22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Vitrindekiler Bir Osmanlı Aydınının Londra Seyahatnamesi/ Hazırlayan: Erkan Serçe/ İstiklal Kitabevi/ 138 s. “Bir Osmanlı Aydınının Londra Seyahatnamesi”, 1851’de Londra’da düzenlenen Büyük Sergi’yi gezmek ve izlenimlerini, o dönemde İstanbul’da yayınlanan Ceridei Havadis gazetesine bildirmek amacıyla Londra’ya gönderilen bir Osmanlı aydınının, İstanbul’a döndükten sonra “Seyahatnamei Londra” adıyla yayımladığı kitabının bugünün Türkçesiyle yeniden basımı. Henüz İstanbul’da telgraf ve demiryolunun tam olarak bilinmediği bir dönemde Londra’ya giden aydın, sanayi toplumunun bayrağını taşıyan bu kentte gördüklerini yer yer hayret, yer yer imrenme, yer yer de alay ve eleştiri dolu bir dille kaleme almış. Serserilik ve çocuklar, İngiliz kızlarının serbestliği ve fahişeler, Hacı Baba, Sirk ve zorbazlar, Düello, Cambazhane, Pire sirki, Tımarhaneler, Uşaklar gibi çok sayıda başlıktan oluşan “Londra Seyahatnamesi”; on dokuzuncu yüzyıl İngiliz toplumunu, Osmanlı’nın Batı’ya bakışını ve bu iki toplum arasındaki farklılıkları anlatan bir yapıt. Ayrıca kitabın sonunda, Namık Kemal’in 1872’de kaleme aldığı “Londra Seyahatnamesi “adlı yazısı da yer alıyor. Sesler Kitabı/ Aydın Şimşek/ Kanguru Yayınları/ 80 s. “Zamanın elleri değiyor iç (deniz)imize./ Aşk ve özgürlük sınıyor kendini insan suretinde./ Biz orada bir ses bulup, durmadan yanıltıyoruz kalbimizi./ Zavallı anlamlar kalıyor dudaklarımızda.../ Aşk derin bir şeydir, insan sığ.” Bu kitapta Aydın Şimşek’in yeni şiirleri yer alıyor. Orbit/ John J. Nance/ Çeviren: Ruken Kaya/ İnkılap Yayınları/ 398 s. Yıl 2009. Kip Dawson, Amerikan Uzay Maceraları şirketinin tanıtım uçuşlarından birine bir koltuk kazanır. Hayatı boyunca hayalini kurduğu şey artık gerçeğe dönüşecektir. Kalkış günü karısının ve kızlarının korkularını gidermeye çalışır, hatta kendisine yabancılaşmış olan oğlunu bile arar. Ancak çabaları hiçbir sonuç vermez. Sonunda döndüğü zaman ilişkilerini iyileştirmeye yemin ederek yola çıkar. Başarılı bir kalkıştan sonra, ufacık bir meteor uzay mekiğinin gövdesinden içeri girerek astronotun ölümüne ve tüm telsiz bağlantılarının kopmasına yol açar. Kip için hayatının macerası bir kaosa dönüşür: Uzayda yapayalnızdır ve mekiği Dünya’ya geri götürmek için yapabileceği hiçbir şey yoktur. Ölümü beklemekten başka çaresi kalmamıştır. Araçta bulduğu dizüstü bilgisayara yaşamını, pişmanlıklarını, duygularını, evliliğini, çocuklarını hatta cinsel deneyimlerini bile yazmaya başlar. Nasılsa yazdıklarını, kendisi ve hakkında yazdığı kişiler ölene kadar hiç kimse CUMHURİYET KİTAP SAYI 913 Zerrişte’dir. Babasının ve Zerrişte’nin hikâyesinin peşine düştüğünde, kendi hayatının da hikâyesini yazacaktır Yosun; kendi hikâyesi ise Türkiye’nin geçmişinde hâlâ kanayan büyük bir yaradır: 12 Eylül ve ‘içerisi’. Şeytanın Gölgesi/ David Hewson/ Çeviren: Aslı Sena Özarpacı/ Altın Bilek Yayınları/ 580 s. Genç bir İngiliz olan Daniel Forster, yaz için bulunduğu bir işte çalışmak için Venice kentine gelir. Şehir, o büyülü mimarisi ve görünen kasvetinin çok ötesinde bir sırra ve karanlık perdelerle örülü duvarlara sahiptir. Eski el yazmalarından oluşan bir kütüphaneyi kayda geçirip derlemekle uğraşmaya başladığı sırada, eski ve kayıp bir bestenin kayıtlarını buluverir Daniel. Bu buluş, onu aldatmalarla örülü bir oyunun içine başrol oyuncusu olarak çeker... İnsanlar Neden Saçma Şeylere İnanır/ Micheal Shermer/ Çev.: Zeynep Reyhan Koç/ Altın Bilek Yayınları/ 616 s. Neden insanların çoğu zihin okuma, geçmiş hayattaki deneyimlerle ilgili terapiler, dünya dışı yaratıklar tarafından kaçırılma ve hayaletler gibi şeylere inanmakta? Bilimsel yaradılışçılığın yükselişine önayak olan ve Yahudi soykırımının asla gerçekleşmediği inancını körükleyen şey nedir? Neden sözde bilimsel aydınlanmanın gerçekleştiği bu çağda, bu tarz hurafelerden her zamankinden daha fazla etkileniyormuş gibi görünüyoruz? Michael Shermer, bu sıra dışı iddiaları çürütüp bütün insanların bu fenomenleri, komplo teorilerini ve ortalıkta gezinen kültlerin meydana çıkış nedenlerini keşfetmeye çalışıyor. Tutkunun Elindeki Sır/ Enver Yorulmaz/ Kendi Yayını/ 222 s. “Yazarlığa başladığım 1960’lardan bu yana, henüz on iki yaşındayken kaleme aldığım gerçek yaşam öykülerini, önce babası Köy Enstitüsü kökenli eğitmen olan bir arkadaşıma okutup eleştirilerini alır ve ondan sonra da yöresel gazetelerimize yayına verirdim. Bugüne dek okurların eleştiri ve görüşleri elbette ki bizler için hep ön planda yer aldı.” Bu kitapta, Enver Yorulmaz’ın öyküleri yer alıyor. (Yazışma Adresi: P.K. 1102 UlusAnkara / enveryorulmaz@mynet.com) Türkiye ve Savaş/ Vladimir Jabotinsky/ Çeviren: Zehra Tapunç/ Gerekli Kitap/ 264 s. “Canlı bir vücudu parçalamak konusunda ısrar etmek üzücü bir görevdir. Özellikle ölüme mahkum olan bu insanı tanıyan yazar için üzücü durumdur. Eğer insanları iyi ya da kötü olmak üzere iki gruba ayırmak gerekirse, Türkler kesinlikle ilk gruba girer. Türkler genellikle dürüst, alçakgö okuyamayacaktır. Ancak Kip’in Avustralyalı küçük bir bilgisayar korsanının neler yapabileceğine dair hiçbir fikri yoktur. Yazdığı her satır dünyadaki milyonlarca insan tarafından büyük bir dikkatle takip edilmektedir ve onu mahsur kaldığı yerden kurtarmak için ülkeler arası büyük bir girişim oluşmaktadır... 17 Ağustos 1999, 03:02/ Çağdaş Koç/ Siyah Beyaz Kitap/ 160 s. “Her insanın hayatında anlar vardır, bazen büyük mutlulukların bazen de mutsuzlukların başlangıcıdır. Bunları yaşarken verilen mücadelenin büyüklüğü ancak daha sonra anlaşılır, hatta pek çok kez inanılası gözükmez. (...) Genç kardeşimiz Çağdaş’ın yakın zamanı kapsayan yaşanmış farklı olayları bir potada ilişkilendirerek sunuşu, eserin elden bırakılmadan okunmasını sağlıyor. 1967 yılında Adapazarı’nda depremi yaşayan ve 1999 depreminde altı yakınını Gölcük’te kaybetmenin acı ve korkusunu yaşayan birisi olarak belirtmek istiyorum ki, Çağdaş’ın büyük bir sorumluluk içerisinde İstanbul’da 1999’daki gibi bir depremin açacağı yaraya dikkat çekmesinin yanı sıra, ilgililerin ilgisizliği hâlâ devam ediyor. Her şeye rağmen hayatın devam ettiği, geçmişin bir ‘deneyimler denizi’ olarak geleceğin planlanmasına yardımcı olduğu dünyamızda iyi ki susmamışsın, iyi ki gönlüm razı olmamış sevgili Çağdaş Koç.” diyor Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk kitap için yazdığı ‘Önsöz’de... Çocuğuma Dokunma/ Tülay Acar/ Birharf Yayınları/ 224 s. “Eğer ebeveynler çocuklarını sık sık karşılarına alır ve onların gözlerinin içine sevgiyle bakarak, tatlı bir dille hayatın gerçeklerini ve tehlikelerini anlatırsa, çocuk kendisini koruyacak en değerli bilgi donanımını kolayca kazanmış olur. Peki anne babalar nasıl bilgilenip eğitilecekler? İşte elinizdeki kitap bu ihtiyacı karşılıyor. Genç meslektaşım Tülay Acar’ın titiz bir çalışmayla hazırladığı yapıt, özellikle çocuk pornosu konusunda toplumumuzda eksikliği hissedilen uyarıcı bilgilerle dopdolu. Anne babaların ve eğitimcilerin mutlaka okumaları gereken ‘Çocuğuma Dokunma Sanal Tuzak Operasyonları’ adlı değerli ürünü okurlarına sunduğu için Tülay Acar’ı içtenlikle kutluyorum” diyor Uğur Dündar. Onuncu Sigara/ İsmet Kür/ Everest Yayınları/ 202 s. Yosun, anne ve babasının mutsuzluğunun tanığı olarak büyürken, kendi içinde açılan büyük boşluğu nasıl kapatacağını bilemez. Onun çok sevdiği ve kendisini sevdiğine inandığı kişi, bir zamanlar babasının da çok sevdiği o güzel, her zaman alımlı ve çekici kadın ? SAYFA 27
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear