Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Brooke Davis’in romanı ‘Yalnızca Millie’ Brooke Davis “Yalnızca Millie”de, yedi yaşındaki Millie Bird’le beraber Karl ve Agatha karakterleriyle bizi ilginç bir yolculuğa çıkarıyor. Orada hem arayış hem de kayboluş yer alıyor. r Deniz YILMAZ Ö zgün adı Lost and Found olan ve dilimize Yalnızca Millie adıyla çevrilen romanda Brooke Davis’in kurgusunda dört kişi öne çıkıyor: Millie Bird, Agatha Pantha, Karl ve Millie’nin annesi. Babası ölen ve annesi tarafından hiç beklenmedik anda bir alışveriş merkezinde terk edilen yedi yaşındaki Millie, dul kaldığı günden bu yana televizyon izlediği evinden çıkmayan Agatha, eşi kendisinden ayrıldıktan sonra kelimeleri havaya yazan ve huzurevinden kaçan on parmak daktilo ustası Karl... Bunlar, romanın başkarakterleri ve Davis, onlarla birlikte bizi ilginç bir yolculuğa çıkarıyor. ÜÇ YETİŞKİN VE BİR KÜÇÜK KIZ Babasının kaybından bir şey anlamadan ikinci darbeyi annesinden yiyen Millie, bu ayrılığın ardından uzun bir bekleyişe giriyor. Annesinin onu terk ettiği alışveriş merkezi, onun ikinci ve hem kalabalık hem de sessiz dünyası oluyor. Bu dünya, klavye tuşlarını, aldığı daktilo eğitimi sayesinde ustalıkla kullanan Karl’la tanışmasıyla değişmeye başlıyor. Söz konusu değişimin bir diğer halkası, Millie ve annesinin evinin karşısında oturan kadınla; Agatha Pantha’yla göz göze gelmesi. Agatha, kocasının ölümünden sonra kendisini dört duvar arasına hapsetmiş ve biraz da yaşlılığı takıntı haline getirmiş biri. Hayatının bir döneminde annesinin bir kopyası olduğunu düşünen, kısa süre sonra da tamamen ona dönüşeceğinin farkında olmayan Agatha’nın kafasında dönüp duran bir soru var: “Evrim, annenizden daha iyi duruma gelmeniz değil mi?” Agatha, bu soruyla cebelleşmeye başladığından beri yaşlılığı ölümle eşitliyor; onunkisi rutine bağlanan ve acıklı bir hayat kısacası. Böylece Davis’in tüm oyuncuları sahnede: Bir genç kız, bir yaşlı adam ile bir yaşlı kadın ve Millie’nin kayıp annesi. Dolayısıyla konu, yaşlılıkgençlik ikilemine doğru da kayıyor. Millie’nin, Agatha’ya bakışları “Nasıl yaşlanır insan?” sorusunu çağrıştırıyor. Bu noktadan sonra roman, birbirine paralel iki yola giriyor: Millie’nin annesinin nerede olduğuküçük kızı niye terk ettiği ve yaşlılığın ölümle yakınlığıuzaklığı, gençliğin bilgeliği. Davis’in bizle tanıştırdığı kahramanların hepsinin hayatında eksik kalan; zamanla eksilen parçalar (ya da insanlar) var. Bu da onları ister istemez kendi içine dönmeye, arayışa ve başkalarına daha dikkatli yaklaşmaya yöneltiyor. Tabii araya anılar karışıyor, geçmişin tortuları katılıyor ve yaşadıkları hayatın çekilmez ya da sıkıntılı tarafları dâhil oluyor. KARŞILAŞMALAR, TESADÜFLER... Davis, ayrı ayrı anlattığı kahramanlarının hayatlarını bir taraftan ağır ağır birleştirerek romanı daha akıcı hale getiriyor. Karl, Millie’nin yanında saf tutarken Agatha, küçük kızı süzerek kendi geçmişini eşeliyor. Millie’nin derdi zaten başından aşkın ama söylenmeyecek sözler ve sorulamayacak sorular da yine ondan geliyor. Millie, Agatha ve Karl aslında birbirini tamamlayan; her biri ötekindeki boşluğu fark eden ve tesadüfen tanışmış isimler. Agatha ve Karl, küçük kızda gençliği bulurken Millie, diğer ikisinde ebeveynlerini görüyor bir bakıma. Davis, kitaba önemli bir ayrıntı yerleştirmiş: Küçük kız Millie, bilgeliğiyle öne çıkıyor; aşk, ayrılık, ölüm ve yaşlılık gibi netameli konularla ilgili tartışmalar başlatırken büyüklerin konuşmaktan çekindiği bir sürü laf ediyor. Özellikle birbiriyle yakınlaşan Agatha ve Karl’a... Yalnızca Millie, bir rüyayı andırıyor: İçinde zaman zaman kabusa benzeyen anlar da yer alıyor. Fakat gerçek olan, Millie’nin, yanında Agatha ve Karl bulunmasına rağmen bu düşte kayıplara karıştığı. Peki, Millie’nin annesi nerede? Bu da romanı okuyacaklara yolculuğun sürprizi olarak kalsın... n Yalnızca Millie/ Brooke Davis/ Çeviren: Begüm Kovulmaz/ Doğan Kitap/ 256 s. 1339 1 5 E K İ M 2 0 1 5 n S A Y F A 2 7 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I