Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ERENDİZ ATASÜ’DEN ‘KADINLIK VE TOPLUMSAL ÇALKANTI:
KADIN ÖZGÜRLÜĞÜ, KÜLTÜR, SANAT VE SİYASET YAZILARI’
‘Edebiyatımın temel taşlarından
biridir kadın olmak!’
Cumhuriyetin getirdiği kazanımlara karşın hâlâ olduğunun altını çiziyor.
erkek egemen bir toplum olan ve kadın haklarının ve
Atasü’nün sanata ve sanatçıya ve her aydın gibi ülkenin
özgürlüklerinin kısıtlandığı ülkemizde, Erendiz Atasü
gidişatına, siyasete, kısacası yaşamın pek çok alanına
de Kadınlık ve Toplumsal Çalkantı: Kadın Özgürlüğü,
dair söyledikleri de var kitabında.
Kültür, Sanat ve Siyaset Yazıları (Sia Kitap) adlı
Erendiz Atasü, “kara komedi” diye tanımladığı,
kitabında, bir aydın olarak, bir kadın olarak kadının
yükseltilen siyasal İslamcılık için “Bizim trajedimiz
toplumumuzdaki yerini ve olması gerektiği yeri,
mi” diye de sorarak, yapılması gerekenleri şöyle
dünyada bu konuda yüzyıllardır yaşanan gelişmelerle
sıralıyor: “Neoliberalizmden vazgeçmek, sınıf bilincini
de karşılaştırarak, siyasal, ekonomik, ataerkil, ahlaki
uyandırmak, genç kuşakları, bilimsel araştırmaya,
öğeleri de içerecek şekilde vurguluyor.
edebiyata, sanata, müziğe, folklora, spora yöneltecek
Kadının bir alt insan türü değil, erkekle eşit bir birey adımlar atmak…”
‘BİLİNÇSİZ BİR KALABALIK, SÖZDE
NURSUN EREL
ÖZGÜRLÜKÇÜ, GERÇEKTE BASKICI
SAĞ İKTİDARLARIN OY DEPOSUDUR!’
“FRANSIZ İHTİLALİ’NİN DE
Özellikle kadınlara -en kutsal iş anneliktir,
n
FEMİNİZMİN VE SOSYALİZMİN DE
en az üç çocuk- söylemiyle yaklaşılması da bu ge-
ANASI ‘AYDINLANMA’DIR!”
riye gidişin bir parçası mı?
Sizi Kadınlık ve Toplumsal Çalkantı - Kadın
n
Hem de nasıl, bilinçsiz bir kalabalık, sözde özgür-
Özgürlüğü Kültür Sanat ve Siyaset Yazıları adlı
lükçü, gerçekte baskıcı sağ iktidarların oy deposudur.
kitabınıza yönelten ne oldu?
Kitabınızda Atatürk’ün “Biz din düşmanı ol-
Yaşam üstüne düşünmeye başlayalı, kadınlık üs-
n
duğumuz için tarikatları kapatmadık, tarikatlar din,
tüne de düşünmüşümdür. Edebiyatımın temel taşla-
vatan ve millet düşmanı olduğu için kapattık” sözle-
rından biridir kadın olmak.
rine de yer veriyorsunuz. Günümüzde güçlenen ta-
Salgın süreci, soruna bilimsel yaklaşımlara, Engels’e,
Beauvoir’a, Malinowski’ye yeniden başvurmak için rikatlar eliyle yaygınlaşan tecavüzler, pedofili çok
sık haberlere konu oluyor, sizce nedeni ne?
elverişli bir dönemdi. Kitap böyle oluştu.
Kitabınızda ilkel çağlardan günümüze süreci Maksim Gorki’nin tanıklığı, “Çöken toplumlarda
n
irdelerken, kadın-erkek sorununun özünde cinsel pedofili artar” diyor. “Çocuk” sorumlu bir yetiş-
tahakkümün yattığını ortaya koyuyorsunuz? kinde öncelikle esirgeme duygusu uyandırır, Homo
Her şeyden önce cinsel ilişki ve kas gücü var- sapiens’in doğası yavruyu esirgemeye yöneliktir.
dı, öyle değil mi? Kimi erkekler kas gücü ve silahla
Toplum çürürken fertler de bozuluyor. Ve Müs-
toprağı sahiplendiler. lümanlar demiyorum, bağnaz siyasal İslamcılar di-
İşe mülkiyet karıştı. Kadın bedeni de sahiplenile-
yorum, dini kendi edimlerine uyuncaya kadar es-
cek bir eşya oldu, tüm uygarlıkların ortak hastalığı.
netme ve bozma konusunda kararlılar.
Tek tanrılı dinlerin toplumsal tutumları kadınla-
rın ikincilliğini hepten vurguladı. Bir ana tanrıçalar
‘FEMİNİZM İŞİN BAŞINDA
çağı var idiyse bile masalsı uzaklıkta kaldı.
NEOLİBERALİZMİN KARŞISINDA
“Batı” ile “Doğu”nun yaklaşım farkını yaratan,
DURAMADI. AMA...’
“insan” ve “yurttaş” olmayı önemli kılan, “Aydın-
“90’lardan sonra neoliberalizmin şiddetlen-
n
lanma” düşünceleridir. Fransız ihtilalinin de femi-
mesi ile kadınlar yoksullaştı, feminist akımlar ka-
nizmin ve sosyalizmin de anası “Aydınlanma”dır.
dınları savunamadı” görüşünüzü de açar mısınız?
Kadını mekânsal olarak tamamen kapatan gele-
Dünya feminizmi işin başında kadın nüfusun
Zannediyorum ki artık kadınları büyükbabalarımızın
neklerde ise örneğin harem selamlık uygulamasında düşün-
dünya çapında büsbütün yoksullaşmasına yol açacak neoli-
müthiş nazarları altında olduğu gibi sinmiş bulundurma-
sel esinlenmesi ve yaratıcılığı baştan engellenmiştir.
beralizmin karşısında duramadı ama durumu ilk fark eden
yacağız. Velhasıl netice: Bu kadın meselesinde cesur ola-
Eski Türklerde durum böyle değilmiş ama?
n
de gene feminist iktisatçılar oldu.
lım, vesveseyi bırakalım…”
Göçerlerde cinsiyete dayalı katı iş bölümü olmadığından
Bizde, 80’lerde 90’larda yükselen benim de içinde oldu-
Tanpınar’ın deyişiyle “sükût suikastına” kurban gitmiş ol-
göreli eşitlik söz konusu. Anadolu’ya göç eden Türk boyla-
ğum feminist hareket, “yen içinde kırık kol” gibi gizlenen
malı. Kitabı 30 yıl önce Türk Tarih Kurumu’ndan almıştım.
rı “otağ”da ve “ocak”da cinsleri ayıran mekân düzenleme-
yaygın dertleri, aile içi şiddeti, ensesti ve cinsel tacizi ülke
80’lerde 90’larda, Kemalist devrimler üstüne kalem
leri uygulamıyorlar.
gündemine taşıyarak çok önemli işler başardı.
oynatanların çoğunun Atatürk’ünün Karlsbad (Karlovi
Araştırmacılar harem selamlık âdetinin Fatih’ten sonra
Yalnız, o zaman da eleştirdim, şimdi de eleştiriyorum, ar-
Vari) hatıralarını okuduğunu sanmıyorum… Haberleri bi-
Osmanlı sarayında baş gösterdiğini belirtir. Kadın konusun-
kadaşlarımızın çoğu neoliberalizmin sahte kültürel vurgu-
le olmayabilir.
daki katılık Tanzimat’tan sonra yumuşama gösterse de bü-
larının sihrine fazlaca kapıldılar. Örtünmeyi sadece birey-
“Cumhuriyet cehaleti besleyen, meşrulaştıran ve on-
n
yük değişim Cumhuriyetle olmuştur.
sel özgürlük açısından ele aldılar ve dünya çapında gümbür
dan beslenen dinci bağnazlığa karşı savaş açmıştı” diyor-
gümbür gelen siyasal radikal İslam dalgasını göremediler.
“MUSTAFA KEMAL’İN KARLSBAD sunuz. Şimdi geri mi döndük?
İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden beri geri döne döne Cumhuriyet döneminde devletçe başlatılan kitap se-
HATIRALARI TANPINAR’IN DEYİŞİYLE
n
ferberliğine de değinmişsiniz, bugün yapılamaz mı?
‘SÜKÛT SUİKASTINA’ KURBAN GİTMİŞ OLMALI!” vardık bugüne. Ülke Aydınlanmacı eğitim politikalarından
vazgeçerse, refahın hakça dağıtılmasını önemsemezse, top- Ayrıca “kadın cinayetleri siyasidir” diyorsunuz; önle-
Mustafa Kemal’in Karlsbad güncesine yer veriyorsunuz:
n
“… Bir erkek için kadın huzurundan, kadın sözünden, lum birbirine karşıt gruplara ayrıştırılırsa, oluşan eğitimsiz, mek için devlet ne yapmalı?
Öncelikle “kadının eksiksiz bir insan olduğuna” gerçekten
kadın refakatinden mahrum bulunmak bir noksandır... Er- mutsuz ve yoksul kitleler yaşadıkları karmaşayı en kadim
kek gibi kadın da kadınlığını, kadınlığın durumunu, hakiki öğretilerle, dinsel geleneklerle açıklayacaklardır. vâkıf, kararlı bir ülke yönetimi ve yerel yönetimler gerek. Ge-
ve ortak hayatın önemi içinde, birçok hatalardan sevaplar- Ülkede erki elinde tutanlar kitleleri rahatlatmak için sü- lenekçi toplumun erkek şiddetine verdiği sessiz onaya siya-
dan sonra değerlendirebilecek ve dengesini bulabilecektir… rekli dinsel ödün veriyorlarsa geleceğimiz yer bugünküdür. sal erk de katılıyorsa, eril şiddet elbette cesaretlenecektir.
n
4 21 Mart 2024