Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 Melek KIRMACI TUSAM Avrupa Araştırmaları Masası kirmaci@tusam.net Fransa’nın ‘küçük Napolyon’u Merkel’in yardımıyla Türkiye karşıtlığını üstlendi… C S TRATEJİ öncesinde Türkiye konusunda sorun yaratmakla Türkiye’yi koz olarak kullanmak niyetinde. Buna karşın Türkiye konusunda krize sürüklenmek istemeyen AB, Türkiye tartışmasının 10 Aralık’taki AB Dışişleri Bakanları toplantısını esir almasını önlemek istedi. Bu yüzden AB Komisyonu, Türkiye konusunun AB Dışişleri Bakanları toplantısından önce 7 Aralık’ta gerçekleştirilecek olan AB Daimi Temsilcileri (COREPER) toplantısında gündeme getirileceğini duyurdu. COREPER toplantısından çıkan sonuç ne olursa olsun Fransa öyle ya da böyle istediğini elde etmeyi amaçlıyor. Önce Liderler Zirvesi öncesinde ardından Türkiye ve Hırvatistan için yeni başlıkların müzakere açılması amacıyla gerçekleştirilecek HAK toplantısında Sarkozy, AB’deki Türkiye karşıtlarının bayraktarlığını yapmaya devam edecektir. Üstelik bu konuda yalnız da değil. Zirvenin hemen öncesinde Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in Türkiye’ye ilişkin açıklamalarının tonu da yükseldi. Liderler Zirvesi’nin hemen öncesinde Sarkozy ile biraraya gelen Merkel önceleri karşı çıktığını açıkladığı Sarkozy’nin Türkiye için önerdiği Akdeniz Birliği fikrine destek verdiklerini açıkladı. Merkel’in açıklamaları partisi Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nin (CDU) İlkeler Programı’nın belirlendiği kurultaya denk geldi. Merkel, tabandan gelen baskının da etkisiyle, parti kurultayında yaptığı konuşmada "Türkiye ile Avrupa arasında imtiyazlı ortaklıktan yanaydık, hala bundan yanayız, gelecekte de bundan yana ve Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olacağız" demişti. icolas Sarkozy’nin Fransa’nın yeni cumhurbaşkanı seçildiği gün Avrupa’da Türkiye karşıtlarının yeni yıldızının kim olacağı belli olmuştu. TürkiyeAB ilişkilerinde Sarkozy’nin adı son dönemde belki de Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Olli Rehn’den de fazla geçiyor. Henüz Elize Sarayı’nın yeni sahibi olmamış iken yalnızca sadece Maliye ve Ekonomiden Sorumlu Bakan ve iktidardaki Halk Hareketi Birliği Partisi’nin (UMP) yeni seçilmiş lideri iken kritik 17 Aralık 2004 zirvesi öncesinde Türkiye’nin Avrupa’nın ortağı olmasını ama AB üyesi olmamasını istediğini söylemişti. Aradan üç yıla yakın bir zaman geçti ve aynı Sarkozy Fransa’nın "küçük Napolyon"u oldu. Elize Sarayı’na taşınır taşınmaz Brüksel’e gerçekleştirdiği ilk ziyaretinde Sarkozy’nin hedefi yine Türkiye oldu. Sarkozy, Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki fikrinin dünden bugüne değişmediğini defalarca dile getirdi. Fransa, Danimarka, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile el ele vererek "Eğitim ve Kültür" faslında Türkiye’den "azınlık hakları ve kültürel hakların güvence altına alınması"nın açılış ya da kapanış kriteri olarak getirilmesini talep ederek teknik hazırlıkların tamamlanmasına karşın Türkiye’nin bu fasılda müzakerelere başlamasını engellemişti. Ardından Sarkozy, AB müktesebatını oluşturan 35 müzakere başlığından, biri askıya alınan sekiz başlıktan biri olmak üzere, toplam beş başlığın açılmasını engelleyeceğini açıklamıştı. Nitekim 26 Haziran’da gerçekleştirilen Hükümetlerarası Konferans’ta (HAK) Türkiye, "İstatistik" ve "Mali Kontrol" başlıklarını müzakereye açabilmiş ancak "Ekonomik ve Parasal Akil Adamlar Komitesi’nin oluşturulması Politika" faslı Fransa’nın engeline takılmıştı. Son konusundaki tartışma da sona ermiş olacak. Adı ne olarak Avrupa’daki Türkiye karşıtlarının başını çeken olursa olsun Nicolas Sarkozy istediğini az ya da çok Fransa’nın Sarko’su birliğin genişleme politikası da elde etmiş olacak. Zira Düşünce Grubu’nun dâhil 2030 yılı Avrupasını nelerin beklediğini çalışmaları genişleme politikasını içersin ya da tartışmak üzere "Akil Adamlar Komitesi" içermesin AB kulislerinde en çok tartışılan konular oluşturulmasını teklif etmiş böylelikle Avrupa’da yeni arasında üst sıralarda yer alan Türkiye tartışması bir Türkiye tartışmasının fitilini ateşe vermeyi yeniden alevlendi. Liderler Zirvesi’nden bir hafta