Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
liman ve tesisler 20 yıl süreyle Ukrayna’dan kiralanmıştır. En önemlisi 1997 anlaşmalarıyla Rusya, Ukrayna’nın Kırım üzerindeki egemenliğini tanımış oluyordu. Anlaşmanın sağlanması Ukrayna’nın rahatlamasına sebep olsa da, Kırım’ın ve Karadeniz Filosu’nun Ukrayna’da üslenmesinin ileride sorunlara yol açabileceği açıktı. Ukrayna, 1990’lı yılların başında Kırım’ın kopmasını engellemek için Kırım’da bir otonom cumhuriyet ilan edilmesine izin vermiştir. Ukrayna’nın tedbirlerine rağmen, Rus nüfusu hem Kırım Parlamentosu’nda hem yerel yönetimlerde hakim olmayı sürdürmüştür. En önemlisi Rusya ile irtibatı koparmayan Kırım Rusları, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı her zaman koz olarak kullanabileceği bir araç olmaya devam etmiştir. Nitekim, Kırım’daki Rus milliyetçisi teşkilatlar, Rusya’nın dış politik amaçları doğrultusunda kullanılmaktadır. Mesela, Ukrayna’nın Moskova Patrikhanesi’nden bağımsız, Ukrayna Ortodoks Kilisesi oluşturma politikasına karşı Kırım Rus teşkilatları aktif faaliyet göstermişler, 2004 Devlet Başkanlık seçim kampanyasında Kırım Rusları Rusya’nın desteklediği Yanukoviç’i desteklemişlerdir. Son olarak, doğal gaz krizi sırasında Ukrayna Karadeniz Filosu’nun kullandığı tesislerin listesini çıkarmak için denetlemeye hazırlanırken, Kırım’a giden Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Grigoriy Karasin, yerel Rus siyasi liderlerle bir araya gelmiştir. Bu ziyaret, Rusya’nın Kırım’da tekrar Rus kartını kullanmaya hazır olduğunu göstermiştir. Diğer taraftan Rus analizcilere göre Rusya, filonun kullandığı tesis ve arazileri yerel işadamlarına kiralama uygulamasını iptal ederek, Kırım iş çevrelerini Ukrayna’ya karşı kullanmak istemektedir. C S TRATEJİ 7 KARADENİZ’İN HAKİMİYETİ Bugün enerji kaynaklarını kullanarak büyük güç olmaya kararlı olan bir Rusya’dan bahsedilmektedir. Enerji kaynaklarını bir güç unsuru olarak kullanan Rusya açısından enerji ihracatının güvenliğini sağlamak yaşamsal önem taşımaktadır. Bu anlamda Uzak Doğu ve Avrupa’da inşa edilecek yeni boru hatları önemli olduğu kadar, halen Rus petrolünün büyük bir kısmının üzerinden ihraç edildiği Karadeniz de önemlidir. Tarihte de olduğu gibi bugün Karadeniz, kuzey ve güneyi birbirine bağlaması, Rus mallarının Akdeniz’e çıkmalarını sağlaması açısından son derece önemlidir. Tabii ki Karadeniz’in önemi ticaret güvenliği ile sınırlı değildir. Kırım ve Karadeniz Filosu etrafındaki tartışma, Rusya’nın Ukrayna’nın NATO politikasını kendi güvenliğine ve Karadeniz’deki varlığına tehdit olarak gördüğünü göstermektedir. İleride Ukrayna’nın NATO’ya girip girmemesi ve Kırım’da NATO veya ABD üssünün bulunup bulunmaması Rusya açısından yaşamsal bir güvenlik sorunudur. Bugün Rusya, Karadeniz tarafından Sovyet döneminde Karadeniz’den Türkiye’nin algıladığı tehdide denk derecede tehdit algılamaktadır. Bu açıdan Rusya, Karadeniz anahtarını elinde bulunduran Türkiye ile iyi ilişkiler sürdürmeye muhtaçtır. Bölgedeki mücadeleye bakıldığında, ABD ve AB’nin Türkiye politikasının mantığını anlamak son derece zordur. Batı ile bütünleşmeyi temel hedef olarak belirleyen bir Türkiye’yi kendi kafalarına göre şekillendirmeye çalışan ABD ve AB’nin bu politikalarının eninde sonunda ters tepeceği açıktır. Bu çalışmalardan dolayı son dönemde Türkiye de, Rusya gibi zor bir dönem yaşamaktadır. Ne var ki, Türkiye’nin problemleri dış politikasıyla sınırlı değildir. Geçmişte Osmanlı’ya karşı kullanılan Fener Rum Patrikhanesi, kapitülasyonlar, borçlar, etnik milliyetçilik gibi araçlar bugün de aynen Türkiye’ye karşı kullanılmaktadır. Soğuk Savaş psikolojisinden büyük ölçüde sıyrılan Türkiye’nin iyi anlaması gereken konu, bugün dengelerin tamamen değiştiğidir. Karadeniz ile bağlantılı olarak Türkiye açısından durum değerlendirildiği zaman, bugün Rusya, boğazlara tehdit oluşturacak güçte değildir. Bugün boğazlarımıza yönelik bir tehdit varsa, bu tehdit Rusya’dan değil, Batı’dan gelmektedir.