Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
BEHİÇ AK’TAN
‘UYKU ŞEHİR’ VE ‘YILDIZLARIN TEMBELLİĞİ
‘Sıradan kişilerin edebiyattan
dışlanmasını istemiyorum!’
Behiç Ak’ın yetişkinler için yazdığı Yıldızların Tembelliği ve Uyku Şehir yenilenen baskılarıyla Günışığı Kitaplığı’ndan yayımlandı. Behiç
Ak, Uyku Şehir’de, kimliklerimizi inşa ederken devraldığımız anlatılara, hızlanıp büyüyen, durağanlaşıp köksüzleşen şehri de katıyor.
İstanbul’un üç farklı mekânında rolünü arayan, evini, sokağını sorgulayan, ötekini suçlayan üç kuşaktan kahramanlarının iç içe geçmiş
hikâyeleriyle sessiz hesaplaşmalarını dile döküyor. Çarpıcı bir toplumsal bakış sunuyor.
Yıldızların Tembelliği’nde ise hem komik hem de dramatik öykülerinde belleğin labirentlerinde dolaştırıyor. Sıradan olanın şaşırtıcı ve
sarsıcı da olabileceğini gösterirken gerçekleri tersyüz ediyor. Bazen absürt bazen komik bir duygunun izini süren sayfaların arasında
astronomideki Yıldızların Tembelliği Yasası göz kırpıyor: “Her yıldız en tembel olduğu durumunu korur ve o sınırlar içinde hareket eder.”
hirde yaşamıyor. Aynı mekânların kullanılış tar-
GÜNNUR AKSAKAL
zı ve hızı farklı. İstanbul globalleştikçe koridor-
laşıyor. Hızla gelinip geçilen bir yere dönüşü-
‘GENÇ KUŞAKLAR İÇİN BİR
yor. Dünyanın diğer küreselleşen şehirleri gibi.
GELECEK VAADİ BİLE YOK!’
İstanbul’un yerlilerini dışlayan bir döngü
n Günışığı Kitaplığı tarafından yeni baskı-
bu. Giderek yabancılar için ucuz, yerliler için
larıyla yayımlanan Uyku Şehir ve Yıldızların
pahalı bir şehre dönüşüyor. Yerliler için ya-
Tembelliği’ni kaleme alırken neler hissettiniz,
şam giderek zorlaşıyor, şehir betonlaşıyor,
neler düşündünüz?
mono kültürleşiyor, hatta ekolojik bir felakete
Aslında yazarken de çizerken de her zaman gün-
doğru sürükleniyor. Kamusal alanlarının tasa-
cel olabilecek bir bakış açısından yola çıkmaya
rımı, gelip üç gün kalacak olan turistlere göre
çalışıyorum. Bu yüzden her iki kitabı da okudu-
yapıldığı için yerlilerin alanı daraldıkça daralı-
ğumda hâlâ çok seviyorum. Benim için çok de-
yor. Bu senaryoda, bugün genç kuşakların na-
ğerli kitaplar. Metinler okuyarak değil de yaşa-
sıl dışlandığını görmemiz olanaklı.
mı okuyarak oluşturmaya çalıştığım romanlar.
Romanda İstanbul’un İstanbul olduğu zamanki
Giderek yaşamın nasıl daraltıldığını, hikâyesiz
kıymetini bilerek yaşayan dedeye bir türlü ulaşa-
hale geldiğini, insanların düşüncelerinin belli ka-
mayan, aynı zamanda baba ve anneden de kont-
lıplar içine sıkıştığını hissettikçe eski yazdıkla-
rollü olarak uzaklaştırılmış torunun, sadece şeh-
rımdaki özgürlük duygusuna sığındığım oluyor.
rin varoşlarındaki bir “uyku şehir”de yaşaması-
İnsanların ya para ya mevki kazanmak uğ-
nın ironisi yakalanmaya çalışılıyor.
runa, belki de direnme duygularını yitirdikle-
Şehrin bu gerçek ve metafor arasında gidip
rinden ya da teslimiyetçilikten bireyselliklerini
gelen hikâyesini bireylerin yaşamında okumak
gönüllü olarak terk etmeye hazır oldukları bir
olanaklı. Bir yandan İstanbul bir beton cana-
dönemde, bireylerin özne olduğu hikâyelere ih-
vara dönüşüyor ama öte yandan da İstanbul’un
tiyaç duyulduğunu düşünüyorum.
ri böyle bir sürecin ürünü. Bu yeni orta sınıfın çocuklarının
hiç değişmeyen yanları o kadar çok ki bunu algılayıp algıla-
Yaşam, 2000’lerin başına göre çok daha acımasız bugün.
bir kısmı iyi fırsatlar yakalasa da giderek toplumsal meşru-
mamamız şüphesiz yaşam biçimimizle ilgili. Tıpkı torunun
Genç kuşaklar için bir gelecek vaadi bile yok. Fikirler algo-
iyetleri olmayan, anne baba eline bakan, onların birikimle-
dedeye çok istediği halde ulaşamaması gibi, çok istediğimiz
ritmalarla oluşturulmuş basit karşıtlıklar arasına sıkıştırılmış.
riyle yaşamaya alışmış bireylere dönüştüler.
halde İstanbul’a ulaşamıyoruz. Roman kuşaklararası ileti-
Bu yüzden özgün, yaşamdan yola çıkan, klişe olmayan ede-
Kendilerine sunulan olanaklar onları hüzünlü bir yalnızlığın
şimsizliği ya da ilişkisizliği anlatırken, şehirden kopuşu, şe-
biyat eserlerinin bir özgürlük kapısı olduğunu düşünüyorum.
esiri olmaktan kurtaramadı. Toplumda kendilerine yer bulma-
hirle birey arasındaki ilişkisizliği de anlatıyor.
ya çalışsalar da kendilerini, kişiliklerini oluşturamadılar. İste-
‘GENÇ KUŞAKLAR 12 EYLÜL’DEN SONRA YA
‘YAŞAMIN ÇEPERLERİNDE İDDİASIZ GİBİ YAŞAYAN
dikleri hayatı kuramadılar. Daralan ekonomi de onları dışladı.
YOK EDİLDİ YA DA FRIEDMAN’CI EKONOMİK
İNSANLARIN EDEBİYATI HEP İLGİMİ ÇEKİYOR!’
Toplumsal meselelere uzak, kendilerini bireysel olarak
DÖNEMİN PARÇASI HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ!’
n Yıldızların Tembelliği için “sıradanlığın hikâyeleri”
ifade etmeleri olanaksız bireyler haline geldiler. Şehrin ne-
n Uyku Şehir, hâlâ güncelliğini koruyan bir kuşak çatış-
diyorsunuz. Sizin sıradanlıkta gördüğünüz, sizi yazmak
resinde yaşarlarsa yaşasınlar kendilerini şehrin dışına atılmış
masını da hatırlatıyor. Her yaş grubu için yazan ve çizen
için kamçılayan neydi?
gibi hissetmeye başladılar.
biri olarak kuşak çatışmalarını ve kuşaklar arasındaki ile-
Sıradan dediğimiz olaylar aslında sizin bizim yaşayıp da pek
Hem sağcı hem solcu hem devrimci hem kapitalist hem
tişim sorununu nasıl değerlendiriyorsunuz?
hikâye konusu olamayacağını düşündüğümüz olaylar ve yaşa-
liberal hem de özgürlük karşıtı olarak hayli geniş yer işgal
Bugün kuşaklar ister genç ister yaşlı olsun aynı çemberin ay-
mın birçok güzelliğini de barındırıyor. Önemli özellikleri yok-
eden ebeveynlerinin onlara bıraktığı epey sıkışık bir alanda
nı kadersizliğin içine doğru itiliyor. Uyku Şehir’de yaşanan son
muş gibi duran insanlar edebi yaşama sızıp, karakterler hali-
hayatlarını sürdürmeye çalıştılar.
perdenin başlangıcı. 12 Eylül’den sonra eskiden toplumcu olan
ne dönüşebilir mi sorusu her zaman edebiyatı meşgul etmiştir.
Şehrin kurgusu içinde amaçsız, hedeflerine ulaşmaya çalı-
öncü, genç kuşaklar ya tamamen yok edildi ya da Friedman’cı
Euripides ve Eshilos’tan beri bu tartışma var. Sıradan in-
şarak, yapay alanlarda yaşamaya çalıştılar. Oysa İstanbul gi-
ekonomik dönemin bir parçası haline dönüştürüldüler.
sanın trajedisi olur mu? Ya da sıradan insanın trajediye ka-
bi tarihi bir şehir, dedelerinin yaşadığı bir kurguyla yaşan-
Sistemle bütünleşmeye hazır gençlerin önüne, ya fakir
tılması trajediyi bozar mı? Bu tür sorular aslında edebiyatın
dığında sevilecek, tadı çıkarılacak daha da önemlisi anlaşı-
olup fikirlerini savunmak ya da zengin olup çıkarlarını sa-
temel sorularından biri. İbsen’in Nora Bir Bebek Evi’ndeki
lacak bir varoluşa sahipti. Bu şehir onların şehri olamadı bu
vunmak alternatifi çıkarıldı. Türkiye’ye para pompalandı.
sıradan Nora karakteri bu kadar büyük bir dramı hak ediyor
yüzden. Uyku Şehir bu üç kuşak arasında dolaşıyor.
Reklamcılık, televizyonculuk, turizm, inşaat, sanat gibi sek- mu? Bu tarz soruların sonu gelmez.
törler aşırı büyüdü. Birçok genç bu alanlara kaydı.
“‘UYKU ŞEHİR’, KUŞAKLARARASI Tarihin klişelerinin dışında kalmış, yaşamın çeperlerinde
Emeğini iyi pazarlayanlar yüksek ücret aldı. Belli bir bi- İLİŞKİSİZLİĞİ ANLATIRKEN ŞEHİRLE BİREY iddiasız gibi yaşayan insanların edebiyatı hep ilgimi çeki-
rikim yaptılar. Yeni orta sınıfı oluşturdular. Birkaç yıl ön- ARASINDAKİ İLİŞKİSİZLİĞİ DE ANLATIYOR!” yor. Asıl tarihsel dönüşümü yapacak sıradan kişilerin edebi-
ce ateşli sol fikirleri olan gençler arasından piyasa ekonomi- n Uyku Şehir’deki İstanbul ile şimdiki arasında büyük de- yattan dışlanmasını istemiyorum. İri hedefleri olan, ödüller
sinin azılı savunucuları çıktı. Bu gençler özelleştirmeleri sa- ğişimler var kuşkusuz. Ancak aynı kalan ve aynılığıyla bize dünyasına sürüklenmiş edebiyatçı tipi ilgimi çekmiyor. Ger-
vunarak devlete karşı çıktığını zannederek “anti kamucu” umut olabilecek yerlere bakabiliriz, ne dersiniz? çeklerden kaçmanın en bildik yönlerinden ikisinin gerçekle-
bireylere dönüştüler. İkinci hikâyede anlatılan baba karakte- Aslında her kuşak aynı şehirde yaşasa da gerçekte aynı şe- ri yüceleştirmek veya yok saymak olduğunu biliyorum.
n
14 21 Mart 2024