Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
MERHABA
NUR ÖZALP’TEN YARIMADA
u hafta kapağımızda yer alan
20. yüzyılın iki büyük aydını,
B Azra Erhat (4 Haziran 1915 / 6
Bir ressamın iç dünyası,
Eylül 1982) ve Anna Seghers (19 Kasım
1900 / 1 Haziran 1983) ile “Merhaba”.
Anadolu sevdalısı, Eski Yunan ve Ro-
bir öykücünün imgeleri
ma dilleri uzmanı olarak tarihin derinlikle-
rine, Anadolu’nun eski kültürüne uzanan
bir bilim insanı; sevdalı Türkçesiyle kül-
türümüzü zenginleştiren, “Ömrümün ere-
Aynı evde
GÜLTEKİN EMRE
ğidir Atatürk Türkiye’sinin tarihini en eski
birlikte yaşa-
çağlarından bugüne dek kültür açısından
mın yalnız-
“Yeniden siyah ve kahverengi
incelemek” diyen, Türk Aydınlanmasının
lık izlenim-
lekelere dönmek istiyorum. Beyaz/
öncü aydınlarındandır Azra Erhat.
leri, görün-
kar diye başladığın resim gökyüzü
tüleri... Türkiye’de “eğitimin altın çağının
mavisine döndü, rengin çok çeşitli
başladığı dönem”de, DTCF’ye, Kla-
duygu çağrışımları var... Geçen
‘YAVAŞÇA YER DEĞİŞTİREN
sik Filoloji’ye, Tercüme Bürosu’na,
sene siyahlarla başladığın, hüzün
ŞEYLERİN HİKÂYESİ’
Ankara’ya, Anadolu toprağına ayak ba-
defterine devam etmek isteği hâlâ
Nur Özalp’ın öykülerinde hep duyar-
san Erhat, Atatürk’ü gördüğü ana ilişkin
içinde. Yola devam! Elindekileri bitirir
lı bir biçimde, gözlemlerle iyice beslen-
duygularını ise şöyle ifade etmiştir:
bitirmez, yeni işler yeni duygular diye
miş “Yavaşça Yer Değiştiren Şeylerin
“Baktım ve gördüm, bütün varlığımla
düşünüyorsun.” (“Yarımada”) Hikâyesi” anlatılır. Geçmişin çekici de-
baktım ve gördükçe göreceğim o gözle-
rinliği sürekli öne çıkar.
HİÇ UNUTULMAYANLAR...
ri, ömrüm oldukça yeni anlamlar çıkara-
Yalnızlıklar, sıkıntılar, zor
Ressam yazar Nur Özalp’in
cağım o bakışlardan. (…) O gün yirmi iki
günlerin verdiği bunalımlar, karakter
Yarımada’sı (Oğlak Yayınları), siyah be- yaşında toy bir kızdım ama o bir tek bakış
değişiklikleri, gurbet yaşamının
yaz fotoğrafların yansıttığı renkli düşler. uzun bir yolun ucundaki ereği aydınlatan
bıraktığı izler, giderilemeyen özlemler,
Yavaş yavaş yer değiştiren pek çok anı- bir ışık çizgisi oldu bana. (…) O göz bana
gerçekleşmeyen beklentiler, hayaller,
nın, izlenimin, görüntünün dile gelmesi. bir bilinç açısı açtı.”
buruk sevdalar...
Gecelerin hiç yumulmayan gözleri...
Anısına saygıyla... Öner Yağcı’nın yazısı...
“Sünger Şilte” öyküsünde geçmişe
Şarkılı akşamların hüznünün sözcüklerin
dalıp gitmenin, izler sürmenin
Roman ve öyküleriynde yok edilmeye
belleğinden yüreklere damlaması.
burukluğunu duyumsatıyor yazar.
çalışılan insanlığı uyaran, çağının tanık-
Evlerin ne çok şey barındıran içi, odala-
Gidenlerin gelmeyişini, yaşarken yiti-
lığını yapan ve ancak 1970’lerden sonra
rın nefes alıp verişi, kapıların, pencerelerin
rince ne yaşandıysa unutulup gideceğini
yazdıklarının değeri anlaşılmaya başla-
dünyasının mırıldandıklarına gel de kulak verme!
de dile getirir öykünün kahramanı.
nan bir aydındır Anna Seghers.
Ya artık öykülerin belkemiğini oluşturan olmayan o mahalleler, o
Her şey hep durmadan yer değiştirir. Mahallelerin, sokakların,
“Sanatın gücünü tanıdığımız için so-
sokaklar, o yollar, o evler, o insanlar!.. Anılarda, fotoğraflarda kalan
evlerin, insanların, yaşamların, aşkların, yolların, kimliklerin
rumluluğumuz da bir o kadar büyüktür.
evler, evlerin içinde, odalarda yaşananlar. Hiç unutulmayanlar, unu-
değişmesinin öyküsü de “Su Duası”nda ele alınır.
En korkunç olan susma, yazarların sus-
tulmayacak olan sıcak ilişkiler, aile ortamları.
masıdır. Çünkü hem işin doğası, hem de
YENİ, YOĞUN BİR DİL!
Çocuk gözüyle, kadın, hastaların gözüyle yeniden yeniden anımsa-
toplumun istemi yazarlığın susmamak
Öykülerin dili, anlatımı birbirinden hiç de uzak değil, onun için iç içe
nanlar. İç sızıları, düş kırıklıkları, yarım kalmış sevdalar, yaşanama-
demek olduğunu açık açık belirlemiş-
geçmiş gibiler. Tırnakları “dibine kadar” yenmiş genç bir kız, parkta
yanlar, hayaller. Aydınlık gün beklentileri. “Neden beceremedim şu
tir. Sanatçılar, kuşaklar boyunca köreltil-
gördüğü kişiye açılır, korkularından söz eder “Cin” öyküsünde.
yaşamı, bütün olmayı, bütün kalmayı” diyen iç sesler. Bazıları için
miş halka bölünmez ve yaralanamaz bi-
Ruhsal sarsıntıların, korkuların ve başka bir toplumda yaşamaya
yaşam nasıl ve neden becerilemez?
reyin ne demek olduğunu eserleriyle an-
çalışan kadınlara gönderme.
Kim evdeki eşyalarla konuşmamıştır ki ne yapacağını bilemeden.
latmakla yükümlüdürler” diyen Seghers,
Öykülerin desenleri Nur Özalp’a ait. Anlatıma, konulara, öykülere
Hepsinin, her eşyanın anısı taptazedir. Kumaşların dili olsa da konuş-
“Korkuyu yenmenin en iyi çaresi bir şey-
uygun göndermeler içeriyor. Ressam Nur Özalp’ın gözüyle, duyuşuy-
sa! Oysa evden taşınmak gerekiyordur. Peki onca eşya ne olacak?
ler yapmaktır” düşüncesiyle yazar:
la izlenimleriyle birleşiyor yazar Nur Özalp’in dili, kurgusu, anlatımı.
Aslında her taşınma yeni aşınmanın başlangıcıdır. Eskiden,
“En küstah imparatorluklar bile günün
Yaşama, güne “imge”ler sağıyor. Öykülerinde yeni, yoğun bir dil
alışkanlıklardan kurulma, uzaklaşma, yeniye alışma, daha doğrusu
birinde yıkılmış, yerlerine yiğit, genç dev-
oluşturuyor yazar, resimlerine de gönderme yaparak:
alışmaya çalışma. Anılardan kurtulmak “Ah öyle kolay olsa”
letler kurulmuştur. Dünyayı yönetenler
“Nasıl hayal ettiğine dair çekirdek sende, imgeler gelip gidiyor, iş-
dedirtiyor öykülerin hüzünlü dili, anlatımı!
zirveye yükselmiş, sonra tepetaklak yine
te oradan sızan resim oluyor ve resmin kendini ifade biçimi malum
YÜREK BURKAN ANILAR, ÖYKÜLER...
düşmüş, çürüyüp gitmişlerdir.”
görsel estetik birleşenler.”
Herkesin başına gelmiştir bu içten, iç burkan anılar zinciri, yakın-
Şunları da düşünüyor anlatıcı: “Resimde şiirsel bağlantı nasıl di- Anısına saygıyla... Öner Yağcı’nın yazısı...
malar, hayıflanmalar. Anıların atılmaya, satılmaya izin vermediği on-
ye düşündün. Renklerin keskin geçişi mi? Yoksa tonların kırılarak bir-
- Gültekin Emre (Nur Özalp, Yarımada,
ca eşya, onca göz nuru, onca yılın yaşanmışlığı... Ama yaşamın yüre-
birine yumuşak bağlanışı mı? Desenin ritmi mi? Boşluğun dinginliği
Oğlak),
ğinde yer alan bu duygular öyküde de karşımıza çıkıyor ve okurun yü-
mi? Yoksa, hepsi birden mi?”
- Feridun Andaç (Judith Hermann,
reğini derinden burkuyor başka anılara doğru evrilerek.
RESSAM YAZARDAN GÖZÜ PEK ÖYKÜLER!
Birbirimize Her Şeyi, Söyleyebilirdik,
Akrabadan öte komşuluk ilişkilerinin doyumsuz anıları. Unutulmaz
Yarımada, bir ressamın iç dünyasını, bir öykücünün imgelerini dışa
Çeviren: İlknur Özdemir, Sia),
yardımlaşma, paylaşma anları, günleri, yılları. Birlikte kotarılan ev
vuruyor. Bir öykücünün içinde yaşayıp giden renklerin diri dünyasının
- Adnan Binyazar (Oscar Wilde, Dorian
işleri, yemekler. Sünnet düğünleri, nişanlar, düğünler, ölümlerin
kapısını aralıyor Yarımada’daki öyküler.
Gray’in Portresi, Çeviren: Müge Günay,
acısına ortak olmalar. Hastalıklarda ilk başvurulan kapı komşuları.
Kendilerini anlatıyorlar, daha doğrusu okurla söyleşiyorlar eskime-
İletişim),
Çocukların başarılarına ortak sevinçler. Doğumlarda ilk destekler.
yen anıların izlerini süre süre. Çam ve zeytin ağaçlı yarımadanın usta
Her şeye gülmeler, her şeye birlikte ağlamalar, ayrılmaların yakıp ka- - Necdet Neydim (Kate Claxton, Benim
bir ressamın, iyi bir öykücünün görebildiği, duyumsadığı, yaşamın için-
vuran acılarını paylaşmalar. Annem Bir Kaplan - Beden Algısı Hakkında
den seçip aldığı görüntülerin gözü pek fotoğrafları...
“Ay Işığı”nda ortaya çıkan ne çok unutulmaz görüntü de nasıl etki- Cesaret Veren Bir Hikâye, Çeviren: Hayriye
Özalp, Yarımada’daki öyküleriyle, öykü dünyamızda kendine haklı mı
leyici, nasıl sarsıcı! “O günler sık sık” aklına gelir Nur Özalp’in Yarı- Selen İyicil, Okuyan Koala),
haklı, kalıcı bir yer ediniyor diliyle, anlatımıyla, kurgusuyla. Sözcüklerin
mada’sındaki “Gece” öyküsünün kahramanının.
- Tolga Aydoğan (Yavuz Unat, Bilim, Ta-
renkleri, renklerin sesleri solukları unutulacak gibi değil bu öykülerde!
“Nedense insan bazı şeyleri hiç” unutamaz. Gece, konser, müzikle
rihi, Gelişimi ve Yöntemi, Say / Bilim Ta-
Yarımada öyküsünün başında “Kendini anlıyorsun” diyerek yola
yaşayan insanlar, kalabalıklar... rihinde Doğru Bilinen Yanlışlar, Sentez),
çıkan ressam yazar Nur Özalp, öyküsünün ve kitabın sonunda “Ken-
Yoğun bakımda olan birinin kendini sorgulaması “Şarkılar Akşamı”.
- Y. Bekir Yurdakul (Jolien Janzing,
dini anlıyor musun” diye sorar.
Gezilip eğlenilir. Pek çok dost edinilir. Yenilir içilir. Gün gelir eski
Atta Taş Devri’nin Asi Kızı, Çeviren:
Bu soru, bence okuru derin derin düşündürüyor. Kim kendini anla-
tanıdıklar görmez, tanımaz olur. Akrabalar arası ilişkiler bozulur.
Ömür Akyüzlü Lüker, Uyurgezer),
maya çalışmıyordur ki? Öykülerin kahramanları da hep kendilerini,
Yaşam geçip gider çarpışmak üzere olan bir araba gibi. Ölüm kapı-
- Vitrindekiler, kısa tanıtımlar, Emek
yaşamlarını, geçmişlerini, çevrelerini, birilerini anlamaya çalıyor.
da bekler çekilenleri öteki dünyaya alıp götürmek için. “Odanın Öte-
Yurdakul’dan Güncel ve Mustafa
sinde” de yalnızlık ve iç sıkıntıları öne çıkıyor. Yarımada / Nur Özalp / Oğlak Yayınları / 154 s. / 2025.
Başaran’dan Bulmaca.
İyi okumalar...
lİmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Yayın Yönetmeni: Gamze Akdemir
l Tasarım: Serhan Eren l Sorumlu Müdür: Betül Berişe l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve
Yayıncılık AŞ l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli- İstanbul
l Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Uets: 25999 - 15079 - 37611 l Reklam Genel Müdürü:
Evsun Sinem Alkan l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@cumhuriyet.com.tr
l Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. AŞ, Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad.
KItap
No: 11A/41 Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir.

