Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
amaçların sınırlı olması da taraflar için önemlidir. Bu noktada hinterlandı geniş bir taraf ülke için sınırlı olan savaş bundan yoksun olan ülke için topyekün bir savaş haline gelebilir. Bu noktada Kıbrıs Barış Harekâtı bunun bir örneğidir. "Sınırlı savaşta" araç ve imkânların da sınırlı kullanılması bir taraf için sınırlı olabilirse de öteki taraf için bu politik, ekonomik, askeri ve teknolojik açılardan sınırlı olmayabilir. Bu tür yaklaşımlar "sınırlı savaş" kavramını asimetrik bir yaklaşımla yüz yüze getirmekteyse de, "sınırlı savaş" her halde, yeri, yurdu, gücü ve imkânları belli bir düşmana karşı yapıldığı için asimetrik savaş boyutundan öteye gitmekte ve bir ülkenin gücünün belli bir kısmının, karşı ülkenin tümü veya belli bir bölgesindeki, sınırlı veya tüm gücüne karşı kullanılmasıyla ortaya çıkmaktadır. Bu noktada çok somut bir örnek, geçmişte, 1998’de Suriye’ye verilmiş ültimatom sonrası Suriye’nin terörist başını teslim etmemesi halinde gelişebilecek bir savaşın Türkiye açısından hiçbir şekilde asimetrik bir savaş olamayacağı gibi büyük ihtimalle topyekün bir savaş olgusunu da söz konusu etmeyeceği idi. Bu durumda söz konusu savaş türü bizim için "sınırlı", Suriye için ise topyekün bir savaşı söz konusu edecekti. Yine "sınırlı savaşta" savaşı sınırlayan faktörlerin, politik hedeflerin, bölgesel amaçların mevcudiyeti, uluslararası tepkilerin söz konusu olabilmesi, ekonomik faktörler, insan kaynaklarının yeterliliği ve dayanıklılığı, nükleer asimetrinin derecesi, politik ve askeri gereksinimler ile yetenekler ve askeri zaruretler gibi unsurlar da "sınırlı savaştaki" karakteristik özellikleri söz konusu eder. "Sınırlı savaşı" belirleyen öteki önemli unsurlar da genelde caydırıcılık şeklinde ortaya çıkanlardır. Bunlar için de ülkelerin nispi kuvvet dengesi ve bunu etkileyen askeri güç olgusu önemlidir. Bunun için de tarafların savaş kaynakları, diğer ülkelerden alabilecekleri yardımlar, nitelik ve niceliksel denge, savaşa hazırlık ve ülkenin askeri sistemi ile komuta kademesinin yüksek savaş yönetme yeteneği ön plana çıkar. Yine bu bağlamda coğrafi parametreler ve "sınırlı savaşı" belli alana sıkıştırabilecek bölgesel özellikler de önemlidir. ULUSAL STRATEJİ Ülkelerin bin bir güçlükle elde ettikleri insan Topyekün savaşın sıcak alanı Irak... kaynakları ve milli servetlerini tahribata, kayba uğratacak savaşlar hiçbir şekilde temenni edilmez. Ancak tehdit altında ülkelerin her çeşit savaşa karşı hazırlıklı olması, önlem alması önemlidir. Savaş tek başına bir sonuç değildir. Sonuca götüren bir araçtır. Bu nedenle söz konusu olabilecek bir savaşın cereyan tarzında ve sonucunda kontrolün elde olması önemlidir. Bu noktada eldeki araçların ve bunların kullanılabilirliği, hazırlıklı olması da sonuca etki edecek bir husustur. Yine bu araçların geniş ölçekli bir şekilde ve her olasılığa karşı elde tutulması da bir anlamda ulusal stratejinin gereğidir. Günümüz dünyası giderek tek küresel gücün keyfi davranışları sonucu daha çok karmaşık olaylara gebedir ve bu olayların sürekliliği de söz konusudur. 3040 yıl sürüp sürmeyeceği belli olmayan ve çoğu çevremizde cereyan eden olaylar, kendine güvenen ülkelerin güç kullanma ile diplomasilerini destekleme gibi doktriner yaklaşımlı bir olgu yaratmaktadır. Bugün İsrail ve ABD’nin uyguladığı güç kullanma konseptinin, yarın meydanı boş bulabilecek başka ülkelerce de ele alınması daha başka tehdit edici potansiyellerin habercisidir. Bu nedenle ulusal stratejilerin varlığı her senaryo için elzemdir. Ulusal senaryoların temel amacı ulusal hedeflere savaşsız ulaşmaksa da, güç sahibi olmak caydırıcılık için önemlidir. Bu da ülkenin savaşa her boyutta, her koşulda, her türlü amaç için optimum, yani hazırlık düzeyinin ülke ekonomisine aşırı yük yüklemeyeceği düzeyde hazırlıklı olmasına bağlıdır. Bu hazırlık boyutu, söz konusu olabilecek bir savaşın süresini de kısaltacağı için insan ve milli kaynak zayiatını azaltacaktır. Bu hazırlık ve stratejinin varlığı, aynı zamanda bu stratejiye uygun olarak ve ülkenin siyasal amaçları doğrultusunda söz konusu olabilecek bir savaşın bunların uzantısında ve bağlı olarak taktik, stratejik ve başarılı bir sonuçla yürütülmesini sağlayacaktır. Bu noktada oluşturulmuş bir ulusal stratejinin ilke ve amaçları çerçevesinde barış zamanında olduğu kadar savaş sürecisince de siyasal ve diplomatik çabalar sürdürülmelidir. "Sınırlı savaş" konseptinde ve taktik uygulamada kara kuvvetlerinin kullanılması genelde söz konusu ihtilafın doğasına uygun olarak geniş veya dar bir bölgede veya yalnız sınırsal alanda taktik derinlikte olabilirse de, özellikle hava ve belli ölçülerde deniz gücünün kullanımı daha etkili olabileceği gibi uluslararası tepkinin de az olmasını sağlar. Bilhassa cezalandırıcı hava saldırıları ve zorlayıcı, tehdit C S TRATEJİ 15 edici deniz gücü kullanımı bu açıdan etkili olur. Ne var ki bu stratejinin uygulanmasında sonradan oluşabilecek topyekün ve geniş ölçekli bir savaşı da göz önüne almak gerekir. "Sınırlı savaş" stratejilerinde caydırıcılığın önemi ve buna göre hazırlıkta, nükleer güç edinmiş olmanın gerekliliği ve yararı giderek artmaktadır. Nükleer kulübe üye ülkelerin sayısının artması, bunların tehdit edici potansiyelini söz konusu ederken, bu tür güce sahip olan ülkelerin, hele ikincil vuruş kapasitesine sahiplerse bunların hem "sınırlı savaşa" girebilme güçleri artmakta hem de bunları tehdit edebilecek ve "sınırlı savaşlarına" izin vermeyecek nükleer güçlere karşı caydırıcılık unsuruna sahip olabileceklerdir. ‘SINIRLI SAVAŞ’A HAZIRLIK "Sınırlı savaş"taki politikaskeri stratejik doktrin, topyekün savaş dâhil öteki savaş türlerine göre daha önemlidir. Bu noktada özellikle caydırıcılık esasına dayanan savaştan kaçınma stratejisinin mevcut olması karşı tarafın ani hamle yapmasını engelleyebilir. "Sınırlı savaşta" taktik doktrin ise küçük, çok büyük hareket yeteneğine sahip, bağımsız ve genelde savaşın cereyan ettiği harekât alanı da dâhil havadan ulaştırılan birliklere dayandırılmalıdır. Bu her iki doktrinde de operasyonel ve taktik ihtiyat kuvvetlerinin vurulabilecek hassas noktalarda dahi harekete geçirilebilecek düzeyde olması önemlidir. Bunla ilgili olarak erken uyarı, gözetleme, istihbarat gibi unsurların da öncelikli olarak hazır olması gerekir. Yine hareket gücünü sağlama açısından taarruz ve ulaştırma helikopter gücünün geliştirilmesi önemlidir. Ayrıca elektronik karşı önlemler de karşı tarafın körleştirilmesi ve istihbarat sağlamasını engelleyici unsurdur. Bütün bunların önemi, "sınırlı savaşın" genelde kısa zamanda sonuç almaya dönük bir savaş türü olmasındandır. Amaçlanan hedef dış dünya olaya müdahale etmeden elde edilmelidir. Bunun için ani ve kararlı, baskın tarzında hareket yeteneği önemlidir. Sınırlı savaşa örnekler ve uygulama yöntemleri: ? Ülke toprakları dışında bir bölgede emniyet kuşağı oluşturmak veya yasak bölge ilan etmek, ? Bir bölgenin karadan havadan ve denizden muhasım tarafından kullanılmasının engellenmesi, ambargo uygulanması, ? Hedef ülkedeki seçilmiş hedeflerin tahrip edilmesi (hava kuvvetleri, uzun menzilli silahlar, özel kuvvetler kullanarak), ? Stratejik ulaştırma hatlarının kontrolü, ? Hasım ülkeye sızma, kurtarma kaçırma, tahliye, ? Hedef ülkede özel kuvvet harekâtı şeklinde söz konusu olabilir. Bu noktada, Bermuda Şeytan Üçgeni benzeri bir bölgenin tam ortasındaki Türkiye olarak Silahlı Kuvvetlerimizin bize yönelik olabilecek olası tehlikelere karşı da, yüksek eğitimli, savaşa hazır, esnek yapıda ve mobil düzende olması gerektiği gibi ulusal stratejiler geliştirirken caydırıcılık faktörü içeren nükleer bir imkanı göz önüne alması orta vadeli hedeflerimizden olmalıdır.