Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B U L M A C A 1 F 2 I 3 H 4 D 5 D 6 I 7 İLKER MUMCUOĞLU F 8 E 9 E 10 C 11 E 12 D 13 F 14 B 15 I 16 B 17 F 18 I 19 E 20 B 21 E 22 D 23 B 24 F 25 D 26 B 27 B 28 A 29 D 30 D 31 D 32 G 33 B 34 D 35 H 36 A 37 A 38 C 39 H 40 A 41 G Feyza HEPÇİLİNGİRLER Türkçe Günlükleri diyen okurum Tarık Konal sözü ve olayı aktarmış: "Ünlü bir sporcu sakatlanmış. Oysa, takımının o hafta sonu çok önemli bir karşılaşması varmış. Oynayabilmesi için, kulübün doktorları, oyuncuyu iyileştirmeye çalışıyorlar. Buraya kadar anlaşılmaz bir şey yok. Bu olay kamuoyuna, ‘Doktorlar, sporcuyu maça yetiştirmeye çalışıyor.’ biçiminde anlatılıyor. Sanki, doktorlar bir taksi tutmuşlar, maça geç kalmış olan ünlü sporcuyu maça yetiştirmeye çalışıyorlarmış gibi..." Sözcük tasarrufu amacıyla böyle aktarmalar çok sık yapılıyor. "Maç için, maç gününe kadar" denmeye çalışılmış. Çok can yakıcı bir hata değil bence. ‘’İstanbul’da depreme karşı binaları güçlendirmekte ağırdan alan belediye kaldırım sezonunu açtı." tümcesinin "düşük" olduğunu söyleyen Yakup Almelek ise "‘Güçlendirmekte ağırdan alan’’ mı, ‘güçlendirmeyi ağırdan alan’ mı?" diye soruyor ve doğrusunun, "İstanbul’da depreme karşı binaları güçlendirmeyi ağırdan alan belediye kaldırım sezonunu açtı." olması gerektiğini söylüyor.Ağırdan almak, (bir işi) ağırdan almak olduğuna göre, doğru söylüyor; ancak o tümcede "depreme karşı" sözünün yeri yanlış. Kimi binalar deprem karşıtı olmuşlar gibi bir anlamın doğmasına yol açan "Depreme karşı binalar" sözcük öbeği sorun yaratıyor. Söylenmek istenen herhalde şudur: "İstanbul’da binaları depreme karşı güçlendirmeyi ağırdan alan…" Başka soruları da var Almelek’in; ama onlara teker teker yer vereceğim. 42 F 43 A 44 G 45 G 46 F 47 G 48 C 49 G 50 F 21 Haziran Çarşamba in dersi öğretmeni ilk dersinde öğD rencileriyle tanışmak istemiş. "Senin adın ne?" diye sorduğu öğrenci, "Fatih efendim." deyince, "Oku bakayım bana bir Fatiha Suresi." demiş. Çocuk okumuş sureyi. Sonra bir kız öğrenciye dönmüş öğretmen. Kızın adının Kevser olduğunu öğrenince ondan da Kevser Suresini okumasını istemiş. O sırada gözü, sıranın altına saklanmaya çalışan çocuğa takılmış. "Senin adın ne?" diye ona sormuş bu kez. "Yasin efendim." demiş çocuk. Başına geleceği anladığı için hemen arkasından eklemiş: "Ama arkadaşlar bana kısaca Tebareke derler." Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü Türkiye’de en çok kullanılan özel adları açıklamış. Erkeklerde Mehmet, kadınlarda Fatma başı çekiyormuş. Ben de not işlemlerini bitirince öğrencilerimin adlarının bir dökümünü yaptım. Erkeklerde Mehmet, benim listede de başta. Türkiye genelinde olduğu gibi, Mehmet’ten sonra Mustafa geliyor; ama üçüncü sıradaki erkek adı Ahmet, Ali, Hüseyin… değil, Onur. Üstelik % 2, 54 olan Mehmet’lere yakın bir oranda: % 2, 07. Çocuklara verilen adlar, toplumsal eğilimleri, o dönemdeki toplumsal psikolojiyi, özlemleri yansıtan önemli göstergelerden sayılmalı. Öğrencilerimin ortalama 20 yaşlarında olduğu hesabıyla 20 yıl öncesinde (demek ki az öncesi ve az sonrasıyla 1986) "onur", çocuklara ad olarak konacak kadar özlenen, ulaşılmak istenen bir erdem anlamı taşıyormuş. 35 yıldır öğretmenlik yapan biri olarak çeşitli dönemlerde hangi adların öne çıktığını anımsamak, adların toplumsal duyarlılıkları gösterdiğine ilişkin yargımı güçlendiriyor. 12 Eylülden önce Devrim, Eylem, Barış, Özgür adları konurdu çocuklara. Şimdi otuzlu yaşlarına yaklaşmış olmalı onlar ve kendi çocuklarına hangi adları koyuyorlardır? Benim listede kızlarda en çok rastlanan ad, Türkiye genelindeki gibi Fatma değil, son yılların moda adlarından biri: Merve. Mustafa Can, Ahmet Can gibi sonuna Can eklenmişlerle Aslınur, Esranur gibi Nur’la birleştirilenlerin yanı sıra, en çok Furkan, Büşra, Talha, Sümeyye gibi İslami adlar konuyor çocuklara şu günlerde. Bir de Ada var. Pek ileri görüşlülerimiz AB’ye girdiğimizde Avrupalılar söylemekte zorluk çekmesinler diye bu adı fazlasıyla yeğlemekteler. Baran, Havin, Berivan gibi Kürtçe adlar bir ara moda olduysa da bunda Kürtlere duyulan ani sevgiden çok, televizyon dizilerinin etkisi ağır basmıştı. Zaten televizyonun özendiriciliği her zaman vardır. Siyah beyaz televizyonlarla tanışmanın heyecanı içinde olduğumuz yıllarda çocuklara yabancı dizilerdeki adların verildiğini bile duyduk, okuduk hep. Dallas dizisindeki ünlü Ceyar’ın (JR) oğlunun adını taşıyan Janras ile Tatlı Cadı dizisindeki cadının adını taşıyan Sementa, çoluğa çocuğa karışmıştır şimdi. Televizyonun etkisinin günümüzde de sürdüğü dikkate alınırsa önümüzdeki yıllarda moda olacak kız adlarını söylemek için bilici olmaya gerek yok. Gümüş’lerle, Mavi’ler büyümeye başlamıştır bile. 51 E 52 E 53 C 54 E 55 E 56 F 57 A 58 G 59 H 60 H 61 E 62 63 H 64 E 65 F 66 I 67 I 68 F 69 C 70 I 71 A A 72 73 F 74 H 75 F 76 I 77 C 78 F 79 H 80 E E Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse aynı şairin dizeleri ortaya çıkacaktır. Dikkat: “B/20”, “A/62” ve “E/72” harfleri ipucu olarak yerlerine konulmuştur. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “Thomos Head ...” (yapıtlarında Nova Scotia’nın tarihini ve kültürünü gerçekçi bir biçimde aktaran İngiliz asıllı Kanadalı romancı). 57 37 36 71 43 28 40 B. Söylenmiş şiir. 23 16 27 26 33 14 C. “Tab’ımda bir kelal ki benzer ...te.” (Tevfik Fikret). 10 69 53 77 38 48 D. “Sürü” ve “Yol” adlı filmlerde de oynayan aktör. 22 29 30 31 25 4 5 34 12 24 Haziran Cumartesi lginç sorularını yanıtlamaya çalıştığım okurlarımdan biri de Romanya’dan Nicolae Florica. Geçenlerde "Romanyalı" anlamındaki sözcüğün Romen mi, Rumen mi olduğunu sordu. Türkçe okuduğu zaman Romen ve Romence olarak öğrenmiş; ama sonra, Romanya`da Türk okulları açıldığında oradaki kitaplarda Rumen ve Rumence biçimlerini görmüş ve öyle kullanmaya başlamış. Son yıllarda ise Türkiye`ye sık sık gidip gelen bir dostu, Romanya’daki Türklerin de Türkiye’den gelenlerin de hep Romen dediğine dikkatini çekince aklı iyice karışmış. Gerçekten karıştırılıyor bizde de. Doğrusu şöyle: Roman: Çingene Romen: Romalı Rumen: Romanyalı Mesut Ersönmez’in sorusu ise daha zor. Dünya Kupası haberlerinde "Almanlarla Polonyalıların maçı" denmesinden dolayı aklına takılmış. Birde cetvel yapmış. Almanya, İtalya, Romanya, Polonya: Alman, İtalyan, Romen, Polonyalı Bulgaristan, Macaristan, Yunanistan: Bulgar, Macar, Yunan "Ülke ve ulus adlarında nasıl bir kural var? Bu kural değiştirilebilir mi?" diyor ve ekliyor: "‘Yunanlı’ demek yanlış, ‘Yunan’ demek doğru diye biliyorum. Neden ‘Polon’ denmiyor? Bu konuda önerebileceğiniz bir yazı ya da kaynak var mı?" Romen demek de yanlış, doğrusu Rumen. Peki ötekiler?..? İ E. Peygamber Muhammet’in eşleri. 11 52 80 21 55 61 9 19 54 64 51 8 F. Henry Miller’ın bir yapıtı. 73 78 68 75 50 13 7 17 46 24 42 65 1 56 G. “Lolita” romanının yazarı. 49 41 47 32 44 58 45 H. Mütehassıslık, ihtisas. 39 59 35 60 63 74 79 3 I. “ I. ...” (587’de Ariusçuluktan vazgeçerek Katolik olan, Ariusçuların ve soyluların ayaklanmalarını bastıran, bir Vaskon istilasını püskürten Vizigotlar’ın kralı). 66 67 76 15 70 18 6 2 853. sayının çözümü: A. Kohen, B. Abbas Sayar, C. Nedid, D. Immanuel Kant, E. Necib, F. Kod, G. Ağabey, H. Yunus Koray, I. Nigari, J. Aziyade, K. Ğğğ, L. Irıpların. Metin: “yoksa tanrı’m, yoksa kaybolup gideceğim bu birbirine değmeyen hayatlar arasında, sızan kanın kaynağına doğru.” 23 Haziran Cuma bu yanlış anlatımın düzeltil"L ütfen, mesi için, gereğini yapar mısınız?" feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İstanbul CUMHURİYET KİTAP SAYI 855 SAYFA 31