Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
olarak tanımlanmış, Bartholomeos, 1453'ten 1923'e kadar Yunanistan sahip olduğu idari, ziyaretlerinden... siyasi ve yargısal hak ve imtiyazlarına son verilmiştir. Bu çerçevede, idari açıdan Eyüp Kaymakamlığı'na, Fatih Savcılığı'na ve İstanbul Valiliği'ne muhatap olması gerekmektedir. Sıradan bir Episkoposluğu Patrikhane haline getiren Bizans döneminde dahi tamamıyla devlet tarafından yönlendirilen ve sadece devlet sınırları içindeki kiliseler üzerinde –göstermelik yetkisi olan ve İmparatorluğun sınırlarının genişletilmesinde araç olarak kullanılan bir kurumdu. Fatih’in İstanbul’u fethinin ardından Patrike tanıdığı "milletbaşı" ünvanı da Osmanlı Ortodoks tebaasının temsilciliğini ifade etmekte idi. Osmanlı Döneminde, Lozan Konferansı sırasında ve sonrasında da Patrikhane veya Patrike "ekümeniklik" statüsünün tanınmadığı görülmektedir. Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri de zaten "ekümeniklik" iddialarını kabul etmemektedir. Bu durumda, iznine tâbi olduğu Türkiye’nin ekümeniklik konusunda olurunu alması hukuken mümkün değildir. Osmanlı Döneminde Patrikhane’ye bağlı olan kiliseler, Osmanlı toprakları sınırları içerisindeki Ortodoks tebaanın mensup olduğu kiliselerdi. Osmanlı’dan bağımsızlığını kazanan her bir ülkenin kilisesi de ilk iş olarak Patrikhanenin yetkilerini kabul etmediklerini açıklamış ve birer milli kilise haline dönüşmüşlerdir. Bunlardan birisi de, Yunanistan’ın bağımsızlık ilanının hemen ardından Patrikhanenin yetkisini kabul etmediğini açıklayarak bağımsızlaşan Atina’daki Yunan Ortodoks Kilisesi idi. Bugün için, FenerRum Patrikhanesine bağlı olan ve onun yetkilerini kabul edenler Yunanistan’a daha sonradan bağlanan kuzey kesimindeki kiliseler ve Oniki Adalar’daki kiliseler ile Yunanistan dışında (ABD, Avustralya gibi ülkelerde) yaşayan Yunanlıların mensubu oldukları kiliselerdir. Aynı ülkenin topraklarında yaşadığı Bağımsız Türk Ortodoks Kilisesi’nin bile Patrikhanenin liderliğini kabul etmemesi ilginçtir. Bu durumda Patrikhane, ekümeniklik iddiasına geçerlilik kazandırabilecek üçüncü oluru da kazanamamış durumdadır. ABD’nin, Yunanistan’ın ya da bir Avrupa devletinin Patrikhanenin ekümenikliğini tanıması ise hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Fener Rum Patrikhanesinin yetkilerini kabul edenler iki gruptur. Birincisi, Yunanistan dışında yaşayan Yunanlılar (Rumlar). Türkiye’deki Rum azınlığın da dâhil olduğu bu grup ABD, Avustralya, Yeni Zelanda ve bazı Avrupa A minde ise Lozan'daki sözlü anlaşma gereğince azınlığın kilisesi olarak tanımlandı; idari, siyasi ve yargısal hak ve imtiyazlarına da son verildi. Ne var ki, özellikle Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle dünyada başka türlü bir yarış başlamıştı ve Fener bundan gerçekten de iyi faydalandı. Fener Rum Patrikhanesi, Stalin döneminde –yasaklar gibi etkenler nedeniyle etkisi azalan Moskova Patrikhanesi’nin güdümündeki kimi kiliseleri etkisi altına almayı başardı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Rusya’da spiritüellik ve kültürün yeniden yaratılması, geliştirilmesi ve Rus kimliğinin inşası açısından Ortodoksluk yeniden önem kazandığında Moskova Patrikhanesi eskisinden ülkelerindeki Ortodoks cemaatten Yunan daha güçlü bir şekilde ayağa kalktı. Moskova kökenlilerin mensubu olduğu kiliseleri kapsar. Patrikhanesi ile bağlantıları uzun süre zorunlu bir Örneğin ABD’de 14 milyon civarındaki Ortodoks biçimdekesilmiş olan kiliselerin yönlerini tekrar nüfusun 2 milyonu Yunan’dır ve bunlar Fener’e Rusya’ya çevirmesi ABD açısından engellenmesi bağlıdır. İkinci grubu Yunanistan’a gereken bir gelişmeydi. ABD’de bulunan bağımsızlığından sonra katılan (Girit, On iki Ortodoksların yönetilebilir/yönlendirilebilir bir Adalar ve Kuzey Yunanistan) bugün ki Yunanistan merkeze bağlanması gerekiyordu ve Fener de topraklarında yaşayan Yunanlılar oluşturuyor. bunun için çok uygun bir kumaştı. Böylece Fener Kendisinin yetkilerini tanımayan Moskova Rum Patrikhanesi, tarihinde hiçbir zaman sağlayaPatrikliği ve sürekli tartışma halinde olduğu Yunan madığı Papalık benzeri yetkileri elde etme ihtimali Ortodoks Kilisesi’ne karşı güçlenmeye çalışan ve yaratan bir ortama kavuştu. Patrikhanenin veya Papalıkla da boy ölçüşen Patrik’in, dinsel yetki Patrikin zaman zaman özgürlük sınırlarını aşarak mücadelesini yanlış yerlerde sürdürdüğü açık. gerçekleştirdiği faaliyetlerle ilgili gerekli ve yeterli Dünya üzerindeki 220 milyon Ortodoks insanın tepkinin Türk hükümetlerince gösterilmemiş sadece binde 1.3’ü (300 bin) üzerinde ruhani yetkolması, gayri resmi durumların ve hukuka aykırı ileri olduğu düşünüldüğünde Patrik’in dünya işlemlerin teamül haline gelmesine sebep oldu. Ortodokslarının liderliği iddiası asılsız Patrikhane’nin ve Patrikin "Ekümeniklik" kalmaktadır. iddiasında olduğu gibi "Ekümenik" olma durumunu güçlendirmek için yapılan faaliyetler, bu SILSIZ İDDİALAR duruma en iyi örneği oluşturmaktadır. Türk yetkililerin ve makamların sessizliği, Bizans döneminde, Hıristiyan hukuku dışına "Ekümenik Patrik" sıfatının mülkiyete karine çıkıldığı için bu imparatorlukla sınırlı kalan oluşturan "zilyetlik" halini almasına sebep oluyor. Patrikhane, Osmanlı döneminde sadece Ortodoks Kullanmaya yetkisinin olmadığı bir sıfatı dışarıdan tebaayı (cemaati) temsil etti. Cumhuriyet dönealdığı destekle kullanan Bartholomeos, bu liderlik sıfatını Rum Patriği, önce Türkiye’ye sonra dünya gittiği Ortodokslarına kabul ettirmek ülkelerde niyetinde. Ortodoks olmayan devlet başkanı ülkelerin liderleri ve kimi yetkililer muamelesi Bartholomeos’u "300 milyon görüyor... Ortodoks’un dini lideri" sıfatıyla selamlarken Ortodoks dünya bu liderlik girişimini kabul emek istemiyor. CIA verilerine göre dünya nüfusunun yüzde 3.49’unu oluşturan (yaklaşık 220 milyon) Ortodoks’un 123 milyonunu barındıran Rusya’nın Patrik’i II. Aleksey, Fener’in diğer kiliseler ile eşit olduğunu vurguladığı konuşmasında "Ortodoks dünyasında ortak bir lider veya diğerlerinden üstün bir kilise yok." demek suretiyle "ekümeniklik" iddiasına cevap vermiştir. Bartholomeos, usulsüz yollarla zamanaşımı gösterilip el konulan hazine arazileri gibi ABD’nin, Yunanistan’ın ve AB’nin yalancı şahitliğiyle "Ekümenik Patrik" sıfatını adına tescil ettirmek istiyor. C S TRATEJİ 21