Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 Filistin’in 4000 yıllık tarihi… C S TRATEJİ Yahudiler 2500 yıldır göçüyor H. Miray VURMAY TUSAM Ortadoğu Araştırmaları Masası mvurmay@tusam.net ahudiler, 4000 yıllık tarihleriyle, dünyanın en eski halklarından biridir. Filistin bölgesinde kurdukları devletlerin yıkılması ve dış baskılar, Yahudi diasporasının oluşmasına neden oldu. 1492’de Endülüs’ün yıkılmasıyla İspanya’dan sürülen Yahudilerin büyük bir kısmı Osmanlı Devleti’ne sığındı. Avrupa’da kalanlar ise, Holokost’a giden yolda yaklaşık 450 yıl boyunca Avrupa’nın "ötekisi" olarak yaşadılar. Yahudi tarihinin sayısız göç ve sürgüne tanık olması, Yahudilerde bir ulusal yurt özlemini doğurdu. "Siyonizm" olarak adlandırılan bu fikri, Teodor Herzl, kuramsallaştırdı. Herzl, dağılmış halde olan Yahudileri tek bir çatı altında toplamayı ve bir "ulusal yurt" kurmayı amaçlıyordu. Herzl’in fikirleri, 1897’de dünyanın birçok bölgesinden gelen Yahudilerin katıldığı I. Siyonist Kongresi’nde örgütlü bir yapıya dönüştürüldü. Öncelikle küçük gruplar halinde, Osmanlı hakimiyetindeki Filistin’e göç etmeye başladılar. I. Dünya Savaşı, tüm dengeleri alt üst etti. 1917 yılında, dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Lord Balfour’un yayımladığı "Balfour Deklarasyonu" ile İngiliz hükümeti, Yahudilerin ulusal yurt kurma çabalarını desteklediğini resmen açıkladı. Siyonizm, böylece hayat buluyordu. Savaş sonrası antlaşmalarıyla Filistin, 1920 yılında İngiltere’nin manda yönetimine verildi. İki savaş arası dönemdeki gerginliklerden ve II. Dünya Savaşı’ndaki Holokost’tan sonra artan göçler, Filistin’de Yahudi nüfusunu büsbütün arttırdı. 1937 yılında, Araplar’la Yahudiler arasındaki ilk silahlı çatışmalar başladı. İngiltere, içine düştüğü Filistin bataklığından kurtulabilmek için, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Filistin’deki tüm haklarını BM’ye Bengurion devretti. Y ilan ettiler. İsrail Devleti’nin ilanının hemen ardından Ürdün, Mısır, Lübnan, Irak ve Suriye’nin İsrail’e saldırmasıyla başlayan 1948 yılındaki bu ilk büyük Arapİsrail savaşı ve 1967 6 Gün Savaşları ile 1974 Yom Kipur Savaşı, İsrail’in zaferiyle sonuçlandı. 1964’te, yarım yüzyıl boyunca Filistin mücadelesini yürütecek olan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) kuruldu. FKÖ, aynı zamanda, Filistin’i, Arap devletlerinin gerçekte hiçbir işe yaramayan koruma şemsiyesinden "kurtarmak" istiyordu. Ne kadar haklı oldukları, 1977’de ortaya çıktı. İsrail’e karşı savaşan Arap ülkeleri arasında ön saflarda yer alan Mısır, İsrail ile masaya oturarak Filistin’i "sırtından vuran" ilk Arap ülkesi olmuştu. 1982 yılı, İsrailFilistin tarihindeki en kanlı yıllardan biridir. Lübnan’a giren İsrail ordusu ve Lübnan’daki Hıristiyan Falanj milisler, Sabra ve Şatilla Mülteci Kamplarındaki binlerce Filistinliyi öldürdü. cı ve şiddet yanlısı örgütlerin eylemlerine hız vermesi çatışmayı ve şiddeti yeniden İsrailFilistin gündemine getirdi. Ancak barış sürecini yöneten ve yönlendiren ABD, İsrail’e yaptığı baskılar sonucunda, İsrail’in El Halil’den çekilmesini sağladı. Netenyahu liderliğindeki İsrail hükümetinin bu geri adımı, İsrail’i erken seçime götürdü ve 1999’da Ehud Barak başkanlığındaki İşçi Partisi yeniden iktidara geldi. Barak, iktidara gelir gelmez, Filistinlilerle yeni bir anlaşma imzaladı ancak, Filistinli mülteciler, Yahudi yerleşimciler ve Kudüs’ün nihai statüsü konularında uygulamada hiçbir ilerleme kaydedilemedi, barış görüşmeleri kilitlendi. Barak, Suriye ve Lübnan’la da barış yapmaya çalıştı ve sonuçta İsrail, Mayıs 2000’de 21 yıllık Lübnan işgaline son verdi. ABD’nin arabuluculuğu ile yeniden barış görüşmeleri denendi; ancak aynı nedenlerle yine sonuçsuz kaldı. İKİNCİ İNTİFADA İ İSRAİL DEVLETİ KURULUYOR BM, Filistin’i devraldığında Yahudiler nüfusun üçte birini oluşturuyor, ülke, silahlı çatışmalarla sarsılıyordu. BM'nin özel komitesi, Filistin için bir "Taksim Planı" hazırladı. BM’nin teklifini Filistinli temsilciler reddederken, Yahudiler kabul etti. Plana göre, Filistin'in yüzde 56,47'si Yahudilere, yüzde 43,53'ü Araplara bırakılıyordu. Kudüs ise, uluslararası bir idareyle yönetilecekti. Taksim Planı, 29 Kasım 1947'de BM Genel Kurulu'nda 33 ülkenin kabulü, 13 ülkenin reddi ve 10 ülkenin de çekimser kalmasıyla kabul edilmişti, plan uygulanamadı. 14 Mayıs 1948’te Ben Gurion, İsrail Devleti’nin kurulduğunu ilan etti. Gurion’un açıklamasından 1 buçuk saat sonra İngiliz askerleri, bölgeden çekilmeye başladı. Yahudiler, 2000 yıl aradan sonra, hem de Filistin’de bir devlete sahiplerdi artık. Filistinli Araplarsa, 15 Mayıs’ı "El Nakba" yani "Felaket GüMahmut Abbas nü" Y İsrail sağının en büyük partisi Likud’da, liderliği Netenyahu’dan devralan Ariel ŞaNTİFADA ron’un yüzlerce İsrailli ile birlikte Mescidi Teodor Herzl Aksa’ya yürümesi, Filistinlileri yine isyan ettirFilistin halkı, 1987 yılında 6 Filistinli çocudi. El Aksa İntifadası olarak da adlandırılan isyanda ğun İsrail askerlerince öldürülmesine tepki şiddet hiç olmadığı kadar tırmandı. İsrail, Hamas ve İsolarak, İsrail’e karşı isyan (intifada) başlattı. lami Cihad’ın intihar eylemlerine, mülteci kamplarını I. İntifada, 1993 yılına kadar sürdü. İntifa"dümdüz" ederek yanıt verdi. Bu ortamda seçime giden da ve İsrail’in karşı saldırıları ile Ortadoİsrail’de, II. İntifada’nın fitilini ateşleyen Ariel Şaron ikğu’da içinden çıkılması güç bir şiddet tidara geldi. Filistinlilerin Sabra ve Şatilla katliamlarındöngüsü başladı. Filistinli radikal ördan sorumlu tuttuğu ve "Beyrut Kasabı" olarak nitelengütlerin temeli de İntifada sırasında dirdikleri Ariel Şaron, son döneme kadar kendisinden atıldı. beklenen bütün şiddet içerikli politikaları uyguladı. Tüm Sürgünde kurulan Filistin Ulusal dünyaya rağmen Arafat’ı tecrit etmesi ve her fırsatta Konseyi, 1988 yılında Cezayir’de topyaptığı kışkırtıcı açıklamalarla, şiddeti körükledi. lanarak, BM’nin 1947 yılında hazırladığı iki devletli çözüm önerisini kabul RAFAT’IN ARDINDAN ettiğini açıkladı. Bunun üzerine ABD, Şaron iktidarıyla alevlenen çatışmalar, dünyanın dikFKÖ ile diyaloga girmeye başladı. Ankatlerini de tekrar Ortadoğu’ya çekti. 2003 yılında, BM, cak İsrail, FKÖ’nün bir terör örgütü olduABD, Rusya ve AB'den oluşan, "Ortadoğu Dörtlüsü" çöğunu ileri sürerek tanımadığını açıkladı. züme yönelik bir 'yol haritası' ile süreci yeniden canlan1992 yılında İsrail’de sol görüşlü İşçi Partidırmaya çalıştı. Ancak, Yol Haritası da, diğer barış gösi’nin iktidara gelmesi ile birlikte barış süreci, ağır rüşmeleri ve anlaşmalar gibi "hükümsüz" kaldı. aksak da olsa işlemeye başladı. 1993 yılındaki Oslo BaRamallahta’ki karargahında tecrit edilen Ebu Ammar rış Anlaşması, İsrailFilistin tarihinde yeni bir sayfa açtı. (kurucu) Arafat, 10 Kasım 2004’te, nedeni halen tam Bu anlaşma ile İsrail ve Filistin, birbirlerini de facto olaolarak açıklanamayan bir şekilde hayata veda etti. Bekrak tanımış oluyorlardı. Ancak her iki tarafta da barışı lenen kaos yaşanmasa da, Arafat’ın yerine gelen Mah"ihanet" olarak görenler ve son derece sert eleştirilerde mut Abbas’ın silik bir lider portresi çizmesi ve otoriteyi bulunanlar vardı. Esasen barış anlaşmasına imza atanlar tam olarak sağlayamaması, Filistin’de iç karışıklıklara da anlaşmanın nasıl uygulanacağını bilmiyorlardı. Anneden oldu. Hamas ve İslami Cihad gibi radikal örgütler laşma uyarınca İsrail, işgal ettiği yerlerin çok küçük bir popülarite kazanmaya başladı ve Ocak 2005’deki yerel kısmından da olsa çekildi. Ve Yaser Arafat, 1994’te, yılseçimlerde Hamas yükselişe geçti. lar sonra yeniden Filistin topraklarına ayak bastı. Filistin Aynı dönemde, İsrail’in en şahin politikacılarından Özerk Yönetimi kuruldu ve 1996 yılında yapılan biri olan Şaron, tüm eleştirilere karşın Ağustos 2005’de, seçimlerle özerk yönetim tescillenmiş oldu. partisinin dağılmasını göze alarak Gazze’den çekildi. 1995 yılında barışın ikinci ayağı olarak niteŞaron’un başındaki koalisyon çekilmeden sonra lendirilen 2. Oslo Anlaşması imzalandı. Andağıldı. laşma ile birlikte İsrail, Batı Şeria’nın bir Kasım 2005’de Şaron, hem başbakanlıktan kısmından çekileceğini taahhüt etti. Bu hem de partisi Likud’dan istifa ederek "Kadiduruma radikal dinciler/milliyetçilerin ma"yı kurduğunu ve erken seçime gideceğini tepkileri çok sert oldu. Bu tepkiler, açıkladı. Ancak, seçim çalışmalarına başlaya1994’te, anlaşmaların altında imzası bumadan, beyin kanaması geçirerek siyaset lunan İzhak Rabin’in, radikal dinci bir sahnesinden çekilmek zorunda kaldı. Yahudi tarafından öldürülmesine kadar Filistin’de 10 yıl aradan sonra yapılan vardı. genel seçimleri beklenenin tersine, Hamas kazandı. ResENİDEN ŞİDDET min tamamını görebil1996 sonrasında yaşanan gemek için, İsrail seçimlişmeler, şiddeti yeniden körüklelerinin de sonuçlarını di. Netanyahu’nun iktidara gelgörmek gerekiyor. Yaser Arafat mesi, Filistin’de Radikal İslam A