Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                MICHAELA MUTHIG’TEN ‘NEDEN KENDİMİ YETERSİZ HİSSEDİYORUM? 
IMPOSTER SENDROMU VE SAHTEKÂRLIK DUYGUSU’
Gerçeği çarpıtan aynadan kurtulmak!
Imposter sendromunu hiç duymadınız mı? Sahtekârlık duygusu sizin için bir anlam ifade etmiyor mu? Bu 
sendromdan habersiz olmanız veya kendinizi sahtekâr hissetmiyor olmanız önemli değil; hayatınızın bir 
döneminde, bir anlığına bile olsa yetersizlik hissini yaşadıysanız klinik terapist Michaela Muthig’in Neden 
Kendimi Yetersiz Hissediyorum? Imposter Sendromu ve Sahtekârlık Duygusu (Mundi Kitap / Çeviren: 
Çağlayan Tanyeli) adlı kitabını mutlaka okumalısınız.
nelmeyi kolaylaştırdığını belirten Muthig, yine de her im- sahtekârlık duygusunun 
S. GİZEM ALPAKGİR CEVHERİ
poster sendromu yaşayanın aynı özellikleri taşımayabile- kaynağı olan duygu ve dü-
ceğini ekliyor. şünce kalıplarıyla müca-
ir zamanlar sarayın hemen yamacındaki bir 
Ayrıca bu fenomenin insanın kendinden kuşkulanma- delede için kitapta alış-
köyde yaşayan bir çiftçi oğlu varmış…” Ne-
sından ve aşağılık kompleksinden de farklı olduğunun al- tırmalar vererek ve soru-
‘‘B den Kendimi Yetersiz Hissediyorum? Impos-
tını çiziyor. Imposter sendromu yaşayan kişilerin ken- lar sorup düşünmeye teş-
ter Sendromu ve Sahtekârlık Duygusu (Mundi Kitap / 
dilerine tuttukları çarpık aynaların neler olduğunu ve bu vik edici çalışmalar ara-
Çeviren: Çağlayan Tanyeli) adlı kitabına, cadıların,  
düşünce kalıplarının değişmesi için neler yapabileceğin- cılığıyla somutlaştırıyor. 
canavarların, sihirli cisimlerin olmadığı bir dünyada, ye-
den bahsetmekle kalmayıp bir yol haritası da çıkarıyor. 
tersizlik duygusunu anlatmaya bir masalla başlıyor Mic-
GERÇEKLIK AYNASI!
haela Muthig. 
‘ADLER’IN KIŞILIK KURAMI’ Çünkü çarpıttığımız “gerçeklik” aynasını kırmak ve 
Bu masal, bir delikanlının çalıştığı tarlada bir ayna bul-
Yetersizlik hissi ve imposter sendromunun altın- içinde bulunduğumuz labirentten çıkmamız için yol gös-
masının ardından kendisini olduğundan farklı görmeye 
da yatan duygu, düşünce ve davranış kalıpları arasın- termek gibi net bir amacı var terapist yazarın. Bu açıdan 
başlamasını konu alıyor. Yani bu masalın kıssadan hisse-
daki ilişkinin önemine dikkat çekerken, içimizdeki Michaela Muthig’in akademik bilgi ile yıllara dayanan 
sini çarpıtılmış gerçeklik oluşturuyor. 
terapi deneyimlerinin izinde kaleme aldığı kitap, yalnız-
“eleştirmen”in de yanılabileceğini, korku gibi duygula-
Bir klinik terapist olan Muthig’in kitaba masalla baş-
rın yanıltıcı olabileceğini anımsatıyor. ca imposter sendromu yaşayan kişiler için değil, yetersiz-
lamış olması anlamlı zira imposter sendromu veya di-
Muthig, çarpıtılmış gerçekliğin çocukluk anılarımız- lik duygusuyla mücadele eden herkes için yetkin bir kıla-
ğer adıyla sahtekârlık duygusu, kişinin kendini olduğun- vuz niteliğinde. 
da gömülü olduğunu ifade ederken “Adler’in kişilik 
dan farklı algılamasıyla ilgili bir durum. Bu farklı algıla-
kuramı”na da göz kırpıyor. Okurun içindeki çocuğu gör- “(B)ütün gücüyle aynayı onun elinden çekip yerin sert 
yış ise sürekli olumsuz yöndedir. Kişi bir başarıyı, kendi-
mesi, duygu ve düşüncelerini fark edip ihtiyaçlarını kar- taş zemininde kırarak parçalamış ve tuzla buz etmiş.” 
ne yönelen bir sevgiyi veya bir onayı hak etmediğinden Umarım bu kitabı eline alan okuyucu, tıpkı bu kitapta yer 
şılaması için alan açar. Artık yetişkin bireyler olarak, 
emindir. Hatta, başarısız olduğuna veya bu başarıyı hak geçmişten farklı hale gelmiş noktaları görmemize yar- alan masaldaki gibi, kendi çarpıtılmış gerçeklik aynası-
etmediğine dair kesin bir inancı vardır. dımcı oluyor ve bugünü aydınlatarak yaşam öykümüzü nı fark eder ve onu tüm gücüyle yere çalarak kendisine 
Özdeğer düşüklüğünün, mükemmeliyetçiliğin, içe dö- yeniden yazmamıza olanak veriyor. ait tüm özellikleri, bu kez güzellikleri de göz ardı etme-
nük olmanın ve güvensizliğin imposter sendromuna yö- Bunu da, yetersizlik hissi, imposter sendromu veya den seyreder. 
n
Oğlak Yayınları yeni bir polisiye yazarıyla daha tanıştırıyor okuyucuları: Bahar Akman. 
BAHAR AKMAN’DAN 
Derin Uyku, Akman’ın ilk dosyası. Derin Uyku birçok özelliğiyle beklenmedik bir etki 
yaratıyor. Kahramanın travması alışageldiğimiz gibi kişisel öyküden kaynaklanmıyor, 
toplumsal bir öyküden kaynaklanıyor. Hiç kimsenin dar çevresiyle kendisi olmadığını, 
‘Derin Uyku’
herkesin devlet, toplum tarafından da bir yaşama sürüklendiğini anımsatıyor. 
Ancak Derin Uyku’da ka- kalarınınkiyle birlikte aktı-
PELİN KARAGÖZ
ğını, daha da önemlisi hiç 
rakterimizin travması alışa-
geldiğimiz gibi kişisel öy- kimsenin dar çevresiyle 
ğlak Yayınları yeni bir polisiye ya-
küden kaynaklanmıyor, top- kendisi olmadığını, herkesin 
zarıyla daha tanıştırıyor okuyucu-
lumsal bir öyküden kaynak- devlet, toplum tarafından da 
O ları; Bahar Akman. Derin Uyku, 
lanıyor. Ayrıştığı yer burası. bir yaşama sürüklendiğini 
Akman’ın ilk dosyası ve birçok özelliğiy-
anımsatıyor. 
le beklenmedik bir etki yaratıyor. 
TOPLUMSAL BIR 
Ama bunun da tek bir düz 
Polisiyenin başkahramanı, yani mace-
POLISIYE 
çizgide gerçekleşmediğini 
rayı peşi sıra izlediğimiz dedektif ya da 
Babası, 70’lerde Pol-Bir’li 
benzer geçmişlere bambaş-
komiser, bazen köşesindeki hanım tey-
polislerce arabasına bomba 
ka tepkiler geliştirilebilece-
ze, çoğunlukla “arıza”lıdır. 
konularak öldürülmüş Pol-
ğini, bambaşka yollara sa-
Ya geçmişindeki derin bir acı, ya açıkta 
Der’li bir polis. Yardımcısı, 
pılabileceğini de gösteriyor. 
duran bir hesaplaşma, ya da alkolizm gi-
yine 70’lerde, çocukluğunda 
Ve okuyucuyu sonda her 
bi bir alışkanlık, bazen de salt doğru ye-
Maraş matliamından kurtul-
polisiye romanda olduğu 
rini bulamamış bir karakter vardır arkada. 
muş bir Alevi. Yakın çevre 
gibi bir sürpriz bekliyor. Ne diyelim, De-
Polisiye edebiyatın cazibelerinden bi-
de eski Pol-Der’li polislerden oluşuyor. 
rin Uyku özellikle polisiyeseverlerin ka-
ridir bu. Akıllı uslu, tümden haklı karak-
Dolayısıyla da siyasetin arka planda yer 
çırmaması gereken bir roman. 
terler okuyucuyu sıkar. 
aldığı bir polisiye roman okuduğumuz.
Bahar Akman’ın yazarlığını sürdür-
Başkarakterin de kendince bir bulma-
Derin Uyku, bir dizi kadın cinayeti-
mesini, en azından dedektifimizin çap-
ca sunmasını, çelişkilerinin olmasını is-
nin peşinden giden, bu açıdan da me-
raşık kişiliğinin ve ilişkilerinin sonunun  
teriz. Söz konusu cinayetin tutkuyla pe-
rakla okunan bir polisiye. Temposu hiç 
neye varacağını aydınlığa kavuşturması-
şine düşmesinde bizi ikna eden bir “sap-
düşmüyor, tahminlerde bulunabileceği-
nı bekliyoruz. 
ma” olmalıdır. 
miz, ara sıra da haklı çıkacağımız küçük 
Akman’ın karakterinin de arızaları var Öte yandan hiç olmamış gibi davrandı-
ipuçları da bırakıyor. ğımız 70’lerin nasıl kişisel öykülerimizde 
doğal olarak. Kadınlara bağlanmakta 
zorlanmak mesela. Biraz da alkole düş- Ama araya giren geçmişe dönüş me- sürdüğünü de anımsatan bu romanın poli-
kün olmak... Bağımlılık boyutunda de- tinleri hiçbir öykünün tek başına bir öy- siyeyi aşan alt metninin de okuyucular ta-
kü olmadığını, her öykünün ancak baş-
ğilse de otsuz kalmamak… rafından dikkate alınacağını umuyoruz. 
n
54 26 Ekim 2023
            
    
