Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
( )
21 ARALIK 1917 / 16 TEMMUZ 1985
Ölümünün 40. yılında
çağının yazarı: Heinrich Böll!
“Hep yazmak istedim, gençlik çağında yolundanım” diyen çağının yazarı Böll,
yazmayı denedim ancak kelimeleri daha “Angaje bir yazarım ama bir gruba değil,
sonraları buldum” diyen ve bulduğu ahlakçılığa, hümanizmaya angajeyim”
demiştir.
kelimelerle yazdıklarıyla savaş sonrası
Alman edebiyatının klasikleri arasında yer
Yıl 2025, ünlü yazar ve moralist Heinrich
alarak Alman edebiyatının en önemli ve
Böll ölümünün 40. yılında da büyük
en tanınmış yazarlarından, 1972’de Nobel
etkinliklerle anılacak.
Edebiyat Ödülü’nü alan Heinrich Theodor
Yapıtlarında neredeyse sadece savaşı ve
Böll, Ren bölgesinin ve doğduğu Köln
savaş sonrası insanının dramını anlatıp,
şehrinin yaşamını olduğu kadar sanatını
“SAVAŞI UNUTMA” ve “SAVAŞMA” diye
da etkilediğini her zaman söylemiştir.
haykıran, Böll Vakfı’nın dünya yazarlarının
Romanlarının çoğu da Köln’de geçer.
kullanımına açtığı İrlanda’daki çiftlik evinin
Nazi Almanya’sı, faşizm, savaş ve savaş çitlerinde “BARIŞ İÇİN AYAĞA KALK”
pankartı asılı duran Heinrich Böll’ün
sonrası Federal Almanya’nın refah
yazdıkları, insanların savaştığı, birbirlerini
toplumu, yapıtlarının ana konuları
öldürdüğü günümüzde güncelliğini hâlâ
olmuştur. Almanya’da İkinci Dünya
koruyor.
Savaşı’ndan sonra başlayan ve yaklaşık
1950’lere kadar süren Yıkıntı Edebiyatı Ölümünün üstünden 40 yıl geçse de
(Trümmerliteratur) hareketinin önemli
yazarın bizlere hâlâ söyleyecek ne çok
temsilcilerinden, “Ben de Yıkıntı Edebiyatı sözü var!
ve Babasız Evler (Haus ohne Hüter / 1954) adlı romanları
NURAN ÖZYER
savaş sonrası Almanya’sını ve bu dönemin bireyler üzerindeki
etkilerini derinlemesine ele alıp incelese de kahramanlarının
ANA KONULARI: NAZİ ALMANYA’SI,
geçmişi hatırlamalarıyla yine savaşı anlatan romanlarındandır.
FAŞİZM, SAVAŞ VE SAVAŞ SONRASI
Topluma ilişkin ilk sert eleştirisini yönelttiği Ve O Hiçbir
FEDERAL ALMANYA’NIN REFAH TOPLUMU!
şey Demedi’de ana karakterleri karı-koca ile evlilikte
Çocukluğu Birinci Dünya Savaşı, gençliği İkinci Dünya
yakınlaşma ve yabancılaşma konusu çevresinde savaşın
Savaşı yıllarında geçen Heinrich Theodor Böll (21 Aralık
bireysel boyutlarını derinlemesine inceler Böll.
1917 / 16 Temmuz 1985), öğrencilik yıllarında bir kitapçı
Babasız Evler’de, İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’sı-
dükkânında çıraklık yapar, üniversitede gördüğü Alman dili
nın kırsal bölgelerinde savaşın etkisiyle babasız kalan çocuk-
ve edebiyatı öğrenimi ise askere çağrılmasıyla yarıda kalır.
ların ve ailelerinin yıkıntılar arasında yaşadığı zorlukları, bu
Militarizmden, savaştan nefret eden Böll, askerlikten mu-
zorluklarla başa çıkma çabalarını, yine ülkede savaş sonrası de-
af tutulmak için elinden geleni yapsa da Fransız ve Rus cep-
Bu ilk önemli kitabında Böll, savaşın genç askerde dolayı- ğişen topluma ve ahlakına yönelttiği sert eleştirileri konu alır.
helerinde savaşmak zorunda kalır, dört kez yaralanır, esir düşer
sıyla tüm savaşı yaşayan insanlarda yarattığı travmaları, savaş
BÖLL: ‘BEN DE YIKINTI EDEBİYATI YOLUNDANIM!’
ancak 1945’te savaşta yıkılmış olan Köln’e geri döner.
sırasında yaşadıkları korkuları, ödedikleri bedelleri, insanla-
Almanya’da İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra başlayan
1947’de çeşitli dergi ve gazetelere ilk kez hikâyelerini gön-
rın umut arayışlarını ve aynı zamanda savaş sonrası dönemdeki
dererek yayın yaşamına başlayan Böll, en sevdiği formun kısa ve yaklaşık 1950’li yıllara kadar süren Yıkıntı Edebiyatı
Almanya’nın toplumsal dönüşümünü anlatır. Yapıt günümüzde
hikâye olduğunu belirtse de daha sonra edebi ustalığının doruk (Trümmerliteratur) hareketinin önemli temsilcilerinden olan,
de hâlâ geniş bir okuyucu kitlesi bulmaktadır.
“Ben de Yıkıntı Edebiyatı yolundanım” diyen Böll, yine de
noktasına ulaştığı roman türüne geçmiştir.
‘DOKUZ BUÇUKTA BİLARDO’, herhangi bir partiye, ideolojiye ya da bir gruba angaje olmamış
1951’den başlayarak yaşamını yazarlık ile kazanmış, yapıtla-
‘VE O HİÇBİR ŞEY DEMEDİ’, ‘BABASIZ EVLER’ ve bu nedenle devrin yazar ve eleştirmenleri tarafından da hayli
rı 30’dan fazla dile çevrilmiş, çeşitli ödüllerle taçlanmıştır.
Romanlarının konusu genellikle savaş sonrası Almanya’sın- sert eleştirilere hedef olmuştur.
Özellikle 1972’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldıktan son-
da geçse de Böll, Nazi dönemini ve savaşı roman kahramanları- Aslında Böll de kendisini savaş kuşağının temsilcisi olarak görüp
ra Böll, ülkemizde de kısa hikâye, roman, radyo oyunu ve İngi-
nın geçmişi hatırlamalarıyla romanın ana dokusuna katar.
kuşağının savaş ve savaş sonrası yaşadıklarını anlatmaya adadığı
lizceden yaptığı çevirilerden oluşan yapıtlarıyla çevirisi en çok
Almanya’nın Ren bölgesinde yaşayan Faehmel ailesinin öy-
için angajedir ama kendi deyişiyle “Evet angaje bir yazarım ama
yapılan ve en çok okunan yazarlar arasına girmiştir.
küsünü üç kuşak boyunca anlattığı Dokuz Buçukta Bilardo (Bil-
bir gruba değil, ahlakçılığa, hümanizmaya angajeyim” demiştir.
“Nazi Almanya’sı, faşizm, savaş ve savaş sonrası Federal
lard um halb Zehn / 1959) adlı romanında, Nazilerin ülkelerini
Böll, çok yönlü bir yazar olduğu için hakkında farklı yargıla-
Almanya’nın refah toplumu”, yapıtlarının ana konuları olmuştur.
ve halkın beynini nasıl yıkamaya çalıştıklarını işler.
rın oluşmasına da neden olmuştur.
Nazi Almanya’sının, İkinci Dünya Savaşı’nın ve savaş sonrası yıl-
Böll, Almanya’da savaşın ve savaş sonrasında yaşanan eko-
Örneğin, koyu Katolik bir ailede yetişmiş inançlı bir Katolik-
larını bizzat yaşadığı için ve yapıtlarında bunları yaşamış insan-
nomik zorlukların bireyler ve aileler üzerindeki etkilerini, ku-
tir, romanlarında din konusuna oldukça yer vermiş, bazı yazar
ların da sözcüsü olduğundan Böll için “Çağının yazarıdır” denir.
şaklar arası çatışmaları ve insan doğasının karmaşıklığını göz-
ve eleştirmenler kendisini bu nedenle “Katolik yazar ya da sol-
İLK ROMANI ‘TRENİN TAM SAATİYDİ’
ler önüne serdiği romanında, 20. yüzyılın ikinci yarısındaki
cu Katolik” gibi sınıflandırmalara sokmaya çalışmışlardır.
İlk romanı Trenin Tam Saatiydi (Der Zug war pünktlich /
Almanya’da önemli sosyal ve bireysel dönüşümleri sorgularken
DİN, KATOLİSİZM VE ‘PALYAÇO’!
1949) savaşı konu alan en önemli yapıtlarındandır.
Alman toplumuna da eleştirel bir bakışla yaklaşır.
Ama Böll , tüm bu yargılamalara yine “Hiçbir gruba dahil
Savaş sırasında izinli olarak memleketine gelip savaşta
Böll, savaş sonrasında insanların yaşamlarının ve toplumun
değilim, evet ben Katoliğim, yazar olarak da öyleyim ama
evinin yıkıldığını, anne babasının da öldüğünü görünce tekrar
nasıl değiştiğini çok iyi bildiği için bu değişimi yapıtlarında en
Katolik romancı ya da Katolik hikâyeci değilim, roman
cepheye dönmek için trene binen genç asker Andreas’ın
acımasız bir biçimde işlemektedir.
figürlerimi nasıl serbest bırakıyorsam, kendimi de öylesine
öyküsüdür anlatılan.
Yapıtlarında ön planda savaşın neden olduğu yıkımın ailele-
serbest görüyorum” demiştir.
Savaştan nefret ettiğini “Ben şiirlerdeki gibi kahramanca
ri ve bireyleri nasıl etkilediğini gözler önüne sermeye çalışırken
“Dini ve Katolisizmi” yapıtlarında malzeme olarak kulla-
ölmek istemiyorum, bu pis savaş uğruna reklamlardaki gibi
arka planda “evlilik, aile, din, yurtsuzluk, açlık, yoksulluk, sefa-
ölmek istemiyorum” diyen Andreas, savaşın etkileriyle başa nan Böll’ün Palyaço (Ansichten eines Clowns / 1963)
let, hastalık, ölüm, babasız evler, yetim kalmış çocuklar, dul ka-
çıkmaya çalışan bir adamdır ve roman iç dünyasında verdiği adlı romanında, inançlı bir Katolik olan sevgilisi Marie ile
dınlar” ana konularını ve figürlerini oluşturur.
mücadeleyi anlatır. Ve O Hiçbir şey Demedi (Und sagte kein einziges Wort / 1954) birlikte yaşayışı sırasında aralarında dini nikâh konusu
>>
8 17 Temmuz 2025