24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

'Girit'en istanbul'a Bahaettin Rahmi Bediz' Resne fotoğrafçısının serüven dolu yaşamı Girit'in Osmanlı yönetiminden henüz kopmadığı yıllarda, Kandiye yöresinde açtığı mütevazı bir fotoğrafhanede mesleğini icra eden, yaklaşık on beş yılı bulan bu dönemin ardından istanbul'da ünlü Resne fotoğrafhanesini kuran, bu işini İzmir'de sürdüren, arkeolojiye ilgisinin yoğunlaştığı bir dönemini Ankarada yaşayan ve istanbul'da ölen Bahaettin Rahmi Bey kimdir? Bu "isimsiz" kahramanın, Türkiyede fotoğraf tekniğinin, ustadan çırağa aktarıldığı ve meslek düzeyine ulaştığı bir döneme katkısı nedir? Seyit Ali Ak, kitabında bu ve benzeri soruların yanıtlarını arıyor. • KayauzsEZGlN de veriyor, bu bunalımlı geçişin kısa bir panuramasını da çiziyor. duğu anlaşdıyor. bir röportajdan öğrendiğimize göre, Girit'teki fotoğrafçı dükkânının önünde bağlı duran beyaz bir atla bıından dolayı Seyit Ali Ak, kitabında "beyaz atlı fotoğratçı" alt başlığını kullanıyor adayı dolaşıp fotoğraflar çekiyor, Girit'teki sosyal yaşamı böylece belgelemiş oluyordu: Kitapta bu tür fotoğraflar, ağırlıklı bir yer tutmakta. Kendisinden önce adada çalışmış olan Türk kökenli bir başka fotoğrafçının, Salih Zeki'nin halefı olarak, Bahaettin Rahmi de, yanında çıraklar yetiştirecek, meslek erbabı zincirinin sürmesinde etkili olacaktır. Daha Kandiye'de çalıştığı yıllardaki arkeoloji tutkusunun fotoğrafa yansıyan boyutları da, onun belgeselci yaklaşımının bir başka eephesini oluştııruyor. Ozellikle Knossos kazıları sırasında çek tiği ilk fotoğraflar, daha o yıllarda çevrcnin takdırini kazanmıştı. Kandiye'nin "en iyi fotoğrafçı'sı olarak nitclenmesinde, bu yanınm bir katkısı olmalıydı. Sanatçı nın Kandiye stüdyosundaki çalışmaları gösteren bir fotoğraf karesindc, schpası önünde resim yapan biri dikkati çekiyor. Demek ki, fotoğrafla resim arasında birtakım geçişler bulunduğu gerçeğinin farkındaydı Bahaettin Rahmi Bey. Ayrıca yöresel bir gazetede, genç yetcnekler arasında bir de yarışma düzenlemiş olması, fotoğrafçılığı ustadan çırağa aktarılan bilgiler düzeyinde, sürmesi gereken bir ctkinlik olarak görmüş olduğunun da bir kanıtı olsa gerektir. Girit'tc o yıllardan başlayarak, bir "fotoğraf belleği"nin oluşmasında, bu tür çabaların önemli bir katkısı olduğu anlaşılmaktadır. Ote yandan, bir bölümünü renklendirerek piyasaya sürdüğü kartpostallar, bu belleğin olıışumunda ikinci bir etkendir. (Seyit Ali Ak, o dönemde adada, 50 kadar kartpostal üreticisinin bulunduğuna değiniyor.) •IKON BİR KİŞİLİK' Girit'in Osmanlı yönetiminden henüz kopmadığı yıllarda, Kandiye yöresinde açtığı mütevazı bir fotoğrafhanede mesleğini icra eden, yaklaşık on beş yılı bulan (18961909) bu dönemin ardından İstanbul'da ünlü Resne fotoğrafhanesini kuran (19101926), bu işini İzmir'de sürdüren (19271936), arkeolojiye ilgisinin yoğunlaştığı bir dönemini Ankarada yaşayan (19371946), İstanbul'da ölen (1951) Bahaettin Rahmi Bey kimdir? Bu "isimsiz" kahramanın, Türkiyede fotoğraf tekniğinin ustadan çırağa aktarıldığı vc meslek düzeyine ulaştığı bir döneme katkısı nedir? Seyit Ali Ak, kitabında bu ve bcnzerı soruların yanıtlarını arıyor, ulaştığı belgelerdeki somut bilgilere dayalı olarak, doğıımundan (1875) ölümiine kadar, büyük bir merak ve sabırla kendi kozası nı ören bu meslek mücahidinin izini sürüyor. Gerçekte "ikon bir kişilik" ı (s. 14) gösteren Bahaettin Rahmi Bey, L oradan oraya savrulduğu bir yaşam rüzgârı içinde idealist bir aydın, amaçla rına sonuna kadar bağlı kalmış bir sanat gönüllüsüdür. RESNE FOTOÖRAFHANESİ Osmanlı aydınının serüveni, çökme aşamasına gelen bir siyasal süreçle bağlantılı olarak yansıyor Bahaettin Rahmi Bedlz'ln yaşamına. ret gemileri arasında Osmanlı bayrağı taşıyanların sayısı yok denecek kadar az olduğu gibi, Pera'daki totoğraf stüdyolarının tümü de azınlıktan gelen kişilere aittir. Böyle bir dönemde, Girit'e yerleşmiş bir Türk'ün fotoğralçılık mesleğini sürdürmekte karaılı davranmış olması, kuşkıısuz önemli bir gösterge olacaktır. Yazar, aileyle ilgili kaynakları tarayarak ayrıntılı bilgilere ulaştığı sanatçımız hakkında, doneminin yayın organlanndan da yararlanmış. Kitapta Bahaettin Rahmi'nin "perde arkası" yaşamının aktarıldığı bölümde de ilginç gözlemler var. II. Abdülhamit reji minc duydıığu tepki nedeniyle, Girit'te föntürk hareketini destcklemiş, adadaki Müslüman halkın temsilcisi olarak girdiği Girit medisinde, bu halkın haklannı savunmuştu. Bektaşiliğe ilgi duymıış olması ise bir başka ayrıntıdır. Adanın Yunanlılarca işgalinden sonra, Girit'te Türkler için zor günler başlamıştır. F,şi Bahire Hanım'la yazışmaları, bu sıkıntılı giinlerle ilgili satırları kapsıyor. 19091910 yıllarında Viyana'da araştırmalarda bulunur. Stüdyosunu bir çırağına devreder ve İstanbul'a taşınarak Resne fotoğrafhanesini kurar (24 Aralık 1909). tşyerine, "katıksız özgürlük sembolü" dcdiği Resneli Niyazi Bey'in adını vermiştir. Fotoğrafhanenin açıldığı yerde, daha önce Kargopulos, KarakaşFebüs, Joaillier, Andriyomenüs gibi azınlıktan fotoğrafçıların faaliyct göstermeleri, Bahaettin Rahmi Bey'le, tstanbul'da yavaş yavaş yerli fotoğraf atölyeleri geleneğinin yerleşmeye başladığına işaret etmesi bakımından önemlidir. Ancak ekonomik kriz yılları da gelip çatmıştır; yeni fotoğrafhanelerle rekabet güçleşmektedir. Ne var ki mesleğinde "sabır ve sebatta" kararlıdır. Resne'nin Üsküdar ve Bahçekapı'da yeni şubelerini açar. Vergiden muaf tutulması için, 1924'te Iktisat Vekâleti'ne başvuruda bulunur, teorik bir pratik fotoğrafçılık konusunda, Burhan Felek'in de katkısıyla, devletten yardım istediği bir kitabın basımı yolunda girişimlerde bulunur. Ancak bütün bu girişimler, olumlu sonuç vermez. Önce Mersin'de bir süre ticaretlc uğraşır, Ankarada Türk Tarih Kurumu'nun fotoğraf atölyesi şefi olarak görev yapar, dönemin uzmanları eşliğinde önemli kazılarda fotoğrafçılık yapar. Prof. Ko şay'ın, Bediz hakkındaki "insanıkâmil" olduğuna dair görüşü, onun meslek yaşa mı için de gecerli olmalıdır. Seyit Ali Ak'ın kitabı, fotoğrat tarihimizin karanlıkta kalmış bir sayfasını aydınlatmaktadır. • (*) "Fotoğraf ve Kartoostaüanyla, Girit'ten İstanbul'a Bahaettin Kahıtıi Bcdiz"/ Scyıl Ali Ak/ llcttiim Yay I lüanbul, 2001/ 276 ı GtRtTTEBİRGÖÇMEM Akdeniz'in ortasında, ada ve yarımadalarıyla kollarını birbirine uzatan iki ülkenin güneyinde, Roma ve Bizans'tan Venedik ve Osmanlı egemenliğine, birçok kültürü yaşamış, Ege havzası uygarlığına beşiklik yapmış