28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 Aybike KOCA TUSAM Çalışma Hayatı ve Türkiye Arş. Masası akoca@tusam.net emmuz ayı başlarında artmaya başlayan ve "ani sıçrama bandı" olarak tanımlanan 80 Dolar psikolojik kriz seviyesini aşmak üzere olan petrol fiyatları, başta Güney Afrika, Güney Kore, Tayvan ve Türkiye gibi ithalatçı ülkelerin petrol faturalarını kabartmaya devam ediyor. Enerji uzmanlarının 2010 yılında petrol fiyatlarının 300 doları bulabileceği tahminine rağmen bir yükselip bir azalan, buna karşın uzun vadede artma eğilimini koruyan petrol fiyatlarının 100 dolara çıkma ihtimali, öne sürülen senaryolar içerisinde gerçeğe en yakını gibi gözüküyor. Yükselmekte olan ekonomilerin artan talebinden ziyade ortaya çıkan bölgesel istikrarsızlıklar, fiyatları körükleyerek bir "petrol krizi"nin de yaklaştığını haber veriyor. İran ABD savaşı çıkarsa 100 doları bulabilir... C S TRATEJİ Ayrıca yükselen petrol fiyatları, başta Türkiye olmak üzere bütçe açığını borçlanma ile kapatan ülkelerin ekonomilerini de olumsuz etkiliyor. Enerji piyasasının hacmi 40 milyar doları bulan buna karşın enerjide dışa bağımlı olan bir ülkenin tüketim talebi artıyorsa üretimini artırmayı ithalatını artırmaya tercih etmelidir. Son 30 yıldır petrol arama ve keşiflerde herhangi bir gelişmenin olmadığı dikkate alınırsa, enerji tasarruf eden teknolojik bir gelişmenin yaşanması, küresel güç peşinde koşan tüm ülkeler için zaruri gözüküyor. Bu anlamda petrol kaynakları bakımından yetersiz bir ülkenin enerji tasarrufu öngören bir teknolojiyle tanışması gereklilikten öte bir mecburiyet gibi gözüküyor. T Petrolün geleceği Ortadoğu’nun FİYAT 100 DOLAR OLUR MU? elinde FİYAT ARTIŞI SÜRÜYOR Petrol fiyatlarının yüksek olmasında her ne kadar sıkıntı olarak addedilmese de arz sıkıntısı, büyüyen Asya ülkeleri ve ABD ile Çin gibi ülkelerde artan benzin talebinin yanında Orta Doğu’daki istikrarsızlık (Irak Savaşı, İran’la yaşanan nükleer konusundaki gerilim ve son olarak İsrail’in Lübnan’a saldırısı) daha fazla etkili oldu. Şüphesiz petrol fiyatlarında en belirleyici bölge Ortadoğu. Hal böyle olunca bölgede yaşanan en küçük istikrarsızlık, tüm dünyanın merakla izlediği petrol fiyatlarını yukarı çekiyor. İstikrarsızlığın ileyecek gelişmeleri (aktif ya da pasif) yakından takip boyutu da fiyatların ne kadar yukarı sıçrayacağını beliretmesi gerekiyor. Türkiye’nin yılda yaklaşık 170 milyliyor. on varil petrol ithal ettiği düşünüldüğünde fiyatlardaki İsrail’in Lübnan’a düzenlediği (hala adını koyaher 1 dolarlık artış, petrol ithalatına ödenen miktarı 170 masalar da) askeri operasyon, Ortadoğu’daki gerilimi milyon dolar artırıyor. Böyle bir durumda Türkiye’nin tırmandırmaya ve fiyatları 1520 dolar artırmaya yetti. zaten rekor düzeye ulaşan cari açığı daha da artıyor, Fiyatlarda son dönemde gerçekleşen artışın neredeyse hedeften oldukça sapılan enflasyon oranında beklenen tamamının bu saldırıyla ilişkili olması, geçmişten bu ile gerçekleşen değer arasındaki fark iyice açılıyor. yana büyümeyle doğru orantılı olarak artan petrol fiyatlarının niteliğini de değiştirmiş oldu. Petrol sahibi ülkeler, 30 yıl önce dünya ekonomisi yüzde 5 savaş sırasında büyüdüğünde petrol fiyatları artmış ve petrol kaynak kuyuları krizi patlak vermişti. Bugün ise büyümeyle değil İsrail’in Lübnan’a saldırısıyla artan petrol silaha çevirebiliyor... fiyatlarının gidişatından korkuluyor. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 77’sine sahip olan ve toplam üretimin yüzde 40’ını gerçekleştiren Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (Organization of Petroleum Exporting CountriesOPEC) üyeleri bile, fiyatları artık kendilerinin belirleyemediğini, gidişatın tüm ülkeleri olduğu gibi kendilerini de rahatsız ettiğini söylüyorlar. Buna karşın fiyat artışları sonucu gelirleri artan ülkeler olarak OPEC üyelerinin endişesi yüzeysel kalıyor. Durumdan en fazla rahatsızlık duyan ülkeler ise en büyük petrol ithalatçısı ABD’den ziyade, kabaran faturaları ödemekte zorlanan Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler. İsrail’in Lübnan’a saldırdığı 12 Temmuz’dan sonra 76 doları bulan petrol fiyatlarının geçen süre zaafında tekrar 75 doların altına gerilemesi, Ortadoğu’da yaşanan bu krizin petrol fiyatlarının 100 dolara çıkmasına sebep olabilecek boyutta olmadığını gösteriyor. Ancak ABD ile İran arasında çıkabilecek bir savaş halinde fiyatların 100 doları bulması görüşü hakim. TÜRKİYE’YE ETKİSİ Enerji ihtiyacının yüzde 70’inden fazlasını ithal eden Türkiye’nin, petrol fiyatlarını etk İsrail’in Lübnan’a saldırdığı 12 Temmuz’dan sonra 76 doları bulan petrol fiyatlarının geçen süre zarfında 75 doların altına gerilemesi, Ortadoğu’da yaşanan bu krizin petrol fiyatlarının 100 dolara çıkmasına sebep olabilecek boyutta olmadığını gösteriyor. Kaldı ki fiyatların 100 doları bulması gibi bir felaket senaryosunun sadece ABD ile İran arasında çıkabilecek bir savaş halinde gerçeğe dönüşebileceği görüşü hakim. Böyle bir savaş durumunda, dünya üretilebilir petrol rezervinin yüzde 11’ine sahip olan ve dünya ham petrol üretiminin yüzde 5’ini gerçekleştiren İran’ın petrol fiyatları üzerinde yaratacağı etki şüphesiz şimdiki durumdan daha büyük olacaktır. En büyük petrol ithalatçısı ABD’nin ise kendini böyle bir duruma sokmak istemeyeceği, Irak’ta yaşanan başarısızlığın harareti sönmemişken İran ile yaşanan soğuk savaşı sıcak savaşa dönüştürmek istemeyeceğini söylemek yanlış olmayacaktır. Her ne kadar fiyatların 100 doları bulmayacağı söylense de artık fiyatları uluslararası politik gelişmeler özellikle de ABD’nin politikaları ve Ortadoğu belirliyor. Dolayısıyla üretimin neredeyse tamamının gerçekleştiği, sanayi ve turizm şehri Hayfa’nın İsrail ve Ortadoğu’nun Akdeniz’e açılan kapısı Beyrut Limanı’nın Lübnan ve Arap ülkeleri için önemi neyse petrolde dışa bağımlı olan ABD için de petrol fiyatları o denli önem arz ediyor. Adına savaş dendiği takdirde Hayfa’da olağanüstü halin ilan edileceği ve üretimin tamamen duracağı İsrail açısından ne derece dikkate alınıyorsa, İran ile sıcak savaş durumunda günlük 20 milyon varil petrolün geçiş noktası olan Basra Körfezi’nin kapanacağı ihtimali de ABD açısından dikkatle izleniyor. Bunlar göz önüne alındığında fiyatların daha yukarı çıkma ihtimali ortadan kalkıyor. Ancak yine de artan petrol fiyatlarından dolayı aşırı kar elde eden şirketlerin yoğun baskısını ve spekülatörlerin etkisini hafife almamak gerekiyor. Her ne kadar OPEC, sıkıntının arz yetersizliğinden değil rafinaj kapasitesindeki eksiklikten kaynaklandığı görüşünü savunsa da, zaman zaman yaşanan üretim kaynaklı arz sıkıntıları bu iddiayı güçsüz kılıyor. Son üç yıldaki petrol şoklarının niteliği farklı olsa da, artık uluslararası politik sorunların etkisinde kalan fiyatlar üzerindeki birincil etkinin üretim sıkıntısı olduğu, her petrol şokunun ardında bir arz şokunun yattığını gösteriyor. Nitekim daha önce arz eksikliğini kabul etmeyen OPEC’in bu kez yedek üretim kapasitesindeki gerilemeyi fark etmiş olması da bir süre daha arz sıkıntısıyla karşılaşılacağını dolayısıyla petrol fiyatlarının bulunduğu yüksek seviyeyi koruyacağını gösteriyor. Zaten önümüzdeki 23 yıl boyunca fiyatların yüksek seyredeceği görüşü tüm çevrelerce kabul edilmiş durumda.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear