Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                ozelsevgi@yahoo.com.tr Anlatım mı önemli, yazım mı?  Her yazar sözcük seçiminde, dilin ses/anlam/biçim özelliklerini yansıtacağı kendi  tümcelerini kurarak kendine “özgü” biçemini (eski söyleyişle üslubunu) oluşturmakta  Gözgürdür; ancak yazımda bireysellik doğru değildir.  eçmişte kimi yazarlarla, yayınevlerinin sorumlularıyla tartıştığım(ız) önemli konulardan biri buy  Atatürk’ün kurumu 1983’te kapatıldı; resmi TDK “yazım”ı “imlâ”ya çevirip bir “İmlâ Kılavuzu” yayımladı (1985); çarşı pazar bu tarihten sonra karıştı. Çünkü yaygınlaşan bütün kurallar  da… Ünsüz uyumlarının kitapta, gazete ve TV’lerde yanlış yazılmasında tek sorumlu yazar(lar) mı? Her yayın kuruluşunun bir, kiminin birden çok yayın sorumlusu (editörü) var. Günü  du. İnanın, o günleri tersyüz edilmişti. Bu yapıt tepki alın müzde bilgisayar(lar) da yazan kişinin  de o tartışanları da özlüyorum. Bir ki ca resmi TDK yapıtın adını yeniden  işine karışıyor; yanlış uyarısıyla söz  taptaki yazım yanlışları yerine önce Türkçeleştirdi; birçok kuralda yerleş cüklerin altını çiziyor; ikilemeleri, uzun  likle o kitabın türü ve konusu düşü  miş biçimlere dönüldü. Önceleri yan tümceleri ve başka şeyleri renklendi  nülmeli diyene sözümüz yok. Bir ki lışların kalınlaştırdığı bu yapıt üniver riyor. Bilgisayarlar bu aklı, 1985’ten  tabın bir ya da binlerce okuru olabi sitelerin ve devlet kurumlarının sınav bu yana yazım kurallarını bozan, kimi  lir. Anlatım ve yazım yanlışları bir oku larında kullanılmadı; ancak ders ki  yanlışları çaktırmadan düzelten resmi  ru da etkileyebilir, onlarcasını da…  taplarını etkiledi. Derken MEB’nin da TDK’nin kılavuzuna göre veriyor. Bu  Her kitap okurun eline değdiği an tü yatmasıyla ÖSYM’nin tüm sınavlarıyla nedenle yazarlarla yayın sorumluları,  rü, içeriği, adı gibi dil ve yazım özel bütün ders kitaplarında “kaynak” sa bilgisayarların renkli oyunlarını, güve  likleriyle de görücüye çıkmış demek yıldı. Dahası kimi yazarlarla yayınev nilir bir kaynakla denetlemeli; özellikle  tir. Sevdiği yazar nasıl yazarsa yaz  leri bu yapıta bakarak çalışmaya, ya bileşik sözcüklerin yazımında manta  sın; kimi okur için öncelik yazardan  zarlar kendilerince doğru bildiklerini ra basabilirler.  yanadır. ODTÜ’lü genç düşüncelerini, uygulamaya başladı; yazık ki bugün  duruşunu beğendiği yazarın iki kita aynı yayınevinden çıkan kitaplarda bi SERT ÜNSÜZLER  bını çize çize okumuş; birinde “ağaç le farklı yazımlar görebiliyoruz.  Türkçede sert ünsüzlerden (/p/, /ç/,  dan” ötekinde “ağaçtan” benzeri ya  Bu yazı ister istemez “ders” gi  /t/, /k/, /f/, /h/, /s/, /ş/) biriyle biten bir  zımlar varmış; büyük harflerin kulla bi olacak bağışlayın. Dil kullanımı  sözcük /c/, /d/, /g/ ünsüzleriyle baş  nımı çelişkiliymiş; kesme imi “bol ke nı, özellikle yazımı tartışırken çokları, layan ek alınca, “ağaçtan, çalışkan,  seden” savrulmuş. Gencimiz, sevdi “Türkçe yazıldığı gibi okunan; okun dipten, gitti, sınıftan, simitçi, tut  ği yazarı koruyarak kendi bildiklerini duğu gibi yazılan bir dildir” yanlışına kun, Türkçe, verecektir...” örnekle  doğrulamak istiyordu.  sarılıyorlar. Dünyada böyle bir dil yok; rinde görüldüğü gibi /c/, /d/, /g/ de  Türkçe için “büyük ölçüde yazıldığı  sertleşir; ayrıca bu uyum sıkça kul  ODTÜ’LÜ GENÇ  gibi okunan; büyük ölçüde okunduğu landığımız yabancı sözcükleri de et  Sürekli “Türkçe dersi” verdiği  gibi yazılan” bir dildir diyebiliriz. Bü kiler: “Arapça, cumhuriyetçi, fırsat  mi belirten ODTÜ’lü genç beni de  tün dillerde konuşma ve yazı dili ayrı çı, kitapçı, kooperatifçi, meraktan;  seviyor(muş); “Bize anlatımı yazı  mı vardır; Türkçe bu ayrımın en az ol mecliste...” gibi. Sert ünsüzle bi  mı doğru kitaplar önerin; hatta özen duğu dildir.  ten kısaltmalar, “RTÜK’çe, YAŞ’tan,  sizlerden örnek(ler) gösterin” diyor.  MİT’ten, AIDS’ten…” gibi yazılır; yu  Onun gibi düşünenlerin bu isteği  YAZIMIN AMACI  muşak ünsüzle bitenlerse, “TED’de,  ni karşılayamam. Kimi yazarların ilk,  Yazımın (imlanın) amacı, bir dilde ADD’ce, ÇGD’den...” gibi yumuşak  kimilerinin yeni yeni kitaplarını oku  ki öğelerin söyleyişe en yakın biçim ünsüzle yazılır.  yor; yıllar yılı öğrendiklerimi; okudu de ve belli kurallarla yazıya geçirile  Bu yazıyı kitap, gazete ve TV’lerde  ğum kitaplardan, gazetelerden, izle rek ortak yazış biçimini saptamak ve çok sık rastladığım bir başka yazım  diğim TV’lerden saptadıklarımı payla yazım birliğini sağlamaktır. Her se  sorunuyla bitireceğim; tamlama biçi  şıyorum.  si bir harfle karşılayan Türkçenin yazı minde olan coğrafya adları; yer, yön,  Her yazar sözcük seçiminde, dilin mı sesçil (fonetik) özellik gösterir. Bu yöre, bölge bildiren sözcükler şöyle  ses/anlam/biçim özelliklerini yansıta nedenle Türkçenin konuşulduğu gi yazılmalı: “Ağrı Dağı, Belgrat Ormanı,  cağı kendi tümcelerini kurarak ken  bi yazılan bir dil olduğu sanılır. Sesçil Ihlara Vadisi, Amik Ovası, Van Gölü,  dine “özgü” biçemini (eski söyleyiş yazımın Türkçeye yatkın olması, dil Tuz Gölü, Ural Dağları, Zigana Geçi  le üslubunu) oluşturmakta özgürdür; deki yeniliklerin hemen yazıya geçiril di, Çubuk Barajı, Manyas Kuş Cen  ancak yazımda bireysellik doğru de mesine kolaylık sağlamaktadır; ne ki neti, Damlataş Mağarası; Batı Ana  ğildir. Birçok okur gibi ben de (özel konuşma dilinin bütün özellikleri yazı dolu, Güneydoğu Anadolu, İç Ana  likle) gençlerin yazılarındaki dil ve ya da gösterilemez. Türkçenin yazım so dolu, İçbatı Anadolu, Kuzey Anadolu,  zım sorunlarının derinleştiğini görü  runları öncelikle yabancı sözcükler  Kuzeybatı Anadolu, Batı Trakya; Or  yorum.  den kaynaklanıyor; ancak son yıllarda ta Amerika, Güney Amerika; Marma  Dün Atatürk’ün kurduğu Türk Dil  Türkçe sözcüklerin yanı sıra tüm yazı ra Bölgesi...”  Kurumu’nun Yazım Kılavuzu, “tek”ti; imlerinin gelişigüzel kullanıldığına ta  bütün resmi kurumlar, yazan çizen  nık oluyoruz.  H  herkesle birlikte bütün basın bu yapıtı Bir öykücü, “Güneşden etkilenen  kullanırdı; ülkede yazım birliği “büyük çiçekler… Bu soruya ne yanıt ve  “Türkçe bir dönüm yerindedir. Er  ölçüde” sağlanmıştı. TDK’de çalıştı recekdi… ” derken; bir gazeteci,  geç bu dönümü dönecektir. Dilimizin  ğım yıllarda her gün birkaç saat bir  “2015’de sokakda yaşanan… Suri  temizliğe, güneşli su gibi ışıklığa doğ  çok kurum ve kişinin dil ve yazımla il ye sorunu meclisde…” diye yazarken ru akışının önüne geçilemez.”  gili sözlüyazılı sorularını yanıtlardık. ünsüz uyumlarını göz önüne almıyor (Nâzım Hikmet) n  FATMA ARAS’TAN ‘İKİZ ACILAR’ Kendine kapanan lirizm ÖNDER BİROL BIYIK Şiiri yaşamla buluşturmak, yaşamı imgelerin dünyasından yeniden kurmak bir şairin içtenliği konusunda seçici bir kıstastır. Şöyle veya böyle hayatla bağ kuramayan, içeriksiz imge ve sentaks yığınına dönüşen şiirlerin okurda da, şiirin iç dünyasında da yeri yok. Fatma Aras bu gerçeğin farkında olarak şiir anlayışını bütünlüklü bir çizgide sürdürüyor. Şiirlerini yaşam birikintilerinin şiirsel bir karşılığı olarak da okumak mümkün. Bu öznelik hali, kimi zaman koyu, kimi zaman sert imgelerle yol alan bir lirizm inşasına yol açıyor. Şair olarak kendisinin de çağın trajedisinin parçası olduğu bilinciyle, acının imgesini kurarken, arı bir dünya özlemini de belirgin kılıyor dizelerinde. GEÇMİŞE DÖNÜK ŞİİRLER Aras’ın şiirlerinin en önemli özelliğinden biri de; geçmişe dönük olması. Aras doğup büyüdüğü Iğdır’a, doğunun keskin ama insanı içine çeken derinliğine kaçıyor sık sık. Ancak geçmiş onda her zaman hoş sedalar bırakan bir oluş değil. Feodal törelerin acımasızlığı vardır orada, sert tabiatlı insanlar vardır. O kozmosun etkisiyle olacak ki yaralı görür kendi ömrünü şair, yarasını coğrafyaya iliştirir. Yaralarının üstünü kapatmaz, iyileşmesini beklemez, anlamaya çalışır. Belki Iğdır’da yaşamış olmak onu şairin doğa metaforları ile içli dışlı hali getirmiş. Şairin içsel kasılmaları bazen bir yağmur, bazen bir depremle belirginleştiriyor. Şiirinde hep bir akıp giden duygular silsilesi birbirini takip ediyor. Ancak saf bir duygu hali değil bu. İçine bilinç sorgulamalarının katıldığı, yer yer felsefi, yer yer ideolojik göndermelerin sızdığı bir hal. Fatma Aras şiiri sarsıcı, içtenlikli, ansızın kopan bir çığlık gibi kendine kapanan, kendiyle birlikte hayatı ve zamanı sorgulayan bir şiir... n İkiz Acılar / Fatma Aras / Kaos Çocuk Parkı Yayınları / 58 s. / 2019.  8 31 Ekim 2019   
            
    
