27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

15NİSAN2001.SAYI786 yanın tüm bu sorunlan karşısında aklını kaçırmaz? Sorunlan püskürtmenin o kadar çok yolu var ki, bunun sadece uyuşturucu kullanarak yapıldığını düşünmek son dereceyanlışolur. • Orgazm sırasındaki çığlıktan seksin aslında ne kadar kötfi bir işkence olduğu anlaşılır? Uyuşturucu tüketimini krizin başka bir anlatımıolan"korkuyolculuğu" ileeşitsayabilir miyiz? Basmdaki, insanın içini karartan haberler uyuşturucuyu temsil ediyor mu? Birçok kişi bu korku yolculuğundan korkuyor. Uyuşturuculann fiziki ve ruhsal krizlere ve "ekstrem deneyimlere" yol açabileceği doğru. Bu deneyimlerin çoğunu günlük yaşamımızdaedinmiyoruz. Bazı insanlarbu deneyimleri edinmeye açıktır. Diğerleri daha zayıftır ve krizlerle sorunlan vardır. Buna bir örnek verelim: Ebeveynlerden birinin ölmesi. Bu kriz çoğu kez kötü bir deneyimdir. Başımıza çok kötü bir şey gelmiştir. Çok sevdiğimiz biri bir anda ortadan yok olmuşturbir dahahiç geri gelmeyecektir. Bu olayın başka bir anlamı daha var. Biraz daha büyümüşüzdür. Yaşamımızı sürdürmekiçin vedalaşmayı öğrenmeliyiz. Bu krizin içinde bizim için bir şans var, çünkü daha güçlü olup bundan sonraki krizi daha kolayatlatabiliriz. Her krizin iyi biryanı vardır. Bunu görüp değcrlendirmek gerekir. Krizler insanın kendini geliştirmesini sağlar. Uyuşturucu etkisi altında da krizler yaşanır. tnsanlar, "Ben uyuşturucu kullanmıyorum, çünkü krizden korkuyorum " dedikleri zaman ya günlük yaşamlannda yeteri kadar kriz olduğunu ya da krizden korktuğunu ifade etmiş oluyorlar. tki durumdadaelinizi uyuşturucudan uzak tutmanız gerekir. Bu krizleri yaşamak için uyuşturucu kullanananlann sayısı az değildir. Bunlar hasta insanlar mı? Hayır, onlar çoğu zaman kendilerini geliştirmek isteyen ve bunun kriz yaşamadan olmayacağını bilen insanlardır. Kendini defalarca yeniden keşfetmeyi hayata meydan okumak olarak gören kişilerdir. Bu kriz arayışı içinde olan insanlar uyuşturucuyu binlerceyıldırtıpadamlannınyaptığı gibi "tedavi" amaçlı kullanıyorlar. Bazı topluluklar var ki, onlar belirli miktarda uyuşturucu kullanımını kendilerine bu kriz aray ışında şart koşuyorlar ve güçlü ve yetişkin bir insan için bu şansı kullanmamayı "anlaşılmazbirzayıflık" olarak görüyorlar. "Çok iyi âlemlere daldım. Ancak krize girdiğim anda yaptığı yolculuk (horrortripler) benim hiçbirşekilde vazgeçmek istemeyeceğim, en değerli deneyimlerim" diyen insanlar var. Gerçekten yeni bir bakış açısı, yeni bir boyutdeğilmi? Uyuşturucu etkisi altmdaki kriz komplike bir işir. Çünkü, bir uyuşturucu tek başına krize neden olmaz. Konu, her zaman, insanın krizi tek başına atlatamamasından, başka deyişle krizi iyi işleyememesidir. Burada ortam çok önemlidir. ABD'de yapılan bir deneyde LSD alan onlarca kişide krize rastlanmamıştır. Uyuşturucuyu kriz ile krizi de bir felaketle eşdeğerde görenler büyük bir hata işliyorlar. Gerçck çok daha komplikedir. • Bu şeytan üçgeninden kurtulmanın tek yolu bu işten uzak durmaktır? "Uyuşturucu" terimmi geniş boyutlarda düşünürsek, uzak durmak sihirli ve mümkün olmayan bir şey gibi görüniiyor. Hangımiz ilişkilere bağımlı değildir? Hangimiz ailesız bir yaşam düşüncbilir? Kim seks olmayan biryaşam düşünebilir? Her insanın kendikişiyeözel uyuşturucusu vardır. Kimine iyi gelen, kiminin kanını dondurur. Biri esrar içer, diğcri kendini BAŞKENT GUNLERİ â Bir bahar akşamında nostaljik esintiler..; MÜŞERREF HEKİMOĞLU SO salonunda Hacettepe Oda \ Orkestrası'nın konseri var. Merdivenleri çıkmak kolay değil, ama dostlar, özellikle okurlar el veriyor, kuş gibi uçuyor, koltuğuma yeıieşiyorum. önümde emekli Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş ve eşi, arkamda konservatuvar yöneticileri ve kimi öğretim üyeleri oturuyor. Sahnedekileri eğiten, yeteneklerini geliştirenler. Leda Cenaz, Feza Gökmen gözleri paıiayarak izliyor öğrencilerini. Konservatuvara özel ilgim var. Sanatseveıiiğimi geliştiren bir kurum her şeyden önce. Güzel olaylan orada yaşadım. Yaşatanlan sevgiyle kucakladım, kutladım, olumsuz gelişmeierden de üzüntü duydum her zaman. Son konser de hayli düşündürdü beni. Güzel bir program, çağdaş düzeyde çalgıcılar, Italyan yönetici Colojanni, eş düzeyde piyanistlerle güzel bir müzik olayı. Ama salonun yansı boş. Çağnlı konuklar da gelmiyor, dahası gelmeyeceklerini bildirmiyor. Her zaman aynı saygısızlık, aynı umursamazlık. Protokole yer aynlıyor, yerler boş kalıyor! Başka bir yöntem uygulamak gerekiyor galiba. Yönetici kadro da bu konularda hayli geride. Ama boşlukları doldurmak gerekiyor. Bu tür sorunlara köklü önlemler, bilimsel yöntemler gerekiyor her şeyden önce. Bu da başka bir uzmanlık gerektirir kuşkusuz. Bir fon oluşabilir, parasal nedenlerle konsere grtmek olanağını bulamayanlara yol açılabilir, üniversitelerle, liselerle köprüler kurarak konsere gitmek alışkanlığa dönüşebilir. Geçmiş yıllarda salondan taşardı izleyiciler. CSO'nun son yönetimine tepki de olabilir, ama yönetim dışlandı artık. Yeni yılda yeni bir soluk beklenebilir. Son konserin boşluğundan CSO sorumlu değil elbet. SevdaCenap And Vakfı'nın düzenlediği önceki konser yetersiz programına karşın hayli kalabalıktı. Ama Hacettepe Oda Orkestrası'nın konserini üniversiteden kaç kişi dinledi acaba? örneğin piyano dalından kimse yoktu. Yorum yapamıyor insan! Kimi öğretim üyeleri Ankara'da oturuyor, hiçbir konsere gelmiyor. Kimi kişiler de her yere ulaşıyor. Örneğin Rengim Gökmen. Bir konserden ötekıne, kentler, ülkeler arasında yoğun trafiği var, ama mutlu görünüyor. Konservatuvarlar arası birlikteliğe yönelmek için çaba gösteriyor. Coşkusunu her olaya yansıtıyor. Murat Göksu'nun da gözleri parlıyor. Opera sahnesine güzel bir yapıt kazandırdı, Sihirii Flüt çok beğenildi. Yurtdışından çağrılar aldı. Son konseri gerçekleştiren Hacettepe Orkestrası da. Ekonomik kriz nedeniyle çağrılara yanıt verilemıyor, oysa vermek gerekiyor. Sanat ve kültür giderlerinden kesınti çelişık bir olay. Krizleri aşmak için sanat ve kültür olaylarını değerlendirmeliyiz aslında. Yaşayarak öğrendiğimiz gerçeklere karşın sürüyor çelişkiler! Başsavcıhğı döneminde de Vural Savaş ile çok karşılaştık CSO salonunda. Oğrencilik yıllanndan süregelen bir alışkanlık. Konserleri ilgiyle, sevgiyle izliyor. Özellikle Bach'ı dinlemekten mutluluk duyuyor. Kim duymaz? Bach'ın iki konçertosu çaldı son konserde. Iki piyanistten hangisi daha iyi çaldı, Toscona mı, Fiumera mı karar veremedi izleyenler. Işıktan damlalarla seslendi, aydınlandı gece, yıldız yağmuru altında bir yolculuk. Güzel ıslandık, güzel aydınlandık, aklandık. Coşkuyla, alkışlaria çınladı salon. Herkes sevinçle kucaklaşryor, sevinçle sesleniyor birbirine. Bu da müziğin gizemi değil mi? Gergin çizgiler yumuşuyor, solan umut yeniden yeşeriyor güzel bir konserden sonra. Direnme gücüne bir artı en azından. Ismet Birael'in sergisini de eski bir şarkryla izliyor başkentliler: Mazrye bak ne kadar şendik bir zamanlar. Ama biz geçmişe yolculukla zamanı aştık, gülmeyi unutmadığımız yıllann esintisiyle **fj^^^^^^^^^^U^^^KH^UHm®£^^%*^^ sterilize ortamda tutar. Hepimiz ruh ve bedenimizi geliştirmek için sağlıklı birtutum sergilemeliyiz. Sigara için bir spor adamı, sigara içmeyen ve hiç spor yapmayan birinden daha fazla yargılanmayı mı hak ediyor? Uzun lafın kısası dünyadaki bütün uyuşturuculardan uzak durmak hiçbirimize nasip olmaz. Şimdiye kadar yaygınlaşmış olan birçok önyargı var uyuşturucuya karşı. Burada yazılanlann çoğu okuyucu için yeni şeyler. Okuyucu," Hayır, bu kadar basit deği 1. Burada iş küçümseniyor. Bir yazıda şöyle deniliyordu "diyecek.Yazar olarak ben de bunuyaşamalıyım. ^ Rengim Gökmen müzik daltnda hızlı ktşilerden biri... dolaştık resimlerin arasında. Kimi emekli, kimi hâlâ görevli, kimi pilli, kiminin dizleri kireçli, ama Dışişleri ailesi tümüyle burada. Kaç kuşak bir arada. Güzel bir olayı kutlamaktan geri kalmıyor hiçbiri. Ismet Birsel'in resimlerini güzel boyutlandınyor bu kalabalık. Güzel çağnşımlara, yorumlara yol açıyor. Bir köşeye oturdum, duvardakilerle salondakileri bir arada kucaklayarak güzel bir akşam saati yaşadım ben de. Gerçekten nostaljik bir akşam, ama dahası var. Ismet Birsel'in kimi portreleri uçuk çizgiler de taşıyor; özüyle alay eder, dudak büker gibi gülümsüyor. Belleklere de o alaycı gülümsemeyle yerleşiyor. Dışişleri'nde uzun yıllar, önemli görevler; ama resim yapmaktan hiç geri kalmadı Ismet Bırsel. Üretkenliğı gıderek gelişiyor. Fırçasından soluk alıyor nerdeyse. Portrelerındeki alaycı rüzgâr bu nedenle çok ilgınç bence. Onca yıl, onca görev, onca denev ve birikımin gızemiyle gülümsüyo portreler. Var olmanın dayanılmaz hafifliğini de vurguluyor galiba. ^ Her insanın kendi kişiliğine uygun bir "uyuşturucusu" var. Biri esrar içer, diğeri kendini steril ortamda tutar. Sigara içen bir spor adamı, sigara içmeyen ve hiç spor yapmayan » birinden daha fazla yargılanmayı hak ediyor mu?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear