28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Bitlis ve Muş’u işgal etmişti. Bu arada Ermeniler kurdukları çeteler ile Osmanlı Ordusu’nun geri bölgelerini vuruyor, lojistik desteğine engel oluyorlardı. Ancak Erzurumİskenderun ekseninin başlangıcını ele geçiren Ruslar, Ermenilerin Devlet kurma emellerine duyarsız kalıyorlardı. Ermeniler bölgede kuracakları devletin Ruslara karşı olmasının Batının en önemli stratejisi olduğunu anlayamamıştı. Yaptıkları tek şey bölgede savaşan Türklere rahat vermemekti. Ermeniler Zeytun (Maraş) Bayburt, Van, Muş Bitlis ve Urfa bölgelerinde de isyan halinde idiler. Bu bölgeler Osmanlının Ruslarla savaştığı bölgeydi. Nihayet Osmanlı Hükümeti 24 Nisan 1915 günü Hınçak ve Taşnak komitelerinin her türlü faaliyetlerini durdururdu, evrak ve belgelerine incelemek üzere el koydu, İstanbul’da 235 kişiyi tutuladı. Ermenilerin soykırım iddiasıyla bütün dünyaya yaydıkları olay böyle gelişti. Ancak özellikle savaş bölgelerinde Ermeniler rahat durmuyorlardı. Bunun üzerine Dahiliye Nezareti, 26 Mayıs 1915’te Sadrazamlığa gönderdiği yazıda, savaş bölgesi olan Van, Bitlis, Erzurum vilayetleri’nin tamamı ile bu illere yakın Adana, Mersin, Kozan, Maraş illerinin Ermenilerin Musul, Suriye bölgelerine göç ettirilmesini önerdi. Bu öneri Osmanlı Hükümeti tarafından 27 Mayıs 1915 günü kabul edildi. Ermenilerin 90 yıldır katliam diyerek dünyayı ayağa kaldırdıkları kanun buydu. Savaşın olmadığımesela Orta Anadolu’da ki bölgelerde tehcir söz konusu değildi. Aslında bu olay saldırıya uğrayan ve ülkesini korumak zorunda kalan tüm ulusların yapması gereken bir işlemdi. Nitekim tehcirle ilgili tavsiye o sırada Osmanlı’nın müttefiki Almanya’nın Türkiye’de bulunan komutanlarından gelmişti. Doğu Anadolu’ya bir devlet kurmak üzere başka yerlerden gelip bir kısmı tehcire uğrayan Ermeniler Rus Ordusunun çekilmesi ile buralardan ayrılıp Rusya’ya veya başka ülkelere gitmişlerdir. KURTULUŞ SAVAŞI VE ERMENİLER Birinci Dünya savaşını bitiren Mondros Mütarekesinin tamamı 24 madde olan hükümlerin 4 maddesi Ermenileri korur biçimdeydi. Batı doğuda bir Ermenistan projesinden vazgeçmediği gibi onu güçlendirmek için uluslararası standarttaki belgeleri Osmanlı Devletine imzalatıyordu. Bu arada bölgeden ayrılan Ermeniler yeni hayallerle geri dönüyor veya döndürülüyorlardı. Dünya savaşı sonunda 18 Ocak 1919’da toplanan Paris Barış Konferansı’nda Ermeni Heyeti Başkanı (Osmanlı vatandaşı ve meclisi mebusan üyesi) Bogos Nubar’ın teklifleri son derece çarpıcıdır: Bogos Nubar Paşanın bu bölgeyi hiç bilmemesi işin en acı yönüdür. Karadeniz’den Akdeniz’e (denizden denize) uzanan bir toprak parçasında kurulacak bağımsız bir Ermenistan için ? ABD ve Milletler cemiyeti’nin Kefaleti, ? Büyük devletlerden birisinin 20 yıl süreyle mandaterlik yapması, ? Osmanlı Devleti’nin borçlarına katılmaya hazır olduklarını beyan ediyordu. Bu görüş Osmanlı delegelerinin belgelere dayanan itirazları paralelinde tam destek bulamadı. Buna rağmen, Ermeniler, bir taraftan bu bölgelere göç ederken diğer taraftan da Kafkasya ve özellikle Kilikya adıyla bilinen Maraş, Antep, Urfa ve Adana Türkiye Cumhuriyeti İkinci Dünya Savaşı’nda üç ayrı standartta siyaset izlemişti. İngiltere ve Fransa’nın oluşturduğu müttefikleri’nin stratejik yönden yanında olurken, Sovyet Rusya’nın yayılması politikasını yakın takibe almış Almanya ile ilişkilerini tarafsızlık stratejisinde dostça sürdürüyordu. Ne zaman ki Sovyet Rusya, Alman tehlikesini bertaraf edeceğini anlamış bu andan itibaren tarihi emellerini canlandırmıştı. Ve savaş sırasında yapılan son konferans olan Potsdam’da (Berlin) Ermenilerin olduğunu iddia ettiği Kars ve Ardahan’ı yani Erzurum–İskenderun ekseninin başlangıcını istiyordu. Aynı toplantıda Boğazlar’dan geçiş talebinde bulunup mevcut statünün yani Montrö sözleşmesinin değiştirilmesini istemesi ilginçtir. Türkiye Cumhuriyeti basiretli, cesaretli ve inandırıcı politikası ile bu tehditleri bertaraf edecektir. TürkiyeSovyet Rusya arasında gerginlik devam ederken Taşnak komitesince hazırlanıp Ermenilere imzalatılan Türkiye’nin doğusundan toprak talebine dair dilekçe ABD Başkanı Truman’a veriliyordu. 1945 aralığında Washington’da kurulan bir komite yayınladığı bildiri ile Anadolu’nun doğusunda Ermenilere toprak verilmesini isterken en kıdemli temsilcileri olan Ecmiyazin Katagikosu Türkiye’den göç eden Ermenilerin Trabzon, Erzurum, Van, Bitlis, Kars ve Ardahan bölgelerine Ermeni çetelerinin katlettiği Türkler yerleştirilmeleri için ABD, İngiltere ve Rusya devlet başkanlarına talepte gelememişlerdi, bunun için hem parasal hem de bulunuyordu. Ne acıdır ki bu bölgeye yerleşme sosyal yönden büyük gayretlere ihtiyaç vardı. talebinde bulunan Ermeni olmamıştı. İşin daha da ? Asıl önemlisi bölgenin jeostratejisinden acısı bu bölgede hak iddia eden genç Ermenilerin habersizlerdi. Neye hizmet edecekleri hangi ülkeyi adları ve lisanları Ermeni Kültüründen uzaklaşmıştı. tutacakları belli değildi. İçlerinde Bolşevik, Menşevik ve İngiltere yanlısı olanlar vardı. Harbord dönüşte RMENİLEŞTİRMEK/ KÜRTLEŞTİRMEK ABD Cumhurbaşkanı Wilson’a bu durumları içeren Ermeni sorununa bundan yaklaşık bir asır önce verdiği raporda Ermenilerle ilgili alınacak meydana gelmiş olayların devamı olarak bakmak sorumluluğun pahalı ve riskli olduğunu belirtmişti. konuyu çarpıtmak anlamına gelir. Doğu Anadolu’nun Tabi senato Ermeni Mandasını ret edecektir. jeostratejik konumu ile bölgenin enerji ve ham ? Ermenilere karşı harekatı bu tarihten sonradır. maddelerle olan bağlantısı Batının yeni senaryolar (Aslında ilk ulusal kongremiz Erzurum Kongresi’nin üretmesine neden oluyor. 19. yüzyıl boyunca bölgeyi de Ermeni Sorunu ile yakın ilişkisi vardır.) TBMM 23 Ermenileştirmek isteyenler şimdi aynı bölgeyi Nisan 1923’te açılışını müteakip yaptığı ilk iş Sovyet Kürtleştirmek gayretindeler. Rusya ile ilişkilerini kurmak, sınırlarını emniyete Oysa Coğrafya insanlığın tabii yöneticisidir. 21. almaktı. TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa, yüzyılın en önemli getirisi coğrafya için boğuşmak Sovyet Dışişleri Komiseri Çiçerin’e 26 Nisanda bir yerine coğrafya’dan en güzel şekilde yararlanmayı mektup gönderiyor, Çiçer’in, 2 Haziranda olumlu bilmek olmalıdır. Ve Türkiye, bu konuyu fark eden, yanıt vererek yeni Türk Devleti ile ilişkilerini resmen değerlendiren ilk ülkelerdendir. Karadeniz Ekonomik başlatıyordu. Ermenilerin bölgedeki katliamlara İşbirliği (KEİ) Antlaşması’na dair 11 ülkeden devam etmesi nedeniyle 9 Haziran 1920’de doğu bırakınız Karadeniz’i hiçbir denize çıkışı olmayan tek bölgesinde geçici seferberlik ilan edilmişti. Ancak ülke Ermenistan’dır. Bilindiği gibi Karadeniz’de en ileri harekat için Sovyet Rusya’nın rızası gerekiyordu. uzun kıyısı olan ve bu denizi okyanuslara bağlayan Nitekim Çiçer’in 2 Haziran tarihli mektubunda Türkülke Türkiye Cumhuriyeti’dir. Dileğimiz bu örneğin Ermeni sınırı için aracılık yapmak istediğini herkes tarafından değerlendirilmesidir. Böyle olursa belirtmişti. Bu nedenle 23 Haziranda başlaması Kuzey doğu komşumuz Ermenistan’ın ve Güneydoğu gereken harekat ertelemişti. Ermenilerin asıl Anadolu’nun refahı artar ve dolayısıyla nüfus kaybettiği kimin yanında olduklarının anlaşılamaması azalması durur, hatta nüfus artışı meydana gelir. idi. Bir taraftan İngiltere ve Fransa ile yakın ilişkiler bölgelerinde yerli halka ve askeri birliklerimize taarruzlarda bulundular. Ermeniler Kafkasya bölgesinde Rusların ve/veya İngilizlerin desteğinde saldırılar yaparken Kilikya bölgesinde Fransızların desteğinde savaşıyorlardı. Ama ne var ki İngiltere bölgeyle ilgili değişik bir jeostrateji çizmişti. ErzurumMurat Yaylasıİskenderun ekseninin başlangıcında Ermenistan kurularak ABD’nin kontrolüne verilecek, onun altında İskenderun ve Basra Körfezlerine hakim Kürdistan İngiltere’nin himayesinde olacak İskenderun Körfezi ve Kilikya (AdanaMaraş...) Fransa’nın kontrolünde olacaktı. Bu cümleden olarak General Harbord başkanlığındaki Amerikan Heyeti sorunu yerinde incelemek üzere Ermenistan’a gitmiş, bu arada Sivas’ta bulunan Heyeti Temsiliye Reisi Mustafa Kemal Paşa ile görüşmüştü. Amerikan Heyeti Erzurum ve diğer yakın illerde yaptığı incelemelerde Ermenilerin Rus Ordusu’ndan da güç alarak bölgede tam bir vahşet uyguladığını, kendi okul ve kiliselerinin sağlam ve faal olduğunu yani Türklerin çok zarar vermediğini görmüştü. General Harbord bu gezisi ile üç hususu anlamıştı: ? Doğuda yapılan vahşette Ermeniler Türklerden çok ileriydi. ? Ermeniler devlet kurma seviyesine C S TRATEJİ 21 kurarlarken öte taraftan da Rusya’nın yanında görünüyorlardı. Mustafa Kemal Paşa bu politik karmaşıklığı yerinde ve zamanında değerlendirmiş, Hariciye Vekili Yusuf Kemal (TENGİRŞEK) Bey’in Moskova’dan dönüşü ile birlikte 24 Eylül 1920’den itibaren harekat başlatılmıştı. İki ay içinde Sarıkamış ve Karsı kurtaran Türk ordusu Gümrü’ye girerek Ermenilerle 3 Aralık 1920 da Barış Antlaşmasını imzalamıştı. Bu suretle TBMM Erzurum–Murat yaylası–İskenderun Körfezi ekseninin başlangıç noktasına hakim oluyordu. Hem de Mustafa Kemal Sovyetlerle kurduğu derin dostluk ile birlikte. Bundan sonra güney vilayetlerimizde bulunan Fransızlardan kurtulmak daha kolay olacaktır. İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI E
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear