22 Şubat 2025 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

ANDREW MCGAHAN’DAN ‘TANRISIZ BİR DÜNYANIN MUCİZELERİ’ İnsan zihni ve doğanın sessiz tanıklığına bir yolculuk! Genç yaşta yaşama veda eden Avustralyalı yazar Andrew McGahan (1966 / 2019), 2009’da En İyi Bilim Kurgu Romanı dalında Aurealis Ödülü’ne değer görüldüğü, Livera Yayınevi tarafından yayımlanan sıra dışı romanı Tanrısız Bir Dünyanın Mucizeleri* ile insan bilincinin karanlık köşelerine ışık tutarken büyülü bir dünyanın labirentinde kaybolmaya davet ediyor. Varlık, delilik ve doğanın kayıtsızlığı üzerine derin bir düşünüş olarak da değerlendirilebilecek romanın en güçlü yanlarından biri de McGahan’ın ustaca sürdürdüğü gerilim hissi. insan yaşamına olan kayıtsızlığı. Volkanik bir ada, bir meta- KEREM IŞIK for olarak merkezi bir rol oynuyor. Ada, roman boyunca hem bir sığınak hem de bir tehdit GOTİK BİR MEKÂNDA BAŞLAYAN RÜYA unsuru olarak tasvir ediliyor. Volkanın varlığı, doğanın hem Andrew McGahan’ın Tanrısız Bir Dünyanın Mucizeleri* yaratıcı hem de yok edici gücünün yanı sıra insan yaşamının adlı romanı, volkanik bir adada yer alan ürkütücü bir hasta- kırılganlığını hatırlatıyor. nede başlıyor. Bu hastane, sadece fiziksel rahatsızlıkları olan McGahan’ın tasvir ettiği doğa, ne yardımsever ne de düşman- hastalar için bir sığınak değil, aynı zamanda zihinsel engel- ca. Sadece sessiz ve kayıtsız bir şekilde hükmünü sürdürüyor. lerle boğuşan bireylerin de yaşamlarını sürdürdüğü bir yer. Doğa, roman boyunca karakterlerin çatışmalarına sessiz bir Ana karakter, konuşamayan ve zihinsel engelli bir yetim şekilde tanıklık ediyor. Ancak bu tanıklık, okuyucuların doğayı kız. Adeta sessizliğin vücut bulmuş hali olan bu genç kızın bir hakem gibi algılamasına neden olmuyor. Aksine doğa, in- dünyası, basit, sınırlı ve çoğu zaman tekinsiz. Ancak bu ru- san yaşamının ve varoluş çabasının önemsizliğini vurguluyor. tin ve karanlık yaşam, gizemli bir yabancının hastaneye ge- McGahan, bu kayıtsızlığı, insanın çevreyle ilişkisinin bir lişiyle bir anda altüst olur. eleştirisi olarak da kullanıyor. Volkan, fiziksel bir yıkımın ve Yabancı, çarpıcı hayat hikâyesiyle tam bir muamma ola- içsel çatışmaların bir metaforu haline gelirken insan, hükmet- rak belirir. Kendisi komadadır ancak zihinsel bir durgunluk meye çalıştığı doğanın gücü karşısında ne kadar çaresiz oldu- içerisinde değildir. Telepatik güçlere sahip olduğunu iddia ğunu unutuyor. Yabancı’nın ölümsüzlük iddiası bile, doğanın eden bu kişi, kendisini ölümsüz olarak tanıtır ve bu iddia, bu kayıtsız gücü karşısında bir anlam ifade etmiyor. yetim kızın iç dünyasında büyük bir sarsıntıya neden olur. Andrew McGahan, Tanrısız Bir Dünyanın Mucizeleri’nde, Aralarında kurulan telepatik bağ, hem bir öğrenme hem de ustalıklı bir dil ve anlatım tarzı geliştirmiş. Betimlemeleri, bir yıkım sürecine dönüşür. Bu bağın gerçekliği ise okuyu- zihinlerde sinematografik imgeler yaratıyor. cuların zihninde bir soru işareti olarak asılı kalır: Anlatılan- Gotik bir atmosferle yoğrulmuş mekân tasvirleri, hem bü- lar kurmaca mı, yanılsama mı, yoksa doğrudan gerçek mi? yüleyici hem de rahatsız edici bir deneyim sunuyor. Roman, McGahan, deliliği yalnızca bir zihinsel durum değil, ay- bir bilimkurgu olarak sınıflandırılmasına karşın, felsefi derin- nı zamanda bir tür kaçış ve özgürlük alanı olarak resmedi- liği ve sembolik anlatımıyla edebiyatta özgün bir yer edinmiş. yor. Roman ilerledikçe gerçeklik ve delilik arasındaki sınır- McGahan bu romanıyla gerilim dozu hiç düşmeyen çarpıcı lar daha da bulanıklaşıyor. Yazar, delilik ve gerçeklik arasındaki ince çizgiyi büyük bir metin armağan etmenin yanı sıra, yönelttiği sorularla okuyu- Genç kızın deneyimledikleri, bir yandan onun zihinsel sınır- bir ustalıkla işlemiş. Gerçek, roman boyunca kaygan bir ze- cuları kendi varoluşlarına ilişkin bir sorgulamaya davet ediyor. larını genişletirken bir yandan da bu genişlemenin onu tehli- minden farksız. Bir sahnede Yetim’in deneyimledikleri do- İnsan, tanrının yokluğunda kendi anlamını ve gerçekliğini keli bir yalnızlığa sürüklediğini hissettiriyor. Delilik, bu bağ- ğaüstü bir hikâye gibi algılanırken, bir diğerinde bunun bir yaratmaya çalışırken, bu arayışta deliliğe mi sürüklenir? Do- lamda hem bir ceza hem de bir tür kurtuluş olarak okunabilir. hayal ürünü olabileceği ima ediliyor. Bu sayede McGahan ğa, bir tanrı gibi hüküm sürerken, onun kayıtsızlığı insana okuyucularıı sürekli zihinsel bir gerilimde tutarak romanı neyi öğretir? İnsan, evrenin genişliği karşısında nasıl bir yer İNSAN ZİHNİNİN LABİRENTLERİNDE: dinamik bir tempoda tutmayı başarıyor. edinebilir? Bilincimizin sınırları nereye kadar genişleyebi- GERÇEK VE DELİLİK! Delilik teması, aynı zamanda bireyin yalnızlığıyla da iç lir? Ve belki de en önemlisi: Delilik dediğimiz şey, gerçek- Tanrısız Bir Dünyanın Mucizeleri aslında insan zihninin içe geçmiş durumda. Yetim kızın hikâyesi, modern insanın liğin kendisinden başka bir şey olabilir mi? sınırsızlığı ve bu sınırsızlığın sınırlarının ne kadar belirsiz dünyayla ve çevresindeki diğer bireylerle olan kopuk bağla- Tüm bu soruların sonucunda ister istemez şu gerçeklikle olduğu üzerine sorular yönelten bir metin. rının alegorik bir anlatımı olarak da düşünülebilir. yüzleşiyoruz: İnsan zihni, evrenin sonsuz kayıtsızlığı karşısın- Yetim’in dilsizliği, yalnızlığı ve zihinsel durumu, dünyaya Onun Yabancı’yla kurduğu bağ, insanın bir anlam arayışı ve da, yalnızca kendi hayal gücünün sınırları kadar gerçektir. n onun açısından bakmaya yöneltiyor. Onun için gerçek, gör- bu arayışta diğerlerine olan ihtiyacını açıkça ortaya koyuyor. düğü veya duyduğu şeylerden çok, hissettiklerinden ibaret. * Tanrısız Bir Dünyanın Mucizeleri / Andrew Ancak bu hisler, Yabancı’nın varlığıyla birlikte giderek da- KAYITSIZLIK VE YIKIM! McGahan / Çeviren: Kerem Işık / Livera Yayınevi / ha karmaşık bir hal almaya başlar. Romanın en dikkat çekici unsurlarından biri de, doğanın 328 s. / 2024. Öyle Değil mi? / Masal Masal Üstüne 2 / Hafize Çınar Güner / Filiz Özdem / Resimleyen: Resimleyen: Tansel Cem Kızıltuğ / YKY Doğan Ünal / Nesin Yayınevi Kardeş Kitaplığı / 340 s. / / 24 s. / 6+ / 2024. 8+ / 2024. Kentlerin kalabalığında Ne güzeldir şu geleneksel ortada, her an göz önünde olsalar da yoklarmış masalların tekerlemesi: “Bir varmış bir yokmuş…” Filiz gibi davranılan, görmezden gelinen evsizlere Özdem, özenle hazırlanmış, cep kitabı havasında ve ilişkin bir öykü kuruyor Hafize Çınar Güner. merak uyandıran dizinin ikinci kitabında yer verdiği her Tansel Ünal’ın yaratıcı desenleri eşliğinde akan masalın tekerlemesini bu geleneksel girişin ardından, öykü aslında kimi insanları görmeyenlerin tavrını sayıların oyununa yüklediği hoşlukla açmış: “…iki tartışıyor. Güvensiz sokaklar, sıkı tembihlere mısır püskülüne salıncak kurmuş… iki davul çalmış, karşın çocukların sevgi dolu, sorgulayıcı bakışıyla üç tahta kaşık boyamış, dört ata binmiş, beş operaya evsiz barksızlara ilişkin sorular da çoğalıyor ve benzeri haller karşısında ikiyüzlü gitmiş…” Özdem, yepyeni ve heyecan uyandıran 21 tutumlara yönelik sıkı bir eleştiriyle akıyor metin. Ya o yoğun kar yağışından örneği yalın dille sergilerken saygı, sevgi, merhamet, arkadaşlık, yardımlaşma, sonra nereye gider o “görünmeyen” insan? emek, çalışkanlık, empati gibi duyguları da anımsatıyor okuyuculara. 14 6 Şubat 2025
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear