Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Güven Turan’dan ‘mono-logos’lar
Öyle ya “İki el çırpar ses verir / Bir elin sesi nedir” (Zen Koan) gel de yanıtlamak için uzun uzun düşünme! Bunu düşünürken Ludwig
Wittgenstein’in Felsefe Soruşturmaları’ndan alıntılanan şu can alıcı cümle “Daha da derin düşünün” demiyor mu? “Biz burada sözcükleri
metafizik kullanımından günlük kullanımına taşımaya çalışıyoruz.”
İşte Güven Turan, yeni kitabı mono-logos’da (Yapı Kredi Yayınları) da bu düşünceyi, görüşü bire bir uyguluyor: Büyük harflerle yazılan
duygu, durum, sezdirme, çağrışım bildiren sözcüğün altında, yine başka bir yorum, değerlendirme, düşünce sözcüğü.
perçinli değil mi?) “YAŞAMIN
GERGEFİNİ DELER / Ölüm.”
(yaşamı delip geçen ölüm bu kadar
ince anlatılabilir!). “YENİDEN
UZAK YOL / Yaşlılık…” (evet
uzak mı uzak bir yol yaşlılık).
“SİLİP ATSAN SİLİNİRSİN /
Geçmiş.” (geçmişi yaşamımızdan
nasıl silip atalım?). “ÖTEKİ /
Ben…” (ben ötekiyim hep, öteki
de ben’dir). “DOĞA / Öfke.”
(doğanın fırtınaları, sel baskınları,
yıldırımları akla geliveriyor
hemen).
“HİÇ Mİ İŞARET YOK /
Zaman..” (oysa ne çok işareti
var zamanın, geçip giden günlerin). “YÜREĞİN SICAK /
kolay hemen akla gelmez. “SABAHI BEKLEYEN”in
Dost..” (işte bu da yerini bulan, çok güzel betimlenen anlatım:
karşılığının “Serçe” olduğunu bilenler çıkabilir.
Yüreğin sıcaklığı ancak dostlarla korunur!).
Güven Turan, 101 Bir Dize (1996) kitabıyla da
“SONSUZDUR / Çocukluk… DİREN / Doğa.. SENDEYİM
tek tek cümleler, imgeler, çağrışımlar, yorumlar
/ Ben.” (sendeysem ben, sen de bendesin demek ki). “İŞTE
paylaşmıştı. O kitap da “Yalnızlığım, sus, yüreğim
DÜNYA” / Yaşam (yaşam işte bu!) “YOKSULLUK /
çatlıyor gürültünden”le başlıyor, “Ne mevsimler
Yoksunluk… SÜRÜKLER KARANLIK AYDINLIĞI / Tarih.…
dönüyor geri ne gün ne gece, kesişmekte her şey
Ölüm / Tecrit… Orman / Soluksuz… OL VE ÖL / Yaşam.”
sonsuz sarmalında doğanın, bizimle” ile bitiyordu
(olup ölmek yaşamın, insanlığın değişmez gerçeği!).
1987-1994 arası yazılan bu içe işleyen dizeler.
GÜLTEKİN EMRE
“ÖZGÜRLÜK MÜ / Pencere.” (evet evet özgürlük açık
Yazmadan geçemeyeceğim unutamadığım şu dizeyi: “Dört
pencereden görülen, ferahlatan görüntü ve duygulardır). Uzar
mevsimin dört büyük fırtınası gibi seviyorum seni.”
EĞLENCELİ AMA ÇOK DÜŞÜNDÜRÜCÜ
gider böyle bu derinlikli, bol çağrışımlı, unutulması çok zor
Sözcüklerin içeriğinin derinliği felsefede yatıyor elbette.
VE YAŞAMIN, GÜNLÜK YAŞAMIN ÖZÜNÜ
felsefi düşünceler zinciri…
Eşzamanlı gibi gözüken sözcüklerin bir birini tamamlaması
İÇEREN DÜŞÜNCELER!
bir bakıma. Tek sözcüğün söylemeye, işaret etmeye,
Güven Turan’ın yeni kitabı mono-logos (Yapı Kredi
BU BİR OYUN MU?
düşündürmeye çalıştığı anlamı ikinci bir sözcük tamamlıyor.
Yayınları), “YANILIRSIN”ın altına gelen “Aşk” sözcüğüyle
Çocukluğuma götürdü beni şu “DÜDÜK / Söğüt” çağrışımı.
İşte bazı unutulmaz örnekler: “DÖNER GÜN VERİR
açılıyor. Her sayfada böyle iki çarpıcı düşünce yer alıyor:
Hangi çocuk çocukluğunda söğüt dalından düdük yapmamıştır,
SÜRSÜN / Hüzün.......ESMERDİR / Sevgi.... SİYAHTIR
İlk sayfadaki ikinci düşünce, olay, düşünce, ne demeli
sorarım. Bir başka çağrışımda SÖĞÜT’ün “Sele”dir.
/ Aşk.... MAVİDİR / Sevda.... MORDUR / Yalnızlık...
şöyle: “BÜYÜK YALNIZLIK” nedir? Gel de düşünme.
İNSAN’ın çağrışımı ne çok şey anlatıyor; “Dünya”dan
KÜLRENGİDİR / Ayrılık...” ve bu kitabın içeriğine de bir
Bulmaca gibi, bulması zor ve yorumlar herkese göre değişir:
başka ne olabilir ki? Öyle ya, şu da var: BİR ATEŞİN
gönderme: “YALIN / Söz...”
“Aile”ymiş “büyük yalnızlık”.
ÇEVRESİNDE ne vardır?... Ne olacak “masal”, evet
Aslında üsteki büyük harfli, soru mu demeli soru işareti
“masal”. Ne çok şey anlatır bu da! “Ömür” ise TOZAR
GÜVEN TURAN’IN ÇOK ŞEYİ AZ
olmadan, yoksa bulmaca mı, yoksa işaret mi? Eğlenceli ama
GİDER gideceği yere. KUTSAL DÜNYA da “Dirim”dir.
SÖZCÜKLE ANLATMA USTALIĞI!
çok düşündürücü ve yaşamın, günlük yaşamın özünü içeren
Kitapta Almanca, İngilizce, Fransızca, Yunanca
Çok şeyi çok az sözcükle anlatma ustalığına ermiş Güven
düşünceler:
göndermeler, çağrışımlar da yer alıyor. Bir de işin tersinden
Turan bu kitabıyla. Hüzne, edebiyata, şiire, kitaba, yazmaya,
Mono-logos’ta her sayfaya iki yerleştirme gerçekleştirilmiş:
bakmalı, yani alttaki sözcüğü öne alıp: Anlamlar değişiyor ve
yaşama ilişkin yalın mı yalın, anlamlı, düşündürücü,
GENÇTİR SUSUZ BİR SARNIÇ çağrışımlar artıyor, zenginleşiyor:
sürükleyici şu sözcükler nasıl unutulur, kim unutur?
Nisan Çığlık “Aşk / YANILIRSIN”... “Aile / BÜYÜK YALNIZLIK”…
“HÜZÜNDÜR MUTLULUĞU / Şiir... KİTAP / Yankı...”
“Pınar / GÖZ”… “Şubat / YARALI BİR GÖKYÜZÜ”... “Söz /
(Kitap, yankı uyandırır, işte bu kadar yalın anlatılıyor bu iki
DİŞİDİR BOĞULUR SONSUZDUR”… “Ev / BİR KEDİNİN UYKUSU”… “Ayçiçeği /
sözcükle!). “ÇİZGİYİ ÇEKER / Yazı... NÂZIM / Hikmet”
Caneriği Sarmaşık GÜNE VURGUN”… “Sevgi / ESMERDİR”… “Aşk / SİYAHTIR”…
(Büyük usta da bu kadar derin, içten, anılır, anımsatılır).
“Sevi / BEYAZDIR”… “Tecrit / ÖLÜM..”.
“KANSIZDIR KÂĞIT KESİĞİ / Sızı... YAZMAK / Silmek”
“UZAYAN YAZ” için yorum, düşünce, açıklama ne olabilir
Bu bir oyun mu demeye çalışıyor Güven Turan? Yoksa “Yaşam
(yaza çize varılıyor sonuca, iyi yapıtlar böyle doğuyor).
peki? “Esmer”miş. “AÇ” sözcüğünün çağrıştırdığı ise “Aş”
zaten bir oyundur” mu diyor? “Eğlendiniz mi, düşündünüz mü?”
“YAŞAMIN NAKIŞI / Anı...” (nakış gibi işleniyor onca
mış” Ya, “UMUT”? Hiç aklıma gelmezdi çağrışımın “Ses”
diyor. Belki de hepsi. Ama kısa, evet kıpkısa bir anlatım, sezdiriş,
unutulmaz anı; nakış değilse nedir anı?).
olacağı. “TEN”i de bilemedim. “Yağmur”muş. “ten”i
düşünce uyandırma, ifade etme, “çok söz yerine azın azı sözle
Bir de doğaya, hayata, insanlığa ilişkin göndermeler,
çağrıştırıyormuş ama benim aklıma gelmezdi bu. “IŞIKSIZ
ne çok şey anlatılır”ı önümüze koyuyor şair.
işaretler, çağrışımlar, yüklemler var ki okunmadan,
AYDINLIK”ta kolayca şudur denenecek gibi değil. Çünkü
Evet, sezdirerek, çağrıştırarak, düşündürterek, anımsatarak
düşünmeden, görülmeden geçilmemeli:
kimin aklına “Kış” gelir? Ya “YARALI BİR GÖKYÜZÜ?”
yola, yolara çıkarıyor Güven Turan. Bulmaca gibi de algılanıyor
“AÇ / Aş…” (aç denince aş denince aç akla gelmez
Düşünün bakalım. Ben bulamadım “Şubat”ı. “GECE
bunlar. Kitap “OYUN / Son” ya da “Son / OYUN”la bitiyor.
mi?). “YAŞAM KURAR / Düş…” (düş yaşama, yaşam düşe
n
GEZEN”i de tahmin etmesi zorun zoru: Çünkü “İzsiz” kolay
6
10 Temmuz 2025