27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

OKUYUCU MEKTUBU Cumhuriyet Tarım Gıda Hayvancılık Eki Atatürk Bulvarı 125/4 06640 ANKARA email tarimhayvancilik@cumhuriyet.com.tr Kaz deyip geçmeyin Polonya, Macaristan gibi ülkeler ikinci kuşak. Fransa, İtalya, Türkiye üçüncü kuşak ülkeler. Çin sonuncu kuşak ülke. Ne var ki, bütün ülkelerde kaz yetiştiriciliği yaygın iken bizde sıfır, hatta eksi. Şöyle ki bugün kaz yetiştiriciliği ile ilgili devletin hiçbir yerinde bir bilgiye ulaşamıyorsunuz çünkü yok. Macaristan’da kaz yetiştiriciliğinden elde edilen yıllık gelir yaklaşık 68 milyar dolar. Biz bu kadar geliri yalnızca Kars,Yozgat,Afyon ,Gerede bölgelerinden elde edebiliriz. Burada yapılanma çok önemli. Şirketler bir araya gelecek bir ortak grup oluşturacaklar. Örneğin, bir şirket yalnızca damızlık yapacak, diğeri kuluçkahane kuracak, bir diğeri civcivleri alıp yetiştiricilik yapacak. Yetişmiş kazları kesen kesimhane başka bir şirketin olacak. Buradan çıkan eti, ciğeri işleyen ayrı şirketler olacak. Tüyleri toplayan yıkayan ayrı şirketler olacak. Tüylerden yastık yorgan koltuk kanepe yapan şirketler olacak. Bu şekilde birbirinden sermaye olarak bağımsız, ama grup anlayışıyla hareket eden firmaların bir araya gelmesiyle büyük bir sektör halini alıyor. Macaristan’da edindiğim en önemli izlenim, hiçbir firmanın diğer firmanın işine göz dikmemiş olması. Hep birlikte büyümeyi yeğlemişler. Örneğin tüy yıkama yapan bir işletmeye neden kaz tüyü yastık yorgan yapmadığını sorduğumda verdiği cevap şu oldu: "Ben mal verdiğim bir firmaya kendim rakip olmam." İşte bu cevap her şeyi anlatıyor. Bu mantık, sektörü başarılı kılan sihirli anahtar. Sektör içindeki her bir şirketin yönetim yapısı da enteresan. Bu şirketler üç beş kişiden oluşan ortaklık yapıları var ve de profesyonel yöneticilerce idare ediliyorlar. Örneğin, kaz yıkama tesisi olan şirketin mevcut stok miktarı yaklaşık 5 bin ton. Bu da rakamsal olarak ortalama 75 milyon Avro ediyor. Sonuç olarak kaz yetiştiriciliği riski en az olan bir alan. Yüksek kaliteli eti var. Kaz ciğeri dünyada çok beğenilen lüks ve pahalı bir yiyecek. Kaz tüyü doğal bir malzeme. Ev tekstilinde, mobilyada, mont ve kaban yapımında kullanılabilir. Ülkemizi doyuracak, ısıtacak ve de para kazandıracak önemli bir sektör olabilir. Kazın peşinden koşmayı bırakıp artık onu yakalama zamanının çoktan geldiğinin farkına varalım. Zafer ÖZDEMİR zafer@ilkateks.com epimizin bildiği kaz,köylerde mahallelerde ya bizim kovaladığımız ya da onun bizi kovaladığı sevimli kümes hayvanı… Farkına varamadığımız bir zenginliğin peşinden koşmuşuz fakat bir türlü yakalayamamışız. Kaz yetiştiriciliği hem kolay, hem de Türkiye açısından milyarlarca dolar gelir getirecek bir sektör. Ben bu konuda Macaristan’da yaptığım araştırmaları sizlere aktaracağım. Önce bilmemiz gereken Türkiye’nin kaz yetiştiriciliği konusunda çok önemli iklim kuşağında olmasıdır. Kaz, soğuk iklimlerde daha verimli