26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 C S TRATEJİ Kıbrıs Adasının Kıbrıs satranç Dr. Ahmet Zeki BULUNÇ Büyükelçi (E) Başkent Ünv. Öğretim Görevlisi İsrail’in Lübnan’ı işgali ile birlikte Ortadoğu’da ortaya çıkan yeni kriz gözleri bir başka boyutu ile yeniden Kıbrıs adasına çevirdi. Dikkatler Kıbrıs’ın stratejik ve jeopolitik önemi üzerinde yoğunlaştı. Kıbrıs’ın stratejik değeri ve öncelikleri uluslararası düzeyde kabul edilirken Türkiye’de ulusal çıkarların dışında meselelere bakma alışkanlığında ve yandaşlığında olan kimi çevreler Kıbrıs’ın Türkiye için stratejik bir önemi olmadığını savunmaktadırlar. Ama Yunanistan meseleye farklı bakmaktadır. Yunanistan’da, Ortadoğu’da yaşanan krizle birlikte, Kıbrıs’ın stratejik öneminin ön plana çıktığı, Kıbrıs’ın bir AB üyesi ülke olması nedeniyle de birçok ülkenin Doğu Akdeniz’deki gelişmelerde oynadıkları rolü artırmak için, Ada’yı “altın fırsat” olarak görmeye başlamasına yol açtığı değerlendirmeleri yapılmaktadır.1 Diplomaside ulusal çıkarların korunması esastır. Bunun için de koşulları ve gelişen olayları yakından iyi izlemek ve zamanlamayı iyi yapmak gerekir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Kıbrıs’ın yeniden ön plana çıkan stratejik konumunu kullanarak İsrail’in Lüblan’a yönelik askeri harekâtı ile ortaya çıkan kriz ortamında dış politikasında yeni kazanımlar sağlayan oluşumlara yönelmiştir. Bunu en son örneği, Fransa ile olan askeri yakınlaşma girişimidir. Böylece GKRY, AB üyeliğinden sonra Türkiye’ye karşı kazandığı kazanımlarını daha ileri noktalara götürmek için stratejik açılımlar yaparak kazanımlarını güvence altına alacak ve geliştirecek siyasiaskeri adımlar atmaya başlamıştır. Bu nokta Güney Kıbrıs’ın yabancıların Lübnan’dan tahliyesi işlemlerinde ve “Lübnan’a insani yardım” ulaştırılmasında bir merkez üs olarak kullanılması hususu ön plana çıkartıldı. Bu fırsat değerlendirilerek GKRY’nin Fransa ile olan askeri yakınlaşma girişimi, Fransa Savunma Bakanı M. Alliot Marie’nin, Fransız vatandaşlarının, Lübnan’dan Larnaka yoluyla ülkelerine tahliye operasyonunu denetlemek üzere Güney Kıbrıs’ı ziyaret etmesiyle en üst seviyeye ulaştı. Bu ziyarette Marie, Fransa’nın Ortadoğu’daki ve Lübnan’daki çıkarlarını koruma ve bu bölgede bir denge unsuru olma planları kapsamında GKRY ile Fransa arasında bir savunma anlaşmasını geliştirmek amacıyla GKRY yetkilileri ile görüşmüştür. Kuşkusuz GKRYFransız “Savunma Anlaşması”nın temelinde, Fransa’nın, Kıbrıs adasında stratejik öneme sahip hava ve deniz üslerine sahip olma isteği vardır. Lübnan krizi ile ortaya çıkan bu son gelişme gerçekte İ Ortadoğu’da hızla artan krizler, Kıbrıs Adası’nın önemini daha da artırıyor. Bu süreçte Ortadoğu’da ABD ve İngiltere karşısında prestij kaybına uğrayan Fransa ise yeniden yükselebilmek için Kıbrıs’ta bir üs arayışına giriyor. bugünün bir olayı da değildir. Nitekim Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile Rum lideri Tasos Papadopulos arasında Kasım 2005 tarihinde bir ‘’gizli anlaşma’’ anlaşma yapıldığı2 ve bu anlaşma çerçevesinde Andreas Papandreu Baf Hava Üssü’nün Fransa’nın emrine verildiği, Fransa Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçakların, Baf Askeri Havaalanı’nı kullanmaya başladıkları ve Lübnan’daki gelişmelerin izlemeye alındığı belirtilmektedir. Anlaşmayla ilgili son ayrıntıların Temmuz ayı ikinci yarısında Güney Kıbrıs’ı ziyaret eden Fransa’nın Avrupa konularından sorumlu bakanı Kolama ile Rum Dışişleri Bakanı Yorgo Lillikas tarafından tamamlandığını açıklayan Güney Kıbrıs’ta yayınlanan Politis gazetesi, iki ülke arasında askeri alandaki mevcut işbirliğinin bir “sisteme bağladığı” haberini Rum Milli Muhafız Ordusu subaylarının Fransa askeri okullarında eğitiminin sürdürülmesi (Rum Milli Muhafız Ordusu’nun sahip olduğu silahların çoğunun Fransız kaynaklı olması nedeniyle bu işbirliği uygulamada halen devam etmektedir). Rum Milli Muhafız Ordusuna (RMMO) yedek parça temini. Fransız yetkililerin, Kıbrıs konusunda seminerlere katılması ve Rum Savunma Bakanlığı ile askeri işbirliğinde bulunmak için Güney Kıbrıs’ı ziyaret etmesi. Ayrıca ABHaber’e göre söz konusu anlaşmayla diğer önerilerin yanı sıra ortak “FransaKıbrıs” askeri tatbikatları önerilmektedir.5 Devletlerarasında yapılan anlaşmalarda kamuoyuna sızan bilgiler yanında çok daha önemli olan ve gizli kalan hususların bulunduğu bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla FransaGKRY askeri işbirliği anlaşmasında çok daha önemli ileriye dönük hedefleri gerçekleştirecek mutabakatlar da mutlaka vardır. Gizli kalmış RumFransız mutabakatlarında kuşkusuz hedef ülke Türkiye ve Türkiye’nin ulusal çıkarlarıdır. Bilindiği gibi Baf’taki “Andreas Papandreu Hava Üssü, Türkiye ile olası çatışmalara karşı Güney Kıbrıs’ın savunulması amacıyla Yunanistan tarafından inşa edilmişti. İşte Fransa, bu üssü kullanmayı GKRY ile bir “sisteme bağlamıştır.” Yukarıda belirtilen gelişmelerin, hem GKRY hem de Yunanistan yetkilileri tarafından çok olumlu bir adım olarak nitelendirilmesi, ‘Anlaşmanın, Güney Kıbrıs’ın Fransa ile olan çok iyi ilişkilerinde yeni bir sayfa açtığına ve iki ülke arasında askeri alanda varolan işbirliğini bir sisteme bağladığına’ dikkat çekilmesi de temel amaç ve niyetleri ortaya koymaktadır. vermiştir. GKRY’nin temel askeri altyapılarını, Fransız savaş uçakları ve gemilerinin kullanımı için Fransa hükümetinin hizmetine vermesi konusunda anlaşmaya varıldığı açıklanmıştır. Yine Politis Gazetesi’nin haberine göre anlaşma, Fransa’ya, Andreas Papandreu Baf Askeri Hava Üssü’nü ve Rum limanlarını kullanma hakkı vermektedir.3 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yayınlanan VOLKAN gazetesinin haberine göre anlaşma şu hususları öngörmektedir:4 Baf’taki “Andreas Papandreu Hava Üssü” nün Fransız savaş uçaklarının kullanımına açılması ve kolaylık sağlanması (Halen Lübnan’daki kriz nedeniyle ve anlaşma henüz resmen imzalanmadan BAF Hava Üssü’nün Fransızlar tarafından kullanıldığı bildirilmektedir). Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin deniz limanı ve deniz üslerinde, Doğu Akdeniz’de seyreden Fransız savaş gemilerine kolaylıklar sağlaması. OLAYIN GERÇEK YÜZÜ Fransa’nın Kıbrıs’tan üs istemesi ile gündeme gelen son gelişmeleri gerçek bir siyasal ve stratejik temele oturtabilmek ve değerlendirebilmek için öncelikle Kıbrıs meselesinin ne olduğunu, meselenin özünü yeniden hatırlamak ve RumYunan ikilisinin niyetleri doğru tespit etmek gerekir. Kıbrıs meselesine doğru teşhis koymadan bugünü anlamak mümkün değildir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear