22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

K “Çanakkale Savaşları şehidi, büyüğümüz Ahmet oğlu Ahmet ve arkadaşlarının aziz anısına” Son on yılda, sığlık katsayımızda düşündürücü bir artış olduğu görüşündeyim. Benim için ilk gösterge trafikteki kural tanımazlık ve saygısızlıktır. (En iticisi de ters yönden gelenlerin el kol hareketleriyle yolda öncelik iddia etmeleri.) Dindarlık yoğunlaştırılmak istenirken Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk iddialarının kıskacında kalmamız trajiktir. Bu süreçte trajikomiklikler de eksik olmuyor. Fatih Çekirge 20.12.2014 tarihli Hürriyet’teki yazısında diyordu ki: “Noel denilen şahsiyet, eğer çok makbul bir şahsiyet olsaydı… evlere bacadan değil kapıdan girerdi…” Duyunca inanamadım… Bir müftü söylüyor bunu… Ciddi ciddi demeç vermiş. Sonra toparlamaya çalışıyor. Adını vermiyorum… Biliyorum ki, Noel Baba’yı öğrendiğinde o da gülecek kendisine… Aklıma Cem Yılmaz geldi… Nasıl kaçırmış bunu… Çok gülerdik doğrusu… O yüzden diyorum; Cem bulsun bu müftüyü. Kim bilir daha neler vardır…” 3527 Duygu ve birikimsizlik sömürüsü yapan kitaplar giderek popülerleşiyor. O tür kitaplara bakıyorum, bir Yaratıcı Yazma kursunda eğitmen olsam yazarlarını derhal sınıftan kovarım; oysa onlar yüzbinler satarak çok satan listelerini de rencide ediyorlar. Şiir kitaplarının satış rakamlarından yola çıkan Memet Fuat, “Bu ülkede şairler bile birbirlerini okumuyor” dermiş. Yazarlarımız ya okumuyor ya da nitelikli okur değiller. Yazar ve eleştirmenlerin katıldığı “yılın en iyi kitapları” anket sonuçlarına bakıyorum içim kararıyor.. (METÜST’den izinle: Okuduğun kitaplar kadarsın!) 3528 “Cin Kontrol Noktası” – k. İskender, SEL: “Yapış yapış, mukavva ve plastik insanlardan bıktım – klişe sosyalistlerden, klişe Müslümanlardan, bir bok bilmeyenlerden bıktım – ota alkole gömülüp özgürleştiğini sananlardan bıktım – çok satayım derken çok alçalan roman mühendislerinden, muhafazakâr şairlerden, cemaathükümet çatışmalarından, gözümüzün önünde çocuklarımızın öldürülmesinden/sakat bırakılmasından/komalara sokulmasından bıktım – dünya kültürünün, gazetecilerin, öğrencilerin, yargılanmasından bıktım – adalet diye sokuşturulan taraftarlıktan, çağdaşlaşma diye yutturulan betonlaşmadan, cinsel ayrımcılıktan, homofobiden ve takım ruhu yaratan feminizmden, hayvan katliamlarınS A Y F A 1 0 n 5 itap İçin...143 SELÇUK ALTUN ‘Çok satayım derken çok alçalan roman mühendisleri’ 3526dan, biber gazından, tuz ruhundan, milliyetçilikten, tanrıdan ve ‘milli’ eğitimden bıktım – anlıyor musunuz – bıktım – sizden bıktım kısaca. Çekilin önümden. Size benzemiyorsam benzemem için direnmeyin – bırakın da gideyim buralardan – uzaklaşmama mani olmayın hiç değilse.” 3529 Yılın nitelikli Türkçe ve İngilizce kitaplarını irdelediğim yazımda (Cumhuriyet Kitap, 25.12.2014), “Sergei Dovlatov ile Andres Neuman’ın damak tadımıza uyacağı kanısındayım” demiştim. Behlül Dündar o gün yolladığı epostada, “Dovlatov’dan Pushkin Hills, Jaguar’dan çıkacak. Andres Neuman’ın opsiyonu da bende ama mali duruma göre karar vereceğim. Ayrıca Dag Solstad’ı basacağız. Son kitabını Murakami Japonca’ya çeviriyor” diyordu. Behlül profesyonel turist rehberidir. Bibliyofildir ve maddi birikimiyle Jaguar Yayınları’nı tek başına yaşatmaktadır. Nihayet, Güven Turan’dan sonra rastladığım en sıkı çağdaş AngloAmerikan edebiyatı takipçisidir. (Norveçli Dag Solstad (doğ. 1941) ise – bence – sessiz, sessiz Nobel’e doğru yol almaktadır.) 3530 Peyami Safa’ya adını Tevfik Fikret, Tuğrul Tanyol’a ise Yahya Kemal Beyatlı bahşetmişlerdir. 3531 (S)AKLAMAK … (K)AYIP (05.01.2015 tarihinde TBMM malum komisyonunun kararına tepki yerine!) 3532 Küresel kültürazzi: Japon yazar Yukio Mişima’nın gerçek adı Kimitake Hiraoka idi. Edebiyattan nefret eden babasından gizlenmek için seçtiği takma adın anlamı, “Ölüm takıntılı gizemli şeytan” idi. / Yukio Mişima (19251970) soylu bir aileye mensuptu. Biseksüeldi ve modernliğe karşıydı. Ekibiyle birlikte intihar etmişti, üç kez Nobel’e aday gösterildi denir ama 1968 Nobel’i, üstadı Yasunari Kawabata’ya verilmişti. / Andre Gide, Somerset Maugham, D.H. Lawrence, Gustave Flaubert, Marcel Proust, Stendhal ve Norman Mailer annelerine tutkuyla bağlıydılar. (Adı listelenenler, eşcinsel değilse biseksüeldiler, kimisi sıkışınca şiddete sığınırdı.) / Kırbaçlanmak bir (z)amanların popüler cezasıydı; Fyodor Dostoyevski ile JeanJacques Rousseau’nun bu cezadan hoşlandıkları iddia edilirdi. / Samuel Beckett II. Dünya Savaşı başlarken Dublin’deydi. Derhal Paris’e gitti, “Savaşan Fransa’yı Barıştaki İrlanda’ya” yeğlerim demişti. / “Zührevi Hastalıklar ve Önlenmesi” adlı kitabını, Felix R. Leblanc karısına, “muhabbetle” diyerek ithaf etmişti. / Aynı zamanda bir uzak yol kaptanı olan Joseph Conrad’a göre Moby Dick’in yazarı Herman Melville, “Deniz hakkında hiçbir şey bilmiyordu.” / Bir zamanlar ABD edebiyatının altın çocuğu bellenen John Dos Passos (18961970) M A R T 2 0 1 5 Melih Cevdet Anday güneş gözünü aldığı için otomobiliyle önündeki kamyona çarptı. Karısı Katy ön camdan dışarı fırlayarak öldü, kendisinin bir gözü kör oldu. / Jean Cocteau’ya göre Victor Hugo, “Kendisini Victor Hugo sanan bir deliydi.” / Graham Greene (19041991) Oxford Üniversitesi’nde öğrenciyken, depresyondan çıkmak için tabancasıyla Rus ruleti oynardı derler… 3533 Sait Maden’in (19312013) Charles Baudelaire’den “Les Fleurs Du Mal”ı Türkçeye çevirmesi (“Kötülük Çiçekleri”) 50 yıl sürdü. Üstadın çevirisi 1996’da yayımlandı. Oysa Ahmet Necdet (19332010), aynı yapıttan “Kırk Kötülük Çiçeği” adıyla bir seçkiyi, 1991’de yayınlamıştı. O, kitabının ikinci baskısından bir adedini, “Çok değerli Sait Maden dost’a” diyerek imzalamış. Sait Maden ise ithafın yer aldığı sayfaya kurşun kalemle, “Dahleden dinimize bari Müslüman olsa” şerhini düşmüş. Kitabın içinde de aynı kalemle düzeltmeler ve soru işaretleri var. O kitabı nereden mi edindim? Sait Maden kitaplığından. 3534 W.H. Auden’ın (19071973) dağarcığından: Aynanın kalbi yoktur ama nice fikri vardır. Malcolm de Chazal Çekmecedeki yazılar ya çürür ya da olgunlaşırlar. Maria Von EbnerEschenbach Şiirden değil de mantıktan üretilseydi, insanlığa bir dil yeterdi. Hebbel Diktatörler öldürüldüklerinde çok geç kalınmıştır, olayın tek özürü budur. E.M. Cioran Tüm halk sınıfları yönetim özürlüdür. Lord Acton 3535 1978 ürünü “Sözcükler”i Melih Cevdet Anday, “Sevgili kardeşim, dostum, çok kıymetli düşünür, yazar Fethi Naci’ye Sevgilerle” diyerek imzalamış. Usta şairimizin, 100. yaş yılında, anısına saygıyla. Serçe Çamaşır asılı ipte Duran küçük serçem Bana acıyarak mı bakıyorsun? Hâlbuki ben güneşin Ve ilk beyaz yaprakların altında Senin uçuşunu seyredeceğim. 3536 “Akan Zaman, Duran Zaman 1” – Melih Cevdet Anday: “…Kimlikler saptanırken komiser, toplantıda başka kimsenin bulunup bulunmadığını sormuş. “Ankara’dan gelen bir arkadaş da vardı” demişler. Adı ne onun? Melih Cevdet Anday. Necidir bu Melih Cevdet Anday? Şair. Ünlü bir şair mi? Hayır. Komiser, ifadeleri makinede yazan polise dönmüş: Yaz oğlum, demiş, meşhur olmayan şair Melih Cevdet Anday’ın da bulunduğu bu toplantıda her ne kadar Figaro diye bağrıldıysa da bunun General Figaro (General Franko ile karıştırıyor) olmayıp… İşte benim ünlü bir ozan olmadığım böylece devlet kayıtlarına geçmiş bulundu.” 3537 Bir cümleden uzunsa komik değildir: Tanrı iyileştirir, ücretini doktor alır. Benjamin Franklin Düşmanlarınızı affediniz ama onlar asıldıktan sonra. Heinrich Heine Televizyonun eğitici olduğu görüşündeyim; ne zaman birisi onu açsa yan odaya geçip kitap okurum. Groucho Marx Bilgisayar beni satrançta yendi, ama boksta ona dersini verdim! Komedyen Emo Phillips 3538 Ekonomist Jim O’Neill Brezilya, Rusya, İndonezya ve Çin’i bir takım olarak ifade etmek üzere 2001’de BRIC akronimini üretmişti. 2010’daysa Meksika, İndonezya, Nijerya ve Türkiye için MINT’i önerdi. Ancak bu, birincisi gibi kabul görmedi. 3539 Kitap =Sevişmek! / Elektronik Kitap = Mastürbasyon… 3540 İstanbul’da açılacak Kazak kahvehanesine ad önerisi: KAZAKİSTANBUL. 3541 Oxford Üniversitesi’nin hazırladığı “Music For Book Lovers” (Kitapseverler İçin Müzik) CD’sinde yer alan parçalar: A Midsummer Night’s Dream, Nocturne – F. Mendelssohn / Peer Gynt Suite, Solveig’s Song – E. Grieg / Romeo and Juliet, Scherzo – H. Berlioz / Evensong – E. Martin / Rosamunde, Entr’acte No 3 – F. Schubert / K İ T A P S A Y I 1307 Ömer Lütfü Paşa, 1855. C U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear