Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Oya Adalı’dan ‘Etkileşimli ve Eleştirel Okuma Teknikleri’ Okurken eleştirmek Oya Adalı’nın Etkileşimli ve Eleştirel Okuma Teknikleri adlı kitabı, eleştirel ve etkileşimli okuma teknikleri üzerinde durarak okumanın niteliğini yük seltmeyi hedefliyor. Okuma becerisi, öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir beceri, gelişmesi için okula ve öğretmene çok görev düşer. Buradan bakılınca Etkileşimli ve Eleştirel Okuma Teknikleri, hem öğretmenler ve öğretmen adayları hem de Türkçe dersi gören öğrenciler için yararlı bir kaynak niteliğinde. Ë Yusuf ÇOTUKSÖKEN ürkiye’de okuryazarlık sorunu bugün de ciddiyetini koruyor. Okumayazma bilenlerin oranı yüzde 90’ları bulurken gerçek okuryazar oranının çok düşük olduğu ilgililerce belirtiliyor. Her ne kadar basılan kitap sayısında belirgin bir artış olmasına karşın kitap satın alıp okuyanların sayısı göz dolduracak kadar değil henüz. Üniversitelerimizin sayısı (150’yi geçti) artarken kütüphane sayısı yüzümüzü kızartıyor (bin 1500 kadar; 50 bin kişiye bir kütüphane düşüyor.) 2009’da 34 OECD ülkesinde yapılan ve 15 yaşında 500 bin öğrenciyi kapsayan araştırmada, “okuma ve anlama” konusuna ağırlık verilmiş, OECD ülkeleri arasında “okuma ve anlama” alanında ilk beş sırayı Güney Koreli, Finlandiyalı, Kanadalı, Yeni Zelandalı ve Japonyalı öğrenciler alırken Türk öğrencileri, ancak 32’nci sırada yer bulabilmiş. Demek ki okumaanlama teknikleri konusunda ciddi sorunlar yaşıyoruz. Okuduğunu yeterince, olması gerektiği gibi anlamayan kuşaklar yetiştirmek Türk ulusal eğitiminin kemikleşmiş bir sorunudur. Bu soruna daha geniş açıdan baktığımızda eğitim sistemimizi yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini belirtmeliyiz. Öğretmen yazarlarımızdan Oya Adalı yeni kitabı Etkileşimli ve Eleştirel Okuma Teknikleri’nde bu konuyu derinlemesine ele alıyor ve gerçekçi çözümler SAYFA 18 25 AĞUSTOS öneriyor. (Oya Adalı uzun yıllar orta ve özellikle yükseköğretim kurumlarında, Türk dili ve edebiyatı dersleri verdi. Türkiye Türkçesinde Biçimbirimler [19792004], Anlamak ve Anlatmak [2004] gibi çalışmaları yayımlandı.) T BİR BÜTÜN OLARAK OKUMA EYLEMİ Okuma günlük yaşamımızın önemli bir bölümünü oluşturuyor. Kimi zaman mesleki, toplumsal bir zorunluluk, kimi zaman bir tanıdığın tavsiyesi, kimi zaman kişisel beğeniler insanı değişik türlerde kitap okumaya yönlendirir. Tabii okumanın çok değişik nedenleri, amaçları olabilir. Hemen hepsinin temelinde kendimizi ve çevremizi (dünyayı) anlama, yorumlama ve becerebiliyorsakdeğiştirme çabası yatar. Adalı’nın kitabı okuma eylemini bir bütün olarak ele alıyor. Girişte önce “okuma” amaçları ve yöntemleri (göz gezdirme, gözden geçirme, derin okuma) üzerinde duruluyor. Bütün öğrenme amaçlı okumalarının temelinde tahMETNİN OKURLA BULUŞMASI min edilebileceği gibi derin okuma tekKurmaca metinleri okuma sürecinde niği yer alıyor. Okuma anlamlandırde okur, önce okuma amacını belirler mayla bütünlendiğinde gerçek işlevini (eğlenmek, zevk almak, incelemek), yerine getirebilir. Okur, ilkin sözcük metni okurken olupbitecek olaylar hakdüzleminde yazarın ne demek istediğini kında kendi bilgi birikimi bağlamında anlamaya çalışır. Bağlamına göre söztahminlerde bulunur; olup bitenleri zihcüklerin hangi anlamıyla kullanıldığını ninde yeniden canlandırır (duyular kulbulgular, uzun tümceleri yalınlaştırarak lanılarak ayrıntılar daha iyi anlaşılabiiçeriğini çözümler. Bu arada metne, delir), metne metnin içeriği (dil ve anlağişik sorular yönelterek altanlamlarını tım, kurgu, kişiler) hakkında sorular sobulur, ilişkileri saptayıp sorgular, gerekrup yanıtlamaya çalışır, metindeki kimi tiğinde karşılaştırmalar yapar. Sonra kapalı ve anlaşılması güç noktaları usametinden anladıklarını kendi tümceleriyle yeniden yazar (özetleme). Sonunda da yazarın anlattıkları üzerine kendi yorumunu (ve varsaeleştirisini) geliştirir. Adalı, metinleri (metinler yazılı, sözlü, görsel, vb olabilir. Adalı, bu kitabında “yazılı metinler” üzerinde duracağını özellikle belirtir.) “Kurmaca Metinler” (Anlatı, Drama, Şiir), “Kurmaca Olmayan Metinler” (Kurmaca Olmayan Anlatısal Metinler: Yaşamöyküsü, özyaşamöyküsü, anı, gezi yazısı, röportaj vb., Bilgilendirici Metinler: Kaynak metinler, ders kitapları, bilimsel makaleler vb., İkna Etmeye Yönelik Metinler: Dergi ve gazete makaleleri, köşeyazıları, Öğretmen yazarlarımızdan Oya Adalı yeni kitabı Etkileşimli ve Eleşdenemeler, politik tirel Okuma Teknikleri’nde bu konuyu derinlemesine ele alıyor ve bildiriler...) olmak gerçekçi çözümler öneriyor, kitap okuma eylemine bir bütün olaüzere iki ana börak yaklaşıyor. 2011 lümde ele alıyor. (Metin sınıflandırmaları tartışmalı. Şöyle: Bütün metinler aslında kurmacadır. Sözgelimi aynı olayı yaşayanlar bunu anılarında çok değişik biçimlerde anlatabilir. Yaşamöyküsü yazanların metinlerindeki benzerliklerin yanında farklılıkların bulunması, kurguyla açıklanabilir kanımca. O nedenle, bevce “yazınsal metinler, yazınsal olmayan metinler” sınıflandırması bana göre daha uygun. Çünkü kimi denemeler, anılar, gezi yazılarının yazınsal özellikleri öne çıkabiliyor...) Adalı, “Kurmaca Metinleri Okuma” bölümünde (s. 17114), kurmaca metinlerin özelliklerini şöyle açıklıyor: “Kurmaca metinler yaşanan gerçeği, bireysel yaratıcılıkla yeniden kurgular”, “Kurmaca metnin amacı bilgi aktarmak ya da öğrenmek değil; sezdirmek, duyumsatmaktır”, “Kurmaca metnin dili günlük dile dayalı kurgulanmış öznel bir dildir”, “Kurmaca metin yoruma açıktır.” vurmalarla, yazarın gizli açık sunduğu ipuçlarını, ayrıntıları değerlendirerek aydınlığa kavuşturur ve metin üzerine yeni bir metin oluşturur (tema, ileti, tipleme, zaman ve yer öğeleri, imge ve simgelerin açılımı). Kuramsal bilgilerle birlikte uygulamaya da yer veren Adalı, bir masalı (Andersen) birkaç değişik öyküyü (Nedim Gürsel, S.F. Abasıyanık, Nazlı Eray), bir romanı (Yaşar Kemal, İnce Memed), bir oyunu (G. Dilmen, Midasın Kulakları), kuramsal bilgiler ışığında okuyup yorumlama denemesine girişiyor. Şiiri ise özel bir bölümde inceliyor. Çünkü şiir bilgi değil, yaşantı; şiirin içeriğini şairin tasarımları, duyguları, bunları anlatmak için öznel imgeler oluşturur. Uyumlu söz bütünü olarak da tanımlanabilecek şiir okurda estetik hazlar uyandırır, zengin duyarlıklara kapı açar. Yazar, yabancı ve Türk şairlerinden seçtiği örnekler üzerinde yorumlar geliştiriyor (ss. 89114). Günlük yaşamımızda çokluk kurmaca olmayan metinlerle buluşuyoruz: Günlük gazete haberleri, makale, köşe yazıları, röportajlar. Bu tür metinlerin yaşamda birebir karşılığı var. Amacı okura bilgi vermektir çokluk. Metnin dili günlük dille büyük benzerlik gösterir yani eğretilemelerden arındırılarak doğrudan anlamayı sağlamaya yöneliktir (ss.117118). Bu tür metinleri incelerken yazarın hangi düşünmeyi geliştirme ve kanıtlama yöntemlerine başvurduğunun, hangi anlatım biçimlerini (öyküleyici, tartışmacı, açıklayıcı, betimleyici) kullandığının belirlenmesi anlamayı kolaylaştırır. Kurmaca olmayan metinlerin yazılış amaçları ve iletilerinin bulunması okumaanlamanın anahtarı yerine geçer. Metnin ve düşüncelerin sıralanması ve birbirlerine mantıksal yönden bağlanmış olması (plan) da aranan özelliklerden. Okurun bu tür metinleri okuyup anlama düzeyi de entelektüel bir birikimiyle yakından ilişkili. Okurun metin üzerine geliştireceği yorumla okumaanlama (ve de anlatma) süreci tamamlanır. Metin okur buluşması da bir tür iletişim biçimi. Bu buluşmadan, hem okur hem metin kazançlı çıkar. Okurun eleştirel okuma yaklaşımı gerçek bir etkileşim ortamı da yaratır. Kendimizi ve çevremizi (evreni) tanıma çabamızda etkili okuma tekniklerin kullanılması, bizim yurt ve dünya sorunlarını daha yakından tanıma ve onlara somut, gerçekçi çözümler bulup mutlu olma fırsatları yaratır. Bu bakımdan bu kitabın hedef kitlesi yalnızca Türkçe ve edebiyat öğretmenleri, öğretmen adayları ve öğrenciler değil, entelektüel birikime önem veren, hayatı bilgi, coşku, duyarlık ve sezginin sunduğu olanaklarla yaşamaya özen gösteren herkestir. Edebiyatseverlere, kitapseverlere salık veririm. Etkileşimli ve Eleştirel Okuma Teknikleri/ Oya Adalı/ Toroslu Kitaplığı/ 180 s. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1123