19 Temmuz 2025 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

GENERAL HEINZ GUDERIAN’DAN ‘DİKKAT TANK! / ACHTUNG - PANZER!: TANK MUHAREBELERİNİN GELİŞİMİ’ Zırhlı devrim: Dünyayı değiştiren fikir! Savaş alanındaki en büyük kırılma bir silahla değil, bir fikirle başladı. ve teknolojiyi birleştiren çalışma, ileride II. Dünya Savaşı’nın Tanklar yalnızca çelikten araçlar değil; hızın, baskının ve modern ünlü Blitzkrieg (Yıldırım Harbi) taktiklerine esin vererek panzer savaşın yeniden tanımının simgesiydi. birliklerinin teorik temelini oluşturdu. Bu devrimin mimarı Heinz Guderian, Dikkat Tank! / Kronik Kitap tarafından Arif Kaplan’ın çevirisiyle yayımlanan bu Achtung - Panzer!: Tank Muharebelerinin Gelişimi adlı çalışması ile baskı, Guderian’ın orijinal metnine sadık kalırken açıklayıcı notlar ve savaşın kodlarını yeniden yazdı. tarihsel bağlamlarla zenginleştirilmiş bir okuma sunuyor. Guderian bu kitapta, zırhlı birliklerin yalnızca bir destek unsuru Dikkat Tank!, sadece bir askerin notları değil, modern mekanize değil, harbin asli unsuru olduğunu savunuyor. Taktiği, stratejiyi harbin doğum belgesi niteliğinde. SÜRAT, BASKIN VE HAREKÂT! sırasında Sedan’dan yaptığı sarkmayla ALİ KAAN CERİT Sadece Almanya bu fikirleri sistema- adını tarihe yazdırdı. Maginot Hattı’nı arkadan dolanarak çözen bu harekât, tik ve agresif biçimde sahaya yansıtacak- 916’da Fransa’nın Cambrai bölgesinde İngiliz kuvvetle- manevra harbinin modern yorumuydu. tı. Tank doktrininin mimarı da Heinz Gu- ri tarihte ilk kez büyük çaplı bir tank saldırısı düzenledi. Fakat Guderian’ın en büyük sınavı, derian olacaktı. 1 Düşman siperlerini aşmak için tasarlanan bu ağır ma- Guderian, Alman ordusunun kurmay ge- 1941’deki Barbarossa Harekâtı’ydı. Pan- kineler, tarihte yeni bir çağın habercisiydi. Her ne kadar pek leneğinden gelen bir subaydı. Ancak onu di- zer grupları Sovyet topraklarına yıldırım çok sorunla karşılaşılsa da tanklar Cambrai’de siper savaşı- gibi dalmış; Kiev, Smolensk, Minsk gibi ğerlerinden ayıran şey, sadece stratejik dehası nın durağan doğasını ilk kez kırmıştı. şehirler haftalar içinde düşmüştü. değil, teknolojik yeniliğe olan bağlılığıydı. 1917’deki Somme Muharebesi ve 1918’deki Amiens Taarru- 1937’de yayımladığı “Dikkat Tank!” zu, tankların savaş alanındaki potansiyelini gözler önüne serdi. SOĞUK SAVAŞ’TAN HİBRİT adlı kitabında, tankların savaşın geleceğin- Yine de Birinci Dünya Savaşı sonrasında pek çok aske- SAVAŞLARA: ZIRHIN EVRİMİ! de belirleyici bir rol oynayacağını ilan etti. ri otorite, tankların sadece “moral bozucu makineler” oldu- İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya, Guderian, tankların yalnızca bir ateş ğu görüşündeydi. tankların kaderini yeniden çizdi. Soğuk gücü değil; bağımsız, süratli ve baskın et- Tanklar, savaş meydanında tam anlamıyla parlayamamış, Savaş boyunca NATO ile Varşova Paktı, kisi yaratan bir savaş aracı olması gerekti- siper çamurunda doğan ama sessizce unutulan bir teknolo- Avrupa topraklarında olası bir tank muha- ğini savunuyordu. ji gibi görülmüştü. rebesine göre hazırlandı. Bu araçlar, motorize birlikler ve hava M1 Abrams, Leopard 2, T-72 gibi modern SİLAH DEĞİL, DOKTRİN: INTERBELLUM desteğiyle koordineli çalışmalı, düşman ana muharebe tankları geliştirildi. Zırh ka- DÖNEMİNDE TANKLARIN EVRİMİ hatlarını delip arkayı felç etmeliydi. lınlaştı, menzil arttı, mühimmat çeşitlendi. Birinci Dünya Savaşı’nın ardından, İngiltere’de J.F.C. Fuller Bu yaklaşım, klasik Alman manev- Günümüzde savaşlar daha karmaşık. Ukrayna-Rusya ve B.H. Liddell Hart gibi stratejistler tankların geleceğini tar- ra harbinin (Bewegungskrieg) yeniden yorumlanmasıydı. Savaşı’nda tanklar bir kez daha ön safta. Ama bu kez gök- tışıyor, onları savaşın merkezine oturtan teoriler geliştiriyordu. Clausewitz’in “belirleyici muharebe” anlayışı, Guderian’da yüzünde dronlar, sahada Javelin gibi akıllı füzeler var. Liddell Hart, “hareket savaşı” adını verdiği konseptle, artık motorize bir beden kazanıyordu. Tanklar artık tek başına değil, entegre bir savaş sistemi- savaşın statik değil, akışkan olması gerektiğini savunuyor- PANZERLER SAHNEDE: İKİNCİ DÜNYA nin parçası. Yine de ana doktrin değişmedi: Baskın etkisi, du. Tanklar, bu anlayışın temel taşı olacaktı. SAVAŞI’NDA GUDERIAN VE TANKLARIN hareket kabiliyeti ve koordinasyon. Bunların temeli ise hâlâ Ancak Avrupa’nın çoğu bu düşünceleri ya görmezden Guderian’ın 1937’de yazdığı satırlarda yatıyor. geldi ya da sınırlı deneylerle yetindi. ALTIN ÇAĞI! Kronik Kitap tarafından yayımlanan bu baskı, İngiltere, tankları destek unsuru olarak kullanmayı sür- 1939’da Polonya’ya yapılan saldırıyla başlayan İkinci Dün- Guderian’ın orijinal metnine sadık kalırken açıklayıcı notlar dürdü. Fransa, güçlü ama yavaş tanklara ve sabit savunma ya Savaşı, Guderian’ın teorilerinin gerçek savaş alanında ilk hatlarına (örneğin Maginot Hattı) bel bağladı. sınavıydı. Süratle ilerleyen panzer birlikleri, düşmanı şaşkına ve tarihsel bağlamlarla zenginleştirilmiş bir okuma sunuyor. SSCB ise mekanize birlikler konusunda ilerleme kaydetse çevirdi, geleneksel savunma hatları kısa sürede çöktü. Dikkat Tank!, sadece askeri stratejinin değil, teknolojinin de Stalin’in tasfiyeleri ordunun stratejik zekâsını zayıflattı. de savaşla nasıl iç içe geçtiğini anlatan bir başyapıt. Bu başarının ardından Guderian, 1940 Fransa Harekâtı n ları ve uzak görüşlülüğü ile anılan Hermann Jansen yal- demeyi değil, yaptım demeyi seviyorum. Benim beledi- nızca Ankara’nın değil, Atatürk’ün de plancısıdır. An- ye başkanı olurken en büyük projem, Eskişehir’i bugün kara planlama tarihini yazan Ali Cengizkan’ın kitabı, geldiği noktaya getirebilmekti. İnsanların kışın soğuktan Jansen’in Ankara plan çalışmalarındaki bilinmeyenle- ve çamurdan, yazın tozundan bıktığı; işi ile evi arasın- ri aydınlatıyor. Yarışmanın 100. yılına yaklaşırken eldeki da vakit öldürenlerin bu şehrini ‘Eskişehirli olmaktan gu- belgelere dayanarak yeni yorumlar getiriyor, daha önce rur duyan’ insanların yaşadığı bir şehir haline getirmekti. VİTRİNDEKİLER yapılmış olan araştırmaları tekrar etmeden farklı çalışma Çok şükür bunu da başarabildiğimi düşünüyorum.” alanlarını açıyor. Kitabın eklerinde ilk kez dilimize ka- Anımsadıklarımız Kadardır Atatürk’ün Plancısı - zandırılan belgelerle gerek Atatürk’ün gerekse Jansen’in Ömrümüz / Fuat Kırcı / Çavdar Ankara planlaması konusundaki görüşleri dolaylı da olsa Jansen’in Ankarası: Yay. / 480 s. Planlanan ve Gerçekleşen ilk kez tartışma alanına çıkarılıyor. Bafa Gölünün kıyısındaki bir köyün ses- / Ali Cengizkan / Arkadaş Sessiz Kuşağın Sesi: Yılmaz Hoca sizliğinde yankılanan eski bir aşkın izi Yay. / 294 s. / M. Behiç İstanbulluoğlu / Ekin Telafi edilmek istenen bir geçmiş, anı- Basım Yay. / 166 s. Atatürk 13 Ekim 1923 tarihin- lar, devrim rüyası, kaybolan kimlik- de Ankara’nın başkentliğine ka- “Biz yeşil parkalarımız, asker postalla- ler, söylenmemiş sözler, ait olamamak rar verirken, onun en iyi biçim- rımızla devrim yapmaya çalışırken Yıl- ve zamanın sildiği, bugün yüzleşilen bir de tasarlanması ve gelecek ku- maz hoca da boykotlar, işgaller, miting- hikâye. Zamana karşı direnişin, unutulmuş bir yerin nos- şaklara yaşayan bir Cumhuriyet anıtı olarak kalması için ler, yürüyüşler arasında siyah çizmeleri- taljik öyküsü. Köyün değişen çehresinde yıllar sonra ye- bütün çabasını ortaya koydu. Yeni başkentin hızla ar- ni çekmiş kar, yağmur, çamur demeden niden karşılaşan iki aşık. Aşka, dostluğa, kavgaya ve şi- tan nüfusunun modern ve çağdaş koşullarda barınması akademinin içinde kendi devrimini yapı- ire kaldırılan kadehler, kutsanan ve hatırlanmaya değer için şehre bir gelecek yazmak gerekliydi. 1924 ve 1925 yormuş haberimiz yoktu. Bizim ne yaptığımız belliydi de, bir ömür. Fuat Kırcı’nın Anımsadıklarımız Kadardır Öm- yıllarında Alman mimar ve plancı Lörcher’e yaptırılan ilk hocanınkini biz bilmiyorduk! Çok sonra öğrendik hoca- rümüz adlı ilk romanı, geçmişin izleriyle bugünün toplu- planlar yetmeyecek, İmar Müdüriyeti’nin destekleriyle nın önce Akademiyi sonra da Eskişehir’i toparlamayı he- munu, bireysel kimlik arayışlarını ve toplumsal değişim- açılan 1927 yarışması, Ankara’ya plancısını, Atatürk’ün deflediğini.” diyor M. Behiç İstanbulluoğlu, Sessiz Ku- leri derinlemesine keşfetmeyi amaçlayan, 1970ler Türki- de yakından çalıştığı Prof. Hermann Jansen’i kazandıra- şağın Sesi: Yılmaz Hoca adlı kitabını anlatırken. Ve şöy- yesinin siyasi atmosferine değinen ve mitolojik bağlarla caktı. Bugün modern düşünceleri, ısrarlı tasarım karar- le devam ediyor: “Bakın hoca ne diyor? “Yapacağım örülü, karakterlerin ve doğanın nahif bir resmi. 10 17 Temmuz 2025
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear