Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
K itap İçin... SELÇUK ALTUN LMIII ‘Tarama Zülfünü Gönlüm Bozuktur’ Sergen: “Aynı golü iki farklı kıza hediye ettiğim bile oldu.” Soru: “Hasan Şaş için yıldız diyorlar Sergen, bu olaya ne diyeceksin?” Sergen: “Hasan Şaş yıldızsa, ben kuyruklu yıldızım.” Soru: “Sergen, Pierre Van Hooijdonk senden daha iyi frikik atıyor diyorlar, ne dersin?” Sergen: “O çalışmış yapmış, bizimki Allah vergisi.” Selçuk Demirel’in Gösteri’sinden... 2310 Türk şiirinin Sergen’i kim derseniz aklıma önce Tuğrul Tanyol gelir. 2311 İnsan insanın kurduysa, yazar yazarın sırtlanı mıdır? “Aldous Huxley’i etkileyen tek kitap Britannica Ansiklopedisi’dir.” Bertrand Russell “(Ernest) Hemingway’e gelince onu ilk kez 1940’larda okudum ve iğrendim.” Vladimir Nabokov “(John) Steinbeck’ten on sayfa okuyup kusmamak mümkün değildir.” James G. Cozzens (190378) “(George Orwell) burnunu silmeden önce mendil sektörünün sorunlarını irdeler.” Cyril Connolly (190374) “Şairler aynı dili konuşurlarmış. Yalana bakın, Stephen Spender’la kim konuşur ki?” Dylan Thomas 2312 Doğuşu, sınırları, öncüleri ve üyeleri sürekli tartışılır. Postmodernizmin varlığı bile tartışılır. Bu quasi (bıçak sırtı) edebiyat akımı hakkında yazmaya kalkışanın varsıl bir iç dünyasının yanı sıra; kaynakları aslından okuyabilecek kıvamda –en azından İngilizcesi, Batı güzel sanatlarını özümsemiş bir estet ve gezgin duruşu olmalıdır. Bu artıların hiçbirine sahip olmayan Semih Gümüş (S.G.), postmodernizm hakkında bir kitap yazarak galiba karavana atışlar dizisine bir yenisini eklemiştir. (S.G.’nin Remzi Kitap Gazetesi’yle (Mayıs, 2010) yaptığı söyleşide, “Yayıncılık dünyasında kitabı basit bir meta olarak görmek, 1 liraya kitap satmak da bence postmodern kültürün sonuçları” zırvasından sonra aklıma ilk gelen.) 2313 Kitaplarının tanıtımı için fotoğrafçılara gömleklerinin üst üç düğmesini açarak ve dudaklarını abartılı şekilde boyayarak poz veren kadın yazarlara; yazdıklarınızı izlemiyor, pozlarınızı e(ro)tik bulmuyorum. 2314 Seferis ile Üvez’den – Süreyya Berfe: Turistler geçiyor evin önünden gece yarısından sonra yerli yabancı bağıra çağıra kurumuş nohut dalı başını kaldırıp pis pis bakıyor bana “Servet Okumuş’un Anısına” İstanbul’un Eğrikapı’sında doğdu. Küçük 2301yaşta öksüz kaldı. Askeri kâtip oldu. 23 yaşındayken Mahmut Şevket Paşa’ya yapılan suikast nedeniyle gözaltına alınıp salıverildi. 28 yaşındayken malulen emekliydi. Geçimini sağlamak için sütçülük yaparken iflas etti. Tek mülkü olan babadan kalma evi yandı. Yaşamının sonuna dek, kent surları dışındaki tarla ve çayırlara sığındı. Dağlardan yemiş toplayıp sattı. Vapurlarda biletçilik, semt pazarlarında seyyar manifaturacılık ve öğretmenlik yaptı. Fırsat buldukça gazetelere taşlama, fıkra ve makaleler yazdı; ortaoyunlarında oynadı. 53 yaşındayken hasta olduğu anlaşıldı; ciğerinde verem, midesinde kanser vardı. İki yıl içinde öldü. Editörlüğünü yaptığım bir romanda bu donanımda bir karaktere rastlasam itiraz ederdim. Ama Osman Cemal Kaygılı (18901945) yaşadı. Aziz Nesin’in önem verdiği mizahçılardandı. Soyadı kanunu (1934) çıkınca, “Kaygılı” sıfatını benimsemesine ne demeli? 2302 09.08.10 günü yitirdiğimiz küresel koleksiyoner Şefik E. Atabey’i (19272010) ressam Peter Hristoff’un babası ressam Dimitar Hristoff vasıtasıyla tanımıştım. Onlar Saint Benoit Lisesi’nden sınıf arkadaşıydılar. Dimitar Amca o ilk buluşmamızda, “Dünya güzeli bir kıza âşıktım, gitti Şefik’le evlendi” demişti. Şefik Bey’in babası, bir zamanların ünlü radyo sunucusu ve gazeteci Eşref Şefik (18941980) ise, sonra Dimitar Amca’nın baldızı olan Bebek Güzeli Milka’ya da meftunmuş. Ona bir radyo programında okuduğu şiiri armağan etmiş. 2303 Şefik Bey’in annesiyle babası, o küçükken boşanmışlar. Evliliklerinin erkenden sona ermesinin önemli bir nedeni Eşref Bey’in çapkınlığıymış. Aşağıdaki anekdotu Şefik Bey’den dinlemiştim. Marmara Adası’nda, iki komşu mezarda buluşan babaoğlun hoşgörüsüne sığınarak özetliyorum: Karısı bir gün Eşref Şefik’e, “Biri hariç tüm yakın arkadaşlarıma asıldın” diye çıkışmış. Üstat derhal o kadının kim olduğunu bulup onu da ayartmış. Eşref Şefik bir de, “Asılacaksan İngiliz sicimiyle asıl, basılacaksan Rum kızıyla basıl” dermiş. SAYFA 12 2304 Kadın Argosu Sözlüğü’nden – (Filiz Bingölçe, Metis) Red Kid: Kadınların aylık kanamasında kullandıkları hijyenik ped. Sahra güllesi: Çok iri meme, göğüs. Sap heyeti: Kadınsız erkek grubu. Sessiz film: Platonik, tek taraflı aşk. Sponsor: Zengin sevgili. 2305 Erotik şiirimizin Shakespeare’i Karacaoğlan’dan (1606(?)1689(?)): Ak memeden emdiceğim azıktır Tarama zülfünü gönlüm bozuktur Öksüzüm garibim bana yazıktır Destursuz koynuna giremiyorum Helâl olsun al yanaktan emdiğim El uzatıp gonca gülün derdiğim İnce belin usul boyun sardığım Alışmış kollarım duramıyorum 2306 Yalçın Sadak’tan turfanda aforizmalar: Hiçbir koşulda, onu kaybettiğimiz andaki kadar yaklaşamayız sevgiliye. Hep maskeler takmak zorundayız, maskenin ardındaysa sayısız yüz. Cenneti sayıklıyor mümin, dünyada yadsıdığı sözcüklerle! Zevk sahibi olmaktaysa hüner, doğallık en kolayı. 2307 İstiklâl Caddesi’nde yeni bir trajikomiklik: Cafe çığırtkanı gençlerin ellerinde, “İDDİALI FAL” yazan kartonlarla volta atması. 2308 (Z)arif Cevat Çapan yönetimindeki ŞİİR ATLASI’nda, Yüksel Pazarkaya’nın çevirisiyle “Orpheus, Eurydike, Hermes”i okurken aklıma geldi. 1987 Nobelisti şair Joseph Brodsky (19401996), Rainer Maria Rilke’nin (18751924) 29 yaşındayken yazdığı şiir için, Yirminci Yüzyıl’ın en önemli şiiri olabilir demişti. 2309 KİTAP İÇİN’e üstün yetenekli ama tembel futbolcu Sergen Yalçın’dan alıntılar yapacağım aklıma gelmezdi: Soru: “Sergen, koşmadığın için çok eleştiriliyorsun, ne diyorsun bu konuda?” Sergen: “Ya Vedat Abi, ben koşunca yoruluyorum, bunu kimseye anlatamıyorum bir türlü.” Soru: “Hiçbir golü(nü) kız arkadaşına hediye ettiğin oldu mu?” ¥ CUMHURİYET KİTAP SAYI 1081