27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

15 NİSAN 2001 SAYI 786 "Yahudi" yazdığı ıçin tutuklanıyor. Askcrleronuveyüzlcrcekişiyiotobüsleretıkıp gara getiriyor, kamplarda isc saman yığınlannınara)arınayerleştiriyorlar."tlksabah 5 'te uyandırı Idık ve bizlen 45 saat ayakta tuttular ve saydılar. Benim numaratn 3233 idi"diyor. Stclla Ventura ise 5 yaşındayken ailesi ile Fransa'nın güneyine, Nice kentine, 12 yaşındayken de Paris'e taşınmış. Almanlann Paris'i işgaliyle acılı günleri başlamış. "San yıldızı ilk takanlardanım" diyor. Babası ToulonşehrindeyakalanmışveDrancy Toplama Kampı'na gönderilmiş. Birkaç ay hiç haber alamamışlar. Türk pasaportu olması nedeniyle babası kamptan kurtulunca Türkiye'ye dönebilmişler. Toplama kamplanna tanıklık eden ve kurtulan bir başka isim, Albert Saul. 1923 Jstanbul doğumlu Saul, babasının ölümü üzerine, annesi ve kardeşlcriyle birlikte, Paris'te dede evine yerleşmiş, öğrenimini bu kentte sürdürmüştü. Kuzeni Raymond, Almanlardan kaçarken vurularak, dedesi ise Drancy Toplama kampı'nda hastalık ve açlıktan ölmüştü. 11 Aralık 1941 'de iki albayın öldürülmesi üzerine; tutuklananbin Yahudidcnbiri Saul'dü. Karakolda, Alman polisine, TC vatandaşı olduğuna dairbelgeyi uzattığı zaman şu yarutı aldı: dım. Oradan nasıl çıktığımı hâlâ hatırlayamam. Bir sabah bizleri Türk olduğumuz içinokuruluştançıkarttılar. 10 gün sonra, üç kamyon gcldi. Kuruluşun içınde kım varsa herkesi topladılar ve hemen Altnanya'ya yolladılar. Bizi iştençıkartmaları büyük bir şans oldu ve hemen ardından Türkiye'ye döndük..." Selahattin Ülkümen, 1944 yılında Rodos Konsolosluğu'na atandı. O yıl Almanlar adayı işgal etti. Savaşın bitmesine bir yıl kalaTürkiyeileAlmanya'nındiplomatik ve ekonomik ilişkileri bozulmaya başlamıştı. Almanlar, kaçakçı birkaç Türk'ü kurşuna dizmek istediler. Ülkümen araya adlı holokost kurbanlannın anıldığı kabirde Ülkümen adına bir ağaç dikildı. Ağacın altında şu cümle vardı: "Umutsuzluğun karanlığında kaybolmuşlara ışık olanbirdost." Necdet Kcnt ise 1940'ta, Marsilyaelçiliğine atanmıştı. Bir kasım günü, konsoloslukçalışanlanndanbiriKent'e, şehirdeki pckçok Yahudinintoplandığınıvegaragötürüldüğünü söyledi. Kent, vakit kaybetmeden gara gitti ve vagonlara üç yük vagonunun ilave edildiğini gördü: "tçeridebağıraninsanlar vardı. Garmüdürüne gittim, benim işim değil, Alman polisi kanşır, dedi. Ben de vagonlann içine DERGİ DEN Merhaba, Dört dilli, dört dinli bir kent, dantel gibi süslenmiş kesme taştan görkemli evler, dokuz çocuklu aileler, avlularda oynanan oyunlar, kurutulan pestiller... Adeta bir varmış, biryokmuş masalı. Bu haftaki dergimizin kapak konusu 50 yıl öncesinin Midyat'ı. Mimar Yavuz önen'dençocukluğunun Midyat 'ını yazmasım istedik. Gelen yazı her okuyam heyecanlandırdı. Sizin de aynı keyifle okuyacağımzı düşünüyoruz. Dergimizin bir başka çok ilginç yazısı Eliçin 'lerin sıradışı hayatı. Bir dönemin aydınlarım yetiştiren Köy Enstitülerinden bir kesit... Âsiye Eliçin yaşadığı döneme ilişkin olaylann uzun hikâyesini kitabında anlatmaya çalışacağım söylüyor ve Köy Enstitülerinin kapatılmasma ilişkin üzüntüsünü dile getiriyor. "Bu özgün kuruluşun yaşaması için eğer iç içe girmiş, uğursuz çıkarcı çarkı ta baştan kınlabilseydi ve tümden savunmasız bırakılmasaydı şimdi Batıh ülkelere el açmaz, eşit haklarla aralarmda bulunabilirdik." Yaşamı boyunca kocasıyla birlikte komünist diye izlenen Asiye Eliçin 'in bir özelliği de, 1940 'lı yıllarda hapis yatmış olması... Halide Özerden 'in, Eliçinler yazısını keyifle okuyacaksımz. Dergimizin bir ilginç ropörtajı da Lüleburgaz dan. Yıllarca uzun yol şoförlüğü yaparak hayatım kazanan Aynur Akkıyalı kadın dünyasına ö'rnek olacak bir tecrübe. "Aynur Abla helal sana " diyenlere biz de katılıyoruz. Bu haftayı sinemada geçirecek htanbullulan unutmadık. Festivalde gösterilecek dört tran fılmini, tran sineması üzerine bir izlenim yazısıyla hahrlatıyoruz. Uluslararası tstanbul Film Festivali 'nin 20. yaşını kutlarız... lyi bir hafta sonu dileğiyle... Kurşunsuz Benzin konusundaki kapak yazımızda Or. Gülçin Yapıcı'nın fotoğrafını kullanıp altına Dr. Günay Can yazdığımız için her iki doktordan da özür dileriz. "Türksünüz, ancak Yahudisiniz." Otobüslerebindirilipbirduvardibinegetirilmışlerdi."Kurşunadizilecektik" diyor Saul "Son anda bir emir geldi ve ölümden döndiik. Tutuklular arasında; senatör Pierre Masse, eski Fransa Başbakanı Leon Fotoğrafve belgelerle Auschwitz Toplama Kampı 'nın anlatıldığı sergiden ikifotoğraf... Blum'un kardeşi Rene Blum, Fransa'nın en büyük hâkimi Robert Dreyfus, yazar Tristan Bcrnard'ın oğlu tiyatro yazan JeanJacques Bernard, yazar Colette'in kocası Maurice Goudeket, Fransız Devlet Dcmir Yollan Müdürü PierreAndre Levydevardı." Saul,açlık vehastalıktan45kiloya düşmüştü. Türk vatandaşı olduğu için birmüddct sonra serbestbırakıldı, ancak kadcr arkadaşlarının çok büyük bir bölümü Auschwitz Toplama Kampı'na sevkedildi. "21 Ağustossabahıbirkomşukapımızı çaldı ve babasının tutuklandığını söyledi. Yanm saatsonra dababamı almaya geldiler. Sokak ağlayan kadın ve çocuklarla doluydu" diyor Louisc Behar. Erkekleri otobüslere bindirip Vclodrom D' Hiver'e götürmüşler, birkaç gün sonra da Drancy kampına sevk etmişlerdi. Babası kampta 4 ay kalmış ve orada hastalanmıştı. Durumuağırlaşınca Rostchild Hastanesi 'ne yatırıldı ve tutuklulann koğuşuna konuldu. Oraya tek girebilen, Türk kimlikleri sayesindc, Louise Behar ve diğer yakınlanydı. Tuvalete gittiklerinde tutuklular, ailelerine haber iletebilmek için parmakları arasına notlar bırakmışlardı; bir kişi de alyansını vermişti: "Ailemizde 17 kişiyi tutukladılar ve Almanya'ya yolladılar. Hepsi öldü. Babam hastanede öldükten sonra Türk konsolosluğu bizi ikaz etti vc Türkiye'ye dönmemizi istedi. Ben.kimsesizçocuklaraannelik yapıyordum, çoğunun ailesi yoktu. Ablam ise bir Yahudi kuruluşunda çahşıyordu. Ben de o kuruluşta görev aldım. Oraya girmek çok zordu ve torpil lazımdı. San yıldız takmadık ama bir komiserlikte tutuklan girip onlann canlannı kurtardı. Hemen ardından Türk Konsolosluğu bombalandı ve Ülkümen eşini yitirdi. 19 Temmuz sabahı, tüm Yahudi erkekler toplandı, 1725'i hapsedildi, komşu bir adayaveAtina'yasevkedilecekleribildirildi. Ülkümen onlann Almanya'yagötürüleceğinden emindi. Nazi karagâhına girip "Kanunlanmıza göre Türk vatandaşlan, hangi dıne mensup olursa olsun Türktür, onlar Nazi toplama kamplanna gönderilemez"dedive44kişilikbirlisteverdi. Listedeki 25 kişi Türk değildi, ancak Türkle evliydi. Ülkümen onlan da bu sayede kurtardı. Savaştan sonra, Kudüs'te Yad Vaşem girdim. Alman polisi beni indirmek istedi, ben konsolosum, diplomatik telefonum var dedim. Beni itiştırdilcr. Ancak askeri kuvvetle inerim diye bağırdım." Trenin hareket ettiğini, dörtbeş saat sonra Nimes kentine vardığını anlatıyor Kentvcckliyor: "Ben tüm tutuklularla birlikte Paris'e gitmeyi kafama koymuştum. Orada beni de tutuklamak istediler, konsolos olduğumu anlayınca, diğer tutuklularla birlikte serbest bıraktılar. 7080 kişi, yaşlılar, çocuklar, dağ başında kaldık, hep birl ikte köye gittik ve oradan vasıta bularak Nice'e döndük." ^ CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ: YEDİ MAYIS HABER AJANSIBASIN VE YAYINCILIK AŞ ADINA BERİN NADİ • SORUMLU MUDÜR: FİKRETİLKİZ • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKI: ÇAĞDAŞ MATBAACILIK LTD. ŞTİ. • İDARE MERKEZİ: TÜRKOCAĞICAD. NO: 3941CAĞALOĞLU, 34334 İSTANBUL TEL: (0212)5120505 BREKLAM: MEDYAC KAPAKTAKİ GÜNCEL FOTOĞRAF: BÜNYAD DİNÇ ("TAŞIN VE İNANCIN ŞİİRİ MARDİN" KİTABINDAN)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear