Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Tülin Erden bir Cemil Kavukçu Portresi: Kendi Yatağını Çizen öyküler Okuma günlüğünden notlar Kendi yatağını çizen öyküler BİrCcnui Kavukçu portrtn 1950li 1960lı yılların ilgiyle okunan ve aranan biyografi kitaplarına yeniden kavuşuyoruz sanki. Bu, yazarlarımıza karşı ilgimizin arttığınında bir göstergesi. Nehir söyleşiler, otobiyografiler, biyografiler hızla çoğalıyor. Bunlardan biri de öykümüzün usta adlarından Cemil Kavukçuya ait. Kavukçuyu biraz daha yakından tanımak için iyi bir fırsat Tülin Er'inkitabı. 1 Melike KOÇAK 6 Ekim Çarşamba P uslu bir Istanbul sabahı. Iş gününden çalınmış tatil günü. Yağmur çiseliyor. Rutubct kokulu bir hanın 6. katında yazarlar, kitaplar, öyküler, cdcbiyat dünyası, projeler derken zamanın aktığını hissettirmcyen sohbetin ortasında, bir haberle gün kendini daha da güzelliyor. Everest Yayınları'nın "nehir söyleşi projesi" kapsamında Cemil Kavukçu'yla yapılan söyleşi kitabı yakında basılacakmış. Heyecanlanıyorum. Meraklanıyorum. Akşam oluyor. Yağmur dindi. Sohbeti tadında bırakıp vedalaşıyoruz. Nasıl bir kitapla karşılaşacağımı, beni nc tür bir okumanın beklediğini düşünüyorum yürürken. Bu kez çözeceğim bir dünya olmayacak. Sözcüklerin peşine takılıp anlam arayışına çıkmayacağım. Derinlere dalıp kazılar yapmayacağım. Karganın neden çok kullanıldığı, vitesleri boşa almanın gündelik hayattaki karşılığı ve öyküye kattığı anlam, karşı balkonda dağa karşı göz göze gelincn öykü kişisinin dünyasında olup bitenler, avluya düşen hüzünlü bakışlar... üzcrindc durup düşünmeyeceğim. Çözülecck bir kurmaca olmayacak. Bütün bıınlann anlatıcısı, bıınlan kurmaca içinde var eılen kişi, tüm çıplaklığıyla okurun / okurunun karşısında olacak. Sevincime tedirginlik de ekliyorum sanki biraz; kurmacanın mahremiyeti bozulacak gibi mi geliyor. Anlatnıyorum; ama bir tedirginlik çörekleniyor işte. cinde yazıya dönüşüDüşünmekten mi yürüyor olması, edebiyamekten mi bilmiyorum, yotın gizli gücü değilse rulmuşum. Bildik, tanıdık nedir? Yazı da zamabir dost mekâna ihtiyaç dunını ve mekânını böyyuyorum; rutubet kokan le seçti demek. Bakabaşka bir handayım. Han lım neler yazdırdı bu kadar yaşlı, ağır aksak ileryolculukta kendine leyen asansörle 4. kata çıkıdair? yorum. Kendimi kadife koltuklara atıyorum. Çayım "Kendi Yatağını geliyor. Nehir söyleşi kitabı Çizen Öyküler..."de, çıkacağını öğrendiğimden çizgisel bir zaman beri mekân ve zaman detutturulmaya çalışılğişse de beynimin yürüdümış gibi. Çalışılmış, ğü yol değişmiyor. Bir okudiyorum; çünkü kirun nehir söyleşi kitabını tap, görev bilinciyle hangi beklentilerle okuyayapılan çoğu söyleşicağı sorusu takılıyor. Edenin dışında bir dost biyat okurunun hem şeytan sohbeti havasını taşıhem melek yanını bııluyoyor. Bunu da sıraya rufn aklıma geliveren yanıtkonmuş sorularla balarda. Elbette, yazarın ne şarmak mümkün olyiyip ne içtiğini, ne marka masa gerek. Bir sorugiysiler giyip hangi moda ya verilen yanıtla bayerlere, kimlerle gittiğini zen bambaşka bir komerak etmez edebiyat okunu gündeme gelip ileru. Yazarının kim oluğuna rideki bir zaman dilidair merakı vardır. Bu memine atlanıyor; bazen rakın altında yazarının hade geriye gidiliyor. yatını didikleme isteği yatlleri ve geri gidişlerle maz. Ya/.dıklarında kendizaman içinde gezinsinin, kendi dünyasının ne mek okurken dağılkadar yer tuttuğunu, kurmaya neden olmadığı macanın sınırlarının nerede gibi, daha hareketli başlayıp nerede bittiğini; bir okuma süreci yahangi yazarlardan, kitapşatıyor. Ayrıca zalardan, Hlmlcrden, müzik Cemil Kavukçu da öyku ve romanlarında hikâyelerlni başarılı bir blçlmde anlatan, mandaki bu değişlerden beslendiğini; bunla gösteren bir yazar. Özellikle öykulerinde. diyaloglan. kişileri, olayları. mekânları kenlik kitabın bütünrın ne kadarının iirünlerine ile kurduğu yapı, okurun gözunde gerçekliğe, ete kemiğe buruneblliyor; kareler lüğünii de zedelemisızdığını; neleri ve nasıl bi blrleşip hareketll. anlamlı bir sahne halini alablliyor. yor. riktirdiğini, nelerle yoğrulduğunu; yazıya baskın geldi sanki. Can YayınlaKitabı bitirdikten sonra zihnimde şama, edebiyata bakışını görmek, öğrı'na döndüğümde fotoğrafları üstüne iki ana başlık belirdi: Zamanda (Dörenmek ister. Ünlü bir kişiye değil, konuşuyoruz Kavukçu'yla. nemsel) Şekillenen Hayat ve Mekânda kurmacanın yaratıcısına duyulan meŞekillenen Hayat. Zaman; çocukluk, raktır bu. Zaman zaman da kendisiyle Akşam: uk gençlik, üniversite öğrenciliği ve yazarı arasındaki kesişme noktalannı Ve kitabımla baş başayım. Hızla sonrası (iş yaşamı, eh artık bir ailemiz keşfetme çabasıdır. Tabii bu melck yaokıırken "Şişt yavaş ol," diyor bir ses. var ve elbette yazın yaşamı); mekân da nın, masumluğun ardında; örneğin "Saldırganlaşma, tükctme, okıı!" Yaînegöl, tstanbul, Ankara diye sınıflanhangi edebiyatçılarla dost hangileriyle vaşlıyorıım. Notlarımı almaya, çizerek dırılabiliyor. Tabii bunların içinde de değil, hangi yazar ve kitabı hakkında okumaya başlıyorum. Bölünen bir kamplar, bisiklet turları, gemiler ve ne düşüniiyor gibi meraklarını engelokuma oluyor tabii. Sık sık öykülere denizler de ycrini alıyor. Bu zaman ve leyemediği de olur. Bu da edebiyat ve romanlara dönüyortım. Cemil Kamekânın sistematik bir biçimde sıraokurunun şeytani yanıdır belki de. vukçu'yla, başka bir tanışma, buluşma lanmadığını, birbiri içinde ilerlediğini, Ama yine bilir ki bıınlan merak etse haline geliyor okuma süreci. Söyleşide akıp gittiğini yinelemeden edemcyeceve öğrense de metnin kendisidir asıl okuduklanm, özellikle öykülerin anlağim. Bunları okurken şunu da görüyoolan, anlaşılması, çözülmesi gcreken. mını zenginleştirip taşların yerine ruz; bir mckândan diğerine gidildiğinoturmasını sağlarkcn; kimi yerleşmiş, de bırakılan mekân unutulan, terk 29 Ekim Cuma yerleştigini zannettiğim taşların da huedilen olmamış hiçbir zaman. Hele zurunu kaçırıyor. Okumak pek keyifli înegöl, yazarımızı günliik yaşamda, Yine iş gününden çalınmış bir tatil bir hal alıyor. anılarda, kurmacada hiç bırakmamış. günü. Istanbul güneşli, apaçık, dupSanki bırakmayan sadece mekân da duru. TÜYAP Kitap Fuarı başlayalı 18 Kasım Perşembe değil. Zaman ve kişilerin içinde aile, bir hafta oldu. Gitmedig'im gibi bahaakrabalar, arkadaşlar (çocukluk, gençBu kez çalıştığım okulun bahşettiği neler üretip dıırdum bunun için. Solik arkadaşları, edebiyat dünyasının bir tatil günü. Üzun ve yorucu bir yolnunda gitmemek de olmaz diyerek içinde ve dışında olanlar) ve hem onculuğun ortaları. Şehrime dönüyoyollara düştüm. Çok kalabalık ve gülarla hem onlarsız tekil olarak da kurum. "Kendi Yatağını Çizen Öyküler rültülü. I lerkes üst üste. Durııp durulmuş bir yaşam akmakta. / Bir Cemil Kavukçu Portresi"ne dair rup yanlış bir gün scçmişim. Şöyle bir notlarım birden harekete geçiyor. Yazı bakındıktan sonra Can Yayınları'na Öykü ya da roman okudvığumuzda geliyor sanki. Sancılarını hissediyoıığradım. (]emil Kavukçu'yla gülümkurmaca dünyanın içindeyizdir. Okurıım. Tam da yazarına yakışır mekân(ma sürecimizi de bLinu bilcrek şekilseyen selamlaşmanın ardından gelen lar)! Seviniyorum. Bursa'ya yaklaşırlendiririz. Metinle girdiğimiz ilişkide konuşma, Everest Yayınlan'ndan çıken başlıyorum yazıya, Yalovaîstankendimize başka dünyalar da kurarız, kan kitap üzerineydi. Hemen kitabı bul feribotunda devam cdiyorum. Yametni kurarken yazarın belki de aklınaldım. Kapaktaki fotoğıalla başladı zarın kendi yaşamındaki tnegöl'ün, dan hiç geçmemiş anlamlar, bağlantıheyecan. Oyküleri başucu kitaplaıım Uludağ'ın; kaçışların, gitmelerin, yol Iarı vardır bu dünyada. Her okur başarasında olan bir yazar, okıımna hayaculukların hikâyesini anlattığı bu kitaka bir dünyadır belki de. Cemil Katının kapılarını açmış. Nasıl heyecanvukçu da öykü ve romanlarında hikâbın Uludağ etelderinden gemiye uzaIanmam, sevinmem. Once kitaptaki yelerini başarılı bir biçimde anlatan, nan yol/yolculuk, gitme/dönme sürefotoğraflara bakıyorum. Görsellik yaC U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYFA 6 S AYI 774