Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Türkçe Günlükleri 12 Ekim Pazar asan Fehmi Nemli’nin H söz konusu ettiği sözcüklerden kimilerine daha önce bu sayfalarda değinilmişti. Zarar yok, yeniden anımsatalım. Dilimizi nasıl hor kullandığımız, nelere özenip ne yanlışlar yaptığımız bir kez daha gözler önüne serilsin. Katgüt veya katküt; yani ameliyat ipliği: İngilizce “Cat gut” (kedi barsağı) sözcüklerinin Fransızca okunuşu. Balyemez topu: Topu döken Ballamezza (ya da Bayemus, Balliezmez, Ballomeso…) adındaki Macar veya İtalyan ustanın adıyla dalga geçilirken yerleşip kalan ad. (“Asel nemihored” diye Farsçası bile yapılmış. F. H.) Galibarda: İtalyan General Garibaldi’nin ve askerlerinin pelerininin parlak kırmızı rengi. Dilimiz Garibaldi’ye dönmeyince sözcük “galibarda” olmuş. Yüznumara: Fransızca “San numero” şeklinde telaffuz edilen sözcükler iki türlü yazılır: a) Cent numéro: Yüz numara, b) Sans numéro: Numarasız. Yazılışını görmeden sadece kulaktan Fransızca öğrenen Türklerden bir kısmı ilk yazılışı esas alıp ayakyoluna “yüz numara” derken ikinciler numarasız diye anlayıp “00 yani sıfır sıfır”ı icat etmişler. (“Numarasız” demeye çalışırken “yüznumara” demiş olmalılar. F. H.) brahim Yıl13 Ekim Pazartesi maz’ın bir sorusunu yanıtlamayı ertelemiştim. Frankfurt’a gitmeden önce o eksiğimi de tamamlamalıyım: “’Ora nere?’ şeklinde bir soru sorabildiğimiz gibi ‘Orası neresi?’ olarak da sorabiliyoruz. İkinci cümledeki –i’nin işlevini öğrenmek istiyorum. Bana eksiltili bir tamlama gibi geldi, ‘Okulun bahçeSİ’, yerine ‘bahçeSİ’ ya da ‘herhangi biriSi’ yerine kısaca ‘biriSİ’ gibi. Aslında son örnek de ayrı bir soru sormamızı gerektiriyor. ‘Herhangi biri’ ifademizde yeterli oluyorken neden ‘herhangi birisi‘ni de kullanma ihtiyacı FEYZA HEPÇİLİNGİRLER şiir, roman, deneme kitapları: Ümit Yaşar Oğuzcan’dan iki ciltlik “Taşlamalar ve Hicivler”, Engin Aktel’den ve Neşe Cehiz’den iki roman: “Son Eylül” ile “Çukurda“, Nurarıklı’dan bir öykü kitabı: “Nâmurat”, İshak Reyna’nın denemeleri: “Ha Hayat Ha Edebiyat”, Vedat Türkali’den tek kitap olarak basılmış bir anı ve bir roman: “Komünist” ile “Tek Kişilik Ölüm”. Seçeneğim çok; ama seçim yapmam yine de zor. ortaya çıkmıştır? Buradaki ikinci –i’nin fonksiyonunu tam olarak açıklayabilirseniz çok sevinirim.” Bu konuya ilişkin bir soru, yıllar önce, ÖSS’de “tamlayanı düşmüş ad tamlaması” diye sorulmuştu. Oysa tamlayan düşmüşse ortada ad tamlaması kalmaz. “Okulun bahçesi” belirtili ad tamlamasıdır; ama yalnız “bahçesi”, bahçenin söylenmeyen bir kavramla aitlik, sahiplik ilişkisi içinde olduğunu bildirir. İbrahim Yılmaz’ın sorduğu, (yalnız “i” değil, “sı, si”) aitlik, sahiplik ilişkisi kuran bu ek: üçüncü kişi iyelik eki. “Ora nere” biçiminde bir soru sorabiliriz elbette. Sormuyorsak bu söyleyişi pek köylü işi bulduğumuzdan olmalı. Banu Alkan’ın “Neremi neremi?” diye bir şarkısı vardı hani. O zamanlar bu sözcüğü “Nere mi?” diye yazan yazarlara bile rastlamıştık. Oradaki “(benim) neremi” anlamında birinci kişi iyelik ekiydi; “neresi” dendiğinde gelen ek de üçüncü kişi iyelik eki. “Herhangi biri” demek yeterliyken “herhangi birisi” demek bir gereksinmeden kaynaklanmıyor bence; üstelik yanlış. Böyle dediğimizde üst üste iki iyelik eki getirmiş oluyoruz. Biri işimizi gördüğüne göre, ikincisi gereksiz. 15 Ekim Çarşamba rankfurt Kitap Fuarı… F Özlenen ve bek Yİne 13 Ekim Pazartesi olda okumak için yaY nıma hangi ki İ tapları alsam? Elime son ulaşan kitaplara bakıyorum: A. Kadir Paksoy’un kitapları: “Ulus Devlet ve Tarih Eğitimi” (Öğretmen Dünyası), “İnsana İnan” (Tan Edebiyat) , “Ankara Aydınlığı (Tan Edebiyat); Mehmet Tanju Akerman’dan “İstanbul ve Değişim” (Elçi Yayınları), Kaya Can’dan “Fransız Yazını Ortaçağ ve Rönesans”; iki şiir kitabı: Karabük Kültür ve Sanat Derneği, Tay Dergisi Yayınları’ndan İbrahim Yıldız’ın “İbrahim’e Gelince” ve Mühür Kitaplığı’ndan Naci Bahtiyar’ın “Akdeniz Kederim”; Babil Yayınları’ndan iki sözlük: A. Nevzad Odyakmaz’ın “Güncel Sözlük”ü ve Necla Odyakmaz Acar’la birlikte hazırladığı “İletişim Sözlüğü”; Nevzad Sudi’den bir roman: “Delik” (Babil Yayınları) ve Everest Yayınlarından lenen günler… Türkiye, fuarın onur konuğu… Türkiye’den gelenlerin gereksinimleri düşünülmüş, her şey hazırlanmış; ama o hazırlıklar, konukların eline zamanında ulaştırılamadığı için otele girişten başlayarak pek çok karışıklık yaşandı. Açılış çok kalabalıktı ve ne yazık ki tam bir karmaşaydı. Davetiyeleri ellerine geçmediği için Türkiyeli yazarların bir bölümü salona giremedi. Girenler epey uzun bir kuyrukta bekletildikten sonra içeri geçebildi. Almanya’nın cumhurbaşkanı törene katılmadığı halde bizim cumhurbaşkanlığı düzeyinde temsil edilmemiz (bence) biraz anlamsız kaçtı. Alman yetkililerin konuşmaları, genellikle iyiydi. Genellikle; çünkü Frankfurt belediye başkanı Türk edebiyatı hakkında pek bir şey bilmiyor olmalı ki bu edebiyatın Arap ve İran edebiyatlarından geldiği ya da onların toplamı olduğu yolunda bir şeyler söyledi. Orhan Pamuk, baskılardan, yasaklardan yakındı. İçten bir konuşmaydı. Abdullah Gül’ün konuşması ise çok dağınıktı. Metni kim hazırlamışsa pek aceleye getirmiş. Anadolu’daki geçmiş uygarlıkların “tortuları” üzerinde olduğumuz yolundaki saptama, “tortu” sözcüğünden dolayı irkilticiydi. Orhan Pamuk’un dile getirdiği, baskı ve yasaklar konusuna doyurucu bir yanıt çıkmadı bu konuşmadan. Bunun yerine, Türkiye’de bir Alman üniversitesi açmak isteyen Alman yetkililere, tek eksiğimiz Almanca öğretim yapan üniversitenin olmamasıymış gibi, bu konuda geç bile kalındığını, bir değil, hatta birkaç Alman üniversitesi açmaları yolunda davet çıktı. Gönül isterdi ki Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı Almanları üniversite açmak için Türkiye’ye çağırmak yerine, üç milyon dolayında Türkiye kökenli insanın yaşadığı Almanya’da bir Türk üniversitesi açmanın olanaklarını araştırsın; kapıları bunun için zorlasın. ? www.feyzahepcilingirler.com / feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız / İst. B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şair ve yazarın adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse yazarın Cunda Öyküleri adlı yapıtından bir alıntı ortaya çıkacaktır. 1 I 2 E 3 B 4 L 5 F 6 F 7 B 8 J 9 E 10 C 11 I 12 H 13 D 14 C 15 C 16 J 17 F 18 L 19 A Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 45 70 12 57 20 D 21 J 22 G 23 B 24 G 25 A 26 G 27 G 28 D 29 G I. Eski Yunan’da, Dionysos şenliklerinde icra edilen koral od türü. 30 G 31 C 32 A 33 A 34 D 35 F 36 K 37 G 38 B 39 E 11 1 41 77 73 56 40 A 41 I 42 A 43 B 44 G 45 H 46 K 47 K 48 E 49 J J. Faslı yazar Tahar Ben Jelloun’un Kör Melek adlı romanını konusu. 50 B 51 B 52 C 53 A 54 K 55 F 56 I 57 H 58 A 59 G 21 67 16 49 8 H 60 B 61 B 62 B 63 A 64 A 65 A 66 E 67 J 68 L 69 A 70 K. Herhangi gizli bir şeyi, açığa çıkarma, yayma. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Duygu Asena’nın bir romanı. 71 G 72 C 73 I 74 G 75 G 76 G 77 I 78 A 46 54 47 36 42 53 64 63 58 78 32 F. Kafkasya’da yaşayan bir halk. L. “Cebrail ...” (Fransız Jean d’Ormesson’un bir romanıyalnız sessiz harflerinini yazacaksınız). 10 31 14 52 15 44 72 25 33 65 40 19 69 D. “Bir sırrı sürüklüyor terlikler pıtır pıtır / ... sefalarında” (N.F. Kısakürek). 5 35 55 6 17 G. Aylak Adam romanının yazarı. 18 68 4 B. “Benim sadık yarim kara topraktır” diyen halk ozanı. 976. sayının çözümü: A. BORGES VE 13 20 28 34 61 62 38 60 7 43 3 23 51 50 E. Cilo Dağları’nın en yüksek tepesi. 74 29 71 22 26 C. “Antikacı ...” (Charles Dickens’in bir romanı). 76 24 59 37 30 27 75 H. Taya. 9 48 66 39 2 BEN, B. ORTA DİREK, C. ŞİST, D. LEVİ, E.ULYSSES, F. Ğ, G. AZIK, H. İHTİRAS, I. NÜKHET, J. EVİ, K. NUTUK, L. AHDİ, M. YAKUP, N. EROS, O. TEZHİP. Şiir: “Herkes bozuk saat gibi kendini / taşıyor kesik bileğinde / tül ve siyah, ruh ve süret ve tuz. Artsshop” CUMHURİYET KİTAP SAYI 977 SAYFA 47