amaçlamıştı. Akil Adamların yürütmesini istediği önce Türkiye ve Avrupa basınında Nicolas "Avrupa’nın gelecek sınırları" tartışması kapsamında Sarkozy’nin kapalı kapılar ardında Dönem Başkanı Sarkozy, "durmadan genişlemenin mümkün Portekiz tarafından hazırlanan taslak sonuç olmadığı" bu yüzden de "coğrafi olarak Avrupa’nın bildirisinin Türkiye’ye ilişkin paragrafında "katılım sınırlarının çizilmesinin şart olduğunu" ve "çizilecek müzakereleri" ifadesinin yerine yalnızca "müzakere" bu sınırlar ile yeniden şekillendirilecek genişleme kelimesinin kullanılmasını yani "katılım" kelimesinin politikası ile Türkiye’nin AB’ye üye olmasının kaldırılmasını istediği yönünde haberler yer aldı. Akil mümkün olmadığını" tüm Avrupa’ya pek tabii Adamlar Komitesi konusunda istediğini alamayan Türkiye’ye de dikte etmek istiyor. Zira Sarkozy’nin Sarkozy Fransa’sı, zirve sonuç bildirisi taslak "Türkiye’nin Avrupa’ya ait olmadığı çünkü metninde Türkiye konusunda üyeliğe ya da katılıma Türkiye’nin küçük Asya’da yer aldığı"nı söylemesi atıfta bulunacak her türlü ifadenin metinden niyetini açıkça ortaya koyuyor. çıkartılması konusunda diretti. Sarkozy zirve Şimdi, 14 Aralık AB Liderler Zirvesi’nden yaklaşık bir hafta önce, İngiltere gazetelerinden Financial Times’ın Merkel ve Sarkozy... yanı sıra Türkiye’de de bazı gazetelerde AB Dönem Başkanı Portekiz’in ve AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun çabaları sonucunda "Akil Adamlar Komitesi"nin adının "Düşünce Grubu" (Reflection Group) olacağı ve görevinin AB’nin mevcut politikalarına alternatif oluşturmayacağının AB liderlerine sunulacak taslakta yer aldığı haberi yer aldı. Gazetelerin birçoğu ve bazı haber ajansları bu haberi "AB, Fransa’yı bypass" etti başlığı ile manşete taşıyarak bu durumu "Türkiye’nin kazandığı bir zafer" olarak yorumladılar. Bu yazıyı okuduğunuz sırada AB Liderler Zirvesi gerçekleştirilmiş olacağından N Sarkozy barikat kuruyor Başkan olmasından önce ve sonra Türkiye karşıtlığını sürekli dile getiren Sarkozy, Alman lider Merkel’in desteğini de alıyor. Türkiye’yi AB’NİN 28. ÜYESİ HIRVATİSTAN engellemeyi hedefleyen Siz bu satırları okurken Liderler Zirvesi’nin üstünden iki gün geçmiş olacak. Zirve sonuç girişimleri küçük bildirisinde ne yazarsa yazsın Türkiye için AB yolunun ne denli dikenli ne denli AB’ye üye devletler düzeltmelerle ilerliyor. tarafından barikatlarla örüldüğü gerçeği değişmeyecek. 2023’ten önce AB’ye üye olması zaten beklenmeyen Türkiye’nin AB’ye üyelik konusunun AB liderlerince siyasallaştırıldığı açıkça biliniyor artık. Üzücü olan günlük siyasete kurban edilmiş müzakere sürecinin Türkiye için neredeyse durmuş olması. Öte yandan bu durum AB’deki Türkiye karşıtlarının Türkiye konusunda ne denli kararlı olduklarını da gösteriyor. Tüm bu tartışmalar devam ederken Türkiye ile aynı tarihte müzakerelere başlayan Hırvatistan ise koşar adım AB yolunda ilerliyor. Türkiye’den açık ara önde olan Hırvatistan, 2009 yılının ilk yarısında birliğin 28. üyesi olmayı bekliyor. Gazi Üniversitesi’nde 22–23 Kasımda gerçekleştirilen "AB Sürecinde Balkan Ülkeleri ile Türkiye Arasındaki Ekonomik, Siyasi ve Hukuk Alanındaki Düzenlemeler" adlı sempozyumda yaptığı konuşmada Hırvatistan’ın Ankara Büyükelçisi Gordon Bakota, Hırvatistan’ın AB’ye üye olmasının yalnızca Batı Balkan ülkeleri için değil Türkiye için de model olacağını ifade etti. Kosova’nın bağımsızlığına ramak kala Portekiz’den dönem başkanlığını 1 Ocak 2008’de devralacak Slovenya’nın dönem başkanlığı boyunca öncelikli hedefinin Balkan ülkelerinin üyelik sürecini hızlandırmak olacağı düşünülürse Hırvatistan’ın üyeliğinin bir an önce gerçekleşmesinin Batı Balkanların birliğe entegrasyonu açısından ne derece önemli olduğu anlaşılır. Buna karşın Türkiye’nin AB yolu yine ciddi biçimde tıkanmış görünüyor. Ne var ki bu durumun tek sorumlusu Sarkozy ya da AB’deki Türkiye karşıtları değil! Referans Gazetesi yazarlarından Zeynel Lüle’nin dediği gibi AB ne kadar "Acele etmene gerek yok" diyorsa Türkiye o kadar " acelem yok" diyor. 2008 yılında AB reform sürecine hız vereceğini söyleyen iktidarın geçen iki yıl boyunca neredeyse hiçbir şey yapmadığını hatırlatmaya bilmem gerek var mı?