26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

gözlemcileri tarafından da onaylandı. Ve 12 yıldır iktidarda olan El Fetih seyretti, bekledi ve müdahale etmedi. Tam tersine, seçimlerin adil olmasını sağladı. Şimdi İslamcı Araplar, ilk defa kendi ideolojilerini hayat tecrübeleri ile karışlaştıracaklar. Bundan önce sadece Türkiye’de seçimleri demokratik olarak kazanan İslamcı bir hükümet başa gelmişti. Türkiye’deki ilk İslamcı hükümet, laik yönü kuvvetli olan ordu tarafından devrildikten sonra, ikinci kez İslamcı bir hükümet iş başına geldi ve herkesi şok etti. Türkiye’deki İslamcılar, ülkeyi daha tutucu, İslamcı bir hale getirip izole etmek yerine Türkiye’nin AB’ye tam üye olarak kabul edilmesini sağlamak için birliği memnun edebilecek her türlü çabayı gösterdi. Ben Gurion Üniversitesi, Ortadoğu Çalışmaları Bölümü’nden Dr. Yaram Meital’e göre, sorulması gereken asıl soru, Hamas’ın Türkiye’deki İslamcılar gibi davranıp davranamayacağı ve kendi gündemlerini insanların gündemlerine adapte edip edemeyeceğidir. "Hamas’ın büyük ve önemli bir kısmının pragmatik politikalar izleme şansı büyük" diyen Meital’e göre Hamas’ın militan unsurları, İsrail’e karşı olan savaşı devam ettirmekte ısrar edecekler ve Hamas ile olan bağlarını sona erdirerek seçimlere ve görüşmelere katılmayı reddeden İslami Cihad’a katılacaklar. Hamas, Filistin haklının fanatik olmadığını ve ılımlı olabileceğini göstermek isteyecek. Bu, İslamcı bir Arap partinin kendi insanlarının problemlerini çözmesi ve önderlik etmesi açısından bir ilk olacak. Arap ülkelerinin çoğunda, İslamcılar, laik despotlar, Batı’nın kutsaması ile iktidarlarını sürdürüyorlar. Söz konusu iktidarlar böylesine bir sonuçtan ve muhalefet olmaktan korkuyorlar. Bu durum İslamcılara güç ve popülerlik kazandırıyor. İslam dünyası şimdi Filistin’i çok daha büyük bir dikkatle izleyecek. Bazı İslamcılar Hamas’ın İsrail’e karşı olan terör savaşını devam ettirmesini istiyorlar. Şüphesiz bazı Arap diktatörlükleri de, bunun alternatifinden korkan Batı’dan gelen desteğin devam etmesi için, aynı şeyi dileyebilirler. Fakat diğerleri, İslami Direniş Hareketi’nin (Hamas) ismini terörizmden temizleyeceğini, bombaları diyalog ile değiştireceğini ve İslami bir hükümetin her zaman insanlara şeriatı dikte etmek anlamına gelmediğini ve güç kullanmanın adaleti elde etmede bir yol olmadığını göstereceğini umuyorlar. Hamas liderleri, Jerusalem Post’a yaptıkları açıklamada hiç kimseyi dini yönden zorlamayacaklarını ve düzeni sağlamak için ne gerekirse yapacaklarını dile getirdiler. Onlar saldırılarının, İsrail’in karşı saldırılarına sebep olduğunu biliyorlar. Hamas’ın düzeni sağlamak için inançlarından ne kadar ödün verebileceği sorusu ise hala yanıtını bulmuş değil. edip duruyor ama Filistinlilerin isteklerini de tamamen görmezden geliyor. Filistinliler artık, kendi topraklarının, evlerinin, kiliselerinin ve camilerinin; İsrail ve "güvenlik duvarı" tarafından mahvedildiğini daha fazla görmek istemiyorlar. The Guardian 27 Ocak 2006 C S TRATEJİ 11 görüş birliği mevcut değil. Radikal kanat mı yoksa ılımlı kanat mı galip gelecek, bu da belli değil. Kimin, kiminle, hangi koşullarda barış masasına oturacağı da bilinmiyor. Yeni hükümet tanınırsa ne olur; bunun da cevabı yok. Bir taraftan ABD, Rusya, BM ve AB’den oluşan Yakındoğu dörtlüsü, Filistin seçimleri öncesinde bütün tarafları, seçim sonuçlarına saygılı olmaya davet etmişti. Ne var ki uygulamada, hem de bu çağrıyla eş zamanlı olarak Bush ve bir dizi Avrupa ülkesi, yaptıkları açıklamada, "Biz, Batı’nın örgütümüz hakkındaki düşüncelerini değiştirmekte kararlıyız. Batı ülkeleri, bizim hakkımızda daha fazla bilgi sahibi olduklarında, bize karşı tutumları da değişecektir" dedi. Gerçekten böyle mi olacak, bunu beraberce göreceğiz. Ne var ki, ortada daha ciddi bir sorun var. Dürüstçe yapılan seçimlerin sonucunda iktidara, komşusu olan, BM üyesi bir ülkeyi haritadan silme niyetinde olduğunu açıkça belirten terörist bir örgütün gelmesi, takdir edersiniz ki, demokrasinin felce uğraması anlamına geliyor. Dahası, maalesef bu felç durumu, kendi içinde tutarlıdır. Son dönemler boyunca Washington ve onun yakın müttefikleri, demokratik geleneğin –en hafif deyimle – zayıf olduğu ülkelerde şaibeli seçimler düzenleyerek, demokrasiyi bir çıkmaza soktular. Örnek olarak Afganistan’ı, Irak’ı, Ukrayna’nın üçüncü tur seçimlerini, Gürcistan’ı ve sadece Arnavutların oy kullandıkları Kosova seçimlerini sayabiliriz. Bütün bu yerlerde seçim sonuçları, seçimler kusursuz cereyan ettiği için değil, sonuçları Batılı ülkelerin amaçlarına uygun olduğu için tanınmıştı. Filistin seçimleri de aynı amaç doğrultusunda yapıldı, ancak burada hiç kimse, Filistin için, halkın tamamıyla hazırlıksız olduğu seçimlerden başka bir yol akıl edemedi. Bu arada, geçmişteki seçim deneyimlerine de şöyle bir dönüp bakmak gerekiyor. Yukarıda adlarını andığımız bütün bu seçimler, demokrasi açısından birer "Pirus zaferi" idi. Başka bir deyişle bu seçimler, uygulamada, bu bölgelerdeki bütün demokratik açılım imkanlarını ortadan kaldırdılar. Mesela, "Demokratik" Afganistan, şu anda merkezi hükümetin değil, uyuşturucu baronlarının denetiminde. "Demokrat" Irak’ta seçimler, beraberinde toplumun bütünleşmesi değil, parçalanması sonucunu getirdi. "Demokratik" Ukrayna’da, tam bir kaos ortamı hakim. "Demokratik" Gürcistan’da Devlet Başkanı Saakaşvili’yi, artık sadece çok ufak bir azınlık destekliyor. "Demokratik" Kosova’da ise, İbrahim Rugova’nın ölümünden sonra Avrupalı siyasetçiler, hükümeti teslim edecek ikinci bir kişi bulamıyorlar; böyle olunca da boşalan devlet başkanlığı koltuğu için, aslında her biri La Haye’deki savaş suçları mahkemesinde yargılanması gereken çok sayıda militan kökenli Arnavut siyasetçi, birbirleriyle yarışıyorlar. Nasıl bir orta yol? Hamas yolsuzluk aleyhtarı ve reform yanlısı sloganlarını, işgale karşı direniş sloganlarıyla aynı anda kullanıyor. Bununla beraber, The Herald Gazetesi, Mahmud Abbas’ın Devlet Başkanlığı makamında kalmasının hem Batının hem de Hamas’ın çıkarlarına hizmet edeceği yorumunu yapıyor. Zira Abbas’ın istifası, Devlet Başkanlığının da Hamas’ın eline geçmesi ve sonuçta hem barış sürecinin sekteye uğraması Batıdan gelecek parasal yardımın son bulması anlamına gelecek. Bu durumda bir taraftan Abbas’ın Filistin’i dış dünyaya karşı temsil etmesi, bir taraftan da Hamas’ın hükümet ederek seçim vaatlerini yerine getirmesi gerekiyor. Bu, ne Hamas ne de Abbas için kolay olmayacak. Rus RİA Novosti Ajansı Filistin’de ‘Demokrasi’ felç oldu Pyotr Romanov / Siyaset Yorumcusu El Cezire Hamas evrilebilir Hamas, sorumluluk taşıyan siyasi bir örgüt olmaya doğru evrilebilir. Hamas’ın diplomatik yolları izlemek yerine militanlık ve şiddeti seçmesi pek güçlü bir olasılık değil. Zira böyle bir tavır, Filistin halkının çıkarları yerine kendi çıkarlarını düşünen iktidardaki El Fetih Partisi’nin yolsuzluklarına ve ülkedeki yoksulluğa protesto olarak Hamas’a oy vermiş olan Filistinli seçmene ihanet anlamına gelir. Filistin halkının Hamas yönündeki tercihi silahlılı seçeneğe evet dediğini göstermiyor. Hamas, Batının göstermeye çalıştığından farklı olarak Filistinlilerin iradesini temsil eden bir örgüt olma özelliğini taşıyor. Filistinliler; işgalden, ABD’nin körü körüne Yahudi devletini desteklemesinden ve El Fetih’in politikalarından artık bıktılar. ABD, müzakere sürecine devam edilmesinde ısrar Hamas’ın seçimleri kazamasının belki d en şaşırtıcı yanı, herkesin bu zafere şaşırmış olmasıdır. Görülüyor ki, burada psikolojik ortam, sağlıklı analizler yapılmasına engel oluyor. Dünya ülkelerinin çoğunda, Filistin’deki radikallerin zaferinden o kadar ürkülüyordu ki, insanlar, açıkça hayal aleminde oyalanmayı seçtiler. Aslına bakılırsa, neyin gerçekleşmesi gerekiyor idiyse, o gerçekleşti: El Fetih hareketi, yolsuzluklara bulaşmış, eski popülaritesini kaybetmiş ve (Arafat’ın ölümünden sonra) liderden de yoksun bir halde; genç, enerjik ve sürekli güç kazanan muhalifi karşısında hezimete uğradı. Hamas’ın uluslararası toplum tarafından kara listeye alınmasına neden olan unsurlar, zaten İsrail’le ezeli ve ebedi çatışma halinde olan Filistinli seçmen için, hiç bir olumsuz anlam taşımıyor. Savaş şartlarında yaşayan insanlar oy kullanırken, her zaman için, barış şartlarında yaşayan insanlardan daha farklı tercihler ortaya koyarlar. Peki şimdi, Filistin’in durumu, ya da dünya liderlerinin özene bezene hazırladıkları "yol haritası" ne olacak; işte bunu, Hamas dahil hiç kimse bilmiyor. Üstelik, Hamas’ın kendi Seçim sonuçları Hamas’a oy veren kadınları da sokaklara döktü. içinde, pek çok temel konuda
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear