28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

? şandı. Gene de onun yerini kimse dolduramıyor, kimse yazınımızı onun kadar yakından, onun kadar yankılı izleyemiyor." "Eleştirel bir yaklaşımı yoktur Ataç’ın, ‘Beğendim, beğenmedim,’ der. Ama eleştirinin en üst düzeyi de budur: ‘Beğendim, beğenmedim,’ diyebilmek; deyip de tutturmak." ELEŞTİRMENiN KENDİ SERÜVENİ Memet Fuat’ın "Gölgede Kalan Yıllar" kitabında, yetiştiği kültür çevresini tanıtan türlü açıklamaları yer alır. "Konuşmalar" kitabında da yaşamöyküsünü aydınlatan bilgiler vardır. Nâzım Hikmet’in cezaevinden Memet Fuat’a mektuplarını derleyen "Oğlum Canım Evladım Memedim" kitabı genç Memed Fuad’ın edebiyat dünyasında ilk adımlarına, onu besleyen yapıtlara, tanıklık eder. "Eleştiri Üstüne" kitabında eleştiri yazarlığına nasıl başladığını şöyle anlatıyor: "Ben eleştirmenliğe hazırlanmış, eleştirmen olabilmek için gereken eğitimi görmüş bir kimse değilim. Bambaşka bir sanat alanında çalışıyordum. Eleştirmenliği başıma Hüsamettin Bozok sardı. Gazetesine yazı bulamıyordu. ‘Sen bu işi beceriyorsun, Yeditepe’ye sık sık yaz,’ diye tutturdu. Ben de yazdım. Onun oyununa gelmeden önce, arada sırada eleştiri yazıları da karalayan tanınmamış bir sanatçıydım. Sonra göz açıp kapayıncaya kadar bir de baktım adım eleştirmene çıkmış." Kaleme aldığı tartışmalar, incelemeler, kitap eleştirileri birbirini izlerken eleştirinin gelişmesi, yeni yazarlar yetişmesi yolunda eleştirmen Memet Fuat dergici, yayıncı olarak da çaba gösterir. Çalışmalarını, öğrendiklerini apaydınlık biçimde anlatmak diye özetler: "Benim işim, her şeyden önce, anlamaya çalışmak, anlayabildiğimi okuyuculara iletmektir." Kavgacı, dayanışmacı, saplantılı meslektaşlarına benzemediği için dışlandığı da olmuştur: "Kavga eleştirisi yapmamam, arkadaş topluluklarına uzak durmam, sanatçılar karşısında bağımsızlığımı korumak istemem yüzünden, tam tersine, önyargılı eleştiri yapmakla, arkadaş toplulukları kurmakla, belli sanatçıları övmekle suçlandım." Gençlerle yakından ilgilenmiş, ancak onları etki altına almaktan hep uzak durmuş, kendi yollarını bulmaları için olanaklar hazırlamıştır: "Genç yazarlarla daha çok bir dergi yönetmeni olarak, yayımcı olarak ilişki kurdum. Yazdıklarını getirirler, değerlendirir, iyiyse yayımlardım. Konuşmalarımız olurdu, ama bu konuşmalarda yönlendirici konumuna düşmemeye özellikle önem verirdim; düşüncelerini de, sanat anlayışlarını da etkilemeye çalışmazdım. Sanatçıların kendi yollarını kendilerinin bulmaları gerektiğine inanırım." YALNIZ GERÇEĞİ VE HEP GERÇEĞİ SÖYLEMEK Başlıca ilkesi, düşüncelerini dosdoğru söylemektir. Hatır gönül gözetmez. Siyasanın dışında durur. Toplumsalcılıktan ödün vermez ancak salt kendi dünya görüşünü paylaşıyor diye kimseyi de hak etmediği biçimde yüceltmez. Kendisi gibi düşünmeyenlere söz hakkı tanır: "Toplumsalcı bir eleştirmen, kendini dostuna düşmanına kabul ettirmiş bir sanatçı olan Nâzım Hikmet’in şiirlerinde eksik yanlar, başarısızlıklar göCUMHURİYET KİTAP SAYI rüyorsa, bunu belirtmeyecek midir? Belirtirse değil, belirtmezse toplumsalcılığından kuşku duyulmalıdır." Ağırbaşlı, hattâ çekingendir. Güçlü bir mizah duygusunun sahibi olmasına karşın tartışma yazılarında alaycı değil, akılcı kimliği yansır. Kişilikler yerine düşünceler üzerinde durur: "Ben eleştirinin, hele tartışmanın yararına inanan bir insanım, ama yıllardır tartışma yaratacak her şeyden, eleştiriden bile kaçınarak genel sanat sorunları çerçevesinde kalmaya çalışıyorum. Çünkü gümüzün yazarları tartışmaktan hoşlanmıyor, hemen karşılarındakini küçültücü, aşağılayıcı sözler etmeye girişiyorlar." "Attilâ İlhan bir kavga eleştirmenidir. Karşısındakinin güzel yanlarını aramaz, görse de sakınmaz. Önemli olan kavgada üste çıkmaktır. Kavgada üste çıkmak için de her yol geçeridir. Ben, tam tersine, kafası kafama uymayanların da güzelliklerini görmeye çalışırım, ararım. Hiç unutamadığım ayaküstü bir konuşmamızda, eleştiri anlayışlarımızdaki ayrılığı tam bir açıklıkla özetleyivermişti: ‘Öyle eleştirmenlik olmaz.’ demişti gülerek, ‘çirkef atacaksın, ne kadar temizleseler, gene de izi kalır...’ " ELEŞTİRİMİZİN EKSİK YANI Eleştiriye emek verdiği yarım yüzyıl boyunca önemli gelişmeler gördüğünü dile getirmiştir. Yazılarında eleştiriye emek verenlerin çabalarını değerlendirir, adlarını hiç kıskançlık duymadan eksiksiz sıralar. Cemal Süreya’dan Özdemir İnce’ye doğru uzanan ozaneleştirmenler zincirinin edebiyatımıza katkısını uzun uzadıya konu edinir. Berna Moran, Mîna Urgan’dan Tahsin Yücel, Akşit Göktürk’e doğru gelişmiş üniversiteli eleştirmenlerin bilimsel eleştirilerini övgüyle anlatır. Ancak bunları yaparken meslektaşlarının eksiklerini, yetersizliklerini, yanlış davranışlarını sergilemekten geri durmaz, özeleştiriden de çekinmez: "Bizde eleştiri saygısı, ya da eleştiri sevgisi diye adlandırabileceğimiz bir duygu gelişmemiş daha. (...) Memleketimizde eleştiri saygısı ya da eleştiri sevgisi diye adlandırabileceğimiz bir duygunun gelişmesini istiyorsak: Her şeyden önce, 1. Yazılarımızda yüksekten konuşmamayı, sanatçılara büyüklük taslamamayı öğrenmeli; 2. Tartışmalarımızı karşımızdakileri alt etmek için değil, birlikte gerçekleri bulup çıkarmak için yapmamız gerektiğini unutmamalı; 3. Yargılarında yanılabilecek birer insan olduğumuzu bilmeli; 4. Dostlukların, düşmanlıkların etkisinden kurtulmayı, yergiden, övgüden kaçınmayı başlıca amaç edinmeliyiz." "Masanın başına oturup yazmaya başlarlar. İşleyecekleri konuda daha önce yazılmış yazıları gözden geçirmek, kitap karıştırmak gereğini duymazlar. Ellerinin altında bir şeyler varsa, onlara bakıverirler, gelişigüzel. Ben de öyle yapıyorum. Ataç yolu bu. Günlerin getirdiğiyle masanın başına oturup başlarsınız yazmaya." "Şiirden tat almayan, şiirin güzelliklerini sezemeyen ‘azgelişmiş’ beğenili eleştirmenler elinden çıkan sayfalar boyu ‘şiir incelemeleri’, hem okurları, hem da sanatçıları, kullanılan yöntemlerin yanlış olduğu sanısına itmiştir." Ya eleştirilen yazarların eleştiri karşısındaki tutumu? O da yazık ki daha kuşaklar boyu değişmeden sürecek bir yakınma konusudur: "Önceki kuşakların sanatçılarıyla son kuşak sanatçıları arasında, kendilerine yöneltilen eleştirileri değerlendirmek açısından olumlu bir gelişme bulunmadığı kanısındayım. (...) Yazdıklarınız övgüyse doğru, yergiyse, yanlış." Çok yanlı bir anlayıştır, farklı anlayışlara, farklı tutumlara açık bir beğenidir aradığı: "Bir zamanlar, örnekse, hem Yahya Kemal’i, hem Orhan Veli’yi sevdiğini söyleyenlere dudak bükerek bakılırdı. Sonra çağ değişti, bu kez hem Orhan Veli’yi, hem de kapalı şiiri sevdiğini söyleyenlere dudak bükülür oldu. Tek çeşit şiir sevilecek ille. Oysa bu yalnızca dışta gezinmenin, şairlere uzaktan bakmanın sonucu olan bir durum. (...) Şiir alanında yargılarına değer verilecek kişiler, modaların, esintilerin üstüne çıkabilen kişilerdir, bence. Yunus, Karacaoğlan, Fuzuli, Nedim, Haşim, Yahya Kemal, Cahit Sıtkı, Orhan Veli, Cemal Süreya gibi birbirinden çok uzak şairlerde şiir tadı bulabilen, iyi şiirin eskimeyen yanını çağlar boyunca izleyebilen kişiler..." YAPAMADIKLARI Edebiyat dünyamızın en çalışkan adamlarındandır. Alçakgönüllüdür. Yönettiği yayıneviyle, çıkardığı dergiyle kendisi gölgede kalırken umut bağladığı gençlerin, güven duyduğu sanatçıların önüne olanaklar açmıştır. Nâzım Hikme’tin yapıtlarını, mektuplarını düzenleyip yayına sunması ,kılı kırk yaran çevirileri özverili çalışmalarının verimli örneklerindendir. Ölümün eşiğindeki üç yılının ağır hastalık döneminin tanığı 1000 sayfayı bulan güncesi "Ölünceye Kadar", bu yazıda adları anılan yapıtlarına yansımış edebiyat ve insan sevgisini, çalışma gücünü, düşünce berraklığını taçlandırır. Memet Fuat’ın verimli çalışmalarının yanında gerçekleşememiş özlemleri de yok değildir: "Büyük bir kitap hazırlayacaktım: Eleştiri tarihi. Sonra gene bu kitaba bağlı üç tane küçük kitap: Eski Yunandan bu yana seçme eleştiri yazıları. Ama, ne yazık ki, bu kitaplar çok az, hem de çok geç satılıyormuş. Olmadı." "Kitap boyu incelemeler, denemeler edebiyatımıza çok yararlı olabilir sanıyorum. (...) Beni üzen, düşündüren eleştiri çalışmalarımızın kısa deneme yazıları çerçevesi içinde kalması, bu çerçeveye sığamayan, inceleme, uzun deneme yazıları yazmak isteyen genç eleştirmenlerin kendilerine alan bulamaması." "Kitap biçiminde en az 160 sayfalık, üç ayda bir yayınlanan (yani aceleye gelmeyen) dergiler çıkarılmadıkça, memleketimizde ne tam anlamıyla eleştiri olur, ne de doğru dürüst bir düşünce yaşamı!" " ‘Yeni Dergi’yi çıkartırken ‘Eleştiri ve çeviri seminerleri’ düzenlemek istemiş, hazırlıklarını da yapmıştım. Ama katılmak isteyen pek çıkmadıydı. Eleştiri için yalnızca 7 kişi, çeviri için de 4 kişi başvurmuştu. Oysa bu sayıların en az 12 olması gerekiyordu. (...) Batı’daki üniversiteler eleştirmenlere kitaplıklarını açıyor, incelemeleri, araştırmaları için burslar veriyor, yapıtlarının yayımlanmasını sağlıyorlar." GELECEĞE UMUT Geleceğe umutla bakmıştır. Öğretip düşündüren çalışmalarının yanı sıra genç kuşaklara destek olması, umut aşılamasıyla da örnektir: "Yıkıcı olmayan bir başkadırışı var genç kuşağın. Kaynaklara yönelme isteği iyice baskın. Felsefe kitapları, eleştiri kitapları okuyucusuz değil bugün. Temeller yeniden atılıyor." "Eleştiri dünyamızda bir yandan sanatçılar, işi içinden bilen kişiler olarak ağırlıklarını duyururken, bir yandan da üniversite çevrelerinden, yazınsal eleştiri alanına gelenlerin sayısı gittikçe artmakta." ? Eleştiri Günlüğü/ Memet Fuat/ Adam Yayınları/ 286 s. SAYFA 12 Memet Fuat Eleştiri/İnceleme, Deneme, Yayıncılık Ödülleri'nin ikincisi, sahiplerini buldu. Eleştiri/İnceleme dalında Mehmet Yaşın "Diller ve Kültürler Arası Bir Edebiyat İncelemesi, Kıbrıs Şiiri Antolojisi MÖ 9. MS 20 yy.", deneme dalında Güven Turan "Süregelen" adlı kitaplarıyla ödül kazandı. Memet Fuat Yayıncılık Ödülü'nün ise, edebiyat ve kültür alanında özenli, ilkeli tutumları doğrultusundaki yayınlarından dolayı Dost Kitabevi Yayınları'na verilmesi Seçici Kurul tarafından uygun görüldü. Ödüller Memet Fuat'ın 80. doğum günü olan 16 Şubat Perşembe günü sahiplerine verilecek. İstanbul Bilgi Üniversitesi Dolapdere, BS2 Salonunda, Ceren Necipoğlu'nun Arp dinletisi ile başlayacak törende, Süreyya Berfe, Egemen Berköz, Füruzan, küçük İskender ve Latife Tekin'in katılacağı "Memet Fuat Genç Yazarları Nasıl Desteklerdi?" başlıklı bir panel de düzenlenecek. (www.memetfuat.com) 835
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear