Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Dr. Hicran KAZANCI TUSAM Orta Doğu Araştırmaları Masası Cemayel suikastının ardından Hizbullah gösterileri sürüyor… C S TRATEJİ 21 Lübnan’ın askeri yöneticisi olan General Michel Aoun, Suriye karşıtı kamptan ayrılarak Hür Ulusal Akım Hareketi’ni oluşturdu ve Suriyeİran destekli Şii Hizbullah Partisi’nin yanında yer aldı. Öte yandan, silahlı milislerin oluşturduğu, 2000 yılında İsrail’in Güney Lübnan işgaline son veren ve Lübnan direniş hareketinin simgesi haline gelen Hizbullah, artık Şii Emel Hareketi’nin politikası çerçevesinde hareket etmeyi bıraktı. Bu aşamada, başta ABD olmakla üzere Batılı ülkeler, kendilerine muhalif olan bölgesel ülkelerden izole edilen bir Lübnan, Batı’nın ambargosuyla baş başa kalan bir Suriye ve tek başına ABD’nin sıkıştırma politikasına uğrayan bir İran projesini uygulamaya çalıştılar. Ancak Hizbullah, 2006 yılının Haziran ayında iki askerinin kaçırılmasını bahane ederek Suriye’siz Lübnan’ı işgal etmeye çalışan İsrail’i otuz üç gün süren çatışmalarla yenilgiye uğratmak yoluyla bu projenin başarısızlığa uğratılmasında büyük rol oynadı. Bu gelişmelerin ardından İran ve Suriye destekli Hizbullah, Emel Hareketi ve Hür Ulusal Akım’ın oluşturduğu Sekiz Mart Kuvvetleri, hükümette ağırlıklı olan Ondört Mart Kuvvetleri’nden (ElKetaib, Sosyal İlerici Partisi ve Saad Hariri) Lübnan hükümetindeki temsil haklarının artırılmasını uzlaşma yoluyla istediler. Talepleri reddedilince, sivil ayaklanma yoluyla, mevcut hükümetin yerine ulusal birlik hükümetinin oluşturulmasını istediler. 36 yılında Dede Pierre Cemayel tarafından kurulan "ElKetaib", Marunilerin(1) en güçlü siyasi örgütü olan parti, aynı zamanda Lübnan’daki en etkili parti oldu. Bu parti, Maruni ailesini Lübnan’ın siyasi platformda ön plana çıkardı. Maruniler içerisinde de Cemayel ailesini etkili ve büyük nüfuz sahibi kılan ElKetaib partisi, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Fransa’dan bağımsızlığına kazanan Lübnan’daki etkili nüfuzunu sürdürdü. Bugün de uygulanan siyasal yapılanma etnikmezhep ayrımı üzerine kurulu. Devlet geleneğine göre Lübnan’da cumhurbaşkanı Hıristiyanlardan, başbakan Sünni Müslümanlardan, meclis başkanı ise Şii Müslümanlardan seçiliyor. Lübnan’ın toplam nüfusunun yüzde 20’sini oluşturan eğitimli, zengin ve Fransızlarla özel ilişki içerisinde olan Maruni ailesi, cumhurbaşkanlığını kazandı. Maruni ailesi içerisinde yer alan Pierre Cemayel’in ülke içinde ve dışında giderek artan etkili nüfuzu, diğer Marunilerden Süleyman Frenciyye ve Kemil ŞamUn ailelerini rahatsız ederek aralarında iktidar kavgası başlattı. Bu iktidar kavgası bir yana, Lübnan’ın siyasi denkleminde on sekiz etnik grubun bulunması, ülkedeki siyasal yapılanmanın etnikmezhep oluşuma göre paylaşmasından kaynaklanan ve zaman zaman şiddetlenen siyasi çekişmelere yol açtı. Lübnan’ın siyasi denkleminden marjine edilme kaygısına kapılan bazı etnik gruplar, özellikle Şii gruplar, ülke genelinde siyasi aktivitelerine hız verdiler. Uzun zamandır aralarında nüfuz kavgası yaşayan Maruniler içerisinde, Frenciyye ve Şam’Un ailelerinden yeni siyasi yapılanmalar türedi. Bu gelişmelerin sonucu olarak, özellikle 19751990 yıllarında ülkede gerçekleşen iç savaş sırasında Maruniler, iki tehditle karşı karşıya kaldı. Birinci tehdit, iç savaş sırasında güvenlik ortamının yok olduğu Lübnan’daki istikrarı sağlamak amacıyla ülkede yaklaşık otuz beş bin asker bulunduran Suriye idi. Suriye, Maruniler için dış tehdidi oluşturuyordu. Bu dış tehditten kurtulma yolunu Lübnan’a komşu olan başka bir güçlü devlet ile iş biriliği yapılmasında gören Maruniler, İsrail’e yanaştılar. Başka bir ifade ile, 1982 yılında ElKetaib Patisinin lideri olan ve Cumhurbaşkanı olduktan hemen sonra suikasta kurban giden Beşir Cemayel’in ölümünün Maruni ailesinin parçalanmasına yol açabileceği kaygısı, Cemayel ailesini İsrail ile iş birliği yapmaya itti. Bu durum, Lübnan’da ulusalcı çizgide faaliyet gösteren bir kaç grubun birleşerek Marunilere karşı iç tehdit oluşturmasına neden oldu. Bu, Marunilerin güçlü siyasi oluşumu olan ElKetaib partisi şemsiyesi altında yer alan Şam’Un ailesinin ayrımına da yol açtı. Bu gelişmeler, Maruni ailesi içerisinde hesaplaşma başlattı. Bu hesaplaşma sürecinde ailenin tanınmış kişilerine karşı gerçekleşen tüm suikastlardan, dönemin ElKetaib partisinin lideri Semir CaCa suçlu tutuldu. 19 Lübnan Irak’tan ders almalı Batı’nın Lübnan’daki çıkarları ‘Suriyesiz formülleri’ içeriyor. İstikrarsızlık, Pierre Cemayel suikastının ardından Hizbullah’ın yönlendirdiği eylemlerle sürüyor. Lübnan’da barışı düşünenlerin Irak’taki gelişmelerden ders alması gerekiyor. konumuna getirdi. Yani, Maruniler ve diğer Suriye LÜBNAN’DAKİ ÇIKARLAR karşıtı gruplar, Suriye’nin ülkedeki varlık sebebini "işgal" olarak gösterdiler. Ülkedeki Şii gruplara büyük destek sağlamasından dolayı Suriye’yi kendilerine yönelik bir tehdit olarak algılayan Maruniler, ülkedeki güç dengesinin Şiiler lehine dönmesinden kaygılandı. Aynı kaygıyı taşıyan Dürzileri temsil eden Sosyal İlerici Partisi, Sünniler ve Şii olmayan diğer bazı etnik gruplar Marunilerle birleşince Lübnan’da Suriye karşıtı ile Suriye yanlısı şeklinde iki kamp oluştu. Bu iki kamp arasındaki çekişme, 2005 yılının Nisan ayında Lübnan’ın Sünni kökenli eski Başbakanı olan Refik Hariri’nin öldürülmesine kadar devam etti. Suriye’nin, bu gruplar tarafından Hariri cinayetiyle suçlanması, mevcut gelişmelerin doğal bir sonucuydu. Ülkedeki çıkarlarını kaybetmek istemeyen bazı bölgesel ve küresel güçler, Refik Hariri cinayetini uluslararasılaştırarak, Lübnan’ı "bağımsızlaştırmak" adı altında Suriye’den ve Suriye’nin stratejik müttefiki İran’dan izole etmeye çalıştılar. Lübnan’daki Suriye karşıtı kampta yer alan ve ülkedeki Suriye’nin varlığını sona erdirmek için her yolu deneyen Lübnanlı gruplar, Suriye’nin Lübnan’dan çekilmesinin ardından ciddi bölünme ve ayrılmalar yaşadı. Bu, Lübnan’ın siyasal haritasında büyük değişiklik yarattı. 1980’li yılların sonuna doğru Pierre Cemayel’in cenaze töreninden... SURİYE’NİN ÇIKARILMASI Suriye’nin Lübnan’daki askeri varlığı dönemi boyunca özellikle 1990’lı yılların sonunda, ülkedeki güvenlik durumunun kötüleşmemesi için zaman zaman uyguladığı "kaba kuvvet" politikası bazen ters sonuçlar verdi. Bu politika Suriye’yi, Lübnan’daki Suriye karşıtı grupların açık hedefi Planlarını askeri hareketle yürürlüğe sokamayınca siyasi harekete başvuran Batı, İranSuriye destekli gruba karşı olan kampı destekliyor. Bu anlamda, siyasal çoğunluğu elde tutan grupların (Ondört Mart Kuvvetleri), Batılı ülkelerin Lübnan’daki çıkarlarını korumaya çalıştıklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Bu gergin ortamda, Lübnan’daki etnikmezhep çekişmesinin merkezinde yer alan Maruni Cemayel ailesini hedef alan ve genç Bakan Pierre Cemayel’in ölümüne neden olan suikast, ülkedeki tüm dengeleri alt üst etti. Suikastın ardından Suriye, karşıt gruplar tarafından suçlandı. Ancak, öldürülen Peirre’in babası Emin Cemayel’in "Elde ettiğimiz ilk bilgiler, olaya Hizbullah ve destekçilerinin karıştığını gösteriyor" şeklindeki açıklaması bu suçlamayı boşa çıkardı. İsrail ordusunun savaştığı ülkeyi kısa sürede yenilgiye uğratma başarısını bu kez engelleyen Hizbullah ve destekçilerinin bölgesel güç olmaya doğru yol almamaları için Hizbullah’a yönelik sıkıştırmalar siyasi ve diplomatik bir boyut kazandı. Suriye’nin çekilmesinden sonra, dış güçlerin çakışan çıkarlarının merkezine dönüşen Lübnan’da, karmakarışık gelişmeler yaşanıyor. Bölgesel ve küresel ülkelerin gizli servislerinin at koşturduğu Lübnan, ABD, Batılı ülkelerin ve komşularının çakışan çıkarlarının korunması uğruna uçuruma sürükleniyor. Lübnan’daki çıkarlarının en üst düzeyde tutulmasına çalışan ülkeler, Irak örneğinden ders almadılar. Irak’ta olduğu gibi karışık bir etnik yapıya sahip olan Lübnan’ın ikinci bir Irak’a dönüşmesinin engellenmesinden başta ABD olmak üzere tüm uluslararası toplum sorumludur. ABD ve Batılıların çıkarlarını korumak uğruna Irak’ı kontrol etme stratejilerinin sonucu olarak tüm bölge için tehdit kaynağına dönüşen ülkeyle baş edemeyenler, ikinci bir Irak’la asla baş edemeyecektir. Dipnot: 1Arap Katoliklerdir, ancak bazı konularda diğer Katoliklerden ayrılırlar.