Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
10 Bahadır Selim DİLEK Kral Abdullah’ın ziyaretinin görünmeyen yüzü… C S TRATEJİ Peki, yurtdışı ziyaretlerinde çok hassas davrandığı bilinen, hatta başlı başına Türkiye’ye gelme kararı alarak, Ankara’ya önemli bir jest yaptığı yorumlarına neden olan Kral Abdullah’ın Türkiye ziyaretini sadece magazine ve Suudi sermayesinin yatırım arayışlarına indirgemek olası mı? Bu sorunun yanıtı elbette ki "hayır"… Ziyaretin, bölgesel anlamda analizini yapabilmek için temasların görünmeyen yüzünü kısaca bir özetlemek gerekiyor. uudi Arabistan Kralı Abdullah Bin Abdülaziz El Suud’un Ağustos ayı başında Türkiye’ye yaptığı ziyaret ağırlıklı olarak magazin yönüyle kamuoyuna yansıtıldı. Ziyaretin siyasi açıdan çerçevesi ve boyutları tam olarak ortaya çıkmadı ama Suudi heyetinin kaç uçakla geldiği, heyette kadın olup olmadığı, kralın kalacağı otelin banyosunda kayıp düşmemesi için yerlerin halı ile kaplanması, aşçısını yanında getirmesi, sandalet yerine neden ayakkabıyı tercih ettiği, yedikleri, içtikleri konusunda Türk kamuoyu çok iyi bilgilendi. Kral Abdullah’ın ziyaretinin kamuoyuna yansıyan bir başka bölümü de Suudi sermayesinin Türkiye’ye yapacağı düşünülen yatırımları oldu. Kralın İstanbul’da, dünya çapında büyük bir sağlık merkezi kuracağı, Suudi işadamlarının gayrimenkul yatırımları yapacağı, GAP’a gösterilen ilgi büyük puntolarla gazete başlıklarına yansıtıldı. Ekonomik açıdan, Kral Abdullah’ın ziyareti öylesine önemsendi ki, Ege’de İzmir’in güneyinden Akdeniz’e kadar uzanan kıyı bölgesinde bir "Arap Turizm Bölgesi" oluşturulması yönünde bir proje bile gündeme geldi. Projeyi, SuudiTürk İş Konseyi Başkanı Ali Bayramoğlu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e sözlü olarak ilettiği ortaya çıktı. Projesini TRT Ankara Radyosu’nda katıldığı bir programda da anlatan Bayramoğlu, 4050 bin dönüm arazide kurulacak bölgede tatil merkezinin yanısıra üniversiteden, organik gıda merkezlerine kadar çok amaçlı tesislerin yer alacağı özerk bir bölge olacağını söyledi. Basında, Kral Abdullah ile birlikte Türkiye’ye gelen Suudi işadamlarının çantasında 20 milyar dolarlık projeler olduğu bilgisi yer aldı. İstanbul’da işadamlarıyla yapılan toplantıda, iki ülke arasında yatırım ve ekonomik işbirliği olanakları görüşüldü, Suudi sermayesinin Türkiye’ye yapması öngörülen yatırımlar konuşuldu. Aslına bakıldığında, ziyaretin ekonomik ve ticari ilişkilere yönelik bölümüne ilişkin yazılanlar önemli bir gerçeğe işaret ediyor. Özellikle 11 Eylül’den sonra Arap sermayesinin Batı finans kurumlarına ilişkin güvensizliğine, büyük bir hızla artan petrol fiyatlarından elde edilen milyarlarca dolarlık gelirin nasıl değerlendirileceği kaygısı eklenince, Suudi sermayesi için Türkiye önemli bir merkez olarak algılanmaya başlandı. Suudi Arabistan, dünya petrol rezervlerinin yüzde 25’ini elinde bulunduruyor ve petrol fiyatlarındaki ani artış nedeniyle bütçesine sadece 2005 yılında 44 milyar dolar ek gelir S Suudiler, Sünni Blok arayışında sağladı. Arap sermayesinin yeni finans merkezi adayı olan Lübnan’ın İsrail tarafından adeta yerle bir edilmesinden sonra, diğer Körfez ülkelerindeki meslektaşlarında olduğu gibi Suudi iş adamlarının pusulası da, net olarak Türkiye’yi göstermeye başladı. Özellikle gayrimenkul yatırımlarında yıllık yüzde 30’lara varan kar oranı, kısa vadede riske girmeden rant elde etmeyi seven Suudi işadamlarının, deyim yerindeyse iştahını kabarttı. Türkiye için çok fazla katma değer sağlayacak olmasa da, AKP hükümeti Suudi sermayesi için kapıların açıldığı mesajını verdi. ZİYARETİN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ Suudi Arabistan, Türkiyeyi Ortadoğu’da İran’ın karşısında siyasi ve askeri açıdan denge unsuru olabilecek tek Sünni ülke olarak görüyor. Suudiler bu kapsamda AKP ile yakın ilişki kurarak Ortadoğu’da büyük ve güçlü bir Sünni blok oluşturmaya çalışıyor. Abdullah’ın Ankara temaslarında özellikle manevi birlikteliğe vurgu yapması dikkat çekti. Kral’ın bu açıklamaları körfezdeki İran tehditine karşı, Sünni birliği arayışları yaptığını gündeme getirdi. Kralın ziyareti sırasında Çankaya Köşkü’nde imzalanan 6 anlaşma, iki ülke ilişkilerinin bugüne kadar çok da sıcak olmadığının önemli bir kanıtı olarak ortaya çıktı. Çünkü, Türkiye ile Suudi Arabistan arasında imzalanan, "Dışişleri Bakanlıkları Arasında Siyasi Danışmalara İlişkin Mutabakat Zaptı", "Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması", Maliye bakanlıkları arasında "Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması’na İlişkin Mutabakat Muhtırası" gibi anlaşmalar, ülkeler arasında yapılan temel anlaşmalar olarak kabul ediliyor. Hatta, sürekli gerginliklerin yaşandığı Ortadoğu coğrafyasında, Türkiye ve Suudi Arabistan gibi iki önemli ülkenin dışişleri bakanlıkları arasında bugüne kadar siyasi danışma mekanizması oluşturulmamış olması, AnkaraRiyad arasındaki ilişkilerin çok da sıcak seyretmemiş olduğunu gösteriyor. Ortadoğu’da, İran’ın nükleer dosyası –ki Tahran yönetimine tanınan süre 31 Ağustos’ta doluyorIrak’taki iç savaş ortamı ve Lübnan’a yönelik İsrail saldırılarının yoğunluğunu sürdürdüğü sıcak bir gündemde Türkiye’ye gelen Kral Abdullah’ın ziyaretinde siyasi konuların çok fazla öne çıkmaması dikkatlerden kaçmadı. Hatta, Suudi Arabistan heyetinin isteğine olumlu yanıt verilip, Çankaya Köşkü’ndeki görüşmelerin ardından ortak açıklama bile yapılmadı. Gerekçe olarak da , "Açıklama yapmak, Kral Abdullah’ın adeti değilmiş" denildi. Suudi kralın, basın mensuplarının İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları konusunda Suudi Arabistan’ın neden sesini çok fazla yükseltmediğine ilişkin olası sorularından mı çekindi bilinmez ama, Kral Abdullah’ın bu konuya ilişkin değerlendirmelerini ilk elden, yani kendi ağzından duymak isteyenler boşu boşuna beklemiş oldular. Kral, gerek Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile gerekse Türk heyeti ile yaptığı görüşmelerin ayrıntılarının kapalı kapılar ardında kalmasını tercih etti. Türk kamuoyu, Kral Abdullah için verilen resmi akşam yemeğinde yapılan resmi açıklamalar ile yetinmek zorunda kaldı.