bir hayvan. Kuzey ülkeleri, Sibirya, Kanada verimlilikte birinci kuşak H Organik tarımın gözde illeri belli oldu ADANA (A.A) Türkiye'de 1985 yılında 8 ürünle başlayan, şu an 205 ürüne ulaşılan organik tarımda 'il çeşitliliği' olması, gelecek için umut veriyor. TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Vahit Kirişçi, Türkiye'de son 20 yıllarda organik tarımın büyük oranda gelişim gösterdiğini ifade etti. Kirişçi, 1985 yılında sadece ihracata yönelik talepler doğrultusunda 8 ürünle yapılan üretimin günümüzde 205 ürüne ulaştığını ifade ederek, ''Toplumu ve üretici kesimi organik üretime tam olarak hazırlayıp, üreticileri gerçek manada eğiterek, bu rakamı da katlamayı hedefliyoruz. Bu potansiyel ülkemizde fazlasıyla var'' dedi. Türkiye'nin, mevcut bazı imkansızlıkları nedeniyle, kısmen organik denilebilecek bir tarımı zaten gerçekleştirdiğini kaydeden Kirişçi, şöyle devam etti: ''Organik tarım, üretimi kontrollü şekilde gerçekleştirilen ve kullanılan girdilerin organik yani doğal olduğu bir üretim şeklidir. Bizim 'geçit bölgeler' dediğimiz bölgeler var. Bu bölgeler 'kapalı' alanlar. Buralarda üreticilerimiz kimyasal gübre ve zararlılarla mücadelede ilaç kullanmadıkları için, kısmen doğal denilebilecek bir üretim zaten söz konusu. Bunun belli bir disiplin altına alınmasıyla, yani üretimin her aşamasının kontrol ve kayıt altına alınmasıyla, bu re, Türkiye'nin pek çok ilinde değişik ürünlerin organik üretimi gerçekleştirilirken, belli ürünleriyle ünlü olan illerde ise o ürünlerin organik üretiminin az olması hatta listede bulunmaması bile dikkati çekiyor. Örneğin, Şanlıurfa organik pamuk, mercimek, arpa ve buğday üretiminde, Çankırı ayva ve armutta, Konya çilek ve vişnede, Malatya nohutta, Erzurum elmada, Kastamonu erikte, Gümüşhane ise mısır üretiminde başı çekiyor. Biberi sırasıyla en çok Kahramanmaraş, Çanakkale ve Isparta, domatesi, Bursa, Isparta ve Kahramanmaraş, kirazı Kütahya, Bursa ve Konya, üzümü ise İzmir, Manisa ve Uşak üretiyor. Afyonkarahisar, arpa, buğday, elma, erik, kayısı, kekik, kiraz, mercimek, mısır, nohut ve vişne gibi aynı bölgede yetişmesi zor ürünlerin üretimiyle Türkiye'de en çok çeşit organik ürün üreten il olarak göze çarpıyor. Gümüşhane ise 657 bin 500 hektarlık toplam arazisinin ancak yüzde 17,3'ü tarıma elverişli olmasına rağmen, elma, armut, erik, kayısı, kiraz, mısır, vişne ve yem bitkisi üretiminde öne çıkarak şaşırtıyor. Bu arada, listede organik pamuk üretici iller Şanlıurfa, Aydın, İzmir, Mardin, Hatay, Manisa ve Gaziantep olarak sıralanırken, pamuğun merkezi olarak bilinen Adana'nın listede yer almaması ise dikkati çekiyor. Türkiye, mevcut bazı imkansızlıklara rağmen, kısmen organik denilebilecek bir tarımı gerçekleştiriyor bölgelerin tamamı organik tarım merkezi haline getirilebilir. Böylece ürün çeşitliliği ve miktarı artırılabilir.'' TBMM Tarım Komisyonunun son verilerine gö 2
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear