Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Harekâta İsrail’in katılması ve hatta ABD’nin desteği ile doğrudan İsrail tarafından yapılması, İran’ın ve İslam dünyasının direncini ve mücadele azmini daha da arttırabilir. Bu gelişmeler ABD’yi kara harekâtı yapmaya zorlayabilir. Ancak böyle bir girişimde bulunulması durumu daha da vahim sonuçlara götürebilir. ABDİran çatışması, belki de İran’dan çok ABD’yi vuracakmış gibi görünmektedir. ABD’nin Irak’tan aldığı ders ile İran’a müdahalede uluslararası destek aradığı malumdur. Ancak bu desteği tam olarak bulması da pek mümkün görülmemektedir. Harekâtın uzaması uluslararası tepkiyi arttıracağından ABD’nin yapmayı düşündüğü hava/füze/deniz taarruzunun kısa sürede tamamlanmasına ihtiyaç bulunmaktadır. Olası çatışma durumunda Türkiye mutlak tarafsızlığını korumak zorunda. Çatışma sonunda İran’ın başarılı olması Türkiye açısından sorun oluşturabilir. Türkiye’nin ABD’ye destek vermesi bölgesel ilişkilerinde kalıcı hasarlara yol açar. kendi topraklarında, hem de sınırın Irak tarafında, PKK terör örgütünün uzantısı olan PEJAK terör örgütü ile mücadeleye giriştiği, teröre karşı Türkiye ile bir iletişim içinde olduğu gözlemlenmektedir. Bu yakınlaşmayı, üzerindeki ABD baskısı nedeniyle Türkiye’nin desteğini kazanmak istemesi, aynı zamanda Irak’ın kuzeyindeki Kürt bölgesi oluşumunun ve bölgede gelişmekte olan Kürtçülük hareketinin Büyük Kürdistan beklentisi ile kendisine de tehdit olacağı düşünceleri ile gerçekleştirdiği değerlendirilmektedir. Türkiye’nin de iyi komşuluk münasebetleri, güvenlik ve ekonomik menfaatleri çerçevesinde bu yakınlaşmaya cevap verdiğini, ancak bunu güven sorunu nedeniyle ölçülü tuttuğunu söylemek mümkündür. Ancak İran’ın bu mücadeleyi ABD’nin PEJAK’ı desteklediği gerçeğinden hareketle vekâleten savaş çerçevesinde yaptığını da göz ardı etmemek gerekir. Ayrıca bölücü terörün ve Irak’ın kuzeyindeki yapının Türkiye’ye verdiği rahatsızlık ve bu konulardaki ABD desteği, ABDTürkiye ilişkilerini zedelediğinden ve Türkiye’yi ABD’den uzaklaştırdığından İran’ın işine gelmektedir. İran, ABD ile olan anlaşmazlıkta Türkiye’nin desteğini aramaktadır. ABD de, Türkiye’nin olası bir müdahalede veya müdahale olmasa dahi gerginlik safhasında, kendi istediği istikamette hareket etmesini, Batı Kulübü içinde kalmasını ve İran ile olan ilişkilerini sınırlamasını arzu etmektedir. C S TRATEJİ 15 müttefik olduğunu, ne de İran’ın güvenilir bir komşu olduğunu söylemek mümkün değildir. TÜRKİYE’YE ETKİLERİ SURİYE FAKTÖRÜ ABD’nin İran müdahalesinin sonuçlarını dikkate alarak, bölgede etkinliğini devam ettirebilmek maksadıyla, İran’a nispetle daha kolay, daha zayıf ve daha yalnız olarak nitelendirdiği Suriye’ye yönelmesi de ihtimal dahilindedir. Böyle bir müdahalede Suriye’nin kuzey doğu bölgesindeki Kürtleri ve bununla bağlantılı olarak Irak’ın kuzeyindeki Kürt grupları da kullanması muhtemeldir. Kürtlerin bu şekilde kullanılmasının bölgede ve Türkiye’ye müteveccih tehdit algılamasında daha da büyük tehlikeler yaratacağı dikkate alınmalıdır. TARAFLARIN ÜSTÜNLÜK SAĞLAMASI ABDİran çatışmasının sonucunda taraflardan birinin üstünlük sağlaması, bölge devletleri için tehlikeyi daha da arttıracak bir gelişme olacaktır. Çünkü İran kazanırsa bölgesel güç olacak, rejiminin ayakta kalması için çevresinde benzer rejimlerin oluşmasını destekleyecek girişimlerde bulunacaktır. Nükleer çalışmalarını devam ettirebilecek ve sonuçta bölgede nükleer silaha sahip bir ülke olarak daha büyük bir tehdit oluşturacaktır. ABD kazanırsa, Türkiye dahil bölge ülkeleri üzerindeki baskısı artacaktır. Gerilimin bu safhaya gelmesinden sonra ABD’nin geri adım atmasının, bölgeyi İran ve Şii hâkimiyetine terk etmesi anlamında olacağı değerlendirildiğinden, müdahale düşüncesinin ABD tarafından sürekli gündemde tutulacağı beklenmektedir. Çatışma sonucunda İran’ın askeri güç kaybına uğraması, İran’da politik ve sosyolojik değişikliklere sebep olabilir ve rejimin değişmesi yolunu açabilir. Türkiye açısından İran’ın askeri güç kaybına uğraması, Türkiye’nin konvansiyonel gücünün elinde kalmasına ve dolayısı ile belirli bir süre için bölgede etkinlik sağlayacak duruma gelmesine imkân yaratabilir. Böyle bir sonuç, İran’ın Orta Asya Devletleri üzerindeki etkisini de zayıflatacağından, Rusya’nın bölgedeki etkisini kırabildiği taktirde Türkiye’ye avantaj sağlayabilir. Birinci ve ikinci körfez savaşlarını, geliştirdiği silah ve sistemlerin denenmesi için bir fırsat olarak değerlendiren ABD, geçen sürede geliştirdiği sistemlerini yeniden deneme ve değerlendirme fırsatı bulabilir. Aynı şekilde İran da, Rus ve Çin teknolojilerini ve bu teknolojileri özümseyerek geliştirmeye çalıştığı kendi teknolojisini, silah ve sistemlerini ayrıca Ukrayna’dan aldığı silah sistemlerini kullanarak bunların etkinliklerinin ölçülmesine imkân yaratabilir. Sonuç olarak, ABDİran çatışmasının askeri açıdan sonucu, çatışmanın tam galibinin olamayacağı düşüncesinden hareketle zaman içinde ortaya çıkacak, ancak her halükarda bölgede huzursuzluk, belirsizlik ve kaos yaratacak, kapanması oldukça zor olan derin yaralar açabilecektir. Çatışmanın her durumda Türkiye’ye bir maliyeti olacağı düşünülmektedir. Bu nedenle Türkiye’ye etkisi, Türkiye’nin gerginlik, çatışma olasılığı, çatışma ve sonrasındaki tarafsız görünme ve her şartta menfaatini koruma konusunda göstereceği diplomatik kabiliyetine bağlı olacaktır. TÜRKİYE’NİN POLİTİKASI Bölgesel etkinlik ve güvenlik açısından İran’ın nükleer silaha sahip olması veya nükleer silaha sahip olacak ölçüde nükleer teknolojisini geliştirmesi, Türkiye açısından olumsuz bir gelişmedir. Bu nedenle İran’ın nükleer silah elde etmesini engellemek için yapılacak çeşitli müdahalelerin Türkiye’nin menfaatlerine uygun olacağı değerlendirilmektedir. Ancak İran’a yapılacak bir askeri müdahalede ABD tarafında yer almanın ve buna doğrudan destek sağlamanın, Türkiye’ye karşı olası terör hareketlerini tetikleyebileceği, bölgede yaralar açabileceği ve gerginlikleri derinleştirebileceği düşünülmektedir. Ayrıca bölgede bu ülke ile beraber yaşamak durumunda olduğumuzdan dolayı ABD nedeniyle ilişkilerimizin, derin izler bırakacak tarzda zedelenmesinin de menfaatlerimize uygun olmayacağı kıymetlendirilmektedir. ABDİran gerginliği ve çatışmasında Türkiye, komşusu İran ile müttefiki ABD arasında kalmakta, çatışmanın, her halükarda Türkiye’ye maliyeti bulunmaktadır. Bu nedenlerle Türkiye’nin krizin çözülmesi için diplomasi ve müzakere yolunun sonuna kadar devam ettirmesi yönünde hareket etmesi ve her iki tarafı da çatışmadan uzaklaştırmak için gayret göstermesi gerekmektedir. Müdahale kaçınılmaz duruma gelmişse tarafsız bir tutum içinde olması ve bir tarafın politikalarına meyletmek yerine kendi çıkarlarını belirleyip korumanın yollarını araması gerekmektedir. Bu konuda çok zor durumda kalınması halinde, tepkilere neden olmayacak şekilde ilerleyen zaman içinde, menfaatlerini çok iyi gözeterek ABD’ye dolaylı destek vermesi tercih edilebilir. Ancak ne ABD’nin güvenilir bir NÜKLEER YARIŞ Diğer taraftan İran’ın nükleer teknoloji konusundaki çalışmalarının, bölgedeki diğer ülkeler üzerinde kendini koruma veya en azından geri kalmama düşüncesi ile nükleer kabiliyet elde etme yolunda bir teşvik unsuru olduğu da görülmektedir. Mısır, Suudi Arabistan ve Ürdün bu konuda bir araştırma içindedir. TÜRKİYEİRAN İLİŞKİLERİ Müdahalenin sonuçlarını da dikkate alarak konuyu Türkiye açısından değerlendirdiğimizde, İran ve Türkiye’nin tarih boyunca çok büyük düşmanlıklar içinde olmamakla birlikte, bölgede etkinlik sağlayabilmek için birbirleri ile sürekli rekabet içinde olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle zaman zaman gerginlikler yaşandığına şahit olmaktayız. İran’ın, Türkiye’yi zayıf duruma düşürmek için terörü desteklediğini, rejimini muhafaza etmek ve yaymak için ihraç politikası uyguladığını yakın geçmişte yaşadık. Ancak İran son yıllarda Türkiye ile yakınlaşma politikası uygulamakta, siyasi, askeri ve ekonomik alanda ilişkileri geliştirmek istemektedir. İran’ın hem Ahmedinecad