17 Temmuz 2025 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Gerçekler karışınca… Birsen Ekim Özen, hepimizi; gerçeklerin saklanıp gizlenmediği noktada bile her şeyi kolayca karmakarışık hale sokmalarımız üzerinden bir anlama yolculuğuna çıkarıyor. Giyim kuşam ve görünüşün yanıltıcılığı, ekranlardan yansıyan gerçek ötesi kurguları yaşamın gerçekleriyle karşılaştırma hallerimizin altını çiziyor. Asıl büyük sorunu, çevre kirliliğine yol açan kâr hırsını da metnin duldasına ustaca yerleştiriyor. yeridir!) başlamasıyla yaşamımızdaki yeri ve etkisi Her birinin ilgi alanları, tavırları, Y. BEKİR YURDAKUL de gittikçe azalan radyoyu daha kitaba yakın, istekleri farklıdır. Ancak oyunlarda buluşmalar, akraba sayarım kendi payıma. meraklarının ardına düşmeler her şeyin önüne itaplar mı bize konuk oluyor, değilse biz mi Sonrası televizyon, bilgisayar, tablet, telefon… geçer. onların konuğuyuz? Bir bakıma gelip kimileri Sanki hayallerin, düş kurmaların sonu! Fatoş’la Lidya’nın o güzelim saçlarından yoksun Kbir daha ayrılmayan konuklarımız onlar bizim. Ekranlı çağın sunduğu olanakların, kolaylığın kalmalarına yol açsa da Emre’nin yeni buluşu İkimiz de memnunuz halimizden. yanında önümüze yığdığı sorunlar da cabası. “Boyalıtop”, meraklı komşu Huriye Hanım’ın Çoğun kendi hallerine bıraksak da onları bu Schmidt, Ekran Çocukları’nda ağırlıklı olarak her şeye kulak kesilmesi, mermer fabrikasının kalıcı konuklarla gün oluyor yeniden yarenlik hemen her şeyi yutan o en küçük ekranı, cep kapanması için uğraşan “Fenkşi”ler, Lidya’nın ediyoruz. telefonlarını sahnenin önüne çıkarırken Birsen lunaparka gidemeyişi… Yeniden çalıyoruz kapılarını; kimi gün bir çay Ekim Özen, öncelikle ekranların en büyüğüne, Genç dünyaların ilgi alanlarını dolduran olaylar içimi, bazen yatıya kalıyoruz. televizyona yönelmiş. sarmalında merakımızı hep diri tutarak akar öykümüz. Kitaplıklarımızı, kütüphanelerimizi düşününce Ekranların birleştiği nokta, bir başına Karşılaştıkları her şeyin nedenini, gerekçesini onları onca uzun süre nasıl sevinçle, sevgiyle kalmalarımızın ötesinde, aslında düşlerimizi, ararlarken Toprak’ın “dizilerde böyle oluyor” ağırladığımız / koruyup kolladığımız da düşüyor düşsel yolculuklara çıkma becerimizi bir yerlerde açıklamasıyla bilmeden kurduğu “tuzaklar” aklımıza. bıraktırmak oldu. İşte tam da bu noktada kitaplar gerçeğin karmakarışık bir hale dönüşmesine Öyle de olsa derim ki asıl biz onlara konuk koşuyor imdadımıza! yol açar. oluyoruz. Bizim ev sahipliğimiz nedir ki onların sunduğu sınırsız düşüncenin, gülümsemenin, ‘DİZİLERDE BÖYLE OLUYOR’ TUZAĞI! YAŞAM İNSANLA, DAYANIŞMAYLA GÜZEL şenliğin, yolculuğun, katkının yanında? “Konuk” diyerek girdim ya söze, onu da açık Birsen Ekim Özen, arka planında çevre kirliliği, Üstelik zaman zaman pek özenli konuklar edip yolun sonrasını kahramanımız Fatoş ve temiz su vb. doğada çoğun bile isteye yarattığımız olmasak da bizi konuk etmekte yarışmaları arkadaşlarıyla yürüyelim. yaşamsal sorunların yanı sıra insan ilişkilerini bambaşka bir heyecan! Hep kaygılanmaktayız; şehirlerde, apartman tartıştığı yapıtında yola; kent yaşamının yanı İşte, uzun yıllardır bu konuklardan biri olmanın yaşamının etkisiyle kimse komşusunu bilmez, sıra ekranların zamanımızı “çalan”, hepimizi hazzıyla bu hafta gündelik yaşamımızın hepimizi tanımaz oldu diye. yalnızlaştıran, yer yer de yanıltan etkisine yoran, eksilten; sokaktan, oyunlarımızdan, sosyal Lidya’nın anababası çalıştıkları mermer vurguyla çıkıyor. yaşamdan uzaklara savuran üstelik sanki gönüllü fabrikasının taşradaki birimde görevlendirince Bir yanda kentin insanı görece yalnızlaştıran teslim olduğumuz akışına dokunan Gerçekleri Kim İstanbul’dan kasabaya taşınırlar. ortamı, öte yanda taşranın insanı insana 1 Karıştırdı?’nın konuğuyum. Kentte yapayalnız bir yaşam süren Lidya, daha yakınlaştıran komşuluk ikilimi… eşyaları indirilirken taşınırken tanıştığı komşularının Ne ki ortam ve koşullar ne denli farklı EKRANLAR NELERİ ÇALMADI Kİ yakın tutumuyla kendisini bir anda kocaman bir olsa da toplumsal varlıklar olduğumuz gerçeği YAŞAMIMIZDAN? sevgi yumağının ortasında bulur. en küçük fırsatta uç veriyor, yavaş hızlı Aslında hep yaptığım gibi, birden çok Fatoş, Emre, Yasemin, geliveriyoruz yan yana. “bahçe”ye uğrak verdim yine! Birsen Ekim Yaprak, Toprak birer ikişer Ne denli teknolojiyle donanmış olsa da Özen’in akıcı dili, lezzetli anlatımıyla yola yerlerini alırlar yaşamımız, yine de birbirimize ihtiyaç duyarız. düştüğümde aynı saatlerde Meltem Küskü 2 sahnede. Ne kadar tanırsak birbirimizi, bize farklı, Schmidt’in Ekran Çocukları’nın çıkardığı değişik gelen yaşamları o oranda varsıllaşır, yolculuğum da sürüyordu. önyargılarımızdan sıyrılır, anlamayı öne Schmidt’in, “Çocuklarımızın toprağa basarak, çıkarırız. oyun oynayarak, göz göze sohbet edip Sultan Yardım’ın başarılı desenleri eşliğinde kahkahalar atarak büyüdüğü, teknolojiyle çoğalan öyküsüyle Birsen Ekim Özen’in sağlıklı bir denge kurduğu bir dünya yaşama açtığı pencereden sizin çekeceğiniz dileğiyle…” fotoğrafın benim aktarımlarımın çok ötesinde Çağrılı olduğum yolculukta, “Acaba biz renkler ve ipuçları taşıyacağını biliyorum. mi teknolojiyi kullanıyoruz, yoksa teknoloji Kitaplara konukluğumuzda yaşayacağımız mi bizi?” durağında epeyce kalakaldım. anların başka başka oluşu da işin doğası gereği Teknolojiyle ilişkimiz, yaşamımızda değil midir zaten? işgal ettiği alan, sunduğu kolaylık n 1 yanında bizden sinsice alıp götürdüklerini Gerçekleri Kim Karıştırdı? / Birsen Ekim düşünürken yapıtta karşılaştığım veriler, Özen / Resimleyen: Sultan Yardım / Timaş kimi anlar, öyle oldu ki şaşkınlığa Genç / 160 s. / 10+/ 2025. 2 düşürdü beni. Ekran Çocukları, Meltem Küskü Ekranlı çağın (Evet, şu içine Schmidt, Remzi Kitabevi, 3. Basım: Nisan yuvarlandığımız döneme bu adı versek 2025, 144 s. Desen: SULTAN YARDIM 10 Temmuz 2025 14
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear