05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Vitrindekiler Sevgiliye Mektuplar/ Ali Sirmen/ Cumhuriyet Kitapları/ 262 s. “Sevgiliye Mektuplar”, Ali Sirmen’in günlük siyaset dışında yaşam, sevgi, ölüm, insan ilişkileri, tanıdığı kişilerle ilgili anılarını, toplumsal çarpıklıkları içeren konularda son 12 yılda kaleme aldığı yazılar arasından derlenmiş. Behice Boran/ Gökhan Atılgan/ Yordam Kitap/ 560 s. Bu kitap, yirminci yüzyıl Türkiye’sinin önemli Marksist aydınlarından birisi olan Behice Boran’ın siyasal ve entelektüel portresini çiziyor. Behice Boran, sosyalist harekette, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal örgütlenme biçimlerini bilimsel yöntemlerle inceleyen ve böylece Türkiye’ye özgü sosyalizm yönteminin ortaya çıkarılmasına katkıda bulunan bir öğretim üyesi olarak yer almak istemişti. Fakat siyasal bir kararla üniversiteden koparılınca aktif siyaset alanına girdi. Siyasal ve toplumsal çözümlemelerinde tarihsel materyalist yöntemi yetkin bir şekilde kullanmasıyla dikkat çekti. Onunki, ülkesinin kendine özgülüklerini kavramak ile bunları tarihin maddeci yasalarının dilinde tartışmak arasındaki gerilimin azabını yüklenen, neredeyse yarım yüzyıl boyunca sosyalist mücadelenin çilelerine dirençle göğüs geren bir aydının hikâyesiydi. Türkiye Ağaçları ve Çalıları/ Necati Güvenç Namıkoğlu/ NTV Yayınları/ 728 s. Bu kitap, Türkiye’nin ağaçlarını tanıtmak, sevdirmek, korunmasına ve çoğaltılmasına yardımcı olmak amacıyla hazırlamış. Bir ansiklopedi hacmi ve kapsamındaki kitapta ağaç ve çalı türüne yer veriliyor. Ağaçlarla ilgili bilgiler 2 bin fotoğrafla destekleniyor. Bu fotoğraflarda, her ağacın gövdesi, yaprağı, çiçeği ve meyvesi ayrıntılı olarak gösteriliyor. Böylece okurun her bir ağacı rahatça tanıyabilmesi hedefleniyor. Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine/ Schopenhauer/ Çev.: Ahmet Aydoğan/ Say Yayınları/ 144 s. “Akıllı adam her şeyden evvel ıstıraptan ve tacizden [harici sıkıntıdan] azâde olmak için çabalayacak, sessizliği ve boş vakti, dolayısıyla mümkün olan en az sayıda beklenmedik ve tehlikeli karşılaşma ile birlikte sakin, mütevazı bir hayatı arayacaktır; ve böylelikle sözüm ona hemcinsleriyle çok az bir ortak tecrübeyi paylaştıktan sonra, münzeviyane bir hayatı tercih edecektir, hatta eğer büyük bir SAYFA 26 ruha sahipse büsbütün yalnızlığı seçecektir. Çünkü bir insan ne kadar kendi kendisine yeterse, başka insanlara o denli daha az gereksinim duyacaktır haddizatında başka insanlar da ona o kadar az tahammül edebilecektir. Yüksek bir zihin düzeyinin bir insanı toplum dışına itebilmesinin nedeni budur. Doğrudur, eğer zihnin niteliği nicelikle telafi edilebilseydi, bu insanların büyük dünyasında bile yaşama zahmetine değerdi; fakat şükür ki yüz tane ahmak bir araya gelse bir tane akıllı adam etmez.” Bu kitapta Schopenhauer’un okuma, yazma ve yaşam üzerine görüşleri yer alıyor. Türkiye Yaşadığımız Cennet/ NTV Yayınları/ 278 s. İzzet Keribar, Ali İhsan Gökçen, Aykut İnce, Bünyad Dinç, Cüneyt Oğuztüzün, Erdem Yavaşça, Fatih Pınar, Gökhan Tan, Hakan Öge, Mehmet Gülbiz, Recep Dönmez, Turgut Tarhan ve Saner Gülsöken olmak üzere 13 fotoğrafçının karelerinden seçilen 134 fotoğraftan oluşan bu kitap, Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanmış. Demokrasi Teorileri ve Toplumsal Hareketler/ Mustafa Kemal Coşkun/ Dipnot Yayınları/ 190 s. Bu çalışma, liberal demokrasinin temsil sisteminin ve insanların siyasal katılımdan uzaklaşmalarının yarattığı krizlere birer yanıt olarak geliştirilen demokrasi teorilerinin çözümlemesini yapmaya çalışıyor. Bunun yanında, bu demokrasi teorilerinin her birinin kendilerini uygulayabilecekleri birer alan olarak gördükleri, yeni toplumsal hareketler işin içine giriyor. Zira bu hareketler, eski sınıf hareketlerinden farklı olarak, demokratik bir örgütlenmenin gerçekleşim alanları olarak tasvir ediliyor. Kitap, gerek demokrasi teorilerine gerekse yeni toplumsal hareketlere verilen anlamlara eleştirel bir yaklaşım getirmeye çalışıyor. Bu nedenle de sınıf hareketinin öneminin hâlâ devam ettiğini, ancak böyle bir hareket başarılı olacaksa proleter kamusal alanların yaratılmasının elzem olduğunu ileri sürüyor. Son Mektup/ André Gorz/ Çeviren: Amev Özgüner/ Ayrıntı Yayınları/ 62 s. “Yakında seksen iki yaşında olacaksın. Boyun altı santim kısaldı, olsa olsa kırk beş kilosun ve hâlâ güzel, çekici, arzu uyandırıcısın. Elli sekiz yıldır birlikte yaşıyoruz ve ben seni her zamankinden çok seviyorum.” Andre Gorz sevgilisi, hayat arkadaşı, hayatının anlamı Dorine’e yazdığı mektuba bu sözlerle başlar. Anlamını tümüyle kavramak için aşklarının hikâyesini yeniden kurması gerektiğini söylerken, bunun bir “vaat”, “ömür boyu sürecek bir sözleşme” olduğunun altını çizmeye özen gösterir. Heyecanları, mutlulukları ve sıkıntılarıyla elli sekiz yıl süren bir beraberliğin, birlikte varoluş mücadelesinin hikâyesini duygusal olduğu kadar da düşünsel bir platforma oturtmaktadır. Evliliği bir burjuva kurumu, aşkı da “iki kişinin en az toplumsal olan alanda bir araya gelmesi” olarak değerlendirirken, aşkın da bir dinamiği olduğu, değişken koşullara göre yönlendirilip uyarlanabileceği gerçeğini keşfeder Dorine’le birlikte... Hayatları boyunca yer yüzündeki haksızlıklar karşısında sessiz kalmayıp, mücadele etmeyi seçen Gorz ve Dorine, Dorine’in uzun yıllar süren acı verici, onulmaz hastalığının ardından radikal bir karar almak zorunda kalırlar: Kendi hayatlarına son verme haklarını kullanmak... Böylece, yaşamda olduğu gibi ölümde de ayrılmayacak, “diğerinin ölümünden sonra yaşamak” zorunda kalmayacaklardır... Sefiller Kervanı/ Tasos Avgerinos/ Çeviren: Rıza Özlütaş/ Evrensel Basım Yayın/ 128 s. Bir sabah Anadolu’da ve Yunanistan’da yaşayan bir grup insanın “mübadele edilmesine” karar verildi . Bunun nedeni Anadolu’daki savaşın iki yanda açtığı yaralara yeni yaraların eklenmemesiydi. Ama hesaplar tutmadı. Doğup büyüdükleri toprakları, ata mezarlarının bulunduğu, vatan belledikleri yerleri memleketi bırakıp öbür yana gidenler, ister Türkiye’den Yunanistan’a ister Yunanistan’dan Türkiye’ye mübadil olsunlar gittikleri yerde yadırgandılar. Dili ve dini aynı olmak oralarda kolay kök salmalarına yetmedi. Bu kez Anadolu’dan Yunanistan’a zorunlu olarak göç edenlerden Tasos Avgerinos göçün karşı yanını anlatıyor. Tarihsel Sosyoloji/ Derleyenler: Ferdan Ergut, Ayşen Uysal/ Dipnot Yayınları/ 374 s. Tarihsel Sosyoloji: Stratejiler, Sorunsallar, Paradigmalar, Tarih Vakfı’nın 2005 yılında TÜBİTAK desteğiyle gerçekleştirdiği uluslararası kongrenin bildirilerinden yola çıkarak yazılan makalelerden oluşuyor. Kitap, tarihsel sosyolojinin Fransa, ABD ve Türkiye’deki öncü figürlerini, daha genç araştırmacılar ile buluşturuyor. Prof. Dr. Mete Tunçay’a atfedilen kitaba katkıda bulunanların tümü, tarihsel sosyolojinin yöntemsel araçlarını, kavramlarını ve sorunsallarını temel alan yazarlar: Özneyapı sorunsalı, problem merkezli araştırma stratejisi, patikaya bağımlılık, siyasal kertenin önemsenmesi... Tarihsel sosyolojinin uygulama alanlarını ortaya koyan derlemede, iki tema ağır basıyor: Devlettoplum ilişkiselliğinin değişik veçheleri ve toplumsal hareketler. Lizbon’a Gece Treni/ Pascal Mercier/ Çeviren: İlknur Özdemir/ Merkez Kitaplar/ 418 s. Antik diller öğretmeni Raimund Gregorius, dersin ortasında birden kalkıp sınıftan çıkar ve yaşadığı şehri, düzenli hayatını terk edip hakkında hiçbir şey bilmediği gizemli bir Portekizlinin, doktor ve yazar Amadeu Prado’nun izini sürmek üzere Lizbon’a doğru trenle yola çıkar. Tesadüfen eline geçen ve Prado’nun, hayat, aşk, yalnızlık, arkadaşlık, ölümlülük ve ölümle ilgili notlarının bulunduğu kitabın etkisinden çıkamayan Gregorius, dilini bilmediği, ilk kez gittiği bu yabancı ülkede ve bu olağanüstü yolculuğu sırasında Prado’nun hayatının değişik evrelerinde yer almış insanlarla bir araya gelip onun farklı söylencelerle dokunmuş hikâyesinin derinlerine iner. Bir yandan da kendi içsel yolculuğunu sürdüren ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 931
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear