Catalog

C S tırma ölçütleri güncellenebilir." Uygulamalar izlenecek TRATEJİ sında ve Ortaklık Anlaşmasını tüm yeni AB üye devletlerini içine alacak şekilde genişleten Ek Protokolünde yer alan yükümlülükleri, özellikle de ABTürkiye gümrük birliğine ve düzenli aralıklarla revize edilen Katılım Ortaklığının uygulanmasına yönelik yükümlülükleri yerine getirmesi." Türkiye’ye getirilen zor koşullar u metinlerin alt alta yazılıp okunması bize Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hükümeti 9 nunda yaklaşık 1520 yıl sonra müzakereler başarı ile tamamlansa da Avrupa Birliği o zamanki hazmetme kapasitesini esas alarak Türkiye’yi Birliğe dahil etmeyebilecektir. Halbuki bu süreçte Türkiye’nin egemenliğinden ve ülkesel bütünlüğü ve siyasi bağımsızlığından da vazgeçmek dahil hazmedebileceği başka bir şey kalmayacaktır. Çerçeve belgesi ve Anayasaya aykırılık iğer önemli bir husus; Müzakere Çerçeve Belgesi’nin kabulünün Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına açıkça aykırı oluşudur. Ne şimdiki hükümetin ne de daha öncekilerin böyle bir süreci kabul edebilmeleri esasen Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının açık hükümleri karşısında mümkün değildir. Anayasamızda egemenlik yetkisinin kime ait olduğu ve bu yetkinin kimin adına kimler tarafından kullanılacağı açık olarak belirtilmiştir. Egemenlik Kayıtsız şartsız milletindir. Yasama, Yürütme ve Yargı yetkisinden oluşan bu egemenlik millet adına Anayasada belirtilen yetkili organlar eliyle kullanılacaktır. Hiçbir organ ya da kişi kaynağını anayasadan almayan bir yetkiyi kullanmak hakkına sahip değildir. Bu yetkinin verildiği kişi ya da kurumlar tarafından başka bir kişi ya da kuruma devredilmesi de mümkün değildir. Bu durumda acilen yapılması gereken şey Avrupa Birliği sürecinin halkımıza en doğru şekilde objektif kurumlar vasıtasıyla anlatılması ve bu süreçle ilgili olarak O’nun referandum yapılarak muvaffakatının alınması; bu muvafakat doğrultusunda Anayasa’da egemenliğin devri konusunda gerekli değişikler yapılarak bu tiyatroya son verilmesidir. Aksi halde bu süreç açıkça Anayasanın temel hükümlerini ihlal eden bir süreç olmaya devam edecek ve bu süreci sürdürenler millete bunun hesabını vermek zorunda kalacaklardır. B elgede şu görüşlere yer veriliyor: "Türkiye'den müktesebatla ilgili olarak tavrını belirtmesi ve ölçütleri karşılama konusunda kaydettiği ilerlemeleri rapor etmesi istenecektir. Müktesebatın uygun idari ve adli yapılar vasıtasıyla etkin ve verimli bir şekilde uygulanması da dahil olmak üzere, Türkiye tarafından doğru bir şekilde iç hukuka aktarılması ve uygulanması, müzakerelerin hızını belirleyecektir. Bu amaçla Komisyon, Komisyon tarafından ya da Komisyon adına uzmanlar tarafından yapılacak yerinde incelemeler de dahil olmak üzere, elindeki tüm araçlardan yararlanarak Türkiye'nin tüm alanlarda kaydettiği ilerlemeyi yakından izleyecektir. Komisyon, AB Ortak Pozisyonları taslağını sunarken Türkiye'nin belli bir alanda kat ettiği ilerleme hakkında Konseyi bilgilendirecektir. Konsey, söz konusu başlık hakkındaki müzakerelerle ilgili olarak atacağı ileriye dönük adımları kararlaştırırken bu değerlendirmeyi göz önünde bulunduracaktır. AB'nin her bir başlıkla ilgili müzakereler için isteyebileceği ve Türkiye tarafından Konferansa temin edilecek olan bilgilere ek olarak, Türkiye'den belli bir başlıkla ilgili müzakerelerin geçici kapanışından sonra bile müktesebatla uyum ve müktesebatın uygulanması konularında kat edilen ilerlemeler hakkında düzenli aralıklarla ayrıntılı, yazılı bilgi vermesi istenecektir. Müzakeresi geçici olarak kapatılan bölümlerin söz konusu olduğu hallerde, özellikle Türkiye'nin taahhütlerini ya da önemli karşılaştırma ölçütlerini yerine getiremediği yerlerde Komisyon müzakerelerin tekrar açılmasını önerebilir." Askıya alma koşulları elgede müzakerelerin askıya alınma koşulu da belirleniyor. "Birliğin temelini oluşturan özgürlük, demokrasi, insan haklarına ve temel özgürlüklere tam saygı ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin Türkiye'de ciddi ve ısrarlı bir şekilde ihlal edilmesi durumunda, Komisyon, kendi inisiyatifiyle veya üye devletlerin üçte birinin talebi üzerine, müzakerelerin askıya alınmasını önerebilir ve müzakerelerin tekrar başlaması için karşılanması gereken koşullara yönelik tekliflerde bulunabilir. Konsey, Türkiye'yi dinledikten sonra, müzakerelerin askıya alınıp alınmaması veya müzakerelerin yeniden başlaması için aranacak koşullarla ilgili bu tür bir öneriyi nitelikli çoğunluk esasına göre kararlaştıracaktır. Üye devletler, Hükümetlerarası Konferanstaki genel oybirliği şartından bağımsız olarak Hükü metlerarası Konferansta Konsey kararına uygun olarak hareket edeceklerdir. Avrupa Parlamentosu'na bilgi verilecektir." "Müzakerelerin ilerlemesinin, ekonomik ve sosyal bir birleşme çerçevesi kapsamında Türkiye'nin katılıma hazırlık aşamasında kaydettiği ilerleme ile 2. paragraftaki AB Komisyonu'nun raporuna göre yönlendirileceği" ifade edilen belgede, "Üyelik için aşağıdaki gerekleri belirleyen Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmesi gerektiği" belirtiliyor: Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını ve azınlıklara The Guardian 4 Ek im B D B saygı ve azınlıkların korunmasını teminat altına alan kurumların istikrarı; İşleyen bir pazar ekonomisinin varlığı ve Birlik içindeki rekabetçi baskıyla ve pazar güçleriyle başa çıkabilme kapasitesi; Siyasi, ekonomik ve parasal birliğin amaçlarına uygunluk ve müktesebatın etkin bir şekilde uygulanması ve yürütülmesi için gerekli idari kapasite dahil olmak üzere, üyeliğin getirdiği yükümlülükleri üstlenebilme yetisi. Bu bölümde ayrıca şu taleplere yer veriliyor: "Türkiye'nin iyi komşuluk ilişkileri yönünde verdiği açık taahhüt ve henüz çözümlenmemiş olan tüm sınır ihtilaflarını, gerektiğinde Uluslararası Adalet Divanı'nın zorunlu yargılama yetkisi de dahil olmak üzere Birleşmiş Milletler Şartına göre, ihtilafların sulh yoluyla halli ilkesine uygun olarak çözüme kavuşturmayı taahhüt etmesi;" "Kapsamlı bir çözüm için uygun ortamın yaratılmasına katkıda bulunmaya yönelik adımlar atılması ve Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum kesimi) dahil tüm AB ülkeleriyle Türkiye arasındaki ikili ilişkilerin normalleştirilmesinde ilerleme kaydedilmesinin yanı sıra BM nezdinde ve Birliğin üzerine inşa edildiği ilkeler doğrultusunda, Türkiye'nin Kıbrıs sorunu için kapsamlı bir çözüme ulaşma çabalarını devamlı olarak desteklemesi." "Türkiye'nin Ortaklık Anlaşma tarafından oynanan tiyatronun tüm boyutlarını açık bir şekilde ortaya sermektedir. Bu belgede yer alan ifadelerden çıkan sonuç şudur. Türkiye Yunanistan’ın 12 mil karasuları genişliğini kabul etmedikçe; Egemenliği tartışmalı adalar ve kıta sahanlığının sınırlandırılması sorununu Milletlerarası Adalet Divanına götürmedikçe; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanımaktan vazgeçmedikçe, Rum gemi ve uçaklarına limanlarını açmadıkça; Rumların Nato’ya dahil olmalarına muvafakat vermedikçe; Heybeliada Ruhban Okulunu açmadıkça; Güneydoğu için Federatif bir yapı benimsemedikçe; Apo’yu yeniden yargılamadıkça ve kendisine af çıkarmadıkça; Boğazlarda güvenlik denetimini Avrupa Birliğinin etkin olacağı bir Komisyona devretmedikçe; Ermeni Soykırım İddialarını Tanımadıkça; Ermenilere tazminat ödemedikçe; Nükleer Enerjiden yararlanmak için tedbir almayacağına dair taahhütte bulunmadıkça; Komşuları olan İran ve Suriye ile istenen şekilde ilişki tesis etmedikçe Avrupa Birliğine dahil olmak imkanına sahip olmayacaktır. 35 başlıkta yapılacak ve geçici olarak kapatılsa da yeniden açılabilecek müzakereler so