Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
VİTRİNDEKİLER ? Fatma Nudiye YalçıHayatı ve Eserleri/ Derleyen: Ahmet Kale/ Rezan Yayınları/ 264 s. Fatma Nudiye Yalçı, Dr. Hikmet Kıvılcımlı ile hayatını birleştiren, Türkiye sosyalist hareketinin küçük bir bölümünde yer aldığı için tanınma fırsatı bulan bir yazar. Bu kitapta ölümünün üstünden tam 43 yıl geçen Fatma Nudiye’nin 65 yıllık uzun ömrüne sığdırdığı birçok şey yer alıyor. Kıvılcımlı’nın hayat arkadaşı olarak da anılan yazar, Türkiye’ye birçok kitap kazandırmış ve Hikmet Kıvılcımlı ile kurmuş oldukları ‘Marksizm Bibliyoteği’ yayınevinden bu kitapların bir çoğunu yayımlamış bir yazar. Kitap, kütüphaneler gezerek ve bir çok kaynak yardımıyla son haline geliyor. Mehmet Aslan’ın derlemesinde büyük destekleri olan “Fatma Nudiye Yalçı” Kıvılcımlı Gönüllüleri’nin gurur kaynağı niteliğinde. Kitabın sonunda bir de Yalçı ve hayat arkadaşı Kıvılcımlı’nın fotoğraf albümü bulunuyor. Yetişkin Beyninin Sırları/ Barbara Strauch/ Çeviren: Sinem Gül/ Varlık Yayınları/ 248 s. Yetişkin beyni kendini yeniden düzenlerken, karmaşık sorunları çözüp benzersiz çözümler bulan yeni ve güçlü sistemler yaratıyor. Genelde daha mutlu olunuyor çünkü beyin duyguları daha sakin bir biçimde idare ediyor. Modeller daha iyi tanındığı için durumlar tartılıp yanıtları çabucak bulunabiliyor. Yüzlerce epostanın nasıl gözden geçirileceğini, karmaşık bir anlaşmanın nasıl sonuca bağlanacağını, konuşan bir araba ve konuşmayan bir yeniyetme ile aynı anda nasıl başa çıkılacağını biliyor kişiler. Barbara Strauch, beslenmeden gıda takviyelerine, egzersizden çevre ve genetiğe her şeyin lehte ve aleyhte delillerini gözden geçiriyor. Bilimsel araştırma ve rehberlik karışımı olan kitap okurları rahatlatacak bir sır veriyor: En akıllı yılların arkada kalmadığını, hâlâ yaşanabilir olduğunu ıspatlanacak. Sözcük Tatlısı/ Günel Altıntaş/ Kod:Eks Yayınevi/ 80 s. Çocuksu hınzırlığıyla çok uzun süredir şiir dünyasında bulunuyor Günel Altıntaş. Şiirlerini “Sevdalı Nehir” adıyla kitaplaştırmıştı. Sonradan antolojiler, yazım kılavuzu ve aforizmalar da yayınladı. “Sözcük Tatlısı”nda ise, adından da anlaşılacağı gibi, çoğu kısa ve değişik şiirlerini bir araya getirmiş. Bazıları yine aforizma tadında, bazıları portreşiirler. Afşar Timuçin; “…[Günel Altıntaş şiirinde] cinsel imgelerin zaman zaman öne çıktığı ve belli bir tedirginlik yaratabildiği olur. (…) Yumuşak, savsız şiirlerinde özgün olmak adına olmadık şeyler söylemeye yatkın bir anlatımı vardır onun…” diyor. İletişim: kodeksyayin@gmail.com Yeni Bir Başlangıç: Emeklilik/ Philippe Hofman/ Çeviren: Zeynep Önen/ İletişim Yayınları/ 312 s. Hayat yolunda son düzlük sayılan emeklilik olgusu 21. yüzyılla birlikte değişiyor. Tıpta yaşanan gelişmeler, yaşam konforu ve hijyenin artmasıyla, her yeni yıl ortalama yaşam süresi bir ay daha uzuyor. Yaşlılık daha geç başlıyor, daha uzun sürüyor. Böylece orta yaşla yaşlılık arasında yeni bir kuşak çıkıyor ortaya: Sosyal hayatın içinde ama emekli olduğu için boş vakti olan, SAYFA 20 ? 23 AĞUSTOS 2012 spor yapan, seyehat eden, sanatla ilgilenen genç yaşlılar. Elbette bu yeni kuşağın hayatı da sorunsuz değil: Mesela hayattan kopmanın getirdiği sosyal kimlik ve imaj kaybı bir endişe yaratıyor, bu da bütün bir çevreyle bireyin ilişkilerini etkiliyor. Bu nedenlerden bazen emeklilik beklendiği gibi sessizlik ve sakinlik içinde geçemiyor. Philippe Hofman bu kuşağın emeklilik, cinsel hayat, torun sahibi olmak, kendi yaşlı ailelerinin son dönemlerine eşlik etmek, yaşlanma kaygısı, depresyon, ölüm korkusu, yaşlılığın getiriği hastalıklar gibi sorunlara eğiliyor ve hayatlarının bu dönemecine girenlerin işerini kolaylaştırmak için gerçek bir psikolojik rehber sunuyor. Kerime/ Bahadır Yenişehirlioğlu/ Everest Yay,/ 226 s. “Kerime”, Bahadır Yenişehirlioğlu’nun ikinci romanı. Dönem romanı özelliği taşıyan “Kerime”de olaylar, ezanın Türkçe okunması kararının alındığı 1932’de başlıyor. Muhafazakâr bir seriye kâtibi ve ailesinin başına gelen trajik olaylar, o dönemin koşulları içerisinde anlatılıyor. İki kızını da baskı ve korkularla yetiştiren seriye kâtibinin başına gelen korkunç bir olay, kâtibin, küçüklüğünden beri boyunduruğu altında tuttuğu büyük kızı Kerime’nin, ilerlemiş yaşına rağmen annesinin ve mahallenin baskısıyla kendinden yaşça büyük, dul bir adamla evlenmesi, ailenin küçük kızı Nezihe’nin ise umutsuz bir aşkın peşinde felaketine doğru sürüklenip, gencecik hayatını bir adam uğruna karartması gibi trajik hikâyeler yer alıyor kitapta. Cumhuriyetin kurulmasından kısa bir zaman sonrasını ele alan romanda, muhafazakârların ve Kemalistlerin mevcut devlet yönetimiyle ilgili düşüncelerine ayrı ayrı yer veriliyor, halk arasında yaşanan görüş ayrılıkları da tüm açıklığıyla gözler önüne seriliyor. Çay Saati/ Gülhan Kara/ Alfa Yayınları/ 296 s. “Chef’s Lezzet Ustası” dergisinin Yayın Yönetmeni, Chef’s İstanbul Mutfak Atölyesi’nin kurucusu, her yıl dünyaca ünlü aşçılık okulu Paris Le Cordon Bleu’de misafir şef olarak Türk mutfağı dersi veren gazeteci, gurme ve yemek yazarı Gülhan Kara’dan yeni bir kitap raflarda yerini alıyor. Bu kitap için hazırlanan tatlı ve tuzlu hamur işi tarifleri çayın, kahvenin yanında ikram edilebilir, kahvaltıda, açık büfede, davet sofralarında sunulabilir. Kitapta çocukların beslenme çantalarına koyulabilecek çeşitler de var, pikniğe, seyahate veya işe giderken alınabilecek çeşitler de. Tüm tarifleri tek tek atölyesinde uygulayıp fotoğraflarını da çekiyor Gülhan Kara. Üvey Kız Kardeşlerin Komplosu/ Jim C. Hines/ Çeviren: Sevinç Kayır/ İthaki Yayınları/ 368 s. Her masal mutlu sonla biter mi? Külkedisi’nin başına evlendikten sonra neler geldi? O eski peri masallarının nasıl korkutucu maceralar yaşatıp ondan sonra da ‘Sonsuza dek mutlu oldular...’ diye bittiğini herkes bilir. Bakalım şimdi ne oldu? Bu koca bir yalanmış. O büyülü diyarlar her zaman neşeyle ve aydınlıkla ışıldamıyor. Bu romanda Külkedisi, yani Danielle, Prens Armand’la evlendikten sonra üvey kız kardeşlerinin gazabından kurtulamıyor. Kız kardeşleri ondan intikam almak için Armand’ı Periler Ülkesi’ne kaçırıyor. Külkedisi de Pamuk Prenses ve Uyuyan Güzel ile birlik oluyor. Üç prenses Armand’ı kurtarmak için Periler Ülkesi’ne doğru heyecan dolu bir yolculuğa çıkıyor. Bakalım Periler Ülkesi’nde birçok büyülü varlık ve olayla karşılaşan prensesler hem kendilerini hem de Armand’ı kurtarmayı başarabilecekler mi? Oedipus/ J. D. Nasio/ Çeviren: Canan Coşkan/ Say Yayınları/ 152 s. Psikanaliz alanında klasikleşen birçok eserin yazarı olan psikiyatr ve psikanalist J.D. Nasio, “Oedipus”ta, psikanalizin temel taşlarından biri olarak kabul edilen Oedipus Kompleksi’ni hem erkek hem de kız çocuk açısından ele alıyor. ‘Sizlere bahsedeceğim Oedipus, kadın ve erkek cinsel kimliklerimizin ve buna bağlı olarak da nevrotik sıkıntılarımızın temelini açıklayan bir efsanedir. Bu efsane, yaşadığı aile klasik, tek ebeveynli, yeniden oluşmuş ve hatta eşcinsel ebeveynli bir aile olabilir; terk edilmiş, yetim veya evlat edinilmiş bir çocuk olabilir, tüm çocukları kapsar. Hiçbir çocuk Oedipus’tan kaçamaz! Neden? Çünkü, erkek veya kız fark etmez, dört yaşındaki hiçbir çocuk kendi içinde yükselen erotik itkilerin fırtınasından kaçamaz ve yakın çevresindeki hiçbir yetişkin onun itkilerinin merkezinde olmaktan ve bunlara set çekmek durumunda kalmaktan kurtulamaz.’ Osmanlı Mimarlığı Tarihi/ Godfrey Goodwin/ Çeviren: Müfit Günay/ Kabalcı Yayınevi/ 730s. Godfrey Goodwin, bu kitapta İslam sanatının ve mimarlığının bilimsel temellerini, Anadolu’yu karış karış tarayarak kaydettiği yüksek kaliteli fotoğraflarla belgeliyor. Kubbe detayları, kubbenin üzerine oturtulduğu fil ayakları, sıcak suyun bir hamamda mermerlerin altından ustaca dolaştırılması, güneş sıcaklığının ve aydınlığının uygun seviyede kullanılması mimarinin bugün de temel sorunları olsa da geçmişte nasıl uygulandığı yer alıyor. Yazarın Osmanlı tarihine aşina olduğu çoğu kişi tarafından biliniyor. Mimarinin temel endişeleri, hatta bazen can sıkıcı bir şekilde kendini tekrar eden formlarının dışında, insanı büyük bir zevk ve merakla içine alan mimari süsleme sanatları ve temel mimarlık üretiminin bir parçası ve devamı olan ahşap işçiliği, kalem işleri, varak yaldız, doğal ve yapay aydınlatma, akustik gibi ince mimari işlerde de eğitici bilgiler veriyor. Stefan Zweig’ın Son Günleri/ Laurent Seksik/ Çeviren: Sosi Dolanoğlu/ Can Yayınları/ 166 s. Stefan Zweig, Brezilya’ya gitse de, geride bıraktığı, yıkılmakta olan bir dünyayı içinde taşıyordu. Bazen aralık kalan pencereden esen ılık rüzgâra kapılıp geçip giden yılları unuttuğu oluyordu. Utanç duygusunun bir huzur hissiyle aynı anda benliğini kapladığı zamanlar, bir umut ışığı olarak Lotte’ye bakıyordu. Buralara aşinaydı sanki... İnsana yaşadıklarını unutturacak bir yer. Ama bir gazete haberi bile yıkıp geçiyordu içini: Viyana Belediyesi Yahudilerin oturduğu dairelerde gazı kesme kararı aldı. Bu konutlarda gazla intihar edenlerin artması, vatandaşın rahatını kaçırdığından, gazla intihar etme, bundan böyle kamu düzenini bozmak olarak kabul edilecek. Demek kitaplarını yakan, yasaklayan ülkesinde, insanları öldürme hakkı olduğunu düşünenler, ölme hakkına bile el koyuyordu. Ama o, hakkını saklı tutmakta kararlıydı. Nerede olursa olsun. Laurent Seksik, Stefan Zweig ve karısı Lotte’nin ölüme doğru çıktıkları yolculuğun son altı ayında onlara eşlik ediyor. İçine düştükleri o derin bunalımı, mücadeleyi değil de kaçmayı seçmiş olmalarının o dayanılmaz vicdan azabını her sayfasında hissettiriyor, o kederli günleri onlarla birlikte yaşıyor, yaşatıyor. İnsanın yüreğini burkan bir öykü. Gerçek olduğunu bilerek okumak, bir dönemin, bir dünyanın yok oluşuna tanık olmak daha da hüzünlü. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1175 ? T Kem İletiş Nasıl mand sıt “T yük b meye jileri leştiri den o tılmış gerek gerçe simi i nı yar yacak yaratı lerle lumu şulu ö içind laman nuyor Japo Oğuz 876 s Japon sahib Japon Şuiçi Türk yor. B eleşti bildik to’nu kozm pon e yaban edebi diğer olarak mode oynay pon e sal ve Kısa Bank 17 N çok A miş e lında bu ço cuklu yılları Aksu titüsü Süren şa ed tülerd ları ar öğren dece ra sır yaşay la, he de ok Apay Eyüb Bella Aksel cı bu oluştu Başk 296 s YFA 21 SAYF