Girit'e, babasının ölümü üzerine gelerek yerleşmiş bir göçmenin, fotoğraf gibi o ydların gözde bir mesleği çevresinde iş alanı bulması, bilgi ve becerisini geliştirmesi, kişisel bir çabayla ilgiliydi. Bahaettin Rahmi de, Fransa'dan getirttiği kitaplarla gerçekleştirmiş bir çabasını. Yunan savaşının başlamasından kısa bir süre öncesıne rastlayan bu dönemde, Kandiye gibi yoksul ve olanakları kıt bir ortamda, onun yaptıkları küçümsenecek gibi değildir. Ak'ın da belirttiği gibi, Osmanlı aydınının serüveni, çökme aşamasına gelen bir siyasal süreçle bağlantılı olarak yansıyor Bahaettin Rahmi'nin yaşamına. Osmanlı'dan, Cumhuriyete geçişin karmaşık ve inişli çıkışlı gelişmeleri, bu sürece damgasını vurmaktadır. Sanatçının ilk gençlik yıllarında, tstanbul limanına demirlemiş yabancı tica F otoğraf tarihçisi Seyit Ali Ak, fotoğrafımızın öncülerini konu alan bir yazısının (1992) girişine, Orhan Hançcrlioğlu'nun anlamlı bir deyişini koymuştu: "Bunca aradığınız mavı kuş, kendi kafesinizdeki kuştur". Çoğu zaman ötelere uzanırken, yanı başımızda durup duran bir dcğcri fark etmektcn ya da o değeri araştırıp ortaya çıkarınaktan uzak kaldığımızda, Hançerlioğlu'nun söziinü ettiği içiınizdc saklı kalan "mavi kuş"un scsini duymadığımızda, bir şeyler hep karanlıkta kalır ya, yıllarını fotoğraf ve kaıtpostal üretimine adamış Bahaettin Rahmi Bcdiz de o mavi kuşlardan biri işte. Girit'ten İstanbul'a, Rahmi Bediz'i Giritli bir aydın ve fotoğraf tutkunıı olarak yaşamını adım adım izlediği kitabında(*), Seyit Ali Ak, kendi deyimiyle "kara kutıı"nun içinde bunca zaman saklı durmuş olan malzemcyi eşeleyerek işe başlıyor. Bu tür monografik bir etiidün olmazsa olmaz koşullarından biri, belki de başlıcası, ele alınan kişinin geride bıraktığı "evrakı metrukc"yi ortaya çıkarmaktır öncelikle. Kitabın sayfalarına dağılmış olan birbirinden ilginç görsel maİzemc, bu arada Bahaettin Bcdiz'in kimliğiyle ilgili bilgiler, bu kişinin üzerine tutulmuş bir ışık olmakla kalmıyor, ( h manlı'nın son döneminden Cumhuriyet doneminin ilk yıllarına uzanan toplumsal nitelikli olguların küçük bir dökümünü KİTAP SAYI "BEYAZ ATU FOTOĞRAFO" Girit'tcki karışık siyasal yaşam ve adaya egemen olmak isteyen güçlerin sürekli bir çatışma içinde bulunmaları nedeniyle, Bediz'in (sanatçının, soyadı yasasının çıktığı dönemde bu ismi seçmiş olması da ilginçtir) 1920'li yıllarda başladığı fotoğrafçılığın oturmuş bir meslek haline gelmesi gecikmiştir. Cîene de, daha 1850 li yıllarda, yani fotoğraf tekniğinin bulunmasından çok kısa bir süre sonra Girit'in başkenti Hanya'dan başlayarak, adada mesleğe meraklı bir kesim oluşmaya başlamıştır. Bu ekip içinde yer alanlar, değişik kökenlerden gelen kişilerdir. (s. 37) Adanın 1941'debombalanmasıyla cam negatiflerin önemli bir bölümü yok olmuş olsa da, Ak'ın kitabını süsleyen fotoğrafların zenginliği, Bediz'e ait fotoğrafların iyi korunmuş olduğunu gösteriyor. 1925'te, mübadelenin arkasından, başka Türk kökenlilcr gibi Bahaettin Rahmi de adadan ayrılmıştı. Ancak, fotoğratçımızın, adayla ilgili anı vc izlenimlerinin, bütün yaşamı boyunca canhlığını koruBahaettln Rahmi Bedizin Bergamada çektlği birfotoğrat 774 C U M H U R İ Y E T SAYFA 23 •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear