05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

John Eaton’dan bir kriz dönemi çalışması: Keynes’e Karşı Marx Bugün kapitalizmin krizlerine yaptığı vurgular nedeniyle hem iktisat dünyasında hem de akademik dünyada Keynes ve Marx yeniden ön plana çıkarıldı. Marx’ın da, Keynesyen iktisadın da popülaritesinin hızla artmakta olduğu bir dönemde her iki ünlü iktisatçıyı bir kitapta buluşturan John Eaton’ın çalışması Keynes’e Karşı Marx okuyucuyla buluştu. Ë Bülent FALAKAOĞLU Keynes, aslında kâr için üretimle ekonomik kriz arasında zorunlu bir bağlantı olmadığını savunur. Marksist bakış açısına göre ise, aksine, ekonomik kriz kar sistemine kopmamacasına bağlıdır. EKONOMİK CANLANMANIN KOŞULLARI Krizin başlıca nedeni, halk yığınlarının kişisel gelirlerinin her ekonomik canlanma döneminde görülen üretim kapasitesindeki artışa oranla sürekli olarak düşmesidir. Üretim kapasitesi ile alım gücü arasındaki bu çelişki kapitalist üretim tarzının yapısından ileri gelir. Bu, her kapitalist üretim maliyetini düşürmek için ücretleri düşürmeye ve rakipleri karşısında rekabet gücünü arttırmak için kârlardan rezerv biriktirmeye iten kâr için üretim yapısından kaynaklanır. Ekonomik canlanma aşamasında sanayi kapitalisti kredilerinin yardımıyla üretim ölçeğini sürekli olarak genişletir. İşlerin yolunda gitmesi ve bunun getirdiği kâr elde etme umudu kapitalisti daha çok sermaye kullanmaya heveslendirir ve satışlardan elde ettiği kârlara ilaveten sermayesini mümkün olduğunca büyütüp yeniden değerlemek için bulabildiği her yerden borç almaya iter. Ekonomik durgunluk döneminde ise her şey tersine döner. Her yerde, ekonomik canlanma dönemlerinde azalmayan ama durgunluk dönemlerinde korkunç bir hal alan kronik bir işsizlikle karşılaşılır. Keynes, kapitalizm boom (ekonomik canlanma) evresinde sanayinin toplam üretiminin tüketim tarafından emilemeyeceği gerçeğinin yatırım harcamalarıyla telafi edilebileceğini savlar. Ona göre yatırım patlaması olduğunda bir kapitalist bir başka kapitalistten mal satın alacak ve her şey yolunda gidecektir. Canlanma sürdükçe daha fazla fabrika ve üretim aracı kurulacak, büyük hammadde stokları birikecek, üretici güçler büyük ölçüde gelişip yayılacak. Mesele bu yayılmanın nereye kadar sürebileceğidir. Canlanma, nihayetinde tüketilmek üzere üretilen mallarda aşırı bir yığılmanın habercisidir. Nitekim, “aşırı üretim” yığınların kısıtlı alım gücüne toslar. Bundan dolayı yatırımlardaki canlanma ekonomik bunalımın tohumlarını taşır. Marx’a göre bunalım kapitalist toplumun hatalarına bağlı değil, içsel dinamiklerinin bir sonucudur. Her bunalımdan sonra, ayakta kalan kapitalistler, doymuş durumdaki pazarlarda daha kârlı koşullara dönülmekte olduğunun işaretini alır almaz hemen aynı gözüpeklikle yeniden işe koyulacaktır. KOLAYCA ANLAŞILABİLİR BİR DİL Yukarıda aktardıklarımızın dışında kitap, Marx ve Keynes’e yönelik çok daha detaylı teorik tartışmayı kapsıyor. Ama oldukça anlaşılır ve sade bir dille... Çünkü kitap işçiler ve geniş emekçi kitleler tarafından anlaşılabilme kaygısıyla yazılmış. Kitap İngiliz İşçi Partisi’nde, o dönem egemen olan Keynesyen eğilimlere karşı Marksist bir savunma ve hesaplaşma içinde... Politik tercihler sorgulanıyor, reformist yaklaşımlar mahkum ediliyor ama kuru bir ajitasyonun ötesinde oldukça sağlam bir iktisadi, teorik bir sunumla gerçekleştiriliyor tüm bunlar. Önce sendikacılar ve işçiler okumalı. “Ücretler yükselirse maliyetler artar, ihracat düşer, enflasyon olur” tezine destek veren sendikacılar... Gazetelere “Patronuma destek sağlayın, biz de kazanalım” ilanı veren sendika temsilcileri... “Pazara çık” kampanyasına destek veren sendikal diyalogcular... Elbette ki işçiler okumalı; krizi ve kapitalizmi anlamak isteyen işçiler. Hatta, “krizi, azalan kâr oranları” teziyle açıklayan Marksist iktisatçılar da okumalı. Neden mi? Cevabı kitapta: “Ekonomik canlanma ekonomik bunalıma dönüştüğünde görülen kâr oranlarındaki düşüş, ki bu yatırım teşvikini öldürür. Bu, Marx’ın uzun vadeli kâr oranlarının düşme eğilimini açıklamak için analiz ettiği kâr oranlarındaki düşüşten tamamen farklıdır. Uzun vadeli eğilimin önemi, işleyişini incelediğimiz kapitalist üretim tarzındaki çelişkilerin neden ve nasıl yoğunlaştığını görmemizden gelir: O, bize krizin nedenini göstermez, ama kapitalist gelişimin uzun vadede izleyeceği yolu ve gelişme döneminden başlayıp genel bunalım dönemine kadar gelen kapitalist toplumun genel yasasını açıklığa kavuşturur.” Kriz karşısında yeniden Keynes’e sarılan iktisatçılar, politikacılar... Üçüncü yolcular... Akademisyenler... Hepsi okumalı. Çünkü kitap; krize, üçüncü yola, Sosyal Avrupa Birliği savunuculuğu’na vb. tartışmalara dair altyapı oluşturabilecek nitelikte. ? konomi denince akla gelen ilk isimlerden biri John M. Keynes, politik ekonomi deyince ise tartışmasız Marx... Bu iki ünlü, küresel ekonomik bunalımla birlikte yeniden sıkça anılır oldu. Oysa düne kadar her ikisi de egemen iktisat ideolojisinin gölgesinde unutulmaya terk edilmişti. Keynes, sosyal devlet anlayışının hızla tasfiye edildiği, özelleştirmelerin yaygınlaştığı bir dönemde kapitalizmin döKeynes’e Karşı Marx/ John Eaton/ nemsel dinamiklerine uymadığı gerekÇeviren: Tonguç Ok/ Evrensel Basım çesiyle gündem dışındaydı. “Keynesyen Yayın/ 136 s. . politikalara ihtiyaç var” önerisini getiren biri, müdahaleci ekonominin gereğini anlatmak için bu ifadeyi kullandı. Öyleyse serbest piyasanın kutsandığı, neoliberalizm çağında Keynes’e ne gerek vardı! Marx ise kapitalizmin küresel egemenliğini ilan ettiği bir dönemde tezleri geçerliliğini yitirmiş biri muamelesi görüyordu. John Eaton’ın deyimiyle “Keynes, burjuva teoriyi yıkmaya değil, enkaz altından onun işe yarar parçalarını kurtarmaya geldi.” Marx ise kaKarl Marx John M. Keynes pitalizmi tamir etEkonomi denince akla gelen ilk isimlerden biri John M. Keynes, politik ekonomi deyince ise tartışmasız Karl Marx... Bu iki ünlü, küresel ekonomik bunalımmeyi değil tümla birlikte yeniden sıkça anılır oldu. Oysa düne kadar her ikisi de egemen iktisat ideolojisinin gölgesinde unutulmaya terk edilmişti. “Keynes’e Karşı Marx” den yıkmayı öne adlı kitap, Marx ve Keynes’e yönelik çok daha detaylı teorik tartışmayı kapsıyor. Ama oldukça anlaşılır ve sade bir dille... Çünkü kitap işçiler ve geniş riyordu. emekçi kitleler tarafından anlaşılabilme kaygısıyla yazılmış. E SAYFA 18 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1033
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear