22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

O korkunç, insanı aşağılayan her türlü re- şadım. Bahçeli bir evimiz yoktu ama gittiğimiz jime, otoriter, baskı dönemine tepkim belir- bahçeli evler vardı. Bahariye Caddesi’ndeki Geren Apartımanı hâlâ sin istedim. Burada bir son söz söylemek is- tedim; ölen çocuklar, o gencecik insanlar dik- duruyor mesela. Cihangir, Teşvikiye, sonra tek kat ederseniz soldan da var sağdan da var.. başıma yaşadığım Şişli’deki çatı katı, terasında sessiz sedasız bir bahçe yaratmaya çalışmıştım. n Dün gibi de hatırlıyorsunuz, hep diri! Onlar hafızamda derin oyuklar! Hayatım Rozetlerle, Japon şemsiyeleriyle, alev çiçeği, be- gonya, kendiliğinden yetişen zıpçıktılarla. Şim- boyunca hep öyle oldu. Zor, zorlu bir süreç di yaşadığım Sıracevizler’deki ev, ki orada teras tabii fakat bu, benim yaradılışım. falan hiçbir şey yok. Şimdi oturduğum apartma- ‘BANA OKUMA ZEVKİNİ nın arka bahçesi var işte, o kadar. AŞILAYAN YAZARLARA ÇOK n Neden yazıyorsunuz bahçeleri? BORCUM VAR’ Ömrün geçiciliğini, yaşamın sonsuzluğunu, ina- n Kendinizle yüzleşen siz, geçmişte yarat- nılmaz mucizevi bir yeniden doğuşunun simge- tığınız kahramanlarınızla yüzleşen, didişen, si gibi algılıyorum ve mutlak güzelliği alımlaya- sorgulayan siz... bilmek için yazıyorum sanırım. Beni sakinleşti- Elbette tüm o insanlarım romanlarından ka- riyor, iyi geliyor. Kime iyi gelmez ki bahçeler? çıp bu romanıma geldiler. Bir Süha Rikkat me- ‘ROMANIMIN MERKEZ NOKTASI sela. Vaktiyle çok aşağılamıştım onu. Bana çok SÜHA RİKKAT’TİR’ tepkisi var haklı olarak. İnsan belli bir yaşa ge- n Ve gelelim “Ebedi ve ezeli sonbahar kra- lene kadar etrafın tepkilerini çok önemsiyor. liçesidir’ dediğiniz, size “Ne istediniz benden? Ben yetişirken bana okuma zevkini aşıla- Size ne yaptım Selim?” diye tepki gösteren, yan yazarlara çok borcum vardı. Bunlardan “Esriyip gitmiştim, duygu karmaşasında” di- belki sadece Kemalettin Tuğcu’ya ve Safiye yen Süha Rikkat’e... Süha Rikkat’i anlatır mısınız ve nasıl yinelenen bir cümle... “Annemin Sardunyaları” öykünüz- Erol’a borcumu ödemişim olabilirim. Ama mesela bir Ke- bir sonbahardı onunkisi? den metaforlaşarak dışa vuruyor. Neye işaret ediyor? rime Nadir’i son derece hırpalamıştım hatta anılarında hak- Süha Rikkat’i romandan da anlaşılacağı gibi gençlik ça- Benim için çocukluğumdan hatıra bir sembol olmuş sanı- kımda çok ağır şeyler yazmıştır haklı olarak. ğımda yazdım. O devirde çok da düşünmüyordum kim bu rım. Annemin sardunyaları sevip, koparıp çantasına atma- Niye yaptım bunu? Herkes onu kötülüyor benim de kötü- insanlar, ne yaşadılar, ne hissettiler diye. Bir elleri yağda bir sı... Şimdi Sen Diye Biri adlı yeni yazdığım romanımda da lemem gerek diye düşünmüşüm. Süha Rikkat zaten Kerime elleri balda gibi görüyordum onları. var sardunyalar. Nadir ile Muazzez Tahsin’in bir tür sentezi olan bir insandır. Bu kitapta düşündüm bu insanlar kimdir diye. Tozlu Aşk n Öyleyse “anlatı roman” diyebilir miyiz Sen Diye Biri için? Kendimi suçlu hissediyorum ve bu kitapta bir anlamda gü- Romanları’mda onu üç kez yaşattım. Üç kez yaşatmaya uğ- Çok iyi oldu bunu söylediğin Gamze, çok doğru, hatta nah da çıkarıyorum diyebilirim. raştım. Tozlu Aşk Romanları’mın üçüncüsünde, en sonunda, “anı anlatı roman” diyebiliriz. Gelecek sene yayımlanabilir bir akıl sağlığı yurdunda öldürdüm onu. ‘EN KARANLIĞI KENAN EVREN DÖNEMİYDİ diye düşünüyorum. ÇÜNKÜ ORADA MERHAMET KALMAMIŞTI’ n Pişman oldunuz mu onu öldürdüğünüze? ‘BU ROMANIN İNSANLARDAN TEK O sırada hayır, onu yazmanın zevkiyle sadist bir şekil- n Bu kitabınızı başta vasiyet roman düşüncesiyle kaleme RİCASI “BUNLAR OLMASAYDI”YI de onu öldürmenin tadına varmıştım. Sonra ise çok üzüldüm almış olmanız da itirafların oranını artırıyor mu? ANLAMALARI / ÜZERİNE DÜŞÜNMELERİDİR’ tabii. Zaten onun için tekrar yaratmaya çalıştım. Hem itirafların oranını hem de siyasi görüşlerimin ifadesi- n Doğa her satırda, her duyguda, her anıda başat meta- n Süha Rikkat ile Selim İleri’nin konuşmaları var romanda. ni belirliyor. Mümkün olduğu kadar bu toplumda siyasi gö- for. Yapıta yayılan yaşamın / yaşamınızın bütünü sıklıkla Evet, yüzleşmedir. Konuşma önce güzel başlıyor fakat rüşünü açıklamak bir insanın vazifesidir ama bunu yaparken sert rüzgârlarla savrulan, darmadağın yapraklar, çiçeklerle sonra Süha Hanım benim ahmaklığım karşısında haklı ola- çok açık olarak yönlendirme yapmaması gerektiği düşünce- hemhal kimi zaman ise açan güneşe öyle pek de güvenme- rak asabileşiyor. sindeyim. Ben de bu kitapta öyle yapmadım. yerek ruhu sonbaharda mühürlü bir ölümlünün dile gelişi! Romanımın merkez noktası Süha Rikkat’tir diyebilirim. Bel- Hatta başta bir şey koyacaktım “Dünyanın bütün Kenan Yazarı / anlatıcıyı böyle duyumsadım. Ne der Selim İleri? ki de romancının, Selim İleri’nin göremediğini o görmüştür. Evren’lerine adanmamıştır” diye, sonra vazgeçtim... Kenan Çok güzel, çok doğru. Ölümlü diyorsunuz, içinde ölümlü O asılan insanları görmesi onun yönlendirmesiyle oluyor Evren bir sembol tabii ama ağır bir sembol. Özellikle o 16 olmaya karşı garip bir isyan da var. Yaşam bitmesin, o hata- mesela. Sessiz sedasız duruyor ama.. Mesela yayıncısının yaşındaki çocuğun yaşını büyütüp asmak! Bu nasıl bir şey! lar onarılabilmeli duygusu var.. Bugünkü akılla geri dönebi- mezarını ziyaret ediyor. Asıl suç orada. Bu toplum bunları yaşadı. lip yanlışları yapmadan onlara engel olabilmek düşüdür. Bu Türkiye’nin ünlü bir yayıncısına bir gönderme o. Yani ap- Benim yaşadığım dönem içerisinde askeri ihtilaller de gör- romanın da tek ricası insanlardan “Bunlar olmasaydı”yı an- tal sanılan, klişe sanılan bir kadının aslında ne kadar derin dük, sağdan gelen feci olaylar da gördük, asılmalar da gör- lamaları / üzerine düşünmeleridir. olduğunu, zeki olduğunu göstermek istedim anbean. dük. Ama bütün bunların içinde en karanlığı bana sorarsanız n Bunu çok göze sokarak yapmıyorsunuz romanda. n “Buraya yeni bir roman yazmak için taşındım sa- Kenan Evren dönemiydi. Çünkü orada merhamet kalmamıştı. Evet ki daha başka şeyler de yazabilirdim fakat çok ag- yılır. Zamanın akıp gidişine aldırışsız, çoktan beri Nil n En ciddiye aldığınız duygu hüzün ve acı mı? resif olacaktı. Bunu istemedim. Attığım bölümler var. Ro- Melikesi’nin Kızkardeşi’ne çalışıyorum.” En değer verdiğim, evet. man içinde Kenan Evren’e yazdığım mektuplar kurgulamış- Bu cümleyi okuduktan sonra Selim İleri mi Nil n Yapıcı ve bir yandan da yıkıcı! tım, attım onları. Melikesi’ne çalışıyor yoksa anlatıcı mı hâlâ emin değilim. Ama yıkarken de onaran... İnsan başkasının acısını anlar- n Her romanınızın, her yapıtınızın bir çiçeği ve rengi Ben de bilmiyorum açıkçası, bakalım. Kleopatra gerçek- sa kendi acısından kurtulur! Tek çare başkasını anlamaktır. var. Bahçeler sonra... ten de kardeşini öldürmüş, feci bir şey. “YENİ YAZDIĞIM ‘ŞİMDİ SEN DİYE BİRİ’ Evet, işte sardunyalar, manolyalar, akasyalar, gelincikler, Tarihin bildiği ama bizim okuduğumuz tarihte pek anıl- ADLI ROMANIM İÇİN ‘ANI ANLATI ROMAN’ adalarda, çarkıfelekler... Bu romanda leylak var. O nereden, mayan bir kız kardeş. Kleopatra’nın kendisinden çok küçük DİYEBİLİRİZ” Kerime Nadir’in Hıçkırık romanındaki, her sabah mezarlığa bir erkek kardeşi olduğu ve onu boğdurttuğu bilinir fakat kız n Sardunyalar... Sardunyalar kıpkırmızı. Kitapta yer yer giden Kenan’ından hareketle... Ben, yeşil bir İstanbul’da ya- kardeş pek bilinmez. n ‘İLKEL DİNLERDEN GÖKSEL DİNLERE ORTAK İNANÇLAR’ ikret Dağlı Tüzemen’in, Berfin Yayınları tarafından ya- şekillendirilmiştir. İçinde bulunduğumuz yüzyılda ise dinin yımlanan İlkel Dinlerden Göksel Dinlere Ortak İnanç- toplumdaki yerine ve sekülerleşmesine karşı, tepki ve F lar kitabı, eski çağlardan günümüze kadar insanlığın tartışmalar giderek artmaktadır. dinsel inançlarına temel olan kaynakları ve bunların biçim- Başta Ortadoğu olmak üzere dünyada süregelen din eksenli savaşların artmasıyla yüz binlerce çocuk ve kadının lendirdiği yaşam tarzını anlamak yolunda kaynak niteli- ölmesi ve tektanrılı dinlerin ortaya çıkmasından bu yana ğinde geniş kapsamlı bir çalışma. barışın gelmemesi, dinlerdeki nefret, bağnazlık, yönetme ve Çoktanrılı dinlerle tektanrılı dinler arasındaki ilişkilerin hâkimiyet altına alma unsurlarını açıkça ortaya çıkarmaktadır. mercek altına alındığı kitapta, adeta dinler tarihinin özeti Fikret Dağlı Tüzemen’in bu kitabı okuyucuyu veriliyor. dinler hakkında daha sağlıklı bir şekilde düşünmeye Yazar bu yolculukta ilkel dinlerden yola çıkarak tek tanrılı yönlendirirken akıllardaki önemli sorulara da yanıt dinlerdeki kurban, sünnet, yaratılış, şeytan, Tufan ve Eyüp vermektedir. n hikâyelerini ele alıyor ve Marks’ın deyişiyle “radikal olmanın sorunun köklerini anlamaktan geçtiğinin” altını çiziyor. İlkel Dinlerden Göksel Dinlere Ortak İnançlar / Fikret Dinler ortaya çıktıkları zamanın kültürel değerleriyle Dağlı Tüzemen / Berfin Yayınları / 264 s. / 2024. 10 16 Mayıs 2024 VEDAT ARIK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear