rus askeri yetkililerine göre bugünkü ortamda Rusya’nın güvenliğini SOĞUK SAVAŞ MANTIĞININ AŞILMASI AKKA SINIRLANDIRMALARI Bilindiği gibi, AKKA anlaşması, 16 NATO ülkesi ve 6 Varşova Paktı ülkesi arasında konvansiyonel kuvvet dengesinin kurulmasını sağlayarak güven ortamını yaratmak amacıyla imzalanmıştı. AKKA, Avrupa’nın Atlantik kıyısından Ural Dağları’na kadar olan ve Güney Kafkasya’yı da içeren bölgede tank, zırhlı muharebe aracı, 100 mm kalibresindeki ve daha üstündeki toplar, savaş uçağı ve taarruz helikopteri gibi kategorilerde kuvvet indirimini ve sınırlandırılmasını öngörüyordu. Halen anlaşmaya 28 Avrupa ülkesi, ayrıca ABD ve Kanada taraftır. Soğuk Savaş’tan sonra Doğu Bloku’nun kontenjanından yararlanan eski Doğu Bloku ülkelerinin NATO’ya alınması, Avrupa’daki askeri dengeleri keskin bir şekilde Rusya’nın aleyhine, NATO’nun ise lehine çevirmişti. Bunun üzerine 1999 İstanbul AGİT zirvesinde güncellenmiş AKKA metni ortaya çıkmıştı. İstanbul zirvesinde alınan kararlar çerçevesinde Rusya, bazı eski Sovyet ülkelerinden askerlerini çekmeye taahhüt etmişti. NATO ülkeleri, söz konusu taahhütler yerine getirilene dek güncellenmiş AKKA’yı onaylamayı reddediyor. Bugüne kadar güncellenmiş AKKA sadece Rusya, Belarus, Kazakistan ve Ukrayna tarafından onaylandı. AKKA rejiminden çıkmadan önce Rusya, batı ve güney sınırlarına bitişik bölgelerini içeren kanat bölgelerinde konvansiyonel kuvvet sınırlandırılmasına tabi idi. RUSYA’NIN BAKIŞI Rusya’ya göre Batı ülkeleri, güncelleştirilmiş AKKA’yı onaylamayarak Doğu Avrupa’da Rusya’nın askeri olarak çevrelenmesine zemin hazırlamaktadır. Rusya özellikle 11 Eylül’den sonra başlayan süreç içerisinde Avrasya kıtasındaki ABD askeri varlığının artmasından rahatsız. Özellikle Baltık ülkelerinin AKKA rejiminin dışında bırakılması sonucu olarak, batıdan Rusya ile sınır olan bu ülkelerde NATO veya doğrudan ABD askeri varlığının artması önünde herhangi bir engel bulunmuyor. Bugün Rusya, İstanbul kararlarında öngörüldüğü gibi Gürcistan ve Moldova’daki askerlerini çıkardığını iddia ediyor. Bu ülkelerin kontrol edemediği ayrılıkçı bölgelerinde bulunan Rus askerlerinin ise barış kuvvetleri olduğunu belirten Rusya, bu askerlerin çekilmemesini ise Rus Hava Kuvvetleri’ne ait uçaklar... AKKA’yı askıya alan Rusya’nın amacı, Rusya’nın ABD tarafından askeri çevrelenmesine Avrupa ülkelerinin müdahil olmasını sağlamaktır. Zira AKKA düzeninin yıkılması veya sadece Rusya’nın AKKA rejiminin dışında kalması, Türkiye ve Güney Kafkasya dahil olmak üzere bütün Avrupa kıtasının güvenliğini etkilemektedir. Putin’in ifadesiyle bugün Avrupa ülkeleri, ABDRusya gerginliğinin bir rehinesi halindedir. AKKA düzeninin yıkılması, sadece Avrupa’daki RusyaABD askeri dengesini değil, aynı zamanda YunanistanTürkiye, ErmenistanAzerbaycan askeri dengelerini etkileyebilecektir. Ne var ki, aslında Rusya’nın yapmak istediği AKKA’nın yıkılması değil, güncellenmesidir. Özellikle de Baltık ülkeleri ve Karadeniz çevresinde ABD askeri varlığının artmasının engellenmesi ve Rusya’nın zayıf olduğu durumda kabul etmek zorunda kaldığı kanat sınırlandırmalarının kaldırılmasıdır. Avrupa ülkelerine seslenen Rusya, aslında güven yıkıcı faaliyette değil, NATO tarafından yıkılan güvenin onarılmasına yönelik bir çağrıda bulunduğunu dile getiriyor. Dolayısıyla Rusya’nın AKKA’yı askıya alması, ABD tarafından atılan tek taraflı adımların Avrupa güvenliğine getirebileceği zararları göstermeyi amaçlıyor. Soğuk Savaş’ta Türkiye, sınırlarındaki Rus askeri varlığından tehdit algılamış ve NATO içerisinde yer almıştı. AKKA’nın imzalanmasından beri Türkiye geleneksel olarak hep Rus askeri varlığının artmasından endişe etmiştir. Ne var ki Irak savaşı Türkiye açısından yeni bir durum ortaya çıkardı. Bugünkü şartlarda her ne kadar Ermenistan’daki Rus askeri varlığı halen Türkiye’de endişe yaratıyorsa da, Türkiye’nin çevresindeki ABD faaliyetleri ve amaçları çok daha önemli, hatta belki de en büyük endişe kaynağıdır. Dolayısıyla Rusya’nın AKKA’yı askıya alması konusundaki Türkiye’nin tutumu zaman içerisinde geleneksel tutumdan bir uzaklaşma göstermelidir. Türkiye, AKKA’nın ortadan kalkması konusunda endişeler taşısa da, Rusya’nın attığı adımlara soğukkanlı yaklaşmak gerektiğinin farkındadır. Bugünkü Rusya, ne 1990’daki gibi giderek zayıflayan ne de 1999’daki gibi ekonomik ve siyasi krizle boğuşan bir ülkedir. Toparlanan Rusya, ABD tarafından dayatılan sınırlamaları artık kabul etmiyor. Dolayısıyla AKKA’nın Rusya tarafından askıya alınması, aslında Avrasya’daki güç dengesinin değişiminin hukuki yansımasından başka bir şey değildir. Avrasya kıtasında olup bitenlerin karşısında bugüne uygun vaziyet alabilmek için, Soğuk Savaş döneminden kalma düşünce yapısının aşılması gerekiyor. Bugün yepyeni bir durumla karşı karşıyayız ve artık Türkiye’nin güvenlik kaygılarının içerisinde, Güney Kafkasya’daki Rus askeri varlığı birinci sırada değildir. Soğuk Savaş’tan kalma geleneksel görüş, sadece Rusya’nın tepkisel adımının öne çıkarılmasına götürür, bu tepkiye sebep olan ABD planlarının sorgulanmamasını gerektirir. Hâlbuki Türkiye için esas olan, bölgede barış ve istikrarın korunmasıdır. Buna ulaşmak ve AKKA rejimini onarmak için ise bütün tarafların endişelerinin ciddiye alınması gerekiyor. Avrupa kıtasındaki askeri dengeleri alt üst eden aktörün Rusya değil, ABD olduğu ve dolayısıyla gerçekte AKKA’yı bertaraf eden ülkenin de Rusya’nın olmadığı açıktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear