25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

VİTRİNDEKİLER VİTRİNDEKİLER Her Şey Geçip Gider / Felsefe ve Çocuk-Ço- Dünyanın Bütün Fıs- ni değiştiriyor.” Kitaptan... Mikrobiyolog Vasili Grossman / Çev. cukların Felsefi Soru- Martin J. Blaser, çağımızın ciddi sorun- tıkları / Başar Başarır / Ayşe Hacıhasanoğlu / larına Yanıt Vermek / Can Yay. / 408 s. larından birini mercek altına aldığı kita- Can Yay. / 264 s. Gareth B. Matthews / bında, “yaşamsal bir organ” olarak nite- Biri yerinde durama- Çev. Meryem Bülbül / lediği mikrobiyomumuzu oluşturan mik- “Hapisliğinin 29 yılı bo- yan, diğeri yerinden kal- Say Yay. / 144 s. ropların bir kısmını neden kaybetmekte yunca düşlerinde bir- kamayan iki kardeş: Ak- olduğumuzu, bu durumun hangi yaygın kaç kez çocukluğu- Otantik bir varoluş ola- sel ve Seyfettin. Ağabey sağlık sorunlarını körüklüyor olabilece- nu görmüştü. Bir kere- rak çocukluğa duyulan Seyfettin yaylada kendi- ğini ve bu kaybın telafi edilmesi için ne- sinde küçük bir koy gir- ilgi, aynı zamanda fel- ni ararken, küçük kardeş ler yapılabileceğini anlatıyor. mişti düşüne, sakin suyun içinde, di- sefenin diri kalmasını sağlayan hayret Aksel plazalarda, cam yeşili şişelerde bi örten küçük taşların üstünde birkaç duygusuna bir övgüdür. Matthews’un kaybolma mesaisinde. Yıllar sonra mec- Edebiyat Yazıları / Ja- küçük çağanoz sessiz yürüyüşleriyle Felsefe ve Çocuk-Çocukların Felse- buren buluşup derme çatma bir kulübe- le Parla / İletişim Yay. yan yan koşmuş ve yosunların arası- fi Sorularına Yanıt Vermek adlı kitabı ye tıkılan bu iki zıt karakterin geçmiş ai- / 440 s. na gizlenmişti... İvan Grigoryeviç, aya- yalnızca çocuklar ve çocuklarla çalı- le günahlarını temize çekip birbirleriyle Jale Parla’nın yaklaşık ğının altında yumuşacık su yosunları- şanlar için değil, felsefeyi yeniden ço- hesaplaşmaları kolay olmayacak. Hele 40 yıla yayılan kısa nı hissederek yuvarlak taşların üstün- cuksu hayret ile buluşturmak isteyen de Dağyüzü gibi at izinin it izine karıştığı çalışmalarının bir araya den ağır ağır yürüyordu, uskumru ve herkes için cesur bir kitap. bir köyde, her biri ayrı telden çalan köy- getirildiği Edebiyat Yazı- istavrit yavruları cıva akıntısı gibi fışkı- lülerin arasında, kozalaklar altında. Dün- Sosyal Zihin: Bilişsel ları, edebiyat tarihine ve rıyor, onlarca uzun damlacık halinde yanın Bütün Fıstıkları’nda, dünyanın bü- Gelişimde Sosyal Et- edebiyat kuramına çok sağa sola saçılıyordu... (...) Sabah yer- tün dertlerini olmasa da kardeşliğe iliş- kileşimin Rolü / Kolek- geniş bir perspektiften bakıyor. Roma- yüzünün havasını soluyan hiçbir var- kin olanlarını Başar Başarır’ın işlek ka- tif / Editör: Müge Eke- nın ortaya çıkışı, edebi kültür dünyasının lığın dayanamayacağını düşündüğü o leminden hem güle oynaya hem ağlaya rim Akbulut / VakıfBank modern çağa geçerken aldığı biçim, yalnızlık duygusuyla gözlerini açtı. Öğ- sızlaya okuyoruz. Bir yandan da insanın Kültür Yay. / 344 s. dünya edebiyatı, karşılaştırmalı ede- rencilik yıllarının geçtiği, sevdiği ka- tabiatla o hiç bitmeyen kanlı mücadele- biyat, kanon tartışmaları, edebiyat- dının yaşadığı kente gidiyordu.” Her Sosyal yapılandırmacı sinin gölgesi üzerimize vuruyor... ta karakter ve tip, tarihin edebiyat- görüşün argümanları- Şey Geçip Gider’de, Grossman epik Sanatın Erkeksiz Tarihi la kesişmesi... Bu tartışmalara ilişkin iti- başyapıtı Yaşam ve Yazgı’nın kaldığı nın temel alındığı ince- / Aslı Kotaman / Eksik razlar, eleştiri ekolleri, araçları, feminist leme, çocuğun bilişsel gelişiminin ya- yerden devam ediyor ve Stalin döne- Parça Yay. / 176 s. eleştiri... Dünya edebiyatı ve ulusal ede- mindeki zorunlu çalışma kamplarının şadığı sosyal ve kültürel atmosfer için- biyat arasındaki gerilim ve etkilenme- de, sosyal ilişkilerin desteğiyle ger- sonrasını anlatıyor. Bu kitap sanat tari- ler... Bu gerilim ve etkilenmelerin hem çekleştiğini iddia ediyor. Özdüzenle- hinin lineer anlatısı- Yıl Bir - Felsefi Bir Dö- dünya edebiyatındaki örnekleri hem de me becerisinden ana ve ikinci dil edi- na bir çelme takma- küm / Susan Buck- Tanzimat’tan günümüze uzanan edebi- nimine, ahlak kurallarını öğrenmeden yı istiyor. Frida’yı adıy- Morss / Çev. Bülent yat tarihimizdeki yeri... Jale Parla, ede- zihinselleştirmeye kadar pek çok biliş- la, Picasso’yu ise soya- O. Doğan / Metis Yay. biyat tarihi ve edebiyat eleştirisi üzerine sel becerinin gelişimsel sürecine ışık dıyla tanımlıyor oluşu- / 416 s. 16. yüzyıldan günümüze uzanan ve tutan kitap, çocukların ebeveynleriy- muzun sempati örtülü bir ayrımcılık ol- çok farklı rotalara yönelen bir seyahat- Bugünkü Yunanistan, le, akranlarıyla ve öğretmenleriyle kur- duğunu kabul etmeli, en bildiğimiz sa- te, muazzam bir rehberlikle, bildiğimizi Ege, Ortadoğu coğraf- dukları ilişkilerin ve bu ilişkilerin yaşan- natçıların hemen tümünün erkek oldu- düşündüğümüz “hikâyeler”in ötesine yasında, milat ile baş- dığı sosyal ve kültürel ortamın erken ğunu fark etmeli, “Yahu kadın sanatçı- nasıl bakılacağını anlatıyor. layan Yıl Bir’e gidiyo- yaştan itibaren bilişsel becerilere nasıl ların adını neden öğrenemedik” diye is- ruz. Susan Buck-Morss incelemesin- katkıda bulunduğunu açıklıyor. Alan- yan etmeliyiz. Linda Nochlin “Neden Derz / Hakan Günday de, zamanı ölçme, sayma, adlandırma larında uzman akademisyen ve araş- Büyük Kadın Sanatçı Yok?” makalesi- / Doğan Kitap / 208 s. biçimlerinin bildiklerimizden nasıl farklı tırmacıların Türkiye’de ve uluslararası ni niye yazmış biliyor musunuz? Yok mu “Bu hikâyeyi kimseye olduğundan başlayarak “hakikat” ka- yazında bilişsel gelişim konularını der- gerçekten? Sanat tarihi yazılırken ka- anlatmadım. Kayra’ya bul edip kanıksadığımız şeylerin kül- lediği çalışma, başta psikoloji olmak dınlar bir yanlışlık sonucu ya da yeterin- türel geçmişine uzanıyor. Kelimele- üzere bilişsel gelişimi merak eden tüm bile anlatmadım. Ne ce iyi olmadıkları için dışarıda bırakılma- o sordu ne ben söyle- rin o dönemki anlamlarını inceleyerek okuyucuların ilgisini çekecek. dı. Sanat tarihi, başından itibaren sis- bugünden geriye doğru yansıtılan yo- dim. İşlediğim ilk cina- tematik olarak kadınları dışarıda bırak- Zaman Zaman Güneşli yet hakkında hiç konuş- rumları tartışıyor. Geçmişte iz sürdük- tı. Aslı Kotaman’ın kitabı da bazı sanat- / Aslı Ilgın Kopuz / Can çe 2 bin yıldır var olduğunu varsayılan madım. Tek kelime bile çıları sanat tarihi içinde hak ettikleri yere Yay. / 128 s. ayrımların, “fark”ların ardında ne ka- etmedim. Ama Kayra hep konuştu. Oy- geri koyma çabasının bir ürünü. dar çok bulanıklık olduğu açığa çıkı- “Toz duman çökünce sa gerek yoktu. Çünkü yanındaydım. O Kayıp Mikroplar - An- hayat yeniden dönme- yor; Yunan kim, Romalı, Yahudi ya Hı- yaşlı adamı öldürdüğünde oradaydım. tibiyotiklerin Aşırı Kul- ristiyan kim, başka bir tarih kavrayışıy- ye başlıyor orta yerde. Kayra ilk cinayetini bir yastıkla işledi. lanımı Çağımızın Sal- Tüm yaralara aynı ilgiyi la yeniden düşünmek gerektiği anla- Kayra, 93 yaşında, felçli bir adamı uyku- gınlarını Nasıl Körük- şılıyor. Yıl Bir; Yunan, Roma ve İbra- göstermeye çalışarak, sunda boğarak öldürdü. Sonra dönüp lüyor? / Martin J. Bla- çırpınarak, aceleyle. ni kültürlerinin temas ve etkileşimleri- bana baktı. “Hiçbir şey hissetmedim” ser / Çev. Sevkan Uzel ni ele alırken Flavius Josephus, İsken- Bazen acıları dindirmeyi başarabiliyor. dedi. “Hiçbir şey hissetmiyorum” dedi. / Metis Yay. / 296 s. Ama arada sırada ne yönden estiği deriyeli Philon ve Patmoslu Yuhanna “Hiçbir şey hissetmeyeceğim” dedi. Ve gibi, genel kabul görmüş kimlik şema- belli olmayan rüzgâr, tüm yaraların ye- “Bizi sağlıklı tutan, mik- o eski köy evinden çıkıp Abidjan’da bir niden açılabileceğini hatırlatarak türlü larına sığmayan, marjinalleştirilmiş ta- bara gittik. Karşılıklı oturup birer flag is- robiyomumuz. Fakat bu rihsel kişilikleri araştırmasının ekseni- sanrıya neden oluyor, huzur bırakmı- mikrobiyomun bazı bileşenlerini yitiri- tedik. O an soracak sandım. Çünkü söz yor. Paranoya rüzgârı bol bir mevsim.” ne alıyor ve filolojinin yanı sıra arkeo- yoruz. İnsanlarda ve hayvanlarda anti- vermiştik birbirimize. Afrika’daki ilk ayı- loji ve nümizmatik gibi tarihsel disip- Kitaptan... Aslı Ilgın Kopuz, yaşamları- biyotiklerin aşırı kullanımı, sezaryen do- mızda ikimiz de birer cinayet işleyecek- mıza açtığı pencereden cesur bir göz- linlerden yararlanıyor. Yıl Bir, geçmişin ğumlar, temizleyicilerin ve antiseptik- tik. Kinyas ve Kayra katil olacaktı. Böy- özgüllüğünü ve bugüne indirgenemez- le bakıyor. Kentin insanının gürültücü lerin yaygın kullanımı bunlardan sade- lece asla dönemeyecektik evlerimize.” ama özünde pespaye yaşamını otop- liğini güçlü bir felsefi birikim eşliğin- ce birkaçı. Antibiyotik direnci çok bü- Kitaptan... Hakan Günday, Derz’de çe- de okuyan, böylelikle bugüne de ışık si masasına yatırıyor. İçeride, yeni za- yük bir sorun. Bu kayıplar metabolizma- şitli mecralarda yayımlanmış öyküleri ile manların yalnızlığı üzerine çok da duy- tutmak isteyen ufuk açıcı bir çalışma. mızı, bağışıklığımızı ve bilişsel yetimizi Anakara Seyir Defteri adlı fanzininden Başka bir tarih için. mak istemediğimiz gerçekler var. etkileyerek bedensel gelişimin kendisi- sayfaları bir araya getiriyor. 64 26 Ekim 2023
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear