17 Temmuz 2025 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

HASAN ÖZTOPRAK’TAN ‘BEYOĞLU SEVGİLİM’ ‘Eski İstanbul’a gönülden bağlıyım’ “Hatıralar bizi biz yapan en önemli parçalarımızdan biriymiş” diyor romanın satırlarına sızmış hayali bir yazar. Hasan Öztoprak’ın Remzi Kitabevi tarafından yayımlanan yeni romanı Beyoğlu Sevgilim, sadece geçmişe değil, bugün hâlâ içimizde yaşayan bir kente, İstanbul’a, Beyoğlu’na, onun kırılgan mahallelerine, dönemeçli sokaklarına ve yorgun ruhlarına yakılmış bir ağıt. Samimi bir yazar, dikkatli bir anlatıcı ve her şeyden önce İstanbul’un eski çocuklarından biri olan Hasan Öztoprak ile bu söyleşide sadece romanı değil; zamanla, şehirle, hatıralarla ve insanın kendisiyle ilişkisini de konuştuk. ÖZLEM İŞBİLİR ‘HEM ENTEL’DE HEM DE ZEYNEL’DE BENDEN İZLER VAR!’ “Beyoğlu Sevgilim” bir dönemin İstanbul’una, n özellikle Beyoğlu’na adanmış adeta bir ağıt gibi… Bu romanı yazmaya sizi iten neydi? Açıkçası bu romanı yıllardır yazmak istiyordum ancak Beyoğlu ’nun 2005’lerde başlayan ve benim ruh halime uzak değişimi bu isteğimi ertelememe neden oldu. Bir süre Beyoğlu’ndan uzak kaldım ki 90’ların başından İstanbul’u terk edip Foça’ya yerleştiğim 2007’ye kadar Be- yoğlu evim sayılırdı. Sonra 2018’de İstanbul’a geri döndüm. Yine ana mekânım Beyoğlu oldu. O zaman bu kadim semte haksızlık ettiğimi düşünmeye başladım. “Ben de pek çok Beyoğlu sevdalısı gibi olumsuz değerlen- dirmelerin etkisinde kalmışım demek” diye düşündüm. ve aslında gerçek bir sanatçı Böylece Beyoğlu romanı hakkında yazma kararı arkasın- olan Sarkis Usta gibilerine alan dan geldi. Tabii önce tasarladığım başka romanlar vardı: Se- bırakmayanlar, onlara dünyayı nin, Meliha ve Hayat Sokağı. dar edenler var ki bu aslında sı- nıfsal bir sorun. Romanın açılışında Entel Ahmet ve Zeynel gibi n Ben, herkesin bilip de gözünü aykırı karakterlerle karşılaşıyoruz. Bu karakterler size kapattığı bu görüntüyü görünür ne kadar yakın? Hem Entel’de hem de Zeynel’de benden izler var. İkisinin kılmak istedim sadece. kurgu kadar gerçekliği de önemsediğim anlamına gelir. hikâyeleri ile benzer ve ayrışan taraflarım var. Tabii hangi gerçekliği? Malum, gerçekliği olduğu ‘BEYOĞLU SEVGİLİM, 90’LI YILLARIN Elbette bu bir romancı için olağanüstü bir durum değil. İs- mekândan başka bir yana taşırsanız yalan olabilir, bu da işin O KENDİNE ÖZGÜ MASUMİYETİNDEN teseniz de istemeseniz de kahramanlarınıza kendinizden bir başka bir gerçeği. BUGÜNLERE BİR GÖNDERME’ parça verirsiniz. Zeynel’in hikâyesinde gençliğin, göçün ve aidiyet ‘HAREKET NOKTAM MEKÂN DEĞİL, BİREYDİR’ n Entel Ahmet benim gibi İstanbul’un kenar mahallerinden arayışının çok dokunaklı bir temsili var. Romanlarınızda şehirler neredeyse yaşayan n birinde büyümüş, İstanbul sevdalısı. Zeynel de şiire tutkun, Bu yönüyle roman sadece bireysel değil, kolektif bir karakterler gibi. Yazınınızda mekânla karakter arasındaki ben de öyleyim. hafızaya da sesleniyor. ilişki nasıl şekilleniyor? Fakat şu da var; siz ne yaparsanız yapın kahramanların Doğru bir tespit. İstanbul, göçün ve aidiyetin kentidir. Be- Roman karakterlerinin her daim, içlerinde hareket edece- kendi yolları vardır ve ona odaklanıp kendi maceralarını ya- yoğlu ise İstanbul’un bu anlamda da merkezi sayılır. ği bir mekâna ihtiyacı olduğu gerçeği orada duruyor; bunu şarlar, nihayetinde siz olmaktan çıkarlar. 90’lı yıllar daha temiz ve yalındı, Zeynel gibilerin yaşama postmodern anlatı bile değiştiremediğine göre, bu daha uzun İstanbul sizin için ne ifade ediyor? Kendi İstanbul’unuzla n tutunma şansı vardı o zamanlar. zaman böyle kalacak. bugünkü şehir arasında nasıl bir fark var? Beyoğlu, 2000’lerle birlikte her zamankinden daha fazla Kaldı ki günümüz romanı zamanın ruhuna uygun bir şe- İstanbul, içine doğduğum, yaşama gözlerimi açtığım şe- kirlendi, aslına bakarsan ülke gibi de diyebiliriz. kilde bireyi ve bireyselliği öne çıkaran bir roman, öyle de hir. Suriçi’nde, eski İstanbul’da doğdum. 90’larda birey kendini çok daha rahat ifade edebiliyor- olması gerekiyor. Fener Patrikhanesi’nin 200 metre ve Kırmızı Mektep’in du, hatta diyebilirim ki bireyin kendini bulduğu zamanlar- Benim hangi romanıma bakarsanız bakın kurmaca mekânlarla (Rum Lisesi) 50 metre yakınında, o sokaklarda Rum komşu- dı o yıllar. gerçek mekânlar iç içedir, her zaman mekânları karakterlerin larla büyüdüm. Sefarad Yahudisi esnaflardan alışveriş yap- Sonra ne olduysa oldu, Beyoğlu ’nu çarpık bir kozmopo- ruhsal ya da fiziksel yapısına uygun hale getiririm. tım. Eski İstanbullularla yarenlik ettim. litizm ele geçirdi. Bireysellik de kolektif hafıza da yerlerde Hareket noktam mekân değil, bireydir; olmadı mekâna bir “İstanbul’un sokakları büyüttü beni” desem yeridir. Eski sürünür hale geldi. ruh vermeye çalışırım. İstanbul’a gönülden bağlıyım. Şayet yeterince duyguyu verebildiysem, Beyoğlu Sevgi- Bunu başarabilirsem dediğiniz gibi şehirleri ya da Şimdiki İstanbul ise ondan sadece bir parça iz taşıyor, ki- lim 90’lı yılların o kendine özgü masumiyetinden bugünlere sokakları, yaşam alanlarını birer yaşayan karakter gibi mi yöneticilerin elinde çarpık gelişmenin kurbanı oldu. Ama bir gönderme sayılabilir. algılayabilirsiniz. İstanbul bu, her daim küllerinden yeniden doğar, umarım Bir tür zaman tüneli, belki kendini yeniden bulabilmesi- Beyoğlu Sevgilim’in de bir katkısı olur buna. Romanın kadın karakterleri ile ilgili söyleyecekleriniz n nin bir ipucu vardır tünelin içinde. olduğunu düşünüyorum. Kadın temsili sizin edebiyatınızda BİR SİMİTÇİNİN GÖZÜNDEN Entel Ahmet gibi bir karakter üzerinden sanat ve ede- n nasıl bir yerde duruyor? ENTELEKTÜEL DÜNYA biyata, sol siyasete, popüler kültüre göndermeler yapıyor- Bu romanımda kadınlar ön planda değil. Oysa önceki iki Roman boyunca bir simitçinin gözünden entelektüel sunuz. Bu karma kültürel ortamı nasıl kurguladınız? n romanda öyle değildi, özellikle Senin, Meliha tam bir kadın dünyayı izliyoruz. Neyi eleştirmek veya göstermek istediniz? Dediğiniz o ortama doğmuş biriyim. Saydığınız başlık- romanıdır. lardan bazısı zaten bu romanın ana izleklerden biri de değil Evet bir simitçi, ekmek parasının peşinde, sinema tutkunu Orada Meliha’nın ağzından aşk mektupları da yazmıştım. ama yazarken elim hep oralara doğru gider, farkındayım. Bu ancak orada olmak istediği şeyi olamamış birisi. Bu romanda ise hikâye iki erkek karakterin ağzından okuyu- da hâlâ bu ortamlarla hesaplaşmamı bitiremediğimi gösterir. Aşktan yana da şansı yaver gitmemiş, aile durumu da ka- cuya iletiliyor. Bu nedenle kadınları da onlar anlatıyor. rışık. Bir kaybeden olsa da pes etmemiş, iddiasını hep sür- Gerçek mekânlar ve zamanlar arasında bilinçli bir n Ne diyeyim erkekler işte, oldukları yerde “kadının adı dürmüş, inancını yitirmemiş. bulanıklık yaratmışsınız. Kurgu ile gerçeklik arasındaki yok” maalesef! En yakın arkadaşı, marangoz ve komünist Sarkis Usta’yla bu geçirgenlik sizin yazarlık anlayışınızın bir parçası mı? Diğer yandan hem Gülsen karakteri hem Evrim hem de beraber âleme ayar çekiyorlar. Sarkis Usta, Entel’in bir çeşit Çok doğru. Şairlikten gelen bir şey olmalı. Gerçekleri ol- Şahika son derece güçlü karakterler. mentoru, Beyoğlu’nda ona rehberlik etmiş biri. duğu gibi yansıtmak yerine kurgunun penceresinden geçir- Belki arzu edildiği kadar görünmüyorlar ama bana göre Beyoğlu’nun sırlarını ona öğreten o, birlikte Beyoğlu meyi seviyorum, her ne kadar bu anlaşılmasa da... göründükleri yerde varlıklarını fazlasıyla hissettiriyorlar. n hikâyelerinin içine girip çıkıyorlar. Diğer tarafta “beyaz en- İşin içine kurgu girince de mekân ve zaman ilişkisi bula- teller” var, tatlı suda büyümüşler, kolej çocukları... nıklaşıyor, bazen zaman bazen de mekân baskın oluyor. Beyoğlu Sevgilim / Hasan Öztoprak / Remzi Entelektüel dünyayı dizayn edenler, bizim Entel Ahmet Mekân kadar zamanı da önemseyen bir yazarım, bu da Kitabevi / 256 s. / 2025. 10 10 Temmuz 2025
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear