Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Melek KIRMACI TUSAM Avrupa Araştırmaları Masası kirmaci@tusam.net Türkiye’nin ‘tam üyeliği’ tartışmaları için bir kıyaslama… C S TRATEJİ 15 eleştiriliyor. Ayrıca idari sistemdeki hantallığın giderilmesi amacıyla idari sistem kanununun sadeleştirilmesi talep edilirken geniş ölçüde keyfi olan yasama yetkisinin yolsuzluğu kolaylaştıracağı kaygısı dile getiriliyor. İnsan hakları ve azınlıkların korunmasına ilişkin olumlu bir gelişme olarak, Hırvatistan’da yaşayan Roman (Çingene) azınlığın entegrasyonun sağlanması için hükümetin uygulamaya soktuğu "Roman Entegrasyonun On Yılı" başlıklı eylem planı çerçevesinde Roman azınlığın koşullarının iyileştirildiği ifade ediliyor. Yavaş da olsa ilerleme kaydettiği belirtilen Hırvatistan’dan, ülkede yaşayan Sırp azınlığa karşı gösterilen hoşgörüsüzlüğün giderilmesi için ileri düzeyde somut çaba göstermesi isteniyor. 1992’deki SırpHırvat savaşı nedeniyle, Hırvatistan’ı terk eden Sırpların geri dönmesinin sağlanması yönünde, Hırvatistan’ın daha fazla çaba göstermesi bekleniyor. Ayrıca, ülkeye geri dönen Sırpların mülkiyet haklarının iyileştirilmesi ve Sırp kökenli vatandaşlar istihdam edilirken ayrımcılık uygulanmaması gerektiği vurgulanıyor. Uluslararası yükümlülükler kapsamında Hırvatistan’ın Eski Yugoslavya için Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi (ICTY) ile işbirliği takdir ediliyor. Yine de Hırvatistan’ın, savaş suçlularına yardım ve yataklık eden kişilerin yargılamadaki isteksizliğine dikkat çekiliyor. Hırvatistan’ın sıkça başını ağrıtan bu durumun son örneği, geçtiğimiz haftalarda internetteki Hırvat bir tartışma forumunda bir yazarın Sırp sivillere yönelik işkence ve cinayet suçu ile ilgili soruşturma altına alınan eski bir milletvekili Branimir Glavas’a mahkemenin özel muamele yaptığı yönündeki iddiası oldu. Önemle altı çizilen diğer bir konu ise ekonomik kriterlerin karşılanmasında Hırvatistan’ın karşılaştığı sorunlar. Bu bağlamda Komisyon, Hırvatistan’ın makro ekonomik dengelerindeki kırılganlığa dikkat çekiyor. Rapor’da Hırvat ekonomisinin işleyen bir piyasa ekonomisi olduğu değil, "işleyen bir piyasa ekonomisi olarak sayılabileceği" yazıyor. İstikrar güdümlü makroekonomik politikaların, düşük enflasyon oranı ve döviz kuru istikrarıyla birlikte kaçınılmaz olarak yavaş bir ekonomik büyümeyi getirdiği belirtiliyor. Rakamlarla konuşursak, Hırvatistan’ın 2005 yılı enflasyon oranı yüzde 3,3 ve aynı yıl için büyüme oranı yüzde 4,3. Diğer önemli bir sorun olan dış ticaret açığı, cari açık ve yüksek dış borç da, Hırvat ekonomisinin makroekonomik dengelerini tehdit ediyor. 2005 yılı ödemeler dengesine bakıldığında cari açığın yaklaşık 20 milyon Avro olduğu göze çarpıyor. Toplam dış borcun GSYİH’e oranı ise yüzde 82,5. Buna karşılık bu ay sonunda IMF ile standby anlaşması bitecek olan Hırvatistan, yeni bir anlaşmaya gitmeyeceğini açıklayarak AB yoluna IMF’siz devam edeceğinin işaretini verdi. Genişleme Strateji Belgesi’nin "entegrasyon kapasitesi" olarak yeniden adlandırdığı hazmetme kapasitesi, gelecekteki tüm genişleme dalgalarını büyük ölçüde belirleyecek bir etken olacak. Entegrasyon kapasitesi kavramının Hırvatistan’ın üyeliği için herhangi bir tehlike doğurmadığı gün gibi ortada. AB kamuoyunun Hırvatistan’a göreceli olarak daha sıcak bakması da Hırvatların üyelik sürecinde herhangi bir kriz yaşanması olasılığını neredeyse sıfıra indiriyor. Bu yüzden de Hırvatistan, tam üye olup olamayacağını değil, ne zaman üye olacağını tartışıyor. Dipnot: 1 Görmek için http://ec.europa.eu/publicopinion/archives/ebs/ebs 255en.pdf, " Attitudes Towards Enlargement", Temmuz 2006. T ürkiye’nin uzunca bir zamandır endişe ile beklediği AB Komisyonu tarafından hazırlanan İlerleme Raporu nihayet yayımlandı. AB Komisyonu’nun bir yıl boyunca aday ülkelerdeki reform sürecini bireysel olarak değerlendirdiği olağan raporlardan biri olması beklenen Türkiye’ye ilişkin İlerleme Raporu, günler öncesinden basına sızdırılarak AB gündeminin en çok tartışılan konusu oldu. Türk basınının yanı sıra yabancı basının da geniş bir biçimde yer verdiği Rapor’un ayrıntıları, diğer aday ülkeler Makedonya ve Hırvatistan’a ilişkin İlerleme Raporlarını gölgede bıraktı. Türkiye ile eş zamanlı olarak AB ile müzakerelere başlama tarihi verilen Hırvatistan’da, ülkenin reform sürecinde kaydettiği ilerlemenin değerlendirildiği İlerleme Raporu, Türkiye’dekinin aksine Hırvatlar tarafından sıradan bir haber olarak değerlendirildi. Yine, Türkiye ile aynı tarihte AB ile katılım müzakerelerine başlayan Hırvatistan, Türkiye gibi bugüne dek yalnızca Bilim ve Araştırma başlığında müzakereleri açabildi. Ancak Türkiye’nin aksine Hırvatistan’da, bir yıl önceki rapora göre daha sert bir metin ile karşılaşmış olmasına rağmen AB sürecinden endişe duyulmuyor. Bunda, Genişleme Strateji Belgesi’nde sayılan genişleme sürecinin önündeki engeller arasında Hırvatistan’a ilişkin herhangi bir açıklama olmamasının büyük bir payı var. İşte bu nedenle, raporda belirtilen tüm eksikliklere rağmen Hırvatistan’ın reform sürecinde herhangi bir sürpriz beklenmiyor. Nitekim raporun yayımlanmasının ardından Devlet Başkanı Stepan Mesic’in "2008 yılı sonu itibariyle müzakereleri tamamlayabilecekleri" yönündeki açıklaması tesadüf değil. Her açıdan Türkiye ile kıyaslandığında Hırvatistan’ı çok daha kolay bir sürecin beklediği gerçeği ortaya çıkıyor. Temmuz 2006’da yayımlanan Special Eurobarometer 255(1) sonuçlarına göre, birliğin getirdiği tüm koşulları yerine getirdiği takdirde AB–25 üyeleri, üyelik koşulları ile tam uyum gösterecek bir Türkiye’nin üyeliğini yüzde 39 desteklerken Hırvatistan’ın üyeliğini yüzde 56’lık bir oranla destekliyor. Yine de AB kamuoyunun Hırvatistan için bile çekinceleri olduğunun ve genel olarak 6. genişleme sürecine mesafeli durulduğunun altı çizilmelidir. Hırvatistan için referandum yok hukukun üstünlüğü, insan hakları, azınlıklara saygı ve azınlıkların korunması başlıkları altında toplanan siyasi kriteri Hırvatistan’ın "karşılamaya devam ettiği" ifade ediliyor. Ancak, Şubat 2006’da Katılım Ortaklığı Belgesi’nde kısa dönem öncelikler kapsamında yerine getirilmesi gereken koşulların tam olarak karşılanmadığını belirten Komisyon, sorunlu alanlarda "sürekli çaba"nın gösterilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Rapor’da, Hırvatistan’dan adli sistem, kamu yönetimi ve yolsuzlukla mücadele konularında daha ileri düzeyde çaba göstermesi isteniyor. Bununla birlikte, insan hakları ve azınlıkların korunması hususunda reformların devam ettirilmesi de talep ediliyor. Şubat 2006’da yayımlanan Katılım Ortaklığı Belgesi’nde kısa dönem öncelikler arasında adli reform stratejisinin uygulanması talebine karşın İlerleme Raporu, adli sistemdeki ciddi eksikliklerin devam ettiğini belirtiyor. Mahkeme kovuşturmalarının çok uzun zaman alması, gerçekleştirilen reformlara rağmen davaların birikmesi Hırvatistan’ın başını ağrıtıyor. Aynı zamanda bağımsız, tarafsız, şeffaf ve etkin bir adalet sisteminin uzağında olduğu da belirtilen Hırvatistan’ın yargıçların atanmasında ve eğitiminde tarafsızlığı sağlayacak bir sistem kurması ve meslekte etik standartları belirleyecek yeni bir Etik Yasası kabul etmesi gerektiği hatırlatılıyor. Yine demokrasi ve hukukun üstünlüğü başlığı altında kamu yönetimine ilişkin hükümetin henüz kesin bir stratejiye sahip olmadığı belirtiliyor. Eylül 2006’da hükümetin gözden geçirilmiş Genel İdari Usul Muamelesi’ni kabul etmesine karşın, özel ve standart dışı uygulamaların devam etmesi Türkiye ile birlikte müzakere tarihi verilen Hırvatistan için AB kamuoyunda olumlu beklentiler bulunuyor. Türkiye’nin aksine, herhangi bir AB üyesi Hırvatistan’ın tam üyeliğini halk oyuna sunmayı düşünmüyor. RAPOR NELER GETİRİYOR? Komisyon’un Hırvatistan İlerleme Raporu, ülkenin reform sürecindeki ilerleyişini değerlendiren bir fotoğraf görünümü sergiliyor. Rapor, bir önceki yıla göre daha sert. Ancak Rapor’un bütününe bakıldığında Komisyon’un, Hırvatistan’ın AB ile bütünleşme çabalarından memnun olduğu anlaşılıyor. Rapor’da Kopenhag kriterleri olarak adlandırılan demokrasiyi garanti altına alan kurumların istikrarı, Mesic