28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Anadolu Alacası Geliştirme Projesi’nde önemli adım atıldı Adana hayvancılığın GAP’ı olacak Vural KÖSE DANA "Hayvancılığın GAP"ı diye tanımlanan ve 2000 yılında Adana’da başlatılan "Anadolu Alacası Geliştirme Projesi"ne Türkiye’de "bitti" denilen hayvancılığın kurtarıcısı gözüyle bakılıyor. Bilimin bioteknolojide ulaştığı en son nokta olan embriyo naklinin de yapıldığı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Anadolu Alacası Geliştirme Merkezi’nde şimdilik bir bölümü yurt dışından getirilen embriyoların taşıyıcı dişide geliştirildikten sonra başka dişilere nakil yapılmasıyla bir inekten yılda 32 yavru elde edilebildiği, bunun Türk hayvancılığının yeniden canlanması için önemli bir gelişme olduğu vurgulandı. Zorlu bir çalışma sonucu 2000 yılında başlayan projenin meyvelerini almaya başladıklarını belirten projenin mimarı Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kemal Özkütük, Türkiye’de bir ilke imza attıklarını vurgularken, bu çalışmanın hayvan yetiştiriciliğinde bir devrim olacağını kaydetti. Adana’nın Solaklı beldesinde teknolojinin tüm olanakları kullanılarak, dünya standartlarında inşa edilen 18 bin metrekare kapalı alana sahip tesiste 5 ahır, bir süt sağım yeri, laboratuvar ve idare binasında tüm işlerin otomasyon sistemiyle kontrol edildiğini anlatan Özkütük çalışmalarla ilgili şunları söyledi: "Yetiştirilen hayvanların gübreleri otomatik olarak toplanıyor, karıştırılıyor ve buradan tanklara aktarılarak orada da suyu ayrıştırılıyor. Elde edilen gübrenin kalitesi oldukça yüksek. Sağım makineleri de otomatik olarak memelerden ayrılıyor, kendini yıkıyor ve bütün bilgiler kendiliğinden bilgisayara işleniyor. Ayrıca hızlı sağım yapılabilen ahırlara yerleştirilen dokuz kamerayla hayvanlar izlenirken, olabilecek bir aksamaya anında müdahale için personel de takibe alınıyor." Hayvanların sağlığı için her şeyin düşünüldüğü tesiste günde 16–18 saat ışıklandırma, süt veriminin düşmesine neden olan sıcaklık stresine karşı yağmurlama ve fanla soğutma sistemlerinin devrede olduğunu, yatmaları için yapılan özel bölmelerin altlarına paspas ve yatak yerleştirildiğini de anımsatan Özkütük, dünya standartlarında bir tesis ortaya çıkardıklarını irdelerken şöyle devam etti: A 5–6 yıl gerektiğini de ifade ederken, ithal edilen sperma ka"Bu yüzümüzü ağartan bir projedir. Ülkemiz bundan böylitesinde elde edilen boğalardan alınan spermaların iç piyale büyük paralar ödeyerek yurtdışından boğa spermi ithal sada 34 milyon lira gibi bir rakamla satılarak sperm itetmek zorunda kalmayacak. Çok kaliteli, sütü verimli inekhalinin önüne de geçileceğine işaret eden Özkütük, ayrıca ler ile damızlık değeri yüksek boğalar elde ederek bunların embriyo transferi yoluyla günde ortalama 35 litre süt veren embriyolarını çok ucuza yurtiçine satacak ve hayvancılığın çok kaliteli ineklerin satılarak ya da sütleri değerlendirmek gelişmesine, dolayısıyla ülke ekonomisine büyük katkı sağsuretiyle tesislerde günde ortalama 10 milyar lira gibi bir lanacak. Ayrıca ülkemize uygun hayvan yetiştirilecek." girdi sağlanabileceğini de söyledi. Gelişmiş dünya ülkelerinin hayvancılıkta embriyo transferini çok kullanmaktayken, ülkemizde bu oranın çok düşük seviyede olduğunu yineleyen Özkütük, embriyo elde edilmesi ve döllenmeyle ilgili bilgileri de şöyle aktardı: "Embriyo transferinde, çok yüksek verimli donörler (inekler), yavru boğa testinden geçirilerek belirlenmiş yüksek verimli boğa spermleriyle tohumlanır. 7 gün sonra elde edilen embriyolar, taşıyıcı ineklere nakledilir. Normal gebelik süresi sonunda taşıyıcı inekler kendi genetik özelliklerine sahip olmayan süper denilebilecek özellikteki yavruları doğurur. Bu sistemin amacına ulaşılabilmesi için ülkedeki hayvanların kayıt altına alınması gerekirken ülkemizde bu sayı oldukça düşüktür. Oysa Anadolu alacasından yılda 32 yavru elde edilebiliyor. embriyo transfer sisteminin uygulanması ülke ekonomiAnadolu Alacası Geliştirme Projesi uygulayıcılarından sine oldukça önemli bir katkı sağlayabilecek. 1998 rakamNuman Kılıçalp ise, tesiste şu an için 11 donörün bulunlarına göre yurtdışından 2 milyon dolar tutarında sperm itduğunu, bunlardan elde edilen embriyoların 85 taşıyıcı hal edilirken, bu sistemin oturmasıyla sperm ithal eden dehayvana nakledildiğini ifade ederken aralık ayında olması ğil ihraç eden ülke konumuna geçeceğiz. Bu tesislerde elde beklenen doğumlardan 85 buzağı elde edileceğini söyledi. edilen yüksek nitelikli boğaların, her ay dünyada yayınlaKılıçalp, "Ülkemizde çok fazla kullanılmayan çoklu nan en iyi 100 boğa sıralamasına girebilmesi halinde bu boyumurtlatma ve embriyo transferini Solaklı beldesindeki ğaların spermlerinin tanesi ortalama 50 dolardan satılabiletesislerimizde uzun uğraşlar sonucu kurduk. Yakın zamancek. Bir boğadan yaklaşık 40 bin sperm alındığı göz önüne da da meyvelerini almaya başlayacağız. Ülkemiz için hayalındığında, 2 milyon dolar gibi bir gelir söz konusu olavancılıkta bir devrim diyebileceğimiz bu çalışmayla, haycak." vancılık sektöründe dünya devleriyle yarışabileceğiz" dedi. Tesislerde yetişecek boğaların bu listeye girebilmesi için Nurettin DİNGAZ (Köy Koop Merkez Birliği Genel Başkan Yrd.) 2 005 üretim yılının sonlarına gelirken, bu yıl da üreticilerimiz zarar ettiler. Daha da fakirleştiler. Buğday üreticisi zararına buğday satarken domates, kavun, karpuz, sebze, üreticilerinin bir çoğu mahsullerini hasat etmeden tarlada bıraktılar. Üzüm üreticileri de istedikleri fiyatın çok altında üzüm satmaktadırlar. Tütüncünün durumunun da iyi olmayacağı gözükmektedir. Hayvancılığımızın durumu her geçen gün kötüye gitmekte, 32 yeni kuruşa süt satılan bölgelerimiz bulunmaktadır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı yetkililerince söylendiğine göre 2004 yılında 90 bin hayvan üreticiye kredilendirme yolu ile verilmiş, ancak bunların 35 bini kesime gitmiştir. Üretim girdileri mazot, gübre, yem, zırai ilaç fiyatlarında yükselme devam etmiştir. Sonuç olarak, köylümüz bu üretim sezonunda da zarar edecek ve daha da fakirleşerek 2005 yılını kapatacaktır. Eskiden beri söylendiği gibi bu yıl da "zarar ziyan köylüye" ait olmuştur. Bu durum kader değildir. Yıllardır böyle devam etmesinin nedeni köylümüzün örgütsüz olması, örgütlenememesidir. Bu yıl da zarar ziyan köylüye ait Üreticilerimizin mutlaka kooperatifler yolu ile örgütlenerek haklarını almaları gerekmektedir. Üretim planlamasının yapılması, kalitenin, verimin arttırılması ekolojik üretimin yaygınlaştırılarak yapılması ancak kooperatifler ile olabilir. Tüm dünya da böyledir. Kooperatifler siyasi örgüt değil, ekonomik örgütlerdir. Ama ne yazık ki, ülkemizde hala bunu anlayamayan yöneticiler mevcuttur. Köylülerimiz de bunu tam kavramış değillerdir. Bunun birçok nedenleri vardır. Üreticilerimizin bunda suçu yoktur. Bunun tek sorumlusu bugüne kadar ülkeyi kötü yönetenlerdir. Kooperatif anlayışımızı mutlaka gözden geçirmemiz gerektiği inancındayım. Köylerde bulunan okul, muhtarlık ve kooperatiflerin birbirinden farksız kuruluşlar gibi algılandığı görülmekte kooperatiflere katkı yapılmadan çok şey beklenmektedir. Bu çok yanlış bir yaklaşımdır. Kooperatifler ekonomik birer kuruluştur. Üreticilerimiz kooperatife girerken haklarının korunacağını, savunula cağını ve de kazancının artacağını bilmelidir. Kooperatif sayesinde ekonomik gelirinin arttığını, artacağını fark etmelidir. Ancak bu anlayışla kooperatifçilik gelişir. Ülkemizin ekonomisi için de özel sektör ve devlet sektörü çok büyük yer tutmaktadır. Buna karşın Kooperatifçilik sektörü gelişememiş ve ekonomi içinde yerini alamamıştır. Bunun da nedeni kooperatiflerin tam olarak algılanamamasıdır. Günümüzde devletin özelleştirmeler ile hızla ekonomik hayattan çekilmesi, özel sektörün ekonomi içinde tek olarak kalmasına ekonominin dar gelirliler aleyhine gelişmesine neden olacaktır. Bu da Türkiye ekonomisi açısından iyi bir gelişme olmayacaktır kanısındayız. Devletin hızla ekonomiden çekilmesi ile birlikte AB ülkelerinde olduğu gibi kooperatifçilik sektörünün geliştirilmesi güçlendirilmesi gerekmektedir. Böyle olursa üreticilerimiz, köylülerimiz, tüketicilerimiz lehine ekonomik gelişmeler sağlayabiliriz. KöyKoop Merkez Birliği olarak önümüzde örgütlenme ile ilgili birçok sorun olmasına rağmen mücadelemizi sürdürmekteyiz. Kooperatif örgütlenmesinin ülkemiz genelinde yapılması, kooperatif sektörünün gelişmesi için çalışmalarımız devam etmektedir. Bu konuda KöyKoop olarak kendimizi sorumlu sayıyoruz. Üreticilerimizden, köylülerimizden destek bekliyoruz. 